๑۩۞۩๑ Eğlence Dünyası ๑۩۞۩๑ => Dini Hikayeler => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 23 Aralık 2010, 16:15:25



Konu Başlığı: Dertsiz gömleği
Gönderen: Sümeyye üzerinde 23 Aralık 2010, 16:15:25
Dertsiz Gömleği

Adamın biri çok zenginmiş. Bir gün gözleri rahatsızlanmış ve görmez olmuş. Başlamış çare aramaya. Kime gittiyse çare bulamamış.
Gel zaman, git zaman birisi demiş ki, senin çaren var. Fakat dertsiz birisini bulup gömleğini gözlerine sürersen gözlerin açılır demiş.
Adam dertsiz birini bulmak için yollara düşmüş. Şu beldede var demişler ve tarif edilen kişiyi bulmuş. Sormuş: “Arkadaş senin derdin var mı?” Adam başlamış anlatmaya. “Arkadaş senin derdin benimkinden daha çok” demiş.
Derdine çare bulamamış. Yeniden yollara düşmüş. Demişler falan beldede var. Gitmiş yine tarif edilen yeri bulmuş. “Arkadaş senin derdin var mı?” Dinlemiş adamı. Bakmış ki durum eskisinden farklı değil. “Oooo arkadaş senin derdin benimkinden daha fazla” demiş. Çaresiz beklemeye koyulmuş adamcağız.
Yıllar sonra demişler ki, “Filan dağda bir çoban var hiç derdi yok.”
Bizim dertli adam, elinde baston düşmüş yollara, patika yollardan düşe kalka dağ başındaki çobanın yanına varmış.
Selâm faslından sonra sıra gelmiş meramını anlatmaya. Dertli adamımız çobana demiş ki: “Arkadaş senin derdin var mı?” Çoban; çok rahat ve kendinden emin, müthiş bir tevekkülle; “Arkadaş benim hiç derdim yok.” demiş. Adam sevinçten ne yapacağını şaşırmış. “Elhamdülillah nihayet buldum” demiş.
Çobana demiş ki: “Arkadaş benim derdimin çaresi sende. Ben yıllardan beri bu derdime çare arıyorum. Senin gömleğine gözümü sürersem gözlerim açılacak demiş.”
Çoban; “Arkadaş, ben de çok sevindim ama maalesef benim gömleğim yok demiş!”
***
Çare, sahip olduğumuz nimetlerin ve değerlerin, bunun da ötesinde onları bize veren kudretin kıymetini idrak edip, O’na kullukta kusur etmemek.
Fani dünyanın bütün işleri böyle fani, aldatıcı ve yalancı. Bunu görmek ve idrak etmek için maneviyât pusulası olan Kur’ân hakikatlerine bakmak ve onu rehber edinmek tek çaredir. Bin dört yüz küsûr senedir bu gerçek insanlığın önünde bütün açıklığıyla durmaktadır.
Hülâsa, sağlığın-hastalığın, varlığın-yokluğun, gençliğin-ihtiyarlığın, işçiliğin-patronluğun, hayatın bütün şatlarının ve durumlarının mutlaka ama mutlaka katlanılması ve olduğu gibi kabullenilmesi lâzım geldiği hatırdan uzak tutulmamalıdır. Gerçek çözüm ve huzur bu anlayışı yakalamaktadır.
Cenâb-ı Hak, elinde bulunduğu nimetleri en iyi şekilde değerlendiren, her hâl ve şartta hayatı, onu verenin arzu ve emirleri doğrultusunda yaşayanlardan eylesin. (Âmin).
(Nejat EREN, Yeniasya)e
Bayezid-i Bestami yağmurlu bir havada Cuma namazına gitmek için evinden çıktı. Sağanak halinde yağan yağmur, yolu çamur haline getirmişti. Yağmur bitinceye kadar bir evin ihata duvarına dayandı.Çamurlu ayakkabılarını duvarın taşlarına sürerek temizledi. Yağmur yavaşlayınca camiye doğru yürüdü. Bu sırada aklına bir mecusinin duvarını kirlettiği geldi ve üzülerek;
-"Onunla helalleşmeden nasıl Cuma namazını kılabilirsin? Başkasının duvarını kirletmiş olarak nasıl Allahü Tealanın huzurunda durursun?" diye düşündü ve geri dönüp o mecusinin kapısını çaldı. Kapıyı açan mecusi;
-"Buyrun bir arzunuz mu var?" diye sorunca;
-"Sizden özür dilemeye geldim," dedi. Mecusi hayretle;
-"Ne özrü?" diye sordu. O da;
-"Biraz önce duvarınızı çamurlu ayakkabılarımı temizlemek maksadıyla kirlettim. Bu doğru bir hareket değil.Yağmurun şiddeti bana bu inceliği unutturdu." deyince, Mecusi hayretle;
-"Peki ama ne zararı var? Zaten duvarlarımız çamur içinde. Sizin ayağınızdan oraya sürülen çamur bir çirkinlik veya kabalık meydana getirmez." dedi. Bayezid-i Bestami (k.s.) Hazretleri,
-"Doğru ama, bu bir haktır ve sahibinin rızasını almak lazımdir" dedi. Mecusi; .
-"Size bu inceliği ve insan haklarına bu derece saygılı olmayı dininiz mi öğretti?" diye soru
Bayezid-i Bestami yağmurlu bir havada Cuma namazına gitmek için evinden çıktı. Sağanak halinde yağan yağmur, yolu çamur haline getirmişti. Yağmur bitinceye kadar bir evin ihata duvarına dayandı.Çamurlu ayakkabılarını duvarın taşlarına sürerek temizledi. Yağmur yavaşlayınca camiye doğru yürüdü. Bu sırada aklına bir mecusinin duvarını kirlettiği geldi ve üzülerek;
