> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > Sabır İmtihanı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sabır İmtihanı  (Okunma Sayısı 1376 defa)
16 Ekim 2011, 14:43:38
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 16 Ekim 2011, 14:43:38 »



Sabır İmtihanı


Kasım 2006 - 95.sayı

Mehmet ILDIRAR kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.


Hayat bir fırsat ve ganimettir. Harcandığında bir daha ele geçmez. Boşa gitmemesi, pişmanlıkla bitmemesi için sabır gerekir. Kurtulmanın tek çaresi sabretmektir.

Kişi, ilk olarak gayeye ermek ve ibadet edebilmek için tahammül göstermelidir. İbadet nefs için büyük bir zahmet ve ağırlıktır. Kişi, nefsinin karşı çıkışına ve ibadet lezzetine varamamış olanların hallerine uymayıp, kötü emsali örnek almayıp sabretmesi lazım gelir. Zira sabır kulluğun birinci basamağıdır.

İkinci olarak, fedakârlık isteyen taat ve ibadete riya ve gösterişin katılmamaya da sabretmek gerekir. Riya gibi, gösteriş gibi, ihlâssızlık gibi ibadeti bâtıl eden hallerden kurtulmak için yine sabır gereklidir.

Üçüncü olarak, sıkıntı, güçlük ve musibetlerle dolu dünya hayatına sabır lazımdır. Dünyanın kendisi beladır. Allah için olmayan bir dünya hayatı musibettir. Seni Allah’a götürmeyen dünya, nimet değil musibettir.

İnsan hayatı boyunca türlü meşakkatlere katlanır. Afetler, hırsızlıklar, uğradığı hakaret ve haksızlıklar... Çocukların, akrabaların ölümü, işlerin bozulması, iflâslar vs, vs... Türlü türlü musibetler yani. Fakat bütün bunlar üzücü olmakla beraber, Allah yolunda perde değildir. Kulluk için bir imtihandır ve bunlara sabretmek lazım gelir.

Allah Tealâ’nın sevgili kulları, en çok da peygamberleri sıkıntı çekmiştir. Daha sonra veliler, daha sonra da alimler bundan nasibini almıştır. Sıkıntı çekmek ahiret için olunca müminin sermayesidir, olgunluğuna sebeptir. Dünyanın kadr ü kıymete değmediğini anlamaya vesiledir.

Rabb-i Zülcelâl bir ayet-i kerimede buyuruyor: “And olsun ki, mallarınız ve canlarınız hususunda imtihana çekileceksiniz.” (Âl-i İmran, 186). İmtihanının içine çeşit çeşit belalar, musibetler, dünya hayatının gidişatı... Kısaca acı tatlı bütün haller girer. Bütün bunlar ibadetten geri kalmak için değil, aksine yüzü Allah’a çevirmek için, onunla irtibatlı olmak birer vesiledir.

Sen yüzünü Allah’a çevirir, kulluk etmek istersin. Ama arkadaşların seni kötü alışkanlıklara, nefsin lezzetlerine çevirmeye çalışır. Dünya sana musallat olur. Bir bakarsın işlerin yolunda, dünyanın zevki sefası seni çağırır. Bir bakarsın hayat taş taşımaktan ağır hale gelmiş, içinden çıkılmaz işler olmuş... Ne olursa olsun, dünyanın da, hayatın da, bizim de sahibimiz Allah. Öyleyse dünyanın zevkine de ezasına da sabredip, kulluk etmeye devam edeceğiz.

Kıyamette yaptıklarımız ortaya çıkar. Gençken ölen bir kimse, yaptığı hatalara karşılık: “Henüz çok gençtim, hayatın tadına varamamıştım..” der. Ama kendisine denilir ki: “Yusuf Aleyhisselam kadar genç ve güzel mi idin, insanların nefsî ve şehevî duygularına onun kadar muhatap mı oldun?” Öyle değil tabii ki...

Bazıları da: “Öyle fakirdim ki, geçim sıkıntısından ibadet edemedim. Eğer rızkım bol olsaydı, daha iyi kulluk ederdim.” der. Ona da denilir ki: “İsa Aleyhisselam kadar fakir miydin? O bir gün barınmak için mağaraya girdi, oradaki ceylan dile gelerek: ‘Ey Allah’ın Nebisi, Allah bu mağarayı bana mesken kıldı. Sizin mekânınız evlerinizdir.’ deyince oradan da ayrıldı. Taşı yastık yaptı, toprağı yatak, semayı yorgan yaptı, yattı. Lanetli şeytan gelip ‘Ya İsa sende mi dünyaya meylettin, yastık olarak taşı kullanıyorsun!’ deyince, o taşı da kaldırıp şeytana fırlattı ve bir daha yastık da kullanmadı. Dünyadan ayrıldığında ondan geriye kalan bir iğne ve bir ibrik idi. Sen bu kadar fakir miydin?”

Zenginler huzura getirilir ve onlar da der ki: “Yarabbi sen bize o kadar çok dünya malı verdin ki, biz bunlarla uğraşmaktan ibadet ve taate zaman bulamadık.” Onlara da şöyle denir: “Siz Süleyman Aleyhisselam kadar zengin miydiniz? Ne kadar zengin olursa olsun, sabah namazını kıldıktan sonra düşkünlerin yanına gider, onlarla otururdu. Dünya malı ne kadar arttıysa da o bununla meşgul olmadı.”

Mal-mülk, zenginlik-fakirlik, güzellik-gençlik insanı eğriltmez. Eğrilik kişinin içindedir. Bu yüzden insan bir an önce içini doğrultmaya çalışmalıdır. Bunun için de Mevlâna Hazretleri’nin söylediği gibi: Güzel ve kalıcı bir dövmeyle süslenmek isteyen kişinin, dövmecinin iğnesine sabretmesi gerekir. Kalplerimize nurun, güzelliğin nakşedilmesi de sabırladır.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sabır İmtihanı
« Posted on: 28 Mart 2024, 18:53:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sabır İmtihanı rüya tabiri,Sabır İmtihanı mekke canlı, Sabır İmtihanı kabe canlı yayın, Sabır İmtihanı Üç boyutlu kuran oku Sabır İmtihanı kuran ı kerim, Sabır İmtihanı peygamber kıssaları,Sabır İmtihanı ilitam ders soruları, Sabır İmtihanıönlisans arapça,
Logged
17 Ekim 2011, 19:55:59
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« Yanıtla #1 : 17 Ekim 2011, 19:55:59 »

Bazıları da: “Öyle fakirdim ki, geçim sıkıntısından ibadet edemedim. Eğer rızkım bol olsaydı, daha iyi kulluk ederdim.” der. Ona da denilir ki: “İsa Aleyhisselam kadar fakir miydin? O bir gün barınmak için mağaraya girdi, oradaki ceylan dile gelerek: ‘Ey ALLAH’ın Nebisi, ALLAH bu mağarayı bana mesken kıldı. Sizin mekânınız evlerinizdir.’ deyince oradan da ayrıldı. Taşı yastık yaptı, toprağı yatak, semayı yorgan yaptı, yattı. Lanetli şeytan gelip ‘Ya İsa sende mi dünyaya meylettin, yastık olarak taşı kullanıyorsun!’ deyince, o taşı da kaldırıp şeytana fırlattı ve bir daha yastık da kullanmadı. Dünyadan ayrıldığında ondan geriye kalan bir iğne ve bir ibrik idi. Sen bu kadar fakir miydin?”

Emeğine sağlık kardeşim...
İsa a.s hakkındaki bu satırları yeni okumuş olarak içim parçalandı..
Rabbim bizlerin imtihanını kolylaştırsın.şeytanın şerrinden vesvesesinden Muhammet ümmetini korusun...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

17 Ekim 2011, 21:02:59
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« Yanıtla #2 : 17 Ekim 2011, 21:02:59 »

Rabb-i Zülcelâl bir ayet-i kerimede buyuruyor: “And olsun ki, mallarınız ve canlarınız hususunda imtihana çekileceksiniz.” (Âl-i İmran, 186). İmtihanının içine çeşit çeşit belalar, musibetler, dünya hayatının gidişatı... Kısaca acı tatlı bütün haller girer. Bütün bunlar ibadetten geri kalmak için değil, aksine yüzü ALLAH’a çevirmek için, onunla irtibatlı olmak birer vesiledir.

Mal-mülk, zenginlik-fakirlik, güzellik-gençlik insanı eğriltmez. Eğrilik kişinin içindedir. Bu yüzden insan bir an önce içini doğrultmaya çalışmalıdır. Bunun için de Mevlâna Hazretleri’nin söylediği gibi: Güzel ve kalıcı bir dövmeyle süslenmek isteyen kişinin, dövmecinin iğnesine sabretmesi gerekir. Kalplerimize nurun, güzelliğin nakşedilmesi de sabırladır.

Allah razı olsun paylaşım için. Bahanemiz çok, memnuniyetsizliğimiz çok, şükrümüz az, zikrimiz az, isyanımız çok, şikayetimiz çok.Yani çok ve az bahaneleriyle ömrümüzü tüketiyoruz. Nefislerimizin,bedenlerimizin esiri olmaktan ne zamn kurtulacağız??Ne zaman ruhumuzu keşfedip,sırlara dalacağız ve ebedi huzuru bulacağız. Rabbim gerçek sırrı bulanlardan eylesin inş bizleri.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

17 Ekim 2011, 21:19:57
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #3 : 17 Ekim 2011, 21:19:57 »



      Mevlâna Hazretleri’nin söylediği gibi: Güzel ve kalıcı bir dövmeyle süslenmek isteyen kişinin, dövmecinin iğnesine sabretmesi gerekir. Kalplerimize nurun, güzelliğin nakşedilmesi de sabırladır.


        Çok güzel bir cümle...Hz.Mevlanaya da böylesi yakışır..Sabrın sonu selamettir deyip bizde bekliyoruz..İnşaallah birgün bizde, o nakışları kendi gönlümüzden seyrederiz..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes