> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > O’nun Merhamet İzi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: O’nun Merhamet İzi  (Okunma Sayısı 1170 defa)
30 Temmuz 2012, 03:25:00
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 30 Temmuz 2012, 03:25:00 »



O’nun Merhamet İzi


Siraceddin Önlüer | Haziran 2012 | DİĞER YAZILAR   



    Efendimiz s.a.v., Allah Tealâ’nın âlemlere, bütün yaratılmışlara rahmeti, merhametidir. O, kullarına acımış ve kulları içinde en merhametli olanı peygamber yapmıştır. Kim zulmün her türlüsünü terk edip o merhamet peygamberine uymuşsa merhamet bulmuştur.

Allah Rasulü s.a.v. son derece merhametli idi. Gönlü şefkat ve acıma duygularıyla, sevgiyle doluydu. Hassas bir kalbe sahipti. Hüzün verici olaylar karşısında duygulanır, zaman zaman gözleri buğulanır ve ağlardı. O, Allah Tealâ’nın kullarına rahmetinin gözle görülür haliydi. Yüve Mevlâ Kur’an-ı Kerim’de O’nun için: “Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya, 107) buyurmuştur.

Rasul-i Ekrem s.a.v. de bir konuşmasında, “Ben rahmet olarak gönderildim.” (Dârimî) buyurmuştu.

‘Önce ümmetim’


Hak Tealâ O’nu öyle yaratmıştı ki, insanların iman edip kurtuluşa ermesi için çırpınır, iman edenleri hemen himayesine alır ve onların dertleriyle dertlenip, sevinçleriyle sevinirdi. Allah Tealâ O’nu tarif ederken şöyle buyurmuştu:

“Andolsun, size içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır, çok zor gelir. O size çok düşkün, müminlere pek şefkatli ve merhametlidir.” (Tevbe, 128)

Efendimiz s.a.v. de kendisiyle ümmeti arasındaki durumu şöyle açıklıyor:

“Ümmetim karşısında benim durumum, ateşe düşüp yanmasınlar diye elindeki yelpazeyle pervaneleri ateşten uzaklaştıran kişinin haline benzer. Eteklerinden tutup ümmetimi ateşten uzaklaştırıyorum.” (Tirmizî)

İbn Ömer r.a. şöyle rivayet etmiştir:

Rasulullah s.a.v., Hz. İbrahim a.s. hakkındaki “Kim bana uyup peşimden gelirse, o bendendir.” (İbrahim, 36) ve Hz. İsa a.s. hakkındaki “Eğer onlara azap edersen, kuşku yok ki onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, yine şüphe yok ki sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.” (Maide, 118) ayetlerini okudu. Sonra iki elini kaldırıp: “Allahım! Ümmetim, ümmetim!” diye ağladı.

Bunun üzerine Allah Tealâ Cebrail a.s.’a şöyle buyurdu: “Git Muhammed’e söyle: Biz seni ümmetin hakkında razı edeceğiz ve seni utandırmayacağız.” (Müslim; İbn Hibbân)

Muhtaçların yanında


Hz. Peygamber s.a.v., fakir ve kimsesizlere sahip çıkar, onları korurdu. Fakirlere, fakirliğin sebep olabileceği ezikliği ve zilleti unutturacak şekilde yakınlık gösterirdi. Onlarla birlikte bulunmayı tercih ederdi. Topluma girince önce fakirlerin yanına gider, onlarla oturur, gönüllerini alırdı. Zaten O’nun yaşayışı ve aile hayatı da onlardan farklı değildi. Hep sade yaşamayı tercih etti. Şöyle dua ederdi:

“Allahım, beni fakir olarak yaşat, fakir olarak ruhumu kabzet, kıyamet günü de fakirlerle birlikte haşret.” (İbn Mace; Heysemî)

Hz. Aişe r.a.;

– Ey Allah’ın Rasulü, niçin böyle dua ediyorsunuz, diye sorunca da şöyle cevap vermişti:

– Çünkü onlar cennete zenginlerden kırk yıl önce girecekler. Aişe! Fakirleri sev ve onları kendine yaklaştır. Böyle yap ki kıyamet günü Allah da seni kendisine yaklaştırsın.” (Tirmizî; Beyhakî)

Mescid-i Nebevî’yi temizleyen fakir, zenci bir kadın vardı. Bir gün Allah Rasulü s.a.v onu göremeyince nerede olduğunu sordu. Vefat ettiğini söylediler. Hz. Peygamber s.a.v., “Bana haber vermeniz gerekmez miydi?” dedi ve mezarına gitti. İki rekât namaz kıldı, sonra şöyle dua etti:

“Allahım, bu mezarın içini nurla doldur, benim kıldığım namaz sebebiyle nurlandır.” (Buharî; Müslim)

Çocuklarla çocuk

Allah Rasulü s.a.v. karşılaştığı her çocuğun halini hatırını sorar, sever, öper, onlarla şakalaşırdı. Çocuklarla arkadaşça konuşur, sohbet eder, öğütler verirdi. Binekli olduğu zamanlar çocukları atının terkisine alır, gidecekleri yere kadar götürürdü. Her baba gibi çocukları dünyaya gelince sevinmiş; vefatlarında da üzülmüştü. Oğlu İbrahim’in doğum haberini kendisine getiren Ebu Rafi’e hediye vermiş; İbrahim’in annesi Mariye’yi de azat etmişti. İbrahim’in bakımı ve yetiştirilmesiyle ilgilenmiş, sütannesine bir hurmalık tahsis etmişti. Sık sık sütannesinin bulunduğu yere oğlunu görmek için gitmişti.

İbrahim vefat ettiğinde de ağlamıştı. Bunun üzerine Abdurrahman b. Avf’ r.a. dedi ki:

– Sen de mi ağlıyorsun, ey Allah’ın Rasulü?

O da bunun şefkatten kaynaklandığını, üzüntülü olduğunu; ancak bağı­ra çağıra ve feryat ederek ağlamanın yasak olduğunu söylemişti. (İbn Sa’d; Beğavî)

Bir savaş esnasında birkaç çocuk çarpışan iki taraf arasında kalmış ve ölmüşlerdi. Hz. Peygamber s.a.v bundan haberdar olunca büyük üzüntü duymuştu. Ashab, Hz. Peygamber’in üzüldüğünü görünce:

– Ey Allah’ın Rasulü, neden bu kadar üzülüyorsunuz? Bunlar nihayet müşrik çocukları değiller mi, dediler. Rahmet Peygamber’i s.a.v. şöyle buyurdu:

– Bu çocuklar müşrik çocukları da olsalar insandır. Bugün sizin en hayırlı olanlarınız vaktiyle müşrik çocukları değil miydi? Dikkat edin, kesinlikle çocuk öldürmeyin. Her can Allah’ın fıtratına göre yaratılmıştır.” (Ahmed b. Hanbel; Taberânî)

Allah Rasulü s.a.v. bir gün torunlarını öpüp okşarken bir bedevî huzuruna gelmiş ve hayretle:

– Benim on çocuğum var, onlardan hiçbirini öpmüş değilim, dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber s.a.v.:

– Şayet senin kalbinden Cenab-ı Hak mer­hameti söküp atmışsa ben ne yapabilirim, buyurdu ve ilave etti: “Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” (Buharî; Müslim; Tirmizî)

Hz. Enes r.a.’ın anlattığına göre Hz. Peygamber s.a.v.: “Ben, uzun tutmak arzusuyla namaza başlarım. (Namazı kıldırırken) bir çocuk ağlaması kulağıma gelir, çocuğun ağlamasından annesinin duyacağı sıkıntıyı bildiğim için namazı uzatmaktan vazgeçerim.” (Buharî; Tirmizî) buyurmuştur.

Yetim evi


Hz. Peygamber s.a.v. Hz. Hatice r.a. ile evlendiğinde, Hatice annemizin ölen kocasından Hind isminde bir erkek çocuğu vardı. Hz. Peygamber ona kendi öz çocuğu gibi bakmış ve yetiştirmişti. Yine Ümmü Seleme ile evlendiğinde beraberinde dört yetimi vardı. Efendimiz ona, yanında yetim çocuklarının bulunmasının evlenmesine engel olmayacağını söyledi ve öylece kabul etti. Şöyle buyururdu:

“Müslümanlar içinde en hayırlı ev, iyilik yapılan bir yetimin bulunduğu evdir. Müslümanlar içinde en kötü ev de kötülük yapılan bir yetimin bulunduğu evdir.”
(İbn Mâce)

Hz. Peygamber s.a.v. bir bayram namazından sonra mescitten çıktığında çocukların neşe ve sevinç içinde oynadıklarını gördü. Fakat bir duvarın dibinde perişan kılıklı ve üzüntülü bir çocuk duruyordu. Doğruca onun yanına gitti ve;

– Yavrum, niçin üzgünsün, niçin arkadaşlarınla oynamıyorsun, dedi.

Çocuğun babası Uhud savaşında şehit olmuştu. Annesi de başka biriyle evlenince sahipsiz kalmıştı. Allah Rasulü s.a.v. çocuğun elini tuttu:

– Ben baban, Aişe annen, Fatıma kardeşin olsun ister misin, diye sordu. Çocuk sevincinden uçacak gibi oldu.

– Nasıl istemem, dedi.

Hz. Peygamber s.a.v. çocuğu alıp eve götürdü. Üstünü başını değiştirip karnını doyurdu. Sonra çocuk sevinerek sokağa çıkıp oynayan çocukların arasına karıştı. Arkadaşları merakla neler olduğunu sorunca:

– Rasulullah babam, Aişe annem, Fatıma kardeşim oldu, dedi. Diğer çocuklar gıpta ederek:

– Keşke bizim babalarımız da şehit olsaydı da, Rasulullah bizim de babamız olsaydı, dediler. (İbn Hacer; İbn Asâkir)

İşçiler, hizmetçiler


Hz. Peygamber s.a.v., emri altındaki hizmetçi ve işçilere son derece şefkat ve merhametle muamele eder, hiçbir zaman onları incitecek söz ve davranışta bulunmazdı. Enes b. Malik r.a. bu konuda şöyle diyor:

“Allah Rasulü’ne on yıl hizmet ettim. Hiç kimse benim efendim gibi olamaz. O bir gün dahi yaptığım bir şey için, ‘Şunu niçin yaptın?’ yapmadığım bir şey için de, ‘Keşke yapsaydın!’ demedi. Olmuş bir şey için ‘Keşke olmasaydı!’ veya olmamış bir şey için de ‘Keşke olsaydı!’ demedi. O, daima şöyle derdi: ‘Bir şey takdir edilmişse muhakkak olur.’” (Buharî; Müslim)

Hizmetçiler O’nun dediğini yapmasalar, ihmal de etseler onlara sinirlenip kızmaz, sadece nazikçe sebebini sorardı. Hz. Enes, bir ihmalinden dolayı Hz. Peygamber’in kendisini ikaz edişini şöyle anlatır:

“Rasulullah bir gün benim bir iş için bir yere gitmemi istedi. Ben ‘gitmem’ dedim. Aslında içimden gitmek geliyordu ama ben dışarı çıkıp, oynayan çocukların yanına gittim. Ben de aralarına karışıp oynamaya başladım. Derken Rasulullah geldi, elini başıma koydu. Yüzüne baktım, gülüyordu.

– Enescik, seni gönderdiğim yere gittin mi, diye sordu.

– Tamam, gidiyorum ya Rasulallah, dedim.” (Müslim)

Efendimiz s.a.v. özellikle hizmetçilik yapan kız çocuklarına çok acır, onların her derdini dinleyip yardımcı olmaya çalışırdı. Bir gün alışveriş için dışarı çıktığında cebinde on dirhem para var­dı. Dördüyle bir gömlek aldı. Fakat yolda yoksul bir Medineli;

– Ey Allah’ın Rasulü o gömleği bana verir misin, dedi.

O da gömleği yoksula verip tekrar çarşıya gitti. Kalan parasının dört dirhemiyle bir gömlek satın aldı. Dışarı çıktığında küçük bir hizmetçi kızın ağla­dığını gördü. Yanına gidip sebebi­ni sordu. Hizmetçi kız:

– Ev sahibim bana bir dirhem verip bir şişe yağ almaya gönderdi. Aldım gidiyordum ama şişe elimden düşüp kırıldı. Şimdi ne yapacağımı bilmiyorum, dedi.

Hz. Peygamber s.a.v., kalan parasını hizmetçi kıza verdi. Fakat kızcağız ağlama­ya devam ediyordu. Hz. Peygamber;

– Hâlâ niçin ağlıyorsun, diye sordu. Kız;

– Eve geç ka...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: O’nun Merhamet İzi
« Posted on: 20 Nisan 2024, 08:06:06 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: O’nun Merhamet İzi rüya tabiri,O’nun Merhamet İzi mekke canlı, O’nun Merhamet İzi kabe canlı yayın, O’nun Merhamet İzi Üç boyutlu kuran oku O’nun Merhamet İzi kuran ı kerim, O’nun Merhamet İzi peygamber kıssaları,O’nun Merhamet İzi ilitam ders soruları, O’nun Merhamet İziönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes