Konu Başlığı: Önsöz Gönderen: Safiye Gül üzerinde 12 Kasım 2010, 13:38:06 ÖNSÖZ “Kendini bilen Rabbini bilir” hikmeti ilâhi varoluşun, insani varoluşun imkânlarıyla kavranabileceğini dile getirir. Esasen, insan tabiatı hakkındaki araştırmalardan elde edilecek olan bilgi sağlıktan eğitime, beslenmeden hukuka, ekonomiden dine varıncaya kadar bütün alanlarda merkezî bir öneme sahip bulunmaktadır. Ancak, bu bilginin elde ediliş tarzı, kullanılış amacı ve en son plândaki yorumu, içinde yaşanılan çağın hâkim dünya görüşüne göre şekillenmektedir. Çağdaş medeniyetin kaydettiği bunca başarılara rağmen, insanın iç dünyasının zenginlikleri ve onun karakterini geliştirip olgunlaştıracak gerçek ihtiyaçları hakkında doğru bir görüş geliştirebildiğini söylemek zordur. Günümüz insanı kendi kendisiyle Allah'ı ile, diğer insanlarla, canlı-cansız tüm çevre ile, içinde yaşadığı bütün bir kâinat ile ne ölçüde barışık ve uyumludur? Kitlesel bir âfet hâlini almış olan stres, çağdaş insanın kendisini “Varoluşsal engellenme” içerisinde bulduğunun açık bir belirtisidir. Çağdaş kültür, insanın gerçek tabiatını dile getiren “mâna arayışı”na uygun hedefler temin etme konusunda duyarsız ve kabiliyetsiz görünmektedir. Ekonomik yarışma, iktidar mücadelesi, başarı, tensel zevk ve tatminlerin alabildiğine yüceltilip, mutlak değerler hâline getirildiği çağdaş kültürde, ruhani sevgi ve aşklar, tabiatüstü ilgi ve yönelişler, “Çocuksu yanılsamalar” olarak yorumlanıp, küçümsenmiştir. Sonuçta, yüzyılımıza damgasını vuran ideoloji ve sosyal sistemlerin başarısızlığına, birbiri ardına çöküşüne bütün dünya tanık olmaktadır. Dünyanın her yerinde, geleneksel dinî öğretilere karşı insanlarda uyanmaya başlayan canlı alâka, çağdaş medeniyetin dolduramadığı bu “Varoluşsal boşluktan ileri gelmektedir. Dinin amaç ve hedeflerinin doğru olarak anlaşılması, insan tabiatının iyi bilinmesiyle yakından ilişkilidir. Dinin sahibi ve asıl kaynağı Allah olmakla birlikte, muhatab ve mükellefi insandır, insan dini, kendi güdüleri, duyguları ve ilgileri çerçevesinde yaşamakta ve yorumlamaktadır. İlâhî öğretilerin insanın ruh dünyasında bir iç değer olarak yaşanmaya başlaması ve birlikte dinî hayat gerçeklik plânında varlık kazanmaktadır. Gittikçe kitleleri saran günümüzdeki kuvvetli dini duyarlılık kendisine, çağdaş düşünce ve bilimin ulaştığı sonuçlarla çelişmeyen, anlaşılabilir, tutarlı bir dünya görüşü sağlayan, edebî ve estetik boyutları olan ve insanı içten kavrayan yeni bir ifade biçimi aramaktadır. Günümüz insanı, dinin alışılagelmiş geleneksel açıklama ve anlatımlarından daha farklı, yeni bir dinî oluşum içerisinde kendisini kavramaya çalışmaktadır. Din Psikolojisi bilimi, diğer din konulu insan bilimleri gibi Batı'da en çok yüz yıllık bir geleneği bulunan, fakat bizde çok az tanınan yeni bir araştırma alanıdır. Ülkemizde bu alanda yapılan araştırmaların ve araştırmacıların sayısı oldukça sınırlı bulunmaktadır. Bizim bu mütevazı çalışmamız, eğitimsel ve akademik ihtiyaçların zorlamasıyla ortaya çıkmıştır. Bu kitabı hazırlamaktaki amacımız, öncelikle İlâhiyat Fakültesi öğrencilerinin bu bilimi tanımalarına yardımcı olmak; genç akademisyenlerin araştırmalarına ışık tutmaktır. Bununla birlikte, gerek ihtiva ettiği konular ve gerekse bu konuların ele alış ve işleniş tarzı göz önünde bulundurulduğunda, bu kitabın, daha geniş bir okuyucu kitlesi tarafından ilgi göreceğini ümit ediyorum. Özellikle akılcı ve bilimsel düşünce alışkanlıklarıyla yetişmiş aydınlarımız, bu kitapta, dinin, kendi formasyonlarının sağladığı imkânlarla anlaşılması zor olmayan bir yorumunu bulabileceklerdir. İnsan psikolojisinin ortak kanun ve ilkeleri yanında, kültürlere göre farklılaşan özel çizgileri de vardır. Batı kaynaklı bir bilim dalı olması bakımından Din Psikolojisinde ele alınan görüşler ve yer verilen araştırmaların daha çok Batılı bilim adamlarına ait olması normal karşılanmalıdır; çünkü ülkemizde ve diğer İslâm ülkelerinde henüz bu alanda ilmî gelenek oluşmamış ve yeterli bir bilgi birikimine ulaşılamamıştır. Bununla birlikte bu kitapta, kendi kültür mirasımızla çağdaş bilgiler arasında sınırlı bir alanda da olsa, bir köprü kurma denemesine giriştik. Ayrıca, islâmî kavram ve değerleri ön plânda tutmaya, psikolojik tesbit ve tahlilleri, îslâmî kaynaklarda yer alan açıklamalarla irtibatlandırmaya özen gösterdik. Bizim bu çabamızın, daha sonraki çalışmalara ışık tutmasını ümit ve temenni ediyorum. Ülkemizde kendi alanında ilk kapsamlı çalışma olan bu kitabımızın şüphesiz pek çok eksiklikleri bulunacaktır. Millî ve dinî kültürümüze katkı dışında hiçbir iddia taşımayan bu çalışmamızın, okuyucuların uyan, tenkit ve önerileriyle daha da geliştirilebileceğine inanıyorum. Kitabı hazırlarken, son bölümü gözden geçirerek değerli görüş ve uyarılarıyla katkıda bulunan değerli dostum Doç.Dr. Mustafa KARA'ya; bazı ingilizce metinlerin dilimize çevrilmesinde emeği geçen başta Arş.Gör.M.Naci KULA ve diğer yüksek lisans-doktora öğrencilerime; kitabın basılması konusunda ciddi gayretleriyle desteğini esirgemeyen değerli bilim adamı Prof. Dr. Süleyman Hayri BOLAY’a teşekkürü bir borç bilirim. Herşeyin en iyisini bilen şüphesiz ki Allah'tır; çalışmak bizden başarı O'ndandır... [1] Konu Başlığı: Ynt: Önsöz Gönderen: Ceren üzerinde 29 Aralık 2014, 23:56:50 Esselamu aleykum.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Rabbin bizleri kendini bilen,Allahı bilen kullarından eylesin inşallah...
|