> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > Din Psikolojisi > Dinî şüphe
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dinî şüphe  (Okunma Sayısı 11730 defa)
10 Kasım 2010, 12:54:38
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 10 Kasım 2010, 12:54:38 »



B- Dinî Şüphe
 
1- Dinî Şüphenin Anlamı :
 

Şüphe, apaçıklık ve kesinlik arzusunun, önceki inançla veya sebepleri karşılıklı ve denk olan iki inancın birbirleriyle çatışması sonucunda ortaya çıkan, kararsız veya sabit olmayan ruh hâlidir. Şüp­heden, şuurlu imana ya da kararlı inançsızlığa geçiş, şartlara ve duruma göre, mümkün iki gelişme yo­ludur. İlkel bir saflık şeklinde de olsa, şüphesiz ki iman, şüphe ve inançsızlıktan önce gelir. Buna kar­şılık inkar ya da inançsızlık çoğunlukla şüpheyi izler. İman çatışmalarının yol açtığı ruhî bunalım, şüphe ve kararsızlıkla yoğunlaşıp güçlenir. Olumlu bir şekilde şüpheyi “şuur genişlemesi”nin başlangıcı ve ifadesi olarak anlamak mümkündür. Şüphe ol­maksızın, bir insanın tasdik ve İnanma kapasitesini tam olarak kullandığı söylenemez [329]. Çünkü, zihni en kuvvetli bir şekilde daha yüksek yorum se­viyelerine zorlamak, şüphenin bir karakteristiğidir. Bu bakımdan şüphe, ruhî hayatın gelişiminin zarurî ve evrensel bir belirtisi olarak kabul edilebilir.

İmanın konusu “gayb” olduğuna göre, onun ger­çekliği kesin olarak kabul ve tasdik edilmiş olsa bile bütün açıklığı ile kavranması hiçbir zaman tam de­ğildir. Bu bakımdan iman hem kesinlik, hem de so­rudur. İman, bilgiden daha kuvvetli bir kesinlik duy­gusu verir; fakat aynı zamanda o “niçin” sorusunu da ihtiva eder [330]. Esasen, birşeyin kavranışı vasıtalı veya vasıtasız, bulanık veya berrak, tamam veya eksik ola­bilir; fakat hiçbir zaman bilenen şeyin mükemmel, hiç noksansız bilindiği iddiasında bulunulamaz. Yan­lış anlama ve yanlış yorumlama her zaman müm­kündür. Söz konusu olan şey bilimsel gerçekler de olsa, her tasdik kendi hakikati içinde bir dereceye kadar, az ya da çok gerçek bir şüphe ile malûldür.

İman hakikatleri kendilerini akla mutlak bir ke­sinlikle kabul ettirseler bile, irade ve duyguyu karşı konulamaz bir şekilde, otomatik olarak hareket et­tiremezler. Bu durumda akıl kendi plânında, imanı tatmin eden garantileri ısrarla istemeyi sürdürür [331]. Böylece, iman devam ettikçe akim melodik şüphesi de sürüp gidecektir [332]. Çünkü imanın esası “rıza”dır; imandaki rıza da, artık ötesi olmayan, tam ve eksiksiz değildir. Her insanî tasarı gibi rıza, mükemmelleşmek için her tecrübeyi yeni bir vesile kı­larak yavaş yavaş gerçekleşir. Bu bakımdan imanın bünyesinde bir şüphe vardır, fakat bu akıl şüp­hesinden başka bir mahiyettedir. [333]

 
2- Dinî Şüphenin Çeşitleri
 

Sebep ya da kaynakları bakımından olduğu kadar, niyet ve sonuçları yönünden de farklı olan birçok dinî şüphe türü müşahede edilmektedir. Her inanan kişi, kendi dinî hayatı içerisinde bunlardan birini ya da birkaçını tecrübe edebilmektedir. [334]

 
a) Arayış Şüphesi :
 

Çocuğun normal zihnî ge­lişimi içerisinde yedi yaşından itibaren oluşmaya başlayan “sebeplilik” kavramıyla birlikte, dinî ko­nulardaki sorular ve arayışlar da artmaktadır. Çocuk için bunun anlamı, sahip olduğu dinî bilgiler ve kavramlar için “gerçeklik ve yeter sebep” araş­tırmasından başka birşey değildir. Burada, zihinde boşlukta duran bilgileri birbirleriyle irtibatlandırma ihtiyacı ve bu yönde oluşan sorulara doyurucu cevap bulma arzusu temel itici güçtür. Yani, ço­cukluk döneminin bu dinî şüphesinde, dine karşı ciddi bir tenkit ve itiraz niyeti mevcut değildir. Esa­sen çocuğun düşünce kapasitesi henüz yetişkinler seviyesine ulaşmadığından, yetişkinlerin şüphe ve inkârlarını tecrübe etmesi mümkün olmaz. Onun için çocuklarda ve hatta ergenliğe yakın yıllarda şimdilik, onları derinden sarsacak derecede dinî bir şüphe doğuracak temel dini anlaşmazlıklar gö­rülmez [335]. Bir örnek olarak, onbeş yaşlarındaki bir ergenin şu ifadeleri bir fikir verebilmektedir.

“Allah, sizi-bizi, bütün âlemi yaratmıştır. Bütün herşeyin bir yaratıcısı vardır. Acaba Allah'ı kim yaratmıştır? Evet, Allah bizi yaratmıştır, ama onu yaratan kim­dir, nasıldır, nedir? O'nu yaratan kimdir?” [336] Gö­rüldüğü gibi bu bir tür zihnî idmanı andırmaktadır. Tabiatı itibariyle Allah'ın varlığının anlaşılması ve kavranmasmdaki güçlük, zihnî seviyede bu tür so­ruların ortaya çıkmasına imkân vermektedir; ancak bu durum çocuk ve gençlerin bazı dinî kavramlara duygusal tepkiler göstermedikleri anlamına da gel­mez. Cehennem ve şeytanın varlığı, bazı çocuklarda iç dirençler uyandırabilmektedir. Bunun sebebi, bu kavramların ifade ettiği gerçekliğin çocuklar ta­rafından bir tehdit olarak algılanması ve çocuğun bunlar karşısında kendisini zayıf ve savunmasız bulmasıdır. Bu durum bazı yetişkinler için de sözkonusu olmakla birlikte, yetişkinler bunun daha fazla şuurundadırlar.

Bu tür “yeter sebep” şüpheleri, ileri yaşlarda özellikle dinî hayatlarında köklü bir değişimin baş­langıcında bulunan kimselerde çok güçlü bir şe­kilde yaşanabilmektedir. Hidayet adayı bazı kim­seler, değişim öncesinde kendilerini bazen oldukça uğraştıran şüpheler dolayısıyla büyük bunalımlara girmekte ya da sistemli araştırmalara yönelmelerini sağlayan sorularla karşı karşıya gelmektedirler. [337]

 
b) Bencillik Şüphesi :
 

Dine, kendi şahsî istek ve arzuları temeli üzerinden yaklaşan kişiler, çoğu zaman din vasıtasıyla bu isteklerine cevap bu­lamamanın hayalkırıklığını yaşarlar. Şahsî yararını gerektiren bir şeyin, duaları ile hemen ve yeterli de­recede temin edilmediğini gören bir kısım insanlar, dinî inanç ve düşüncelerinde kuşkuya kapılmakta ve dinî değerlere bir güvensizlik tutumu ge­liştirmektedirler. Aşık olduğu gencin, bütün du­alarına rağmen kendisine ilgi duymadığını gördükten sonra:

“Her zaman ilk önce duaya başvurdum, ol­madı. Bu yüzden batıl inançlarım ortaya çıktı. Hatta büyüye olan inancım arttı” diyen onbeş yaşındaki bir genç kız ile, aşağıdaki ifadelerin sahibi ondokuz aşın­daki bir delikanlı, aynı ortak tutumu pay­laşmaktadırlar:

“Büyüklerimizden duyduğumuze göre, dinî yolda yürüyenlerin Tanrı'dan istedikleri bazı arzuların yerine gelmesi mümkündür; fakat benim hiçbir isteğim yerine gelmiyor. Tanrı'dan is­tediğim arzuların yerine gelmemesi beni hüsrana uğ­ratıyor. Çok üzülüyorum” [338]. Şüphesiz ki bu tutum sadece dinî arayışın başında bulunan gençlere mah­sus değildir. Şiddetli şahsî bir ihtiyaca bağlı olarak, hayatın daha ileriki safhalarında da bunun patlak vermesi ihtimali her zaman vardı:

“Dua, mermileri durdurmaz, onlar hem imanlıyı hem de inançsızı de­lerler. Benim için, dinin hayatı devam ettirici bir kıy­meti yoktur” ifadesinin, birçok kıdemli Amerikan as­kerinin nakaratı olduğu kaydedilmektedir [339]. Görülüyor ki, öz-menfaatte odaklasan bir dinî inanç ve anlayışın varlığını sürdürmesi oldukça zordur.

Varlığını devamlı olarak sürdürebilmesi için inancın, ferdî fantezinin ötesine uzanan ve ferdin ortaya koy­duğu acil isteğini aşan değerler üzerine kurulu bir âlemi kabul etmesi gerekmektedir. [340]

 
c) Sadakat Şüphesi :
 

Gerçek bir iman kendi kendisini sorgulamadan geri durmaz. Bir kimsenin, kendi imanının Allah katında her bakımdan tam ve eksiksiz olduğunu düşünmesi cüretkârlık olur. Esasen iman hayatı, Allah'a duyulan güven ve tes­limiyet ile Allah karşısındaki hata, günah ve eksiklerimiz sebebiyle hissedilen korku ve vazife şu­urunun karışımı olan iki yönlü dinamik bir tutum içerisinde yaşanmadıkça tam bir gelişme göstermez. Sadakat şüphesi, imanın kendi gereklerinin yerine getirilip getirilmemesiyle ilgili bir şüphedir. Mümin burada, inandığı değerler hakkında değil, fakat kendi imanındaki samimiyetinden, imanına karşı sadakatinden şüphe eder [341]. Bu özelliği ile sa­dakat şüphesi, akıl şüphesinden başka bir mahiyet taşır. Bu, insanın Allah'la giriştiği ilişki hususunda ve metodik olarak soru sormaya başlaması, Allah'ın insandan istediği şeyle, insanın Allah için yaptığı şey arasındaki farkın araştırılmasıdır.

Bu tür bir şüphe inanan kişi için arzu edilir birşeydir; çünkü bu, imanın olgunlaşmasına hizmet eder. Mümin, Allah'tan emin olduğu ve fakat kendi nefsinden emin olmadığı ölçüde imanını ol­gunlaştırma çaba ve mücadelesi içerisinde olacaktır. [342]


d) Bilimsel Şüphe :

 

Olayların arkasında yatan gerçek sebepleri anlamak için bilinen ve görünen şeylerden şüphe etmek, ilim adamının özel­liklerinden biridir. Bilimsel düşünce tarzı, iyice kök­leşmiş duygularla benzerlik taşıyan, derinden kök­leşmiş alışkanlıklar şeklinde kendisini gösterir. Bilim adamının çalışma yönteminin gerektirdiği “alâkanın sınırlandırılması”, bu alışkanlıklar içinde başta gelenidir. Buna ilave olarak bilim adamı, ha­kikatin keşfi için geliştirilmiş olan tekniklerden ancak kendi alanına uygun olan küçük bir kısma dayanır. Ayrıca şahsî ilgi ve ihtiyaçların, araştırılan konuya karıştırılmaması, onun dışında tutulması (=objektiflik), bilim adamının tarafsızlığı açısından önem taşır. Bütün bu çalışma ilkeleri, hakikatin çok dar bir alanında da olsa, delile dayalı, apaçık ve kesin bir bilgiye ulaşma gayesini gerçekleştirmek içindir.

Tabiatı gereği bilim her zaman sınırlı ve fakat doğruya çok yakın bir bilgi verir. Bilimin faraziyeleri genellikle sınırlı olayların başarılı bir şekilde ön­ceden tahminiyle tesbit edilmektedir. Buna karşılık din, bilim de , dahil olmak üzere ahlâkî, sosyal, siyasî, estetik., bütün hayat olaylarını bir düzen ve bütünlük içerisine yerleştirir ve bilimin dışta tut­mağa çalıştığı şahsî ilgi ile bunları irtibatlandırır. Kendi alanı içerisinde sorular soran bilimci akıl, nihaî plânda “nesneler niçin vardırlar?” sorusunu sormaya başlamasıyla dinin sınırına ulaşmış olur.

Belirli alışkanlıklar ve sınırlı olayların bilgisi ile dine yaklaşan bir bilim adamı açısından dinin me­sajlarının doğru bir şekilde anlaşılması oldukça zor...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dinî şüphe
« Posted on: 19 Mart 2024, 11:20:50 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dinî şüphe rüya tabiri,Dinî şüphe mekke canlı, Dinî şüphe kabe canlı yayın, Dinî şüphe Üç boyutlu kuran oku Dinî şüphe kuran ı kerim, Dinî şüphe peygamber kıssaları,Dinî şüphe ilitam ders soruları, Dinî şüpheönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes