Konu Başlığı: Yoldan Geçerken Gönderen: Zehibe üzerinde 04 Ekim 2011, 18:12:36 Yoldan Geçerken Mart 2006 - 87.sayı Zehra KORKMAZ kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı. Toprağa ayak basmanın bir tadı vardır. Ayağımıza bir taş takılır. Bir diken batar elimize, çalı çırpı yırtar, çizer yüzümüzü. Otların yeşili çıkar elbisemize, yaban güllerinin kokusu siner. Yağmurdan, çamurdan; güneşten, gölgeden nasibimiz olur. Göklerden, topraktan nasibimiz olur. Hayattan nasibimiz artar adım adım. İlmek ilmek örer, tel tel işleriz hayatımızı. İlmekler oynar bizimle; bir kaçar, bir tutulur. İğne batar elimize, teller kopar, kırılır, bir bakarız eklenir. Biz uyurken geçivermez yollar, bir trenin camından akar gibi akıvermez. Seyirlik değildir. Yaşanılır da bir izi kalır, tadı kalır. Ne kadar yol yürürsek, o kadar adım atacağız. O kadar artacak emeğimiz. O kadar artacak sabrımız. O kadar artacak çilemiz. Suyu kanasıya içeceğiz o zaman. Yollarda yorulunca durmayı bileceğiz. Durup dinlemeyi, alnımızın terini silmeyi. Toprağa ve göğe bakmayı. Bir ağaç altında bir anlık gölgelenmenin keyfini süreceğiz. Ve bileceğiz, ömrümüz zaten o bir anlık gölgelenmektir. Yorulduk ya, gölgelenmenin keyfini süreceğiz. … Yoldan geçen birisiyiz yalnızca. Şehirlerden geçeriz, ülkelerden, kıtalardan… Akar geçeriz yollardan. Bir tadı kalmadan dimağımızda, bir iz bırakmadan kaçar gibi geçer gideriz adeta hayatımızdan. Kaçan bir ilmeği görmez, kırılan teli eklemeyi düşünmeyiz. Yolun sonunda bir döner bakarız. Ancak o zaman bakarız. Dağları delecektik hani, yeri yaracaktık, öylesine akıvermiştik. Öylesine kaçmıştık uzaklara. Öylesine kaçmıştık kendimizden. Hiçbir izimiz yok geride adım adım. İlmekler kaça kaça örgü kalmamış. Bir iğnelik nakış yok ardımızda. Yoldan geçen birisiyiz yalnızca. Ne yeri yarabilir, ne boyca dağlara yetişebiliriz. Bir arpa boyu yoldur aldığımız. O yolun derdini sürükleriz ya da keyfini süreriz. Yudum yudum kanasıya keyfini süreriz… … Anneannemin anlattığı bir masalda Ercin’le Gürcin vardı. İki köylü kadın. Komşu köye evlenen kızlarını ziyarete giderken rüzgârda sallanan çalıları görür, “Bak nasıl da üşümüşler, tir tir titriyorlar.” deyip şallarını örterlerdi çalılara. Masal bu, güler geçeriz. Geçeriz geçmesine de, bir gün bir çalının, ayağımıza takılan bir taşın, kaçırdığımız bir ilmeğin hesabıyla kalakalırız. Selamsız sabahsız geçtiğimiz yolların hesabıyla kalakalırız. Pencerelerde bıraktığımız yüzlerden, unuttuğumuz sözlerden soruluruz. Yokluğumuzda üşüyen dallardan soruluruz. Kapıları kapamışız; içerdeyiz, rahatız, eminiz. Lakin kapının önünde kalanlardan soruluruz. Biz tatlı uykulardayken acılar içinde geçen hayatlardan soruluruz. Akar gideriz aldırmadan yollarda. Lakin yolda düşenlerden, yolda kalanlardan soruluruz. Yolu kaybedenlerden, yollarda kaybolanlardan soruluruz. Atılıvermedik hayata çünkü. Doğduğumuz toprağın bir hakkı vardır üzerimizde. Toprağımız bizi bekler, bizi özler. Dal dal ağaç olur bekler. Yaprak yaprak gül açar bekler. Sararır solar, bekler. Kurur bekler. Toprak olur bekler. Elimizde bir fidanla doğarız. Kıyametimiz geldiğinde, fidanımız elimizde kuruduysa bizi bir derin âh bekler. … Gönüle doğru bir uzun yürüyüştür hayat. Çiçeklidir de, sabır ister de, uzundur. Adım adım emek ister de, uzundur. Yoksa bir anlık akıştır. Kimler bulur yolu? Kimler kaybolur yollarda, yollarda akarken? Hangi bir anı hissettik, hangi bir anımıza şahit tuttuk gönlümüzü, bize kalan onlardır. Bir tek izdir belki, ama sağlam bir izdir. Silinmeyecek bir izdir. Asla kopmayacak bir kulptur. Dura dura, düşe kalka hiçbir yere gidemedik belki. Şehirler aşamadık, kıtalardan geçemedik. Lakin bir uzun yürüyüştü ki bizimkisi, düştükçe toprağı gördük, toprağa değdik. Toprağa varmadan yolun sonunu bildik. Gönlümüze ermeyi menzil bildik de, en uzun yürüyüştü bizimkisi. En uzaklara gidenlerden çok daha uzun bir yol gittik. Her adımı sinemize kelime kelime yazıldı çünkü. Bizim bir yolumuz oldu adımlarımızdan, düşüp kalkmalarımızdan. Bir yaprağın hayaline dalmalarımızdan. Toprağa ayak basmanın bir tadı vardır. Adımla açılan yollar yeşildir, çiçeklidir. Patika yolların bir hikâyesi vardır. Bir gün dili çözülür duvarların, dağların, dalların. Anlatırlar anlatırlar… “Âh bir dili olsa da anlatsa!” Derdik ya, şimdi sussunlar isteriz. Bir arpa boyu yol gitmiş olmayı gerçekten isteriz. Adım adım işlerken keyfini sürseydik de, selamsız sabahsız geçtiğimiz o kadar yolun yüküyle gelmeseydik... Herkes yalanladığında, gönlümüz doğrulasaydı bizi... Konu Başlığı: Ynt: Yoldan Geçerken Gönderen: Ekvan üzerinde 04 Ekim 2011, 19:20:03 Yol Mülahazaları diye bir kitap okuyorum şu aralar..Herkese de tavsiye ederim..Ezelden ebede giden bir yolda, nelere takıldığımızı anlatıyor..nelere takılmadan yürümemiz gerektiğini de..Hep hissettiğim birşeydir ,yukarıda sözü edilen..az gitmek uz gitmek..ama geriye dönüp baktığında bir arpa boyu yol gidemediğini görmek..yine de bir ümidim var..hani uzun zamandır giymediğiniz bir ceketin cebinden, yüklüce bir para çıksa nasıl sevinirsiniz..öylece birgün..hayır hasenatlarımıuz karşımıza çıksa..unutmuşken..ümidi kesmişken..sevindiriverse bizi..ne güzel olur..değil mi? |