๑۩۞۩๑ Eğlence Dünyası ๑۩۞۩๑ => Dini Hikayeler => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 28 Temmuz 2010, 12:14:42



Konu Başlığı: Kefen Soyanın Halî
Gönderen: Eflaki üzerinde 28 Temmuz 2010, 12:14:42
KEFEN SOYANIN HALÎ

Arif-i Billah'tan birisi, Bağdat caddelerinde dilenen kör bir dilenciye rastladı Allah'ın suçsuz yere hiçbir belâ vermeyeceğini bilen Allah dostu: «Sana ne oldu da gözlerin kör oldu? Sonradan mı oldu, ana doğma mı körsün?» diye sordu

Âmâ sonradan gözlerinin kör olduğunu söyledi ve başından geçen hadiseyi şöyle anlattı:

- Ben vaktiyle kefen soyardım O zaman gözlerim görür ve güçlü idim Bir gün bana adaletiyle meşhur bir hakim rastladı Bana şöyle dedi:

- Sen kefen soyarmışsın Bu iyi bir şey değil Senin cezanı vermek bana düşer ama, suçüstü yakalayamadığımız için ve şahid de olmadığından sana bir ceza veremiyorum Senden isteğim ben öldüğüm zaman benim kabrimi açıp da kefenimi çalma! Al sana bir kefenin kıymeti ne ise şimdiden vereyim, dedi ve belki de bir kefenin değerinden de fazla para verdi Bu kötü huyumdan vazgeçmem için bana nasihatta bulundu

Aradan zaman geçti, her fani gibi o âdil hakim de dünyadan göçüp gitti Fakat benim içimi bir fitne aldi İlla da gidip kefeni soymak istiyordum Adam bana parasını vermişti ama, olsun dedim Bu daha iyi, iki kâr birden yapmış oluruz Adam nasıl olsa öldü Kalkıp da bana bir şey söyleyeceği yok ya dedim ve gidip Hakimin mezarını açtım Kefeni almak için kabre girdiğimde, karşıdan öyle iki heybetli melek geldi ki, ben şaşkına dönmüştüm Hiçbir şey yapamadan kabrin içine çömelip kaldım Ben kefen soymak şurda dursun tirtir titriyordum korkumdan

Gelen melekler, hakimin etrafında dolaşıp bir yerinde sakatlık olup olmadığını kontrol ediyorlardı Her tarafını muayene ettiler Hiç bir noksanlığı yoktu «Aferin sana Ne mübarek bir zatmış, hiçbir isyanı yok» diyorlardı Her tarafını iyice muayene ettikten sonra sağ kulağında bir miktar akıntı gördüler Acaba bu akıntı neden olmuştur diye biri birine sorunca, öbürü şöyle söyledi:
- «Bu çok adaletli bir hakimdi Bir dâvada, bir tanıdığı ile başka bir adamın muhakemesi vardı Hakim her ikicini de hakkıyla dinledikten sonra tanıdığı zatı haksiz gördü ve adaletle hükmetti Lâkin tanıdığı zat konuşurken, ona daha fazla kulak verip onun söylediklerine daha çok dikkat etmişti, işte bu kulağındaki akıntı bundandır» dedi

Melekler aralarında konuşmaya devam ediyorlardı Hakimin bu hareketinden dolayı zalim olduğuna hükmettiler ve azap edilmesine karar verdiler ;

Birisi:

- Buna şimdi ne ceza vereceğiz? dedi öteki melek:

- Bunun kabrini ateşle doldurmamız gerekiyor, dedi ve orası sanki bir Cehennem oldu Öyle şiddetli bir ateş yığını içinde kaldı ki, ateşin şiddetinden gözlerim kör oldu İşte benim kör olmama sebep budur, diye anlattı


Kaynak: Büyük Dini Hikayeler, İbrahim sıddık İmamoğlu, Osmanlı Yayınevi