> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > " Evliliğe Diye Çıkılan Yolda Yapılan Hatalar..."
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: " Evliliğe Diye Çıkılan Yolda Yapılan Hatalar..."  (Okunma Sayısı 1865 defa)
11 Kasım 2009, 19:08:14
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 11 Kasım 2009, 19:08:14 »




Sizlere ibretli bir mektup sunacağım. Neredeyse yoruma hiç gerek yok; gerçekler tüm açıklığıyla ortada. Evet, Dilruba rumuzuyla yazan kardeşimizin mektubunu aktarıyorum:

Çok değerli Cemil Ağabey! Son zamanlarda evlilik, cinsellik ve gençlik üzerine kaliteli çalışmalar yapıyorsunuz. Ben de bir genç olarak yarama parmak bastığınız için bu yazıyı yazmak ihtiyacı duydum.

Ben erkeklerle hiçbir zaman muhatap olmadım. Lisede hocalarımla bile konuşurken başımı öne eğer, edep ve saygıyla onlarla konuşurdum. Hayatımda erkek olarak sadece babam ve ağabeyim vardı. Üniversiteye geldiğimde dindar, müsbet ve İslâmî bir bölümde okuyan bir beyle tanıştım. Ciddi olarak görüşüyorduk. Bu görüşmeler sırasında ben, kendi hayamla oturmaya, kalkmaya ve konuşmaya dikkat ederdim. Bildiğim dinî ve imanî hakikatları açıklamaya çalışırdım. Sonuçta muhatabım, sadece iman hakikatlarından haberdardı, ama içli dışlı değildi. Evliliğimizi, ileride nasıl bir hayat kuracağımızı, dünya ve ahiret saadetini, kısacası her şeyi meşru daire içinde konuşmuştuk. Bu görüşmeler sıklaşınca işin içine ister istemez nefis ve şeytan karışmıştı. Ben ise ona, bazı tutum ve davranışlarının yanlış olduğunu, yapmaması gerektiğini, meşru olmayan lezzetlerin haram olduğunu, branşı gereği bunları asıl kendisinin anlatması gerektiğini ifade etmeye çalıştımsa da, nafile... Sonunda bir nefis taşıdığım için ben de bu havaya kapılmıştım. İş ciddiye dönüşünce ailesinden sorun çıktı. Böylece bütün söylemler suya düştü. Yaptığım hatalar, günahlar, haram lezzetler bana kaldı.

Olayın üzerinden uzun bir zaman geçmesine rağmen ben sürekli vicdan azabı duyuyorum, her zaman, her namazda tevbe ediyorum. Ağlamadığım gün ve gece yoktur. Ben kendimi affedemediğim halde Rabbim beni nasıl affedecek, onu düşünüyorum; düşündükçe kahroluyorum. Üzüldüğüm şey, dinî ve imanî hakikatlardan haberdar olan birisi olmama rağmen nasıl oluyor da, bu tür şeyleri yapmışım? Benim gibi olan yüzlerce kız var. Size anlatamayacağım hüzün ve pişmanlıklar içerisindeyim. Bunu Cenab-ı Haktan başka kimse bilemez herhalde.

Benim suçum, ciddi olarak evliliği düşünmemdi. Benim suçum dindar, dinî hakikatlardan haberdar bir insana güvenmekti. Suçum, Doğu kökenli olup, ailesinin beni kabul etmemesiydi. Suçum, dünya ve ahiret saadetini sağlamayı düşünmem, lüks ve şatafatlı bir hayatı istemememdi. Suç üstüne suç sayabilirsiniz...

Bu olaydan sonra dindar bile olsa erkeklerden nefret etmeye başladım. İçimde onlara karşı kin ve düşmanlık vardı. Evliliğe kapalı kalmıştım.

Ben artık şefkat tokatlarını yemiştim, aklım başıma gelmişti. Bu mektubu gençlere örnek olsun diye yazıyorum.
Hiç kimse, Benim konuştuğum, görüştüğüm kişi temizdir, dürüsttür, dindardır, güvenilirdir, muhafazakârdır deyip, kendini kaptırmasın
Çünkü olaylar başka mecralara kayıyor. İnsan geçmişine dönüp baktığında ahlar, hüzünler, senelerce unutulmayacak izler, gözyaşları ve günahların kara lekesi belleğinde kalacaktır.

Bu musibet bana ne kadar aciz, zayıf ve çaresiz olduğumu, dünyanın gayri meşru lezzetlerinin bir yedirip bin tokat vurdurduğunu, bir an bile nefis ve şeytanla baş başa kalmanın ne büyük yaralar açtığını öğretti. Belâ ve musibetlere karşı sürekli istiğfar etmek gerektiğini, tevbe kapısının açık olduğunu, her şeyde bir hayır ve hikmet bulunduğunu, esma-i hüsnadan birinin de Tevvab olduğunu, hata işleyip nefis muhasebesi yapmakla Hz Yunus'un (a.s.), sabrederek Hz. Eyyub'un (a.s.) meyvelerine ulaştığımı gösterdi.

Bunları hiç kimseye anlatmış değilim. Siz gençlik sorunlarıyla ilgilendiğiniz için, gençlerin ibret alması niyetiyle yazıyorum.


Evet, acı bir tecrübe yaşamış bir kardeşimizin bu içler acısı feryadına, umarım genç kardeşlerimiz kulak verir.

Bu mektup gösteriyor ki, kız erkek arkadaşlığında, tarafları mutsuz edecek sayısız sorun ve tuzak var. Meşru ölçülerin dışına taşıldığında telâfisi zor, belki imkânsız kayıplar söz konusu olabiliyor.

Okuyucum, Bu görüşmeler sıklaşınca işin içine ister istemez nefis ve şeytan karışmıştı. Ben ise ona, bazı tutum ve davranışlarının haram olduğunu ifade etmeye çalıştımsa da, nafile... Sonunda bir nefis taşıdığım için ben de bu havaya kapılmıştım diyor mektubunda. Acaba bugüne değin,
İki namahrem baş başa kaldıklarında üçüncüleri şeytandır hadisini duymamış mıydı? Peygamberimizin (a.s.m.) bu uyarısı, insanların kendi fıtratlarını iyi tanımalarıyla yakından ilgili. İnsan bu şekilde yaratılmış. Onun fıtratı dün nasılsa bugün de öyle ve yarın da aynı olacak.

İş ciddiye dönüşünce ailesinden sorun çıkması, neredeyse bütün erkek kız ilişkilerinde ortaya çıkan bir sorun. Gençlerin kendi kendilerine gelin güvey olmaları, olumlu bir sonuç doğurmuyor. İlişkilerin duygularla değil, akılla yönlendirilmesi, hikmet ve muhakemenin şekillendirdiği bir stratejinin olması şart. Aşk, sadece maddeden ve duygudan ibaret görülürse, önündeki engellerle savaşmak güçleşir. Kişi sevmesini bildiği kadar, sağlıklı ve kalıcı bir mutluluğun önündeki engellerle savaşmasını ve sonuç almasını da bilmelidir.

Eğer bunlar dikkate alınmazsa, Yaptığım hatalar, günahlar, haram lezzetler bana kaldı diyen genç gibi, ah vah edilir, ama mutsuz sonuç değişmez.

Bu gencin, şu uyarısı da, pahalıya mal olan önemli bir tecrübe: Hiç kimse, Benim konuştuğum, görüştüğüm kişi temizdir, dürüsttür, dindardır, güvenilirdir, muhafazakârdır deyip, kendini kaptırmasın. Çünkü olaylar başka mecralara kayıyor.

Bir kişi temiz, dürüst ve dindar olunca, dinî emir ve yasakların muhatabı olmaktan çıkıyor mu? Hiç kimse Peygamberimiz (a.s.m.) ve ashabı kadar temiz, dürüst ve dindar olamaz. Oysa Rabbimizin cinsellik, iffet ve edeb konusundaki emir ve yasaklarının ilk muhatabı onlar değil miydi?Allah'ın Rasûlüne yasak olan bir davranış, kime serbest olabilir ki?

Ağır tahrik ve baskı altında bulunan gençlerin meşruiyet dışına çıkarak kendilerini tatmin etmeleri mümkün değil. Ancak evlenmeden bu ağır imtihanı göğüsleyebilmeleri de zor.

Tabiî evlilik gibi önemli bir sünneti gerçekleştirmek istediğinizde bir dizi imtihanla karşılaşacağınızı da hesaba katacaksınız. Bu imtihanlara hazır olmak, başarıyla çıkmak için de gereken bilgi ve beceriyi edinmek şarttır.

Cemil Tokpınar

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: " Evliliğe Diye Çıkılan Yolda Yapılan Hatalar..."
« Posted on: 20 Nisan 2024, 01:09:58 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: " Evliliğe Diye Çıkılan Yolda Yapılan Hatalar..." rüya tabiri," Evliliğe Diye Çıkılan Yolda Yapılan Hatalar..." mekke canlı, " Evliliğe Diye Çıkılan Yolda Yapılan Hatalar..." kabe canlı yayın, " Evliliğe Diye Çıkılan Yolda Yapılan Hatalar..." Üç boyutlu kuran oku " Evliliğe Diye Çıkılan Yolda Yapılan Hatalar..." kuran ı kerim, " Evliliğe Diye Çıkılan Yolda Yapılan Hatalar..." peygamber kıssaları," Evliliğe Diye Çıkılan Yolda Yapılan Hatalar..." ilitam ders soruları, " Evliliğe Diye Çıkılan Yolda Yapılan Hatalar..."önlisans arapça,
Logged
11 Kasım 2009, 19:20:03
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 11 Kasım 2009, 19:20:03 »

Bu yaziyi,kendi hikayesini anlatan kisiyi kutluyorum.Gunumuz insanlari,ve maalesef bizlerde dahil olmak uzere,hatalarimizi kolay kolay kabul etmiyoruz,baskasina ornek olamiyoruz,kabul edemiyoruz.Her alanda ve her gunahta bu boyledir.Insan kensini sorguya cekebilmeli,yaptim evet ama pismanin diyebilmeli...Insan kendisine karsi durust olabilmeli...

Paylasim icin tesekkur ediyorum sevgili can kardesim.

Sevgi ve Dua ile...

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

11 Kasım 2009, 23:58:04
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« Yanıtla #2 : 11 Kasım 2009, 23:58:04 »

Cemil Tokpınarın Gençlik ve Aşk isimli kitabında bu tür hayat hikayelerini okumuştum
Evlilik önemli bir müessese ona ilk adım sağlam atılmalı sünnet için evleneyim derken sünnete aykırı bir tutum sergilemek yanlış olur maalesef şeytan ve nefis aldatmacası dindar dinlemiyor hatta onlara daha bir musallat oluyor elimizde olan harama giden yolları tıkamaktır İki namahrem baş başa kaldıklarında üçüncüleri şeytandır bu hadis son derece dikkat edilmesi gereken bir hadis
Rabbim bizleri affeylesin yanlışlardan hatalardan ve günahlardan muhafaza eylesin
Allah razı olsun paylaşım için ezzehraveyn hanım
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes