> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Dün Bugün Yarın >  İşi Ehline Vermek
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İşi Ehline Vermek  (Okunma Sayısı 1494 defa)
29 Ağustos 2011, 14:34:03
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 29 Ağustos 2011, 14:34:03 »



Dün Bugün Yarın



Ağustos 2008 116.SAYI


Sadık ILGAZ kaleme aldı, DÜN BUGÜN YARIN bölümünde yayınlandı.




İşi Ehline Vermek


Fatih Sultan Mehmet’in babası 2. Murat zamanında Sırbistan doğumlu Ahmet isimli devşirme bir genç, iç saray olarak adlandırılan Enderun’da görevlendirilmek üzere iç oğlanı olarak saraya alınır. Tüm iç oğlanları gibi Ahmet de titizlikle seçilmiş, zeki, çalışkan, yetenekli bir gençtir.

Enderun’da bir süre çalışan Ahmet daha sonra Yeniçeri Ocağı’na tayin edilerek aşçı olarak göreve başlar. Bu süre zarfında 2. Murat, tahtı oğlu Fatih Sultan Mehmet’e bırakmış ve İstanbul’un fethi Fatih tarafından gerçekleştirilmiştir.

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un fethi sonrası bir gün tebdil-i kıyafet şehri dolaşır. Amaç şehirde neler olup bittiğini görmek, halkın nabzını yoklamaktır. Fatih şehri dolaşırken Karaman Çarşısı’na uğrar. Çarşıda gezerken, bir de bakar ki bir yeniçeri aşçısı öfkeyle esnafa bağırmaktadır. Derhal olay yerine giden Fatih, yeniçeri aşçısının:

– Behey âdemler, sabahtan bu yana çarşı pazar gezer dururum, bir okka et bulamadım. Şimdi ben koğuşa dönünce askere ne yedireceğim? Padişahın memleketine bakan yok ki! Ah beni bir iş başına getirseler, ülkeyi erzağa boğarım, dediğini işitir.

Fatih, saraya dönünce bu yeniçeri aşçısını huzuruna getirtir ve çarşıdaki olayı detaylıca anlatmasını ister. İsmi Ahmet olan yeniçeri aşçısı, meseleyi arz ettikten sonra, memleketteki erzak sıkıntısının nasıl aşılacağına dair düşüncelerini de anlatır. Anlatılanları dikkatle dinleyen ve çözüm önerilerini beğenen Fatih, bir süre sonra yeniçeri aşçısını İstanbul Şehremini (Belediye Başkanı) olarak tayin eder.

Şehir eminliği görevi boyunca dediklerini bir bir yapan ve İstanbul’un yiyecek de dahil birçok sıkıntısını çözen bu yetenekli adam, yine Fatih tarafından 1462 yılında İshak Paşa’nın yerine Anadolu Beylerbeyliği görevine getirilir. Aynı yıl daha üst bir görev olan vezirliğe atanarak, 1474 yılına kadar bu görevde kalır.

12 yıl süren vezirlik görevinde Alanya, Mokan, Gülek, Silifke gibi toprakları Osmanlı Devleti’ne katan ve başta Otlukbeli olmak üzere birçok büyük savaşta başarı gösteren bu devlet adamı, 1474 yılında da Sadrazam Mahmud Paşa’nın yerine sadrazam yani başvezir tayin edilir.

1474-1477 yılları arasında sadrazamlık görevini başarıyla yerine getiren bu devlet adamı, tarihimizin meşhur Gedik Ahmet Paşa’sıdır. 

En Büyük Noksanımız


Ülkemizin yetiştirdiği en önemli mütefekkirlerden biri olan Cemil Meriç, Türk insanındaki en büyük eksik olarak insanımızın “siyasi düşünceye gözlerini kapamış olması“nı gösterir. Burada söz edilen siyasetin politik aktörlerin gündelik söz ve işleriyle sınırlı olmadığını, toplumun belli hedeflere yürüyüşünde izlediği yol olduğunu akılda tutarak merhum Meriç’in tespitini okuyalım:

“Bütünü bilmediğimizden ya sloganlara esir olduk, ya ideolojilere köle. Siyasi düşünce çağdaş insanın yolunu aydınlatacak en emin projektördür. Çağdaş Avrupa bu hakikati çok iyi anladığından mekteplere siyasi edebiyatı ders olarak koymuş bulunuyor… Umumi edebiyattan çok daha az ilgi çekiyor bu edebiyat, bir ihtisas işi sanılıyor. Oysa bu edebiyat da beşerî, bu edebiyat da basit bir tekniğin sınırlarını aşmakta. Onsuz gerçek bir kültürden söz edilemez. Ne yazık ki, fikrî gelişmemizde lâyık olduğu yer verilmemiş bu edebiyata…” *

* Cemil Meriç. Bu Ülke, İletişim, İstanbul, 1998, s. 164-167.

Çekirdek Efsanesi


Kazım Karabekir Paşa, babasının askerî görevi nedeniyle 7 yaşında (1889) gittiği Mekke’de şahit olduğu bir olayı anlatır:

“Mekke’de her şey bol. Yiyecek şeylerin sebze ve yemişi Vadi-i Fatıma denilen beş-altı saatlik yerden gelirmiş. Taif’ten mükemmel yemişler geliyor. Çavuş üzümlerinin envaı, narları her yerde bulunmaz. Muz, berşup denilen dışı dikenli yumruk kadar meyvesi pek bol. Bunu ancak satan soyabilir. O bile kısmî parçasıyla tutuyor. Çok ufak dikenli. Kavun, karpuz yükle satılıyor ve ucuz. Bir gün hayrette kaldığımız bir karpuz gördük. Çekirdeklerinde ‘Allah’ yazılı. Meğerse tohumluk çekirdeğe yazıp dikince böyle olurmuş.” *

* Kazım Karabekir, Hayatım, Emre Yayınları, İstanbul, 2005, s. 86.

İlk Sivil Kütüphanemiz


Osmanlı Devleti’nde halka açık ilk sivil kütüphane, 1741 Mayıs’ında İstanbul’un Vefa semtinde kurulan Atıf Efendi Kütüphanesi’dir. İsmini kurucusu olan Atıf Efendi’den alan kütüphane, tamamen Atıf Efendi’nin kişisel mülküyle kurulmuştur.

Tam bir kitap ve ilim aşığı olan Atıf Mustafa Efendi, doğum tarihi kesin bilinmemekle birlikte İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Tahsilini bitirdikten sonra maliyeci olarak devlet hizmetine başlar, 1. Mahmut döneminde (1737) Defterdâr-ı Şıkk-ı Evvel (Baş Defterdar) olarak görev yapar. Osmanlı ordusuyla birçok sefere çıkarak yararlı hizmetlerde de bulunan Atıf Efendi, emekliliği sonrası tüm mesaisini kurduğu kütüphaneye harcamıştır.

İki dönüme yakın bir arsa üzerine kurulan Atıf Efendi Kütüphanesi, 3.228’i orijinal yazma eser olmak üzere 27.882 kitaba ev sahipliği yapmaktadır. ‘Divan-ı Bakî’, ‘Divan-ı Hafız’, ‘Divan-ı Sultan Selim’, Sadi’nin Külliyatı, Cezulî’nin ‘Delalil’ül-Hayrat’ı, Molla Cami’nin ‘Yusuf ile Züleyha’sı, Mevlâna k.s. Hazretlerinin ‘Mesnevi-i Şerif’i, Ebu Davud rh.a. Hazretleri’nin ‘Sünen’i, Katip Çelebi’nin ‘Fezleke’si gibi birçok kıymetli kitabın bulunduğu kütüphanede çok sayıda tarihî minyatür de yer almaktadır.

Atıf Efendi, kütüphanenin idaresini üç vakfiyeyle belirlemiştir. Buna göre kütüphane Salı ve Cuma hariç, haftada beş gün güneşin doğuşundan bir saat sonra açılacak, güneşin batmasına iki saat kalıncaya kadar açık kalacaktır. Kimse gelmese dahi kapısının kapanmayacaktır.

Maaşlarını kendisinin verdiği üç kütüphane görevlisi, bir su tesisatçısı, bir de marangozun görevlerini de bu üç vakfiyede belirten Atıf Efendi, ayrıca kütüphane memurları ve ailelerin kalması için kütüphane içinde kâgir evler yaptırmayı da ihmal etmemiştir. Atıf Efendi vefatına kadar (1742) kütüphaneyi kendisi yönetmiştir. Vefatından sonra da görevi oğlu Vahit Ömer Efendi devralmıştır.

Günümüzde Süleymaniye Kütüphanesine bağlı olarak hizmet veren kütüphane, Pazar ve Pazartesi hariç, haftanın her günü, 08:30 - 17:00 saatleri arası açık.

Bir Söz


İnsanın ruhu kandil, bilim onun aydınlığı ve ilâhi bilgelik de kandilin yağı gibidir. Bu yanar ve ışık saçarsa, o zaman sana diri denir. Yanmaz karanlıkta kalırsa, o zaman sen de ölmüş sayılırsın. İbn-i Sina

Bir Soru


“İki yüzyıldır bir “anakro-nizm”in (çağdışılık) utancı içindeyiz, sözüm ona bir anakronizm. Bu ‘çağdışı’ ithamı, ithamların en alçakçası ve en abesi. Haykıramadık ki, aynı çağda muhtelif çağlar vardır. Çağdaşlık, neden hıristiyan ve kapitalist Batı’nın abeslerine perestiş (özenme) olsun? Fâni ve mahallî abesler... Bu, kendi derisinden çıkmak, kendi tarihine ihanet etmek ve köleliğe peşin peşin razı olmak değil midir?” Cemil Meriç, Bu Ülke, İletişim, İstanbul, 1998, s. 25.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İşi Ehline Vermek
« Posted on: 28 Mart 2024, 13:34:51 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İşi Ehline Vermek rüya tabiri, İşi Ehline Vermek mekke canlı, İşi Ehline Vermek kabe canlı yayın, İşi Ehline Vermek Üç boyutlu kuran oku İşi Ehline Vermek kuran ı kerim, İşi Ehline Vermek peygamber kıssaları, İşi Ehline Vermek ilitam ders soruları, İşi Ehline Vermekönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes