> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > Yazarlarının dilinden Semerkandla ilgili hatıralar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yazarlarının dilinden Semerkandla ilgili hatıralar  (Okunma Sayısı 3769 defa)
18 Eylül 2011, 17:27:57
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 18 Eylül 2011, 17:27:57 »



Diyorlar ki...



Mayıs 2007 - 101.sayı

Semerkand Dergisi kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.

Yazarlarının dilinden Semerkand’la ilgili hatıralar, duygular, düşünceler...

Ali DEMİRTOPUZ
Samandıra'da İnecekler

Bizans harabelerinin çevrelediği ot bürümüş kestirme yoldan geçerek o minik mescide geliyorum. Namaz ve son bir sigara... Çakıl taşlarını çiğneyerek yolumadevam ediyorum.Kapıdayım. Derin bir nefes alıyorum. “Lâ havle velâ kuvvete illâ billah...”

Editörümüz Sabahattin Aydın’la kısa bir hasbıhalden sonra soruyorum: “Yazıyı okuyabildiniz mi?”
“Okuyamadım, diyor, daha doğrusu bir iki sayfasını okudum ve bıraktım. Bu yazı, diyor, dergimiz için çok uzun ve sıkıcı..”
Bir ay boyunca tüm mesaimi uğruna feda ettiğim o muhteşem eserim iki kelime ile hayatını kaybediyor. Bir anafora dönüşüp beni yutmaya çalışan koltuğumun kenarlarına son bir çabayla yapışıyor ve nihayet sesimi çıkarabiliyorum: “Yani?”
“Devam edeceksin,” diyor, sonra beklediği yazının temel özelliklerini izah ediyor.
Dönüyorum ve yeniden başlıyorum. Yazıyorum, bozuyorum, tekrar yazıyorum. Bin kere okuyorum yazdıklarımı. Kelimeler gözümde anlamlarını yitiriyor. Umutsuzluk çullanıyor üzerime. Ne olacaksa olsun diyor ve gönderiyorum. Bir de not ilave etmişim.. “Biliyorum olmadı ama göndermeden edemedim.”
Cevap geliyor: “Olmuş işte. Ben beğendim.”
Donakalıyorum...

Hüseyin OKUR
Kültür Dünyamıza Bir Işık

Evet; tam yüz sayı olmuş yani yüz ay... İlk sayının başyazısı hâlâ dün gibi aklımda: “Müslüman Barıştan Yana Olandır.” Kısa ve geçici dünya hayatında insanın zamanınıen güzel şekilde değerlendirebileceği hem dinlendirici, hem de feyiz veren, kültürle
tasavvufun bir araya geldiği mükemmel bir dergi...
Semerkand Dergisi, tespit edilmiş bir çizgiyi büyük bir kararlılıkla, ölçüsünden taviz vermeden, ilkelerinden bir adım bile taviz vermeden ulaşılan menzilin adıdır. Okurlarına daha faydalı olabilme aşkıyla, hizmet nimettir düsturuyla ve ilk günkü heyecanıyla yayın hayatını sürdürüyor.

ZEHRA KORKMAZ
Semerkand'lı Olmak

Birazdan bir şehre gireceksin.
Adımların ürkek, acemi yollarında yürüyeceksin.
En çocuk halinle, en masum, en içten yürüyeceksin.
Şehir sana yürüyecek.
Kayboldum dediğin anda bulacaksın.
Toprağında büyümüş gibisin.
Dallarından meyve aşırmış, çimenlerinde yuvarlanmış, avcunu dayayıp çeşmelerinden
kana kana su içmiş gibisin.
Camilerinde babana çaktırmadan bakarak ilk defa secdeye kapanmış gibisin.
Diz çökerek hocalarına ilk defa Sübhaneke dersini vermiş gibisin.
Birazdan bir şehre gireceksin.
Şehrin kapıları açılmış sonuna kadar; gönlüne gel der gibi, gülleri der der gibi.
Yeniden yaşıyor gibisin her anı, her ana yeniden giriyor gibisin. Acemiliğin ondan.
Ürkekliğin, tatlı telaşın, çocuksu merakın ondan.
Şehri adımladıkça kendi kalbine de varıyorsun. Her kıvrımdan kendini soruyor, her
kıvrımda kendini buluyorsun.
Ağırlıklarından kurtulmuşsun, öyle hafi f yürüyorsun.
Kelime kelime, adım adım kendine varıyorsun.
Yolda rastladığın yaşlı teyze hoş geldin diyor, erik veriyor. Erikleri ceplerine dolduruyor,
yağmurda ıslanarak yürüyorsun.
Damlalar içinde akan nehrin sularına karışıyor. Bazen deli, bazen durgun akıyor.
Şehrin sen oluyor, sen şehrin oluyorsun.
Sen Semerkand’dasın. Şehr-i yârde.
Sen Semerkandlısın.

Yusuf YAVUZ
Semerkand'a Güzelleme

Ufuklarda ışık gözlüyor idik,
Nihayet meydana çıktı Semerkand;
Gönül sohbetleri özlüyor idik,
Nice taassubu yıktı Semerkand.

Bir bahar mevsimi çiçek açarken,
Yağmur bekleyenler göğe bakarken,
Susuzlar ovada suyu ararken,
Şifalı su olup aktı Semerkand.

Gerekeni yazdı hava basmadı,
Kimseye kızmadı ama susmadı,
Allah’ın kuluna surat asmadı,
Herkese şefkatle baktı Semerkand.

Her ay elden ele dolaşmasıyla,
Yüz binlerce dostla buluşmasıyla,
Yüz bir sayısına ulaşmasıyla,
Yüz bir rehber ışık yaktı Semerkand.

Ahmet ALEMDAR
Bir Pencere Açmak

100 sayılık uzun soluklu bir koşunun son demlerinde koşuya katılan ama hâlâ topallayan ve dolayısıyla geride kalmayı hak etmiş bir kişi olarak yazı serüvenimden bahsedeyim.

Bana dergide yazı yazma teklifi yapıldığında, her ay sürekli yazı yazmamın zor olabileceğini, ancak zaman zaman bazı yazılar verebileceğimi söylemiştim. Bu zorluğun şahsi meşguliyetlerimin yoğunluğuyla ilgisi olsa da asıl sebep, yüz binlere ulaşan ve yüce dinimizin hem zahirî hem de batınî boyutlarını kapsayan böyle bir dergide yazmanın hafi fl etilemez sorumluluğuydu.

Neler yazacağımı da bilmiyordum. Teklifte özel olarak belirlenmiş bir yazı içeriğinden bahsedilmemişti. Yazılarıma bir “pencere” açarak başlamayı düşündüm. Geldiğim noktada görüyorum ki aslında okuyuculardan ziyade kendi dünyama pencere açmaya çalışmışım. Yazdıklarımın değeri bilinmez ama dergiyi eline alan her sınıftan ve her yaştan insanlara duygu ve düşüncelerimi paylaşabileyim derken, yavaş yavaş anlıyorum ki öncelikle kendi iç dünyama sesleniyormuşum.

Sürekli yazamayacağım diye düşünürken, birkaç ay hariç genelde kendimi her ay bir yazı tasarımında buluyorum. Yazıyı ben mi yazıyorum yoksa kalem mi? Neler yazacağım derken yazılar arasındaki yol haritasının işaretleriyle heyecanlanıyorum. Önümüzdeki aylara ait birkaç yazının konularını artık tahmin edebiliyorsam da, bu serüvenin nereye kadar uzanacağını ve nasıl bütünleneceğini bilemeyeceğimi biliyorum. Ayrıca her yazımda haddimi aştığımı da büyük bir mahcubiyetle idrak ediyorum.

Yazdığım metinlerin içerisinde yer alan ayet-i kerimeler, hadis-i şerifl er ve Allah dostlarına ait kutlu sözlerin dışındaki cümle, kelime ve hatta her harf için sizlerden aff ıma vesile olmak üzere dualarınızı bekliyorum. Hürmetle…

Akif GÜLER
Hayat Bir Anı

Hani herkesin hayatında yaşadığı bir kesit vardır ya, bazıları için hüzünlü, bazıları için neşeli, bazıları için kaçırılan bir fırsat, bazıları için sanki hiç yaşanmamış bir an. Ama unutulmayan...
Emin olun herkesin böyle bir ânı var, ta Adem a.s.’dan beri. Bazıları için dönüm noktası olan, bazılarını olgunlaştıran, bazılarını hayatın dışına fırlatan…
Semerkand’da başlamak da benim için böylesine bir andı. Hayatı, niyeti, birliği, ayrılığı ve kendimi anlamanın ânı.
Vesselam...

Halil AKGÜN
Semerkand'ın Esintileri

Semerkand’ı ilk duyduğumda “ne güzel bir isim bulmuşlar” demiştim. Bunu derken Semerkand şehrinin İslâm medeniyetindeki yerini düşünüyordum. Semerkand aynı
anda ilmi, irfanı, izzeti, estetiği, kanaati, asaleti, kısacası Kur’an’ın “ihsan” dediği niteliklerin hepsini bezenmiş bir şehri temsil ediyor. Şehir deyince bugün aklımıza kalabalık yerleşim birimleri geliyor. Trafi k, büyük binalar, kirlilik, suç geliyor. Oysa klasik İslâm şehirleri, bir arada yaşamanın bir artı değere dönüştüğü yerlerdi. İnsan onurunun korunduğu, cemaat olmanın ilme, estetiğe, zerafete, güvene dönüştüğü yerler. Semerkand’ın bizim tarihimizde böyle bir yeri var.

Semerkand’ı ilk defa elime alıp incelediğimde dergiye farklı bir kaygının hakim olduğunu gördüğümü hatırlıyorum. Kaygı ile kastettiğim endişe değil; daha ziyade dikkat ve incelik. Yeni doğmuş bir bebeği korumak için gösterilen inceliğe, rikkate yakın bir kaygı. İnandığı ilkelerin arkasında sapasağlam duran ama bunu yaparken izzet, onur ve zerafetini tehlikeye atmayan bir kaygı. Ele aldığı konular ve konuları ele alış biçimiyle farkını ortaya koyan bir dergi. Lumpenliğin, kolaycılığın, anlamsızlığın, dünyevîliğin, kabalığın ayyuka çıktığı bir Türkiye’de Semerkand farklı bir iklimden esintiler getirmek için yola çıkmış görünüyordu. Bugün geldiği yere bakınca, yaptığı işin esintiden daha fazla bir şey olduğunu görmek zor değil.

Dergiye ilk yazımı gönderdiğimde nasıl karşılanacağı konusunda hiçbir fi krim yoktu. Ele aldığım konu, üslubum, ileri sürdüğüm gerekçeler, kullandığım örnekler, kurduğum cümleler acaba nasıl karşılanacaktı? Ciddi bir editör tezgahından geçecek miydi? Yoksa Türkiye’deki pek çok derginin yaptığı gibi “ne olsa olur” türünden bir yayın politikası mı izleniyordu? Bu sorunun cevabını herhalde pek çok yazar arkadaş merak ediyordu. Fakat ben yurt dışında olduğum için günübirlik ve yüz yüze bir iletişim kurma şansım yoktu. Editör’den gelecek ilk cevabı beklemek zorundaydım.

İlk yazıma ilişkin tashihler geldiğinde epey şaşırdığımı, hatta hafi f yollu kızdığımı hatırlıyorum. “Bu bambaşka bir yazı olmuş!” demiştim kendi kendime. Üslup adeta yeniden tanımlanmış, bazı paragrafl arın yerleri değiştirilmiş, cümleler kısaltılmış, fazla
bilinmeyen kelimelerin yerine başkaları konmuş… Kısa süreli bir şaşkınlıktan sonra yazıyı tekrar okudum. Kendi yazdığımla kasabın, pardon editörün masasından çıkan halini karşılaştırdım. Ve şunu keşfettim: Yazının ana fi krine hiç bir yerde müdahale edilmemiş. Söylemek istediğim şey, daha anlaşılır, sade ve dolambaçsız bir dille yeniden ifade edilmiş. Editörümüz gerçekten editörlük yapmış. Yazarın fi krine saygıda kusur etmemiş; tersine daha iyi anlaşılması için yerinde müdahalelerde bulunmuş.

İşte benim Semerkand’daki yazı hayatım böyle başladı. Birkaç yazı sonra artık benimle editör masası arasındaki mesafe epey azalmıştı. Semerkand kalemimi terbiye etmişti. Bir felsefeci olarak bu bana dil ile düşünce, fi kir ile ifade arasındaki ilişkiyi yeniden düşünme
fırsatı verdi. Klasikleşmiş yazarların kendilerini nasıl ifade ettiklerine ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yazarlarının dilinden Semerkandla ilgili hatıralar
« Posted on: 29 Mart 2024, 09:04:56 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yazarlarının dilinden Semerkandla ilgili hatıralar rüya tabiri,Yazarlarının dilinden Semerkandla ilgili hatıralar mekke canlı, Yazarlarının dilinden Semerkandla ilgili hatıralar kabe canlı yayın, Yazarlarının dilinden Semerkandla ilgili hatıralar Üç boyutlu kuran oku Yazarlarının dilinden Semerkandla ilgili hatıralar kuran ı kerim, Yazarlarının dilinden Semerkandla ilgili hatıralar peygamber kıssaları,Yazarlarının dilinden Semerkandla ilgili hatıralar ilitam ders soruları, Yazarlarının dilinden Semerkandla ilgili hatıralarönlisans arapça,
Logged
31 Temmuz 2016, 23:02:55
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #1 : 31 Temmuz 2016, 23:02:55 »

Esselamu aleykum
Semerkant Dergisi ni çok seviyorum...Semerkant li insanların hayatları anlatmaları çok güzel olmuş....Rabbim derginin üye sayısını artırsın inşallah....Rabbim c.c. Razı olsun inşallah....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes