> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > Osmanlı Siyaseti
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Osmanlı Siyaseti  (Okunma Sayısı 967 defa)
17 Eylül 2011, 08:43:18
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 17 Eylül 2011, 08:43:18 »



Demiştik ki...


Mayıs 2007 - 101.sayı


Semerkand Dergisi kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.

Osmanlı Siyaseti

Osman Bey tam bir gazi gibi yaşayıp tam bir gazi gibi ölmüştü. Allah yolunda cihad etmiş ve gazi olmuş bir bey olarak, oğlu Orhan Gazi’ye vasiyetinde davasının kuru kavga ve cihangirlik davası olmadığını beyan ederek vefat etmişti. Vasiyetinde:

“Allahın buyruğundan gayrı hiç bilmeyesin. Bilmediğini din ulemasından sorup anlayasın. İyice bilmeyince bir işe başlamayasın. Sana itaat edenleri hoş tutasın ve askerine imanı, ihsanı eksik etmeyesin ki, ihsan insanın kılavuzudur. Zalim olma, adaletle şenlendir. Ve cihadı terketmeyerek beni şâd et. Ulemaya riayet eyle ki din işleri nizam bulsun. Nerede bir ilim ehli duyarsan ona rağbet, ikbâl ve hilm göster. Askerine ve malına gurur getirip din ehlinden uzaklaşma. Bizim mesleğimiz Allah yolu ve maksadımız Allah’ın dinini yaymaktır. Yoksa kuru kavga ve cihangirlik davası değildir. Sana da bunlar yaraşır. Daima herkese ihsanda bulun. Memleket işlerini noksansız gör.” diyerek, hayat felsefesini ve asırlara hükmedecek olan anlayışın sırrını ortaya koymuştu.

Muzaffer TAŞYÜREK • NİSAN 1999 • SAYI 4


Emri Bil Maruf

Zaman ve zemin ne olursa olsun, ma’rufa sevk, münkerden alıkoyma çabası her halükârda devam etmelidir. Bize göre en vahim görünen durumlar dahi mümini bundan
alıkoymamalıdır.

Herhangi bir durum ümitsizliğe sevk etmemelidir. Yüz yüze bulunduğumuz durum, kişi veya toplum ne kadar kötü olursa olsun, biz yine bu görevimizi yapmakla mükellefi z. Yani, ‘artık bunlara iyilik yaramaz’ veya ‘artık hakkı-hakikati tavsiye etmenin yararı yok’ diyemeyiz. Çünkü biz bu görevi öncelikle kendimizi Rabbimiz’e karşı temize çıkarabilmek için yapıyoruz. Bunun böyle olduğunu bize yine Yüce Mevlâmız haber veriyor:

“İçlerinden bazıları, ‘Allah’ın helâk edeceği veya şiddetli bir şekilde azap edeceği bir kavme ne diye öğüt verip duruyorsunuz?’ dediklerinde, öğüt verenler şöyle cevap verdiler: ‘Rabbimize karşı bir mazeretimiz olsun diye. Bir de belki bir faydası olur ümidiyle...” (Araf, 164)

Arif GEZER • OCAK 2005 • SAYI 73



Rasulullah s.a.v. buyurdular ki: “Size çullanmak üzere yabancı kavimlerin, tıpkı sofraya çağrışan yiyiciler gibi birbirlerini çağıracakları zaman yakındır.”
Orada bulunanlardan biri: “O gün sayıca azlığımızdan mı?” diye sordu. “Hayır!” buyurdular; “Bilakis o gün siz çoksunuz. Lakin sizler bir selin getirip yığdığı çer-çöp gibi, hiçbir ağırlığı olmayan çer-çöpler durumunda olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak!” “Zaaf da nedir ey Allah’ın Rasulü?” denildi. “Dünya sevgisi ve ölüm korkusu!” buyurdular. (Ebu Davud)

Ahmet MİROĞLU • HAZİRAN 2004 • SAYI 66


Bu Çağ

Artık çağdaş insan çağını ne kadar yüceltirse yüceltsin onun çağı tarihe cinayetler, en derin buhranlar ve çok yönlü kirlilikler çağı olarak geçecektir. Kim bilir, belki de bu çağ mahşer gününe ithamların en kötüsü olan iki yüzlülükler, yalan ve riyâ çağı olarak çıkacaktır. Eğer çağlar arasında bir mukayese ve değerlendirme yapılacaksa bilinmelidir ki, inanan insanın da tarihte yaşadığı şanlı bir devir gelip geçmiştir. Bütün zamanların en kutsalı, afâki ve enfüsi bütün putların yıkıldığı bir çağ!.. Bu gün bu kadar zilleti işte o çağın ışığını bu güne taşıyamadığımız için yaşamaktayız.. O çağ, bütün çağlara rahmet ve ışık getirmiş olan Allah’ın sevgili peygamberinin çağıydı. Bizim ışık saçan zamanımız, şanlı saadet asrımız... Allah’ın sevgilisini bir hâle gibi kuşatan sahabenin berrak asrında bir mümin olarak yaşamak gerçekten bir fazilet. Hatta bir özlem! Ama bizim kaderimiz de bu çağda yaşayıp bu çağı ihya etmek... Biz bu çağda, o çağın hasretiyle yaşayıp, bu çağın büyüsünü bozmak zorundayız!...

Faruk GÜRBÜZ • MART 1999 • SAYI 3

Modern zamanların en önemli göstergelerinden biri ölümün sıra dışı hale gelmesi. Sanki ölüm hayatın bir parçası değilmiş gibi, modern insanlar daha önce evlerinin, ibadethanelerinin bahçesine gömdükleri ölüleri, Şimdi göremeyecekleri kadar uzağa defnediyorlar. Nasıl ahlakı, inancı ve Allah’ı unutmuşlarsa, bütün bu değerlerin en büyük hatırlatıcısı olan ölümü de kendilerinden uzaklaştırıyorlar.

Atilla PAMİRLİ • HAZİRAN 1999 • SAYI 6

Çocuk eğitimi bir bütündür. Şiddete maruz kalan, bütün hataları şiddetle cezalandırılan bir çocuk, Allah’ın şefkatli, merhametli ve adalet sahibi olduğunu zor anlayabilecektir. Zira “Sevgi verasetle kazanılır.”

Ulviye İMAMOĞLU • MAYIS 1999 • SAYI 5



Müslüman Kimliğin İnşası


Gazzali’yi tanımaksızın Thomas Aquinas’ı, İbn Rüşd’ü tanımaksızın Dante’yi, İbn Haldun’u tanımaksızın A. Comte’u, Kınalızade’yi tanımaksızın Makyavelli’yi, Evliya Çelebi’yi tanımaksızın Macellan’ı, Ahmet Cevdet Paşa’yı tanımaksızın Hegel’i tanımış bir müslüman öğrenciden, bilgi birikimini kendi kültür ekseni
etrafında yorumlama çabasını beklemek güçtür. Aksine bu öğrenci için, artık sadece bilgiyi Batı’daki kaynağından, diğer bölgelerdeki edilgen kültür çevrelerine aktarma çabası söz konusudur. Bu durumda, eğitim kurumları da bu çabanın araçları olarak değerlendirilir.


Bugün İslam toplumlarında görülen psikososyal ve siyasî gerginliğin en önemli sebebi, İslam inancının öngördüğü güçlü kimlik duygusu ile yürürlükteki uluslararası sistem içinde etkin ve belirleyici bir güç odağı olamamanın getirdiği dengesizliktir.

Kendi içinde tutarlı ve güçlü bir teoriyi alternatif bir medeniyet ekseni haline dönüştürme konusundaki yetersizlik, İslam dünyasında yaşanmakta olan medeniyet bunalımının bir uzantısıdır. Bu medeniyet bunalımı, İslam tarihi içinde ortaya çıkan geçici bunalımlardan hem keyfi yeti hem de yaygınlığı açısından farklılık arzediyor.

Prof. Dr. Ahmet DAVUTOĞLU İle Mülakat • OCAK 2000 • SAYI 13

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Osmanlı Siyaseti
« Posted on: 24 Nisan 2024, 16:40:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Osmanlı Siyaseti rüya tabiri,Osmanlı Siyaseti mekke canlı, Osmanlı Siyaseti kabe canlı yayın, Osmanlı Siyaseti Üç boyutlu kuran oku Osmanlı Siyaseti kuran ı kerim, Osmanlı Siyaseti peygamber kıssaları,Osmanlı Siyaseti ilitam ders soruları, Osmanlı Siyasetiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes