> Forum >  ๑۩۞۩๑ Eğlence Dünyası ๑۩۞۩๑ > Çoçukların Dünyası > Dini Hikayeler > Bana İki Dirhem Kim Borç Verir?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bana İki Dirhem Kim Borç Verir?  (Okunma Sayısı 817 defa)
03 Ağustos 2010, 11:07:11
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 03 Ağustos 2010, 11:07:11 »



Bana İki Dirhem Kim Borç Verir?

Bize bildirilmişdir ki, emîr-ül mü'minîn HzÖmer (ra) Îrânı vilâyetini feth etdi Deveden, atdan ve dirhemden ve koyundan ve sığırdan ve köle ve câriyeden çok mal ve ganîmet getirdiler Emîr-ül mü'minîn bütün o ganîmeti taksîm etdi Kendisine aslâ birşey alıkoymadı Se'âdethânelerine gece vakti geldiler
Ev ehli dediler ki,
-Niçin bizim için iki dirhem getirmedin Yimek için, bu gece evde hiç ta'âm yokdur
Hazret-i Ömer buyurdu,
-Ey hâtun! Korkdum o tâifeden olmakdan ki, Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri kelâmı mecîdinde buyurur:

( Dünyâ hayâtında güzel ni'metleri yiyerek, iyi işlerinizin sevâbını giderdiniz Onlar ile istimtâ' edip, fâidelendiniz, yeryüzünde kibrlenip, günâh işlediniz Bugün şiddetli azâb ile cezâlanacaksınız) [Ahkâf,20] Yine korkdum o kimselerden de olurum diye (Dünyâya mağrûr olup, aldandılar) ve Hak sübhânehü ve teâlâ buyurmuşdur: (Sizi dünyâ hayâtı aldatmasın) ve de kıyâmet günü, Resûlullah (sav) hazretlerinden uzak kalmakdan korkdum, buyurmuşlardır Resûlullah, (Ey Allahım! Beni miskîn yaşat Miskîn olarak öldür Kıyâmet günü miskîn olduğum hâlde, miskînler zümresi ile haşr eyle) buyururdu

Ondan sonra Ömer (ra) bakdı ki, evde yiyecek yok Dışarı çıkdı Mescide varıp, minbere çıkdı Yüksek sesle (Essalât) deyip, hutbeye başladı Hutbede dedi ki,
-Ey insanlar, kıyâmet korkusu olmasa idi, bu korkduğunuz işlerden başka işler olurdu Velâkin, kıyâmet korkusu bizi geri çekdi Hevâmıza tâbi' olmadık Sonra buyurdu: Bana iki dirhem kim borç verir Tâ ki bu gecenin ihtiyâcını göreyim ki, benim evimde bu gece yiyecek bir nesne yokdur
Eshâb-ı güzîn (r ecma'în) bunu işitdiler Çok ağladılar Sonra Abdürrahmân bin Avf (ra) kalkıp, iki dirhem verdi


Kaynak: Menakıb-ı Çihar Yar-ı Güzin

--------------------------------------------------------------------------------

Nil Nehrinin Taşınması


Mısır, Hz Ömer ra'ın halifeliği zamanında fethedilmişti Mısır'ı fetheden komutan ise Hz Amr b As ra idi Fetihten sonra Mısırlılar, Amr b As ra'a gelerek bir adetlerini anlattılar:
- Ey komutan, adetlerimize göre Haziran ayını oniki gece geçince, bakire bir kızı güzelce süsleyip giyindiririz Sonra Nil nehrine atarız Böyle yaptığımız zaman Nil nehri taşıp, çevresini suluyor
Amr b As ra Mısırlılara dedi ki:
- Böyle bir işin İslâm'da yeri yoktur İslâm geçmişteki kötü adetleri kaldırmıştır
O yılın Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında Nil nehrinde hiç kabarma ve taşma görülmedi Nil nehri mevsiminde taşmayınca, kuraklık başladı Halk göç etmeye hazırlandı
Amr b As ra durumu bir mektupla halifeye bildirdi Hz Ömer ra, Hz Amr'a gönderdiği cevabında şunları yazdı:
- Şüphesiz ki sen doğrusunu yapmışsın Elbette İslâm, geçmiş kötü adetleri kaldırmıştır Sana mektubun arasında ayrıca bir pusula gönderiyorum Bu pusulayı Nil nehrine at
Hz Amr b As ra, pusulayı okudu Şöyle yazıyordu:
'Allah'ın kulu ve müminlerin emiri Ömer'den Mısır Nil'ine Eğer sen kendiliğinden akmakta idiysen, şimdi de akmayıver! Fakat bir ve kudret sahibi Allah'ın emriyle akıyor idiysen, Allahu Tealâ'dan dileriz ki, seni akıtıp taşırsın'
Hz Amr ra pusulayı Nil nehrine attı Bir sabah nehrin yedi-sekiz metre kadar yükselerek taştığını gördüler
O günden sonra Nil'in bu hareketi, günümüze dek sürüp gelmiştir

