๑۩۞۩๑ Eğlence Dünyası ๑۩۞۩๑ => Dini Hikayeler => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 28 Temmuz 2010, 12:41:09



Konu Başlığı: Siz Kabirdekiler Cumayı Bilir misiniz?
Gönderen: Eflaki üzerinde 28 Temmuz 2010, 12:41:09
Siz Kabirdekiler Cumayı Bilir misiniz?

FAKİH Anlatıyor:
-Babam bana şöyle anlattı:
-Salih Meri, cuma gecesi, cuma namazını kılmak üzere mescide gitmek için yola çıktı Kabristana uğradı Kendi kendine şöyle dedi:
-Tan yeri ağarıncaya kadar kalayım
KAbristanın içine girdi İki rekat namaz kıldı Bir kabre dayandı Gözlerine uyku geldi Şöyle bir rüya gördü: Kabirde yatanlar kabirlerinden çıkmışlar, halka halka olup oturmuş, konuşuyorlar
Bir de baktı ki,onlardan ayrı, kirlielbiselibir genç, bir köşede, üzüntülü bir halde oturuyor Onu yanlarına oturtmuyorlar Oradakilerin hepsine tepsi tepsi, üzeri mendillerle örtülü hediyeler gelip dağıldı Herkes kendi tabağını aldı; sonra kabrine girdi En sonuna bu genç kaldı
O da üzüntülü bir halde, kalktı; kabre girmek istedi Hemen ona sordum:
-Hey Allah'ın kulu, sende gördüğüm bu üzüntü neden? Sonra gördüğüm bu hâl nedir?
Bana şöyle dedi:
- Ey Salih Meri, sen o tepsileri gördün mü?
- Evet, gördüm, deyince şöyle anlattı:
- O tabaklar, hayattakilerin ölülerine hdiyeleridir Onların adına verdikleri sadaka, yaptıkları dua, cuma geceleri onlara gelir
Daha sonra şöyle dedi:
- Ben, Sindli biriyim Anam hacca gitmek istedi; beraber yola çıktıkBasraya gelince öldüm Bundan sonra anam evlendi Kendisinin bir oğlu olduğunu ve öldüğünü kocasına anlatmadı Dünyaya daldı Ne bir işaretle ne de bir sözle beni andılar
Ölümümden sonra beni hatırlayan kimse olmayınca üzülmek bana haktır
Sordum:
-Senin ananın evi nerede?
Onun yerini bana anlattı
Sabah oldu Namazımnı kıldım Sonra gittim O kadının evini sordum, buldum
Yanına gittim,izin istedim Kendimi ona tanıttım, kapıdan:
-Ben Sâlih Meri'yim, dedim İzin verdi, içeri girdim
Şöyle dedim:
-Benim söyleyeceğim söz, senin söyleyeceğin söz hiç kimse tarafından duyulmamalıdır Böyle istiyorum
Ona yaklaştım, aramızda bir perde kaldı
Şöyle sordum:
-Sana Allah'tan rahmet dilerim, çocuğun varmı?
-Yoktur
Tekrar sordum:
-Daha önce bir çocuğun olmuşmuydu?
Derin bir nefes aldı, sonra şöyle dedi:
-Benim bir genç oğlum vardı, öldü
Bunun üzerine durumu ona anlattımAğlamaya başladı
Sonra şöyle dedi:
-Ey Salih! O benim ciğerparem, kalbim idi İçim onun yuvası olmuştu Göğüslerimden ona süt içirdim Kucağım onun sığınağı idi
Daha sonra çıkardı bana bin dirhem verdi Ve şöyle dedi:
-O sevdiğim göz nurum için bunları dağıt Kalan ömrümde onu duadan unutmayacağım Onun için sadaka vereceğim
Gittim, o bin dirhemi dağıttım
Ertesi cuma geldi Cumaya gitmeyi istedim Yine kabristana uğradımİki rekat namaz kıldım, sonra bir kabre dayandım Yine dalmışım Baktım ki, bir cemaat yine çıkmış Bu arada o genci gördüm Üzerinde beyaz bir elbise vardı Sevinçli ve mesrurdu
-Ey Salih! Allah bizim için seni mükâfatlandırsın Gönderdiğiniz hediye bize geldi
Ona dedim ki:
-Siz kabirdekiler cumayı bilirmisiniz?
Şöyle anlattı:
-Evet biliriz Havadaki kuşlar bile onu bilir Cuma günü için birbirlerine şöyle derler:
-Bu faziletli gün için, selâm,selâm.