> Forum >  ๑۩۞۩๑ Eğlence Dünyası ๑۩۞۩๑ > Çoçukların Dünyası > Dini Hikayeler > Yaşayarak ölmek ya da ölümü yaşamak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yaşayarak ölmek ya da ölümü yaşamak  (Okunma Sayısı 663 defa)
27 Temmuz 2010, 18:15:10
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 27 Temmuz 2010, 18:15:10 »



Yaşayarak ölmek ya da ölümü yaşamak...

“Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş kalelerde olsanız bile”(4/78)
İnsan doğar, yaşar ve ölür
Fakat ölüm bir diriliştir insan için
Ölüm sevdadır, aşktır, tutkudur, yaşamaktır
Yeni dünyaları tanımak, yeni ufuklara açılmaktır
Ölüm fanilikten ebediliğe ulaşmanın aracıdır
Her gün biraz daha yaklaşırız ölüme
Geçen her gün, giden her an bizi ölüme biraz daha yaklaştırır
Attığımız her adım, ölüm için atılmış bir adım olarak çıkmaktadır karşımıza
Şu anda yaşıyorsak,
Hayatın içindeysek,
Aynı zamanda ölümün de içindeyiz demektir
Hayat ve ölüm bir birini kuşatmış,
Bir biriyle bütünleşmiştir
Bir birine zıt iki farklı kutupmuş gibi görünmelerine rağmen;
İç içedirler
Biri olmadan diğerinin hiçbir anlamı yoktur
Yaşıyorsak eninde sonunda öleceğiz;
Yaşamak, ölmek demektir
Ve…
Öleceğini bile bile yaşayan tek varlık ise insandır…

* * *
Ölüm insan hayatının en mühim hadisesidir Kulluk ve imtihan için yaratılmış olan insanoğlunun, imtihan müddetinin sona ermesi ölümle noktalanır Ölüm, gerçekleri görmek üzere imtihan uykusundan gerçek uyanıştır
Ölüm, tesadüfî bir hâdise, bir yok oluş değildir Mülk Suresinin ikinci ayeti onun da tıpkı hayat gibi bir yaratılış, ilahi irade ve takdirle meydana geldiğini belirtir:
"O ALLAH ki, amelce hanginiz daha güzeldir diye, sizi imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratmıştır O, üstündür, bağışlayandır"(67/ 2)

* * *
Yaşamınızın üç gün sonra sona ereceğini düşünün
Son üç gün…
Hayatınızın o üç günlük tüm saniyelerini nasıl hasretle yaşadığınızı göreceksiniz Hayata, kâinata, insanlara bakış açınız tamamen değişecek Geçen her saniyenin, tekrarının mümkün olmadığını bildiğiniz için ve geçtiğinde pişman olmamak için en güzel şekilde yaşayacaksınız
Gördüğünüz her şeyde bir anlam, derinlik ve farklılık olduğunu; hiçbir şeyin boşu boşuna , bir oyun ve eğlence olsun diye yaratılmadığını anlayacaksınız
Ya o son nefesinizin geldiği an!
O anda bir gün daha yaşayabilmek için neleri feda ederdiniz, hiç düşündünüz mü?
Dünyaya bir daha gelmeyeceğiz
Suyu bulmak için illaki susuz kalmak zorunda değiliz!
Eğer geleceğe gidip ölüm anını bir dakika yaşasaydık hiç vakit kaybetmeden geriye döner, her tarafı alevler içinde olan bir insan gibi koşuşturur, artı yönde bir şeyler daha yapabilmek için çırpınırdık
Evet, hayata bir daha asla gelmeyeceğiz Geçen günleri bir tarafa bırakalım, şu içinde bulunduğunuz günü nasıl değerlendiriyoruz? Sabah kalktıktan sonra yapacak işler listemizi olumlu yönde doldurmak için ne kadar çaba sarf ediyoruz?
Sahi siz hiç böyle bir liste oluşturdunuz mu kendinize? "Ben, bu gün şunları yapacağım, dün tamamlayamadığım işleri bu gün eksiksiz yapacağım…" diyerek bir plan oluşturdunuz mu kendinize? Ne yazık ki işlerimizi hep rasgele, oluruna bırakarak sistemsiz ve plansız bir şekilde yapıyoruz Oysa hayatta hiçbir şey gelişigüzel ve rasgele olmuyor

* * *
Bir gün kapınızı aniden çaldığında ölüm, ona:
"Ben daha hazırlanmamıştım, şimdi olmaz, git, ben hazır olduğumda gelirim" diyebilecek misiniz?
Böyle bir gücünüz var mı?

* * *
20 yüzyılın sonlarına doğru Elisabeth Kübler ve ekibi tarafından, ölmek üzere olan insanların son anlarındaki düşünce ve hislerini öğrenmek için yapılan en ünlü psikolojik çalışmalardan biri olan “Ölüm ve ölüm düşüncesi” adlı araştırmadan şu sonuçlar çıkmıştır:
"İnsanlar ölümü kabullenmek istemiyorlardı , ölüm ve ölüm düşüncesi yadsınıyordu Ölüm, düşünülmek bile istenmiyordu Hastaların çoğunluğu yaşamın son anı olan ölüme, özgür iradeleriyle bakmaktan kaçınıyorlardı
Ölümü düşünenlerin ise depresyona, isyana, psikotik bozukluklara (gerçeği değerlendirme yetisi bozulan) ve daha birçok psikolojik rahatsızlıklarla müptela olduğu ortaya çıkmıştır"