--------------------------------------------------------------------------------
Nuşirevan'ın Adaleti
Hazreti Ömer ve Sa'd İbni Vakkas Hazretleri, İran'a at satmaya gitmişlerdi İran'a vardıkları zaman şehrin girişinde cirit oynayan bir kısım genç görüp seyre daldılar Bir ara yabancıların kendilerini seyretmekte olduğunun farkına farkına varan gençlerden birisi yanlarına gelip "Bedeviler" gibi sözlerle hakaret ettikten sonra, satmak için getirdikleri ve üzerine bindikleri Arap atlarını ellerinden zorla aldılar

Hazreti Ömer ve Sa'd ibni Ebi Vakkas Hazretleri ticaret maksadıyla geldikleri şehre meyüs ve mükedder vaziyette girdiler Yanlarında yiyecek bir şeyleri olmadığı gibi paraları da kalmamıştı Aç susuz akşam olmasını beklediler Akşam olunca da bir hana vardılar Kapıdan girer girmez hancı, misafirlerin yabancı olduğunu ve üzüntülü olduklarını anladı Neden üzüntülü olduklarını sordu Hazreti Ömer daha üzüntülü görünüyordu O hiç konuşmadı İbni Vakkas Hazretleri ise başından geçenleri hancıya dert yanarak anlattı Hancı misafirlerini dinledikten sonra:
- Siz kederlenmeyin, bizim hükümdarımız son derece âdildir Ya atlarınızı buldurur, yahut bedelini tazmin eder Sizin anlattığınıza göre elinizden atları alan hükümdarın kendi oğludur Ama o mutlaka bu meseleyi halleder, diyerek teselli verdikten sonra:
-Her sabah hükümdarımız pazar yerinde halkın önünden geçer ve halk ona dert ve dileklerini bildirirler O da ne icab ediyorsa hemen yapar Siz sabahleyin hemen pazar yerine gidin vaziyeti anlatın dedi
Sabah, Hazreti Ömer ve arkadaşı pazar yerine çıkıp hükümdarı beklemeye başladılar Biraz sonra hükümdar yanında tercümanları olduğu halde geldi Herkes nesi varsa açık açık söylüyor o da gerekeni hemen orada yapıyor veya yapılmasını emrediyordu Sıra Hz Ömer ve İbni Vakkas'a geldi Onlarda başlarından geçenleri anlattılar, atlarının bulunup geri veilmesini dilediler
Hükümdar bunları dinleyince yüzü çok asıldı ve üzüntülü olduğu her halinden belli idi Bir kese altın verdi ve atlarının da bulunacağını söyledi Hükümdar tercüman vasıtası ile konuşuyordu, tercüman ise atı alanların hükümdarın oğlu olduğunu söylememişti Hazreti Ömer ve Ebû Vakkas Hazretleri yine akşam kaldıkları hana geldiler Bu sefer yanlarında paraları da vardı, karınları da toktu Hancının parasını verdiler, o gece de orada kalıp sabahleyin yola çıkmayı düşünüyorlardı Hancı ne olduğunu sordu Onlar hükümdarla görüştüklerini ve atları bulacağını söylediler, dedi
Hancı birden öfkelendi ve :
-Demek kendi oğlu olduğu zaman iş değişiyor, dedi
Sabah oldu bu sefer hükümdarın karşısına hancı çıkıp:
-Hükümdarım, suçu işleyen başkası olur ceza verirler de, sizin oğlunuz olursa cezasız kalır öyle mi? dedi
Nuşirevan bunu duyunca rengi değişti ve çok sinirli olduğu besbelli idi:
-At sahipleri yarın şehir terketsinler Fakat biri şehrin kuzey, biri güney kapısından çıksın dedi
Sabah oldu ve atların değerinden fazla para verdi Hazreti Ömer ve Ebû Vakkas Hazretleri şehri terkediyorlardı Bir de ne görsünler, şehrin bir kapısına atı alan genç, diğer kapısına ise hükümdara yanlış bilgi veren tercüman asılmışlar ve ölmüşler bile
Fakat ne yazıktır ki, adaletiyle meşhur bu hükümdara iman nasip olmamış ve Efendimiz (sav) imansız gittiklerine teessüf ettiği isimler arasında bunu da symıştır
Aradan zaman geçti, Hazreti Ömer Halife-i İslâm , Sa'd ibni Ebi Vakkas ise Mısır valisi oldu Mısır'i İslamlaştırma ameliyesinde bir de cami yapılacaktı Bu camiye en müsait yer ise bir yahudinin yeri idi Mısır valisi yahudinin yerine cami yapımına başladı Yahudi çaresiz bir şekilde düşünürken müslümanlardan bir zat:
-Nedir senin bu halin? diye sordu
O:
-Bir evim vardı, başka bir şeyim yoktu Vali şimdi oraya cami yapıyor Ben ne yapabilirim? Şimdi açıkta kaldım, dedi
Müslüman ona:
-Sen git Medine'ye Orada Halife Ömer vardır Derdinei ona anlat Senin derdine mutlaka çare bulur, dedi
Yahudi daha islamiyetin nasıl bir din olduğunu bilmiyordu Medine'ye vardı Halife'yi sordu, bahçede olduğunu söylediler Gitti Bahçeyi buldu Baktı ki, oarad bir adam çalışıyorYanına yaklaşıp:
-Ben Halife Ömer'le görüşmek istiyorum, dedi
Ona göre hükümdarın tarlada ne işi vardı Karşısındaki:
-Derdini anlat! Ömer benim, dedi
Yahudi derdini anlatıp, bir çare bulunmasını söyleyince Hazreti Ömer, öfkelibir şekilde , bir kemiğin üzerine bir şeyler yazıp adamın eline verdi:
-Götür bunu valiye ver, dedi
Yahudi bu yazışmadan pek bir şey anlamamıştı Bundan bir şey çıkmaz, diyordu kendi kendine
Mısır'a gelip kemiği Sa'd ibni Ebi Vakkas'a verince, vali çok korkmuştu Hemen evi eskisinden daha güzel bir şekilde tamir etti ve yahudiye verdi Hemde memnun etmek için bir miktar yardımda bulundu Hazreti Ömer'in gönderdiği kemiğin üzerinde sadece şu iki kelime yazılı idi:
-Ben Nuşirevan'dan daha adilim!


--------------------------------------------------------------------------------
Ona dün Ömer derler idi

Bir gün HzÖmer (ra) Medîne-i münevverede gidiyordu Bir ihtiyâr kadın yol kenârında durmuş idi Bir başka kadın ona dedi ki,
-İçeri gir, emîr-ül mü'minîn Ömer gidiyor
Acûze (ihtiyâr) kadın, başını dışarı çıkarıp dedi ki,
-Kimdir, emîr-ül mü'minîn
-Bir merd idi ki, ona dün Ömer derler idi Bu gün emîr-ül mü'minîn mi oldu?
Ömer (ra) hazretleri o sözü işitdi Geri döndü, dedi ki,
-Ömeri Ömere gösteren o kadın kimdir Ömerin kendini tanımasına, anlamasına sebeb oldu Ondan sonra hergün o ihtiyâr kadının kapısına gelirdi ve derdi ki,
-Atılacak çöpün var ise atayım, hizmetin var ise göreyim Destin boş ise ver, su getireyim Zîrâ Ömeri senden gayri kimse tanımadı

Kaynak: Menakıb-ı Çihar Yar-ı Güzin

--------------------------------------------------------------------------------
Ölüsüne yirmi değnek vurun ki



Medîne ehâlisi anlaşarak bir yere toplandılar Ömer (ra) hazretlerinin adâletini tecrübe etmek için anlaşdılar Aralarından bir yehûdî çıkdı
-Ben sizin müşkilinizi hâl etmeğe muktedirim, dedi
Onlar da buna ba'zı va'dlerde bulundular
Hz Ömerin bir oğlu var idi Bedenen çok za'îf kalmışdı O yehûdî, kendisini hekîm tanıtıp, Hz Ömerin (ra) oğlunun yanına vardı Hâlini ve hâtırını sordu O da, za'îfliğinden bir mikdâr hikâye yolu ile şikâyet etdi Mel'ûn yehûdî tebessüm ederek, bunun ilâcı kolaydır, dedi Bu da ilâcını istedi Zîrâ kalblerinde kin ve hîle yokdu Yehû...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bana İki Dirhem Kim Borç Verir?
« Posted on: 20 Nisan 2024, 19:00:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bana İki Dirhem Kim Borç Verir? rüya tabiri,Bana İki Dirhem Kim Borç Verir? mekke canlı, Bana İki Dirhem Kim Borç Verir? kabe canlı yayın, Bana İki Dirhem Kim Borç Verir? Üç boyutlu kuran oku Bana İki Dirhem Kim Borç Verir? kuran ı kerim, Bana İki Dirhem Kim Borç Verir? peygamber kıssaları,Bana İki Dirhem Kim Borç Verir? ilitam ders soruları, Bana İki Dirhem Kim Borç Verir?önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes