๑۩۞۩๑ Eğlence Dünyası ๑۩۞۩๑ => Dini Hikayeler => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 23 Eylül 2011, 13:46:37



Konu Başlığı: En Güzel Çiçek
Gönderen: Sümeyye üzerinde 23 Eylül 2011, 13:46:37
En Güzel Çiçek



Günlerden bir gün öğretmenleri Maviş'le arkadaşlarını yeşil kırlara çıkarmış. Bütün gün gülüp, oynamışlar. Dallarda kuşları, sularda balıkları seyretmişler uzun uzun. Sonra yorulup çimenler üzerine uzanmışlar. Öğretmen, küçük öğrencilerinin mutlu yüzlerine bakarak şöyle demiş:

"Şimdi sizlerden bir isteğim var çocuklar. Kalkın ve dağılın çevreye. Bana tabiattaki en güzel çiçeği bulup getirin. Kim bunu başarırsa ona değerli bir armağanım olacak." Çocuklar sevinçle yerlerinden fırlayıp dağılmışlar, tabiattaki en güzel çiçeği aramaya giderek öğretmenlerinin ne diyeceğini merakla beklemeye koyulmuşlar.

Çiğdem, pembe tomurcukları olan bir yaban gülü tutuyormuş parmakları arasında.

"Aferin Çiğdem. Çok güzel bir çiçek bulmuşsun. Kokusu da doyumsuz." Selim, bir gelinciği ileriye uzatıp, sormuş:

"Ya benimki öğretmenim?"

"Şahane bir renk! Alev gibi. Zerafeti de öyle. Sana da aferin Selim." Mine'nin elinde bir bahar dalı varmış, pembe- beyaz çiçekleriyle.

"Tabiatın zafer tacı sanki. Ne kadar da güzel...Tebrikler Mine!

Ali, beyaz yapraklı, sarı göbekli papatyayı uzatırken öğretmenin yüzü yeniden ışıldamış.

"Beyaz gelinlikli bir kız gibi. Sade, ama kusursuz. İnsanda saygı uyandıran bir yanı var. Teşekkürler Ali.."

Sıra Maviş'e gelmiş. Bütün başlar ona , onun eline çevrilmiş. Ama Maviş'in elleri boşmuş. "Sen.. Bir şey bulamadın mı Maviş? Bunca çiçek, bunca güzellik içinde."

Maviş iri boncuk gözlerini açıp:

“Çiçekler o kadar güzeldi ki, onlardan bir tekini bile koparmaya kıyamadım. Çünkü öğretmenim, hangi çiçeği görsem o en güzeldi.."

Öğretmen, büyük bir heyecanla kollarını açmış, sarmış Maviş'i. Sonra öbür çocuklara dönmüş:

"Bakın yavrularım" demiş. "Bu kardeşinizden hepimiz güzel bir ders aldık. Sizler güzel çiçekler buldunuz, ama en güzeli bulan o oldu. En güzel olan sevmektir; çünkü sevmek bize saygıyı getirir yavrularım. O zaman da Maviş kardeşiniz gibi, bir dal çiçeği bile koparmaya kıyamayız.

Onu dalında görmek isteriz. Öldürme hakkı bulamayız, kendimizde..."

O günden sonra çiçekler yerinde, dalında kalmış hep ve tabiat daha bir renklenmiş, daha bir şenlenmiş.. Ta ki, biz insanlar, "sevgi" sözcüğünün anlamındaki yüceliği unutmaya başladığımız bu günlere gelinceye kadar...

Sadettin KAPLAN