* * *
İnsanoğluna ne olmuştu da ölümden yani hayatın bir parçasından bu kadar korkar hale gelmişti? İnsanlar ölümden niçin bu kadar çok korkuyorlardı ? Yaşıyorsak mutlaka ölmeyecek miydik? Oysaki ölüm ve ölüm düşüncesi insanı depresyona, bunalıma ve ruhsal sorunlara değil; gerçekleri görmesine, bu dünyanın ne anlama geldiğini anlamasına yardımcı olmalıdır
İbnu Ömer Radıyallahu Anh anlatıyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselâm ile birlikte idim Ensardan bir zat gelerek Aleyhissalâtu vesselâm'a selam verdi Sonra da:
"Ey ALLAH'ın Resülü! Mü'minlerin hangisi en faziletlidir? " diye sordu Aleyhissalâtu vesselâm:
"Huyca en iyisidir!" buyurdular Adam:
"Mü'minlerin hangisi en akıllıdır?" diye sordu
Aleyhissalâtu vesselâm:
"Ölümü en çok hatırlayandır ve ölümden sonra en iyi hazırlığı yapandır İşte bunlar en akıllı kimselerdir" buyurdular" (Kütüb–i Sitte, Hadis No: 7275)
“De ki: Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp–buluşacaktı r Sonra görüneni de görünmeyeni de bilen ALLAH'a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir" (62/8)
İnsanoğlunun bu noktadan sonra yapacağı tek şey bu olgunun güzel ve olumlu yönlerini görebilmektir Hareketsiz olan, devamlı aynı yerde kalan her şey çürümeye mahkûmdur Akan güzel, giden güzel, bir ömür akıyor her gün giden ömür güzel Hayatta ne oluyorsa o güzel Belki de ölüm bunun için güzel… Çünkü o da hayatın bir parçası
Bir insan düşünün; en sevdiği bir varlıktan ayrıldığında nasıl da üzülür Aradan belirli bir zaman geçtiğinde tekrar ona kavuştuğundaki sevinç ve mutluluk ise kelimelerle ifade edilemeyecek kadar derûnidir Öyleyse akla hemen bir soru gelmeli:
Bizler ölümü bir "kavuşma" olarak değerlendiremiyor muyuz? Ondan korkma sebebi ne? İşte işin can alıcı noktası burada: İnsanın ölüme bile giderken başı dik ve gülerek gidebilmesi Ölümü kucaklayıp Yüce ALLAH'a kavuşma arzusunun insanı yakabilmesi Bunu başarabilmek ise geçmeyen her anımızı, geçtiğinde üzülmemek için Mevla'nın rızasını kazanabilmek için en iyi şekilde geçirmek

* * *
Rasulullah aleyhissalatü vesselam, ölümün tefekkür edilmesini, sıkça hatırlanmasını tavsiye ederdi Dünyaya olan bağlılıkların, sevgilerin fâni heveslerin yok olması ve ibret alınması için
Bilirsiniz, her kâidenin bir istisnası vardır İşte bu kâidenin istisnası da: "Her canlı ölümü tadacaktır" ayet–i kerimesidir Hiçbir istisnası yoktur Yaratılmışsan mutlaka ama mutlaka ölümü tadacaksın Bu aynı zamanda "her kâidenin bir istisnası vardır" kâidesinin istisna kâidesidir
Dikkat ettiyseniz ALLAH'u Teala ölümü "tatmak" diye nitelendiriyor Ölümü tatmamızı istiyor bizden Şöyle bir düşünün, insan daha çok güzel şeyleri mi tatmak ister; yoksa çirkin olan şeyleri mi? Mazoşist (acı çekmekten zevk alan) bir kişiliğe sahip değilseniz güzel olanları dediğinizden eminim Yüce Yaratıcı ölümü tatmak şeklinde sunuyor bize Öyleyse ölüm bir kez daha güzel
“Sonra şükredesiniz diye, sizi ölümünüzden sonra dirilttik” (2/56)
Eğer hepimiz kendi ölümümüz üzerinde düşünerek bir başlangıç yapabilirsek, çevremizde ve dünyanın her yerinde meydana gelen "yıkıcı faaliyetler" , "bozgunlar" "savaşlar" ve "şiddet hareketleri" yerini düzene, adalete, tamamlamaya, hoşgörüye ve barışa bırakacaktır Özellikle son günlerde dünyanın hemen hemen her yerinde ortaya çıkan karmaşa ve huzursuzlukları , savaş planlarını bir de bu açıdan değerlendirelim
“Gerçek şu ki, sen de öleceksin, onlar da öleceklerdir” (39/30)

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yaşayarak ölmek ya da ölümü yaşamak
« Posted on: 24 Nisan 2024, 07:41:59 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yaşayarak ölmek ya da ölümü yaşamak rüya tabiri,Yaşayarak ölmek ya da ölümü yaşamak mekke canlı, Yaşayarak ölmek ya da ölümü yaşamak kabe canlı yayın, Yaşayarak ölmek ya da ölümü yaşamak Üç boyutlu kuran oku Yaşayarak ölmek ya da ölümü yaşamak kuran ı kerim, Yaşayarak ölmek ya da ölümü yaşamak peygamber kıssaları,Yaşayarak ölmek ya da ölümü yaşamak ilitam ders soruları, Yaşayarak ölmek ya da ölümü yaşamakönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes