๑۩۞۩๑ Eğlence Dünyası ๑۩۞۩๑ => Dini Hikayeler => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 17 Eylül 2010, 16:04:41



Konu Başlığı: Allah hepimize yeter
Gönderen: Hadice üzerinde 17 Eylül 2010, 16:04:41
                                                                Allah hepimize yeter                                                                                                                                                                                                                                                                                                   Harun Reşid tebdili kıyafet yapmış veziriyle çarşı-pazar gezinirken, halkın ikamet ettiği alandan uzakta bir yerde bir çadır görür Veziriyle beraber çadıra doğru gelirler Çadırın önünde yaşlıca bir kadın "Nine bu çadırda mı yaşarsın?", "Evet oğul, benle dokuz yaşındaki torunum burda yaşarız, buyrun misafirimiz olun yol yorgunusunuzdur" der
Allah bize yeter (hikaye)
Harun Reşid'in kim olduğunu bilmeden içeri çadıra girerler "Nine ne yer ne içersiniz, geçiminiz neyden, nasıl geçinirsiniz?" "Oğul, Allah'a ne kadar şükretsek azdır, bir keçimiz var onun sütünü sağar geçimimizi sağlarız…" Uzun sohbetlerden sonra sofra serilir Sofraya, tepsideki görünümünden anlaşıldığı kadarıyla pişirilmiş bir keçi gelir, sultan vezirinin gözlerine bakar!

Bakışmadan sonra yemeğe koyulurlar Sultan, nineye bu keçinin nerden geldiğini sorar Nine; "Bizim sağımlık keçiydi, misafirlerimizi ağırlamaya başka bir şeyimiz olmadığı için keçiyi kestik" der Yemek yendikten sonra Harun Reşid ve veziri ordan ayrılmak için toparlanırlar Ayrılmadan önce, sultan nineye bir zarf verir "Sıkıntınız olduğu zaman bu zarfın sahibine varın, sizin sıkıntınızı giderir, size yardımcı olur" der, oradan ayrılırlar Yolda kendi kendine, “Allah'ım bu ne büyük tevekkül, geçimini sağladığı keçiyi sırf misafir ağırlamak için kesiyor, rızkından korkmadan endişe etmeden yaşıyor!” Diye, derin derin düşünür

Uzun bir zaman sonra, çadırdaki nine geçim sıkıntısı çekmeye başlar Aklına zarf gelir, çadırına gelen misafir, sıkıntıya düştüğün zaman zarfı sahibine ulaştır, sana yardımcı olur demişti! Zarfı sandığından çıkarır oğluna verir "Oğlum bu zarftaki adama git, geçim sıkıntısında olduğumuzu söyle, belki bize yardımcı olur" der Çocuk zarfı alır, sora sora büyük bir sarayın önüne gelir, sarayın kapısındaki askerlere zarfı gösterdiğinde kapı açılır, her bir kapıya geldiğinde zarfı gösterdikçe kapılar ardına kadar açılır

Ta ki Sultan Harun Reşid'in odasına girene kadar Kapının ağzından, sultanın namaz kıldığını görür, içeride kapının ağzında bekler Sultan namazı bitirip namaz sonrası ellerini duaya açar O sırada çocuk sultana bir daha, bir daha bakar ve oradan hızla uzaklaşır

Çadıra varınca nine sorar, “Ne yaptın oğlum, o zatı bulabildin mi?" "Evet nine, o zat, Sultan Harun Reşid'di ama baktım ki o da ellerini yukarı doğru açmış yalvarıyor, birşeyler istiyor, bende kendi kendime dedim ki, sultan dahi olsa ondan birşeyler istemek nafile, biz de onun yönelipte istediği yerden isteyelim, diyerek, birşey istemeden geri geldim” Nine, “Doğru dersin oğlum, bir an gaflete düştüm, seni ona gönderdim, Yüce Allah bize, hepimize yeter”