> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Ayın Konusu > Beş Büyük Nimet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Beş Büyük Nimet  (Okunma Sayısı 1494 defa)
03 Temmuz 2011, 18:30:39
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 03 Temmuz 2011, 18:30:39 »



Beş Büyük Nimet

Mayıs 2011 149.SAYI

Kürşat Salih YAMAN kaleme aldı, AYIN KONUSU bölümünde yayınlandı.

Yaşadığımız çağa �tüketim çağı� diyorlar. Yediklerimiz içtiklerimiz, giyip kuşandıklarımız, paramız imkanlarımız, hatta üstünde yaşadığımız kürre-i arz tüketmek kelimesiyle yan yana.

Oysa biz bütün bunları, sahip olduğumuz her şeyi nimet biliriz. Tüketmek ne kelime, işler hayır akıbet hayır olsun diye lütuf bilir değerlendiririz.

Çağın adı ne olursa olsun alemlere rahmet olarak gönderilenin mesajı her dem yeni, taze. O mesaj �beş nimet� diyor bize, �beş nimetin kıymetini bil.� Tüketmek yerine kıymet bilmek, kıymet bulmak için...

Nimetin kıymetini en iyi kaybeden anlar. Gençliğin kıymetini ihtiyarlara, sıhhatin kıymetini hastalara, zenginliğin kıymetini yoksullara, boş zamanın kıymetini sorumluluklarına yetişemeyenlere sormak lazım. Böylece belki neyi tükettiğimizin farkına varabiliriz.

ALLAH Tealâ�nın kulları üzerindeki nimetleri sayılamayacak kadar çoktur. �ALLAH�ın nimetini sayacak olsanız sayıp bitiremezsiniz.� (İbrahim, 34) ayeti bu hakikati bildirir. Ancak bu nimetler içerisinde beş tanesi insan için büyük öneme sahiptir. O yüzden hadis-i şerifte bu beş nimetin ganimet bilinmesi tavsiye edilerek şöyle buyrulmuştur:

�Beş şey gelmeden evvel beş şeyi ganimet bil:

� İhtiyarlık gelmeden gençliğini,
� Hastalık gelmeden sıhhatini,
� Fakirlik gelmeden zenginliğini,
� Meşguliyet gelmeden boş vaktini,
� Ecel gelmeden hayatını...� (Hakim, Müstedrek, 7846)

Hadisin açıklamasına geçmeden önce nimetin ne olduğuna değinelim. Sözlüklerde �her türlü lütuf, iyilik, ihsan� demek olan nimet, kulun önüne Rabbi tarafından cömertçe serilen ilâhi sofranın adıdır. Bunun karşılığında kuldan istenen şey,  kendisine verilen nimeti yad edip (Mâide, 11), gerçek sahibine karşı şükür borcunu yerine getirmesi (Nahl, 14) ve onlarla Rabbine yaklaşmaya yol aramasıdır.

Nimet bu yönüyle, verileni görmek, verene şükretmek, vermedi diye üzülmemektir.

Dünyadaki hiçbir nimet kalıcı değildir, bir gün elden çıkar gider. İhtiyarlık gençliğin, hastalık sıhhatin, fakirlik zenginliğin, meşguliyet boş vaktin ve nihayet ölüm hayatın sonudur.

Bu nimetlerden bazıları her ne kadar geçici olarak geri alınıp tekrar verilseler de, bazıları bir daha verilmemek üzere geri alınırlar. O bakımdan Sevgili Peygamberimiz s.a.v., bu beş nimetin eldeyken ganimet bilinmesini istemektedir bizden.

Gençlik bir hazine

Çocukluk ve yaşlılık çağları kişinin aklen ve bedenen zayıf olduğu çağlardır. Gençlik çağı ise insanoğlunun aklî, fizikî ve ruhî bakımdan en dinç ve enerjik olduğu çağdır. İhtiyarken yapmakta zorlanılan bir çok şey bu çağda kolayca yapılır. O bakımdan kişi, gençlik dönemini ganimet bilmeli, ALLAH Tealâ�nın emrine uygun bir biçimde, imkanı varsa ilim irfan ile geçirmeli, müslümanca bir hayat yaşamalıdır.

Ne var ki gençlik çağında ibadete yönelmek, salih amellerle meşgul olmak, yaşlılık dönemine nispeten oldukça zordur. Çünkü gençlik çağı nefsanî isteklerin doruk noktaya ulaştığı, duygusal gelgitlerin yaşandığı çalkantılı bir yaş dönemidir. Gerek şeytanın tasallutu gerekse şehevî hislerin genç üzerindeki baskısı bu dönemde yoğun bir şekilde yaşanır.

Genç birinin nefsine direnmesi, taat ve ibadete yönelmesi ihtiyar kimseye nazaran daha zor olduğundan dolayıdır ki yapacağı güzel ameller de Cenab-ı Hak katında daha makbul görülmüştür. O yüzden hadis-i şerifte; �Gençliğini ALLAH Teâla�ya ibadetle geçiren kişinin, yaşlandıktan sonra ibadet etmeye başlayan kimse karşısındaki üstünlüğü, peygamberlerin diğer insanlara olan üstünlüğü gibidir.� (Suyûtî, Câmiu�s-Sağîr) buyurulmuştur.

Ayrıca yine hadis-i şerifte, gençliğini ALLAH için İslâm yolunda geçiren kişiye kıyamette bir nur verileceği müjdelenmiştir. Bütün bu ve benzeri nebevî ikaz ve müjdeler gençliğin nasıl bir nimet olduğunu ortaya koymaktadır.
Öyleyse insan ömrünün en verimli dönemi olan gençlik çağını ganimet bilmeli, ALLAH Teâla�nın razı ve hoşnut olacağı ameller yapmak için uğraşmalıdır. Yine genç, günahlardan azami derecede kaçınmaya gayret etmeli, elindeki bu fırsatı kazanca çevirmenin yollarına bakmalıdır. Bir de işlemiş olduğu hata ve günahlardan dolayı pişmanlık duyup tevbe etmeyi hayatından eksik etmemelidir.

Gerçi günahlara set çekmenin en zor çağı olan gençlikte günahlardan pişmanlık duyup tevbe etmek de bir o kadar zordur. Fakat önemli olan zoru başarmaktır. Bu yüzden olsa gerek, hadis-i şeriflerde, Rabbimize en sevimli gelen şeyin tevbe eden genç olduğu haber verilmiştir. (Deylemî)

Özetle diyebiliriz ki; gençlik çağı insanın canı ne isterse yapabileceği, iyi kötü her türlü hayalin ardına koşabileceği dönemdir. Bu dönemde kişinin nefsine hakim olması, ibadet ve taatini aksatmaması yaşlı kimseye göre daha zor olduğundan mükafatı da boldur.

Bu mükafatların belki de en büyüğü mahşer günü Rabbimizin arşının gölgesinde gölgelenme şerefidir. Nitekim hadis-i şeriflerde, ALLAH�ın rahmet gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı o dehşetli kıyamet gününde, Rabbimizin himayesi altına alacağı yedi sınıf insandan biri de gençliğini ALLAH�ın emir ve yasaklarına uyarak geçiren kimse olduğu haber verilmiştir. (Buharî, Müslim)

Sıhhatten öte ne var?

Sıhhat de büyük nimetlerdendir. Çünkü istek ve düşünceler harekete, hareket ise beden gücüne muhtaçtır. Beden gücü sıhhat, sağlık demektir. Sıhhatli insan istek ve düşüncelerini sağlığı bozuk kişiye göre daha kolay gerçekleştirir, isteklerine ulaşması daha çok imkan dahilindedir. Bitkiler için su ne ise vücut için de sıhhat odur.

Sıhhat olmazsa ne dinî ne de dünyevi vazifeler gereği gibi yerine getirilebilir. Sıhhat olmadan ne gençliğin, ne zenginliğin, ne vaktin ne de hayatın tadı olur. Böyle birinin aklı sürekli hastalığında olacağından, kalbini amel ve ibadetler üzerinde toplaması zorlaşır. Sıhhati bozulan kişinin sağlıklı düşünüp sağlıklı işler ortaya koyması güçtür. O bakımdan ALLAH Rasulü s.a.v. dualarında Cenab-ı Hak�tan sıhhat ve afiyet dilemiştir. (Beyhakî). Ayrıca ümmetine de afla birlikte afiyet talebinde bulunmalarını tavsiye ederek buyurmuştur ki:

�ALLAH�tan af ve afiyet isteyiniz. Zira hiç kimseye yakîn derecesine ulaşmış imandan sonra afiyetten daha hayırlısı verilmemiştir.� (Tirmizî)

Fakat sıhhat, dünya üzerinde belki de en fazla ihtiyaç duyduğumuz şey olduğu halde en az kıymetini bildiğimiz nimetlerden biridir. Sevgili Peygamberimiz s.a.v. buyurmuştur ki: �Kim nefsinin kötü isteklerinden emniyet içerisinde, bedenen afiyette ve günlük gıdasına da sahip olarak sabaha çıkarsa dünya ona verilmiş gibidir.� (Tirmizî)

Diğer taraftan, ne kadar söylenirse söylensin, nimetin kadri ancak kaybedildikten sonra anlaşılır. Sıhhatin ne demek olduğunu en iyi anlayan onu kaybedenlerdir. Belki de bu yüzden hikmet ehli demiştir ki: �Afiyet, sıhhatli kimselerin başındaki bir taçtır, onu ancak hastalar görebilir.�

Tarihimizin en büyük şahsiyetlerinden Kanunî Sultan Süleyman�ın sıhhatle ilgili beyti de bu manada düşündürücüdür:

�Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.�

Hani bunun ilk sahibi?

Büyük nimetlerden biri de zenginliktir. Bu nimet ALLAH Tealâ�nın ihsanı olup onu dilediğine verir. O, bir kimseye zenginlik vermişse, bu o kişinin seçkinliğini göstermez. Çünkü Cenab-ı Hak ne sevdiğini zengin, ne de sevmediğini fakir eder. Eğer öyle olsaydı bugün müslümanların inkârcılardan daha zengin, maddi bakımdan daha ileri olmaları gerekirdi. Ancak hiç de öyle değildir.

Aslında zenginlik bir yönüyle insanın olumlu ve olumsuz taraflarını ortaya çıkarmaya dönük imtihanlardan biri olarak da karşımıza çıkıyor. Çünkü yardımseverlik, cömertlik, hizmet, tevazu, şükür gibi faziletlerle cimrilik, nankörlük, kibir gibi olumsuz özellikler zengin insanda daha belirgin şekilde ortaya çıkar.

Ayrıca �Biz, insanların hangisinin daha güzel işler yaptığını deneyelim diye şüphesiz yeryüzündeki her şeyi bir ziynet yaptık.� (Kehf, 7) ayetine baktığımızda, zenginliğin de bu manada bir imtihan aracı olduğunu net olarak görürüz.
O yüzden bizim zenginlik kavramına dünyevî refahın vazgeçilmez unsuru olarak değil de, dünya denilen imtihan diyarında iyilik vesilesi olarak bakmamız gerekir. Gayemiz elimizdeki dünyalığı nefse hizmetkâr kılmak değil, onu vesile yaparak ahireti kazanmaktır. Çünkü dünya fanilik yurdudur. Önemli olan, bu fani hayatı ebedi aleme yükseliş için merdiven kılmak, onun basamaklarından çıkarak beka yurdunun huzur dolu kucağına adım atmaktır. Bu manada hadis-i şerifin de ifadesiyle dünya ahiretin tarlasıdır. (Keşfu�l-Hafâ)

Kul, ALLAH Tealâ tarafından dünyadayken avucuna konulan nimetleri iyi değerlendirecek ki hasat vakti olan ahirette iyi verim alabilsin. Hasat döneminde iyi verim almak isteyen çiftçinin, nasıl ki elindeki tohumun ekimini ve bakımını, işin ilmine uygun olarak yapması gerekiyorsa, kulun da ahireti için, kendisine bahşedilen nimetleri yerli yerinde değerlendirmesi gerekmektedir.  Zenginlik bunlardan sadece biridir. Mühim olan, geçici dünya varını ahiret azıgına çevirebilmektir.

Vaktin boşu olur mu?

Beş büyük nimetten bir diğeri boş vakittir. Vakit, kişinin bahçesinden geçip denize dökülen su kanalına benzer. Kanaldaki su geldiği kaynak kuruyana kadar sürekli akıp durmaktadır. Dolayısıyla kişi o suyun ne kadarını faydalı yönde kullanabilirse, o kadar kazanç elde etmiş olur. Eskilerin �vakit na...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 03 Temmuz 2011, 19:47:19 Gönderen: Reyyan »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Beş Büyük Nimet
« Posted on: 20 Nisan 2024, 08:05:55 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Beş Büyük Nimet rüya tabiri,Beş Büyük Nimet mekke canlı, Beş Büyük Nimet kabe canlı yayın, Beş Büyük Nimet Üç boyutlu kuran oku Beş Büyük Nimet kuran ı kerim, Beş Büyük Nimet peygamber kıssaları,Beş Büyük Nimet ilitam ders soruları, Beş Büyük Nimet önlisans arapça,
Logged
03 Temmuz 2011, 21:57:01
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« Yanıtla #1 : 03 Temmuz 2011, 21:57:01 »

Rabbim özellikle bu beş nimetin değerini bilenlerden eylesin bizleri.Rabbim razı olsun kardeşim.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes