7- Dinî Motivasyonların Değeri Dinî bakış açısıyla güdüler, hem belirsiz ve hem de çift yönlü bir özellik gösterirler. Bunlar, dayandıkları dinin aleyhine de dönebilirler. Herhangi bir insanî istek ve ihtiyaçla Allah'a yönelen ve O'ndan taleplerde bulunan kişi, bazen bunlara hemen karşılık bulamadığında hayalkırıklığına uğramakta, bu da dinî inanç ve değerlerin objektif gerçeği olmayan bir yanılsama olduğu kanaatini ve sonuçta da isyanı doğurabilmektedir.
Güdülenme kavramı, din ile ittifak kurarak, onunla çift yönlü bir ilişkiyi sürdüren ruhsallık içi bir dinamizmi ifade etmektedir. Güdülenmeye bağlı çift yönlülük, gerçekten yaşanmış din ve din tarafından takdim edilen tebliğler arasında bir uygunsuzluğu ifade eder. Bu durum bir çatışma sebebidir. Çatışma, ya fonksiyonel ilişkinin kaybolmasını izleyen dinî ilgisizlik durumuna sevkedebilmekte ya da yeni bir dinî anlamın keşfedilmesi anı da olabilmektedir. Çatışma sebepleri dolayısıyla dinden yüz çeviren kimse, kesin olarak bu uygunsuzluğun şuuruna varamaz. Böyle olmasaydı o, dini kendisinin kabul ettiği anlamıyla aynileştirmeyecekti. Bu durum açıkça gösteriyor ki, psikolojik kendiliğindenlik ve din arasındaki iç uygunsuzluk ne kasıtlıdır ne de şuurludur; zira kimse onu şuurlu bir ikiyüzlülük olarak yaşayamaz. Dinî krizin, kişi onun şuuruna vardığı zaman, muhtemelen dinden uzaklaşma ile sonuçlanması bunun ispatıdır.
Bu anlayış çerçevesinde denilebilir ki, kişilerin kendi kendilerinin haberi olmadan gerçekten yaşamış oldukları dini yöneten dinamizmler, yani güdüler şuurdışıdırlar. Burada, genel olarak dinî olanları, kişinin sosyal, bensever ve hayati ilgileri içinde bütünleşen unsurlardan ayırdeden marifetli bir “psikolojik kendiliğindenlik” vardır. Kişinin hiç bilmek istemediği bir başka tatmin objesi sözkonusu olmayıp, aksine ruhî kendiliğindenliğin izlediği gaye kabul edilmiş bulunmaktadır. Kişinin burada tanımadığı şey, daha ziyade seçici olarak yorumladığı ve kendi insanî amaçlarına uydurduğu dinî tebliğlerin davetine uygun şekilde kendi ilgilerinin değişikliğe uğramasına imkân açmaktır.
Güdülenme psikolojisinin bakış açısı, yaşanmış dinin içinden bir kesit vermektedir. Kabul ve ifade edilmiş din ile uyumsuzluklar içinde bulunan şuur-dışı güdüler dini, dinî inancın niyetine sahip olan insanı, kendi amaçlarına doğru çekmektedirler. Güdüler ilk nazarda kendilerinin din tarafından sorguya çekilmesine izin vermemekte, hatta direnç gösterebilmektedirler. Bununla birlikte, insan bu psikolojik kendiliğindenliğin sürüklediği çaresiz bir uyumcu değildir. Şüphesiz, güdüler tarafından karartılmış fakat onları aşan bir niyet mevcuttur. Bu niyet, hiç olmazsa birazcık, insanı bizzat kendisinin merkezinden uzaklaştırarak onu, kendisine bir başka realitenin varlığı olarak aklına gelen bir (aşkın) realiteye doğru çevirir. [204]
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın