> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > Zamanı Kuşatanlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Zamanı Kuşatanlar  (Okunma Sayısı 975 defa)
10 Kasım 2011, 07:43:26
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 10 Kasım 2011, 07:43:26 »



Zamanı Kuşatanlar


Ocak 2000 - 13.sayı

Sabahattin AYDIN
kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.

Yeryüzünü ve insanı sömürü hedefi olarak gören medeniyetlere bakarsanız, ebediyyetle irtibatlarının ya hiç olmadığını ya da çok zayıf olduğunu görürsünüz. O medeniyetlerin insanı, zamanın insan ömrüyle sınırlı olduğunu düşünürler. Yalnızca bir ömür; on yıllarla sınırlı öncesiz sonrasız bir ömür. Zaman anlayışı böyle olunca artık her türlü sömürü, talan ve çapul kaçınılmazdır. Yaşanacak, elde edilecek her şey, bir ömrün sınırladığı zamana bağlıdır çünkü. Güce ve hakimiyete ulaştıran her şeyi meşru saymaları işte bundandır.

Böyle medeniyetlerin çocukları, ruhlarının ebediyyet iştiyakını ancak başka insanların, başka coğrafyaların hayatlarını kendi ömürlerine katarak dindirebileceklerini sanırlar. Ne var ki bu çaba da zamana esir olmaktan kurtaramaz onları. Gençliklerinde vahşi, ihtiyarlıklarında çekilmez ve çirkin olurlar.

Bir de zaman tarafından kuşatılmamış, aksine zamanı kuşatabilmiş insanlar vardır. Onlara göre zaman, öncesiz-sonrasız Mutlak Varlık’tan gelip, yine O’na dönen süreçtir. Sıfır ile son arasında yitip giden düz ve sınırlı bir çizgi değil.

Onların medeniyetleri, her şeyi yaratan ve yaşatanın mesajının hayata nakış nakış işlenmesiyle şekillenir. Sanatı, edebiyatı, mimarisi ve sosyal kurumları hep O’na işaret eder, O’na çağırır. O’na, yani ebediyyete.

Ömrün, ezelî ve ebedî olanın emanet ettiği bir sermaye olduğuna inanır onlar. Yalnız kendilerine ait bir sermaye. An be-an işlenmesi, çoğaltılması gereken bir sermaye.

Vukuf-u zaman prensipleri vardır onların. Yaşanılan her anın kazanıldığını ya da kaybedildiğinin idrakindedirler. Ömrün kaybedilmesinin, ebediyyeti kaybetme anlamına geldiğini bilirler. Kaybedenlerden değil, kazananlardan olmak için yaşarlar. Aldıkları her nefesin muhasebesini yaparlar. İşte böylece hakim olurlar zamana.

Zamanı çoğaltabilir onlar. Çünkü harcamak ve tüketmek yerine, kazanmak ve çoğaltmak onların esas karakterleridir. Yaşadıkları her vakti iyiliklerle, güzelliklerle donatarak, ebediyyetten kat kat fazlasıyla karşılık alırlar. Öyle anları vardır ki onların, ebediyyetin kendisi oluverir. Bedenleri toprak olsa da asla ölmezler. Zaman ve mekân üstü bir boyuttan göz kırparlar sonsuzluğa aşık gönüllere.

Asr Suresi vardır onların. Ezelin ve Ebedin Rabbi’nin zamana yemin ederek başladığı sure. “Muhakkak ki ziyandadır, kaybedip durmaktadır insan” fermanı ile, zamanın insanı ve insana ait herşeyi kemirip tükettiği bildirilir bu surede. Ama hemen ardından, “iman edip hayırlı işler yapanlar ve bir de birbirine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna” ayetiyle, ebediyyetle irtibatlı olanların bu hüsran ve pişmanlıktan kurtulduğu müjdelenir. Onların zamanlarının tükenişe doğru götürmediği bildirilir. Böylece bizzat zamanın yaratıcısı, zamanı kuşatmanın, zamanı çoğaltmanın formülünü öğretir onlara. Onlar ilahi mesajın her harfini canları bilirler ama bu sureyi bir başka severler. Adeta yollarının özü olarak görürler.

Zamanı kuşatanlar, kendi kendilerine kutsal zamanlar üretmezler. Onların kutsal günleri Alemlerin Rabbi’nin buyruğu ile, Sevgili Elçi tarafından belirlenmiştir. Böyle zamanlarda neşe ve sevinci, manevi hazlarla harmanlayıp herkesle paylaşırlar. Kederli insanları sevindirmek, yalnızca onların bayramlarına özgüdür. Çünkü onlar sahip oldukları her zenginlik gibi, mutluluklarını da paylaşmayı, çoğaltmayı severler. Yardımlaşmaktan büyük haz duyarlar. Hatta iki bayramlarından biri, yalnızca zengin olanlarının diğer insanlara yiyecek dağıtması üzerinedir. Aslında bütün insanların yüzünün gülmediği bir dünya onları rahatsız eder.

Bir de kandilleri vardır onların. Ebediyyetle irtibatları böyle günlerde, gecelerde manevi müjdelerle donanır. Duaya kalkan avuçlarının, ilahi rahmetle dolup taştığını hissederler.

O medeniyetin çocukları, çabucak bitiverecek diye gençliklerini sahte tatminlerle heder etmezler. Gençlik zamanlarını, güç-kuvvet yerindeyken iyi işler yapmanın fırsatı olarak görürler. Bu anlayış öyle bir denge verir ki o gençlere, ne vahşi olurlar, ne de tatminsiz ve bezgin. Yüzleri güler, muhabbetli ve dinamiktirler.

Yaşlılar ise kendilerini ebediyete açılan kapının eşiğinde hissederler. Asla yok oluş kaygısı taşımadıklarından, mutmaindirler. Yüzlerinde bend ettikleri, kendilerine ait kıldıkları zamanların huzuru okunur. Ölümü bitiş değil, geldikleri o Mutlak Varlığa dönüş olarak görürler. Sevinçli ve ümitlidirler. Vuslat için tatlı bir hazırlık heyecanıyla atar diri kalpleri. Saç ve sakallarındaki gümüş renge, ötelerden gelen ışığın yansıması olarak bakarlar. Aynalara hiç düşman değildir onlar. Yaz güneşinde olgunlaşmış, tatlanmış sonbahar meyveleri gibidirler. Güler yüzlü, tatlı dilli, engin gönüllü olurlar.

İşte insanları ebediyyete bağlayan o medeniyet kuvvetliyken, yeryüzü barış ve huzur yurdu olur. Zamana esir medeniyet hakim olduğunda da, kan ve gözyaşına boğulur insanlık. Tarih ve şimdiki zamanlar buna şahitlik eder, bunu anlatır.

Evet; zamana hapsolmakla, onu kuşatmak böylesine derin farklarla yansır insana. Hepimizin ömrü, sonsuzluğa akıp giden zamanın bir parçası. O zamanın ya esiri olacağız, ya da hakimi.

Siz hangisini tercih ederdiniz?


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Zamanı Kuşatanlar
« Posted on: 29 Mart 2024, 00:53:04 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Zamanı Kuşatanlar rüya tabiri,Zamanı Kuşatanlar mekke canlı, Zamanı Kuşatanlar kabe canlı yayın, Zamanı Kuşatanlar Üç boyutlu kuran oku Zamanı Kuşatanlar kuran ı kerim, Zamanı Kuşatanlar peygamber kıssaları,Zamanı Kuşatanlar ilitam ders soruları, Zamanı Kuşatanlarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes