๑۩۞۩๑ Eğlence Dünyası ๑۩۞۩๑ => Dini Hikayeler => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 28 Temmuz 2010, 12:32:29



Konu Başlığı: Ölülerin Arkasından Dua Etmek
Gönderen: Eflaki üzerinde 28 Temmuz 2010, 12:32:29
Ölülerin Arkasından Dua Etmek

Salih El-Mersi'nin şöyle dediği rivayet edilir :
Bir cuma gecesi sabah namazını kılmak için,mescide gitmek üzere evden çıktım Giderken yolumun üzerindeki kabristana uğradım Kendi kendime:
"Sabah oluncaya kadar burada kalayım" dedim Bir kenara oturdum Biraz sonra üzerime bir ağırlık çöktü ve uyuya kaldım Rüyamda kabristanda yatanların hepsinin çıkmış olduğunu, üzerlerinde beyaz elbise ile bölüm bölüm oturup konuştuklarını gördüm Yalnız içlerinden biri dikkatimi çekti, bunun üzerinde kirli bir elbise olan bir genç vardı ve yalnız başına mahzun ve müteessir olarak oturuyordu Orada bulunanlara üzerleri mendillerle örtülü tabaklar getirildi Her biri bir tabak alıp kabre girdiler Fakat o gence hiç bir şey gelmedi O genç mahzun bir şekilde kabrine girmek için yerinden kalkar, bu sırada ben de kendisine:
-Ey ALLAH'ın kulu, seni mahzun ve müteessir görüyorum Bu gördüklerim nedir? diye sordum
Genç:
-Ey Salih, gelen tabakları gördün mü?
-Evet gördüm, onlar nedir?
-O tabaklar dirilerin, ölülerine gönderdikleri hediyelerdir Hayatta olanlar ölüleri için dua ettiklerinde, sadaka verdiklerinde, Cuma günü gördüğün gibi bu tabaklarla ölülerine getirilip verilir Ben, gördüğün gibi garip biriyim Aslen Hindistan'lıyım Validemle hac etmek için yola çıkmıştık Ben Basra'da vefat ettim Annem evlendi O kendi kocası ve diğer şeylerle meşgul olup, beni herhangi bir sadaka veya dua ile anmadı Dünya onu oyaladı, benim mahzun olmak hakkımdır Çünkü beni öldükten sonra, hatırlayanım yoktur, der
Ben de kendisine:
-Annenin evi nerededir? diye sordum
Bana annesinin evini tarif etti Sabah olup uyandığımda namazımı kıldım Daha sonra rüyamdaki gencin tarif ettiği eve gittim Kapıyı çaldım İçerden annesi:
-Kim o? diye sordu
-Ben Salih El-Mersi'yim, dedim
İçeri girmeme izin verdi, eve girdim ve:
-Seninle konuştuğumu kimsenin duymamasını istiyorum, dedim ve ona;
-ALLAH sana rahmet etsin, senin çocuğun var mıdır? dedim
-Hayır, yoktur, dedi
-Evvelce senin hiç çocuğun yok muydu? dedim
Kadın derin bir nefes aldı, sonra;
-Evet, benim bir çocuğum vardı Genç yaşta vefat etti, dedi
Bunun üzerine, kendisine, başımdan geçen olayı anlattım Kadın ağlamaya başladı Sonra şöyle dedi;
-O benim ciğerparemdi, onu karnımda taşıdım, ona süt verdim, kucağımda taşıdım Bunları söyledikten sonra bana bin dirhem verip:
-Bunu benim sevgili oğlum, göz bebeğim için sadaka olarak dağıt, ALLAH'a yemin olsun ki, bundan sonra ömrüm boyunca onu unutmayacağım, onun için dua edip sadaka vereceğim, dedi
Sonra oradan ayrılıp gittim Bana verdiği parayı sadaka olarak dağıttım Sonra, diğer Cuma günü geldiğinde, sabah namazımı kılmak için camiye giderken, yine kabristana uğradım İlk geldiğim yere geldiğimde üzerime uyku bastırdı ve uyudum Rüyamda kabristan ehlini ilk gördüğüm halde gördüm O genci de üzerinde temiz,beyaz bir elbise ile, sevinç içinde gördüm Genç bana yaklaştı ve sonra dedi ki;
-Ey Salih, ALLAH sana, bu yaptığın iş için çok sevap versin Hediye bana ulaştı Kendisine;
-Cuma gününü bilir misiniz? diye sordum
-Evet, biliriz; Kuşlar da Cuma gününü bilirler, o gün kıyamet kopacağı için, korkularından, selamet dilerler, dedi

Kaynak : Ahmed Şihabuddin El-Kalyubi'nin," Dini Hikayeler " adlı kitabı
Sayfa : 207