๑۩۞۩๑ Eğlence Dünyası ๑۩۞۩๑ => Dini Hikayeler => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 29 Temmuz 2010, 17:57:24



Konu Başlığı: Rabia Köle Olamaz
Gönderen: Eflaki üzerinde 29 Temmuz 2010, 17:57:24
Rabia Köle Olamaz

Râbia-tül Adeviyye biraz büyümüştü Annesi ve babası vefât etti Üstelik Basra'da kıtlık ve fevkalâde pahalılık vardı Bu hengâmede Râbia'nın ablaları dağıldılar Kimsesiz kalan Râbia'yı zâlim bir kimse yakaladı ve hizmetçi olarak iş gördürdü Sonra da köle olarak altı gümüş karşılığı bir ihtiyara sattı O ihtiyarın hizmetçisi olarak gösterilen zor işleri sabırla yapmaya çalışıyordu Çok sıkıntılı günler geçirdi Çok zahmetler çekti fakat isyân etmedi Allahü teâlânın takdirine râzı oldu Edebi fevkalâde idi


Bir gün karşısına bir nâmahrem yabancı çıktı Ondan sakınayım diye hızla giderken düşüp kolu kırıldı Acz ve kırıklık içinde mahzûn olmuş bir kalb ile Allahü teâlâya yalvardı

"Yâ Rabbî! Garib ve kimsesizim Yetim ve öksüzüm Köle edildim Bir de kolum kırıldı Lâkin ben bunların hiç birine üzülmüyor yalnız senin rızânı istiyorum Benden râzı olup olmadığını da bilmiyorum" dedi


Bu sırada bir ses duydu
"Üzülme sen âhirette meleklerin bile imreneceği bir makamda bulunacaksın" diyordu


Râbia tekrar efendisinin evine döndü Günlük hizmetleri yerine getirir akşama kadar ayakta dururdu Bununla beraber her gün oruçlu olur geceleri de Allahü teâlâya ibâdet ve tâatle geçirirdi Bir gece efendisi uyandığında Râbia'nın odasından sesler geldiğini işitti Pencereden bakınca Râbia'nın secde ettiğini Allahü teâlâya şöyle yalvardığını duydu Diyordu ki:


"Ey Rabbim! Benim arzumun senin emrine uymak olduğunu biliyorsun Benim saâdetim senin huzûrunda bulunmaktır Eğer elimden gelse sana ibâdetten bir ân geri kalmam Fakat ev sâhibimin hizmetinde bulunduğum için ona hizmet ediyorum ve sana gereği gibi ibâdet edemiyorum"


Ev sâhibi bunları duydu Ayrıca Râbia'nın başı üstünde bir kandil bulunduğunu kandilin bir yere asılı olmadan havada durduğunu odanın o kandilin nûru ile aydınlandığını gördü ve hayretten dona kaldı
"Artık Râbia köle olamaz!" diyordu


Sabaha kadar uyuyamadı Sabah olunca hemen Râbia'yı çağırdı ve dedi ki:
"Artık serbestsin Dilediğini yap Ama burada kalırsan ben sana hizmet ederim"
Râbia;
"Gideyim" dedi
Oradan ayrılıp küçük bir eve yerleşti Bütün vakitlerini ibâdetle geçirir bir gün ve gecesinde bin rekat namaz kılardı Kefenini dâimâ yanında taşır namaz kılacağı zaman onu serer üzerine secde ederdi Kefeni yanında olmadan gezdiğini kefenini beraberine almadan konuştuğunu kimse görmedi Süfyân-ı Sevrî ve Hasan-ı Basrî ondan feyz alırlardı.