-"Onunla helalleşmeden nasıl Cuma namazını kılabilirsin? Başkasının duvarını kirletmiş olarak nasıl Allahü Tealanın huzurunda durursun?" diye düşündü ve geri dönüp o mecusinin kapısını çaldı. Kapıyı açan mecusi;
-"Buyrun bir arzunuz mu var?" diye sorunca;
-"Sizden özür dilemeye geldim," dedi. Mecusi hayretle;
-"Ne özrü?" diye sordu. O da;
-"Biraz önce duvarınızı çamurlu ayakkabılarımı temizlemek maksadıyla kirlettim. Bu doğru bir hareket değil.Yağmurun şiddeti bana bu inceliği unutturdu." deyince, Mecusi hayretle;
-"Peki ama ne zararı var? Zaten duvarlarımız çamur içinde. Sizin ayağınızdan oraya sürülen çamur bir çirkinlik veya kabalık meydana getirmez." dedi. Bayezid-i Bestami (k.s.) Hazretleri,
-"Doğru ama, bu bir haktır ve sahibinin rızasını almak lazımdir" dedi. Mecusi; .
-"Size bu inceliği ve insan haklarına bu derece saygılı olmayı dininiz mi öğretti?" diye sorunca;
-"Evet, dinimiz ve bu dinin peygamberi olan Muhammed aleyhisselam öğretti." dedi. Mecusi;
-"O halde biz niçin bu dine girmiyoruz?" diyerek kelime-i şehadet getirip müslüman oldunca;
-"Evet, dinimiz ve bu dinin peygamberi olan Muhammed aleyhisselam öğretti." dedi. Mecusi;
-"O halde biz niçin bu dine girmiyoruz?" diyerek kelime-i şehadet getirip müslüman olduzid-i Bestami yağmurlu bir havada Cuma namazına gitmek için evinden çıktı. Sağanak halinde yağan yağmur, yolu çamur haline getirmişti. Yağmur bitinceye kadar bir evin ihata duvarına dayandı.Çamurlu ayakkabılarını duvarın taşlarına sürerek temizledi. Yağmur yavaşlayınca camiye doğru yürüdü. Bu sırada aklına bir mecusinin duvarını kirlettiği geldi ve üzülerek;
-"Onunla helalleşmeden nasıl Cuma namazını kılabilirsin? Başkasının duvarını kirletmiş olarak nasıl Allahü Tealanın huzurunda durursun?" diye düşündü ve geri dönüp o mecusinin kapısını çaldı. Kapıyı açan mecusi;
-"Buyrun bir arzunuz mu var?" diye sorunca;
-"Sizden özür dilemeye geldim," dedi. Mecusi hayretle;
-"Ne özrü?" diye sordu. O da;
-"Biraz önce duvarınızı çamurlu ayakkabılarımı temizlemek maksadıyla kirlettim. Bu doğru bir hareket değil.Yağmurun şiddeti bana bu inceliği unutturdu." deyince, Mecusi hayretle;
-"Peki ama ne zararı var? Zaten duvarlarımız çamur içinde. Sizin ayağınızdan oraya sürülen çamur bir çirkinlik veya kabalık meydana getirmez." dedi. Bayezid-i Bestami (k.s.) Hazretleri,
-"Doğru ama, bu bir haktır ve sahibinin rızasını almak lazımdir" dedi. Mecusi; .
-"Size bu inceliği ve insan haklarına bu derece saygılı olmayı dininiz mi öğretti?" diye sorunca;
-"Evet, dinimiz ve bu dinin peygamberi olan Muhammed aleyhisselam öğretti." dedi. Mecu
Bayezid-i Bestami yağmurlu bir havada Cuma namazına gitmek için evinden çıktı. Sağanak halinde yağan yağmur, yolu çamur haline getirmişti. Yağmur bitinceye kadar bir evin ihata duvarına dayandı.Çamurlu ayakkabılarını duvarın taşlarına sürerek temizledi. Yağmur yavaşlayınca camiye doğru yürüdü. Bu sırada aklına bir mecusinin duvarını kirlettiği geldi ve üzülerek;
-"Onunla helalleşmeden nasıl Cuma namazını kılabilirsin? Başkasının duvarını kirletmiş olarak nasıl Allahü Tealanın huzurunda durursun?" diye düşündü ve geri dönüp o mecusinin kapısını çaldı. Kapıyı açan mecusi;
-"Buyrun bir arzunuz mu var?" diye sorunca;
-"Sizden özür dilemeye geldim," dedi. Mecusi hayretle;
-"Ne özrü?" diye sordu. O da;
-"Biraz önce duvarınızı çamurlu ayakkabılarımı temizlemek maksadıyla kirlettim. Bu doğru bir hareket değil.Yağmurun şiddeti bana bu inceliği unutturdu." deyince, Mecusi hayretle;
-"Peki ama ne zararı var? Zaten duvarlarımız çamur içinde. Sizin ayağınızdan oraya sürülen çamur bir çirkinlik veya kabalık meydana getirmez." dedi. Bayezid-i Bestami (k.s.) Hazretleri,
-"Doğru ama, bu bir haktır ve sahibinin rızasını almak lazımdir" dedi. Mecusi; .
-"Size bu inceliği ve insan haklarına bu derece saygılı olmayı dininiz mi öğretti?" diye sorunca;
-"Evet, dinimiz ve bu dinin peygamberi olan Muhammed aleyhisselam öğretti." dedi. Mecusi;
-"O halde biz niçin bu dine girmiyoruz?" diyerek kelime-i şehadet getirip müslüman oldusi;
-"O halde biz niçin bu dine girmiyoruz?" diyerek kelime-i şehadet getirip müslüman oldu



ALINTI