๑۩۞۩๑ Eğlence Dünyası ๑۩۞۩๑ => Dini Hikayeler => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 26 Ocak 2011, 21:28:13



Konu Başlığı: Mesele Kuyumcuyu Bulmak
Gönderen: Eflaki üzerinde 26 Ocak 2011, 21:28:13
Mesele Kuyumcuyu Bulmak

Vaktiyle bir bilge hoca, yıllarca yanında yetiştirdiği öğrencisinin seviyesini öğrenmek ister. Onun eline çok parlak ve gizemli görüntüye sahip iri bir nesne verip:
"Oğlum" der, "Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir.

Öğrenci elindeki ile çevresindeki esnafı gezmeye başlar.

İlk önce bir bakkal dükkânına girer ve "Şunu kaça alırsınız?" diye sorar Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği nesneyi eline alır; evirir çevirir;

sonra: "Buna bir tek lira veririm. Bizim çocuk oynasın" der.

İkinci olarak bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği nesneye ancak bir beş lira vermeye razı olur. Üçüncü defa bir semerciye gider: Semerci nesneye şöyle bir bakar, "Bu der "benim semerlere iyi süs olur. Bundan "kaş dediğimiz süslerden yaparım. Buna bir on lira veririm."

En son olarak bir kuyumcuya gider. Kuyumcu öğrencinin elindekini görünce yerinden fırlar. "Bu kadar değerli bir pırlantayı, mücevheri nereden buldun?" diye hayretle bağırır ve hemen ilâve eder. "Buna kaç lira istiyorsun?" Öğrenci sorar: Siz ne veriyorsunuz?" "Ne istiyorsan veririm."

Öğrenci, "Hayır veremem." diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya başlar:

"Ne olur bunu bana satın. Dükkânımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim." Öğrenci emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığını, ancak fiyat öğrenmesini istediklerini anlatıncaya kadar bir hayli dil döker.

Mücevheri alıp kuyumcudan çıkan öğrencinin kafası karma karışıktır. Böylesi karışık düşünceler içinde geriye dönmeye başlar. Bir tarafta elindeki nesneye yüzünü buruşturarak 1 lira verip onu oyuncak olarak görenler, diğer tarafta da mücevher diye isimlendirip buna sahip olmak için her şeyini vermeye hazır olan ve hatta yalvaran kişiler..

Bilge hocasının yanına dönen öğrenci, büyük bir şaşkınlık içinde başından geçen macerasını anlatır.

Bilge sorar: "Bu karşılaştığın durumları izah edebilir misin?" Öğrenci: "Çok şaşkınım efendim, ne diyeceğimi bilemiyorum,

kafam karmakarışık" diye cevap verir.


Bilge hoca çok kısa cevap verir:

"Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bilen anlar ve o değerini bilenin yanında kıymetlidir."

Her insanın hayatında varlığını ve değerini bilen, hisseden, fark eden kuyumcular mutlaka vardır.

Mesele kuyumcuyu bulmaktadır...


Konu Başlığı: Ynt: Mesele Kuyumcuyu Bulmak
Gönderen: Ekvan üzerinde 02 Şubat 2011, 20:23:51

   "Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bilen anlar ve o değerini bilenin yanında kıymetlidir."

Her insanın hayatında varlığını ve değerini bilen, hisseden, fark eden kuyumcular mutlaka vardır.

Mesele kuyumcuyu bulmaktadır...


   Allah razı olsun..Çok ibretlik bir hikaye..Bakkal mıyız yoksa kuyumcu mu?Kıymet bilenlerden miyiz?bilemedim..


Konu Başlığı: Ynt: Mesele Kuyumcuyu Bulmak
Gönderen: Salihalp üzerinde 04 Şubat 2011, 23:39:39
(: çok güzel bir kıssaymış maşallah!..paylaşım için teşekkür ediyorum..kıymet bilenlerden olabilmek temennisiyle..Allah razı olsun..


Konu Başlığı: Ynt: Mesele Kuyumcuyu Bulmak
Gönderen: Sueda üzerinde 04 Şubat 2011, 23:57:11
Bu güzel kıssayı okuyunca aklıma Hz. Mevlana'nın bir sözü geldi;

"Bil ki domuzların önüne inciler serilmez
Mücevherden sarraflar anlar ancak,başkası bilmez.
Ne fark eder ki kör insan için, elmas da bir cam da
Sana bakan bir kör ise, sakın kendini camdan sanma..."

Allah razı olsun... Selam ve dua ile...




Konu Başlığı: Ynt: Mesele Kuyumcuyu Bulmak
Gönderen: Salihalp üzerinde 05 Şubat 2011, 00:48:15
maşallah Sueda kardeşim sizin Mevlana'dan yapmış olduğunuz paylaşımınızda tefekkür ettiriyor insana..Allah razı olsun...