> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > Menkıbeler Ne Söyler?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Menkıbeler Ne Söyler?  (Okunma Sayısı 1033 defa)
03 Haziran 2012, 00:05:48
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 03 Haziran 2012, 00:05:48 »



Menkıbeler Ne Söyler?


Ali Uysal | Ocak 2012 | DİĞER YAZILAR

    Günümüz gençleri örneklerini, rehberlerini kaybetmiş, lisanları letafet ikliminden uzak çorak topraklar gibi. Allah dostlarını hatırlamaya, onların hikâyelerini, sözlerini bilmeye daha çok ihtiyaçları var. Bu sözler ve hikâyeler; tamahkârlığı, ihtirası, menfaatperestliği, gazabı, şehveti ve daha nice kötü halleri törpüleyecektir. Onlara ‘menâkibu’l-ârifin’ sofrasından ikramlar sunmalıyız.

Övünülecek haller anlamına gelen “menkabe” kelimesinin çoğulu olan “menakıp”, bu anlamıyla ilk defa Hz. Peygamber s.a.v.’in ashabının faziletlerine dair hadisleri içeren bölümlerin adı olarak “kitâbü’l-menâkıb” şeklinde kullanılmıştır. Ayrıca halifeler, mezhep imamları, padişah ve vezirler hakkında yazılan eserlerle kutsal şehirleri tasvir eden metinlerin adı olarak da kullanıldığını görüyoruz. Ancak en yaygın biçimde tasavvufî nitelikte ve Allah dostlarının sözleri ve başlarından geçen olaylar için kullanılır.

Allah dostları yaşadıkları dönemlerde “merd-i hak, merd-i mü’min” yani Allah adamı oldular, iman ve hakikat sırrına erdiler, rıza makamına ulaştılar, kulluğun neşesini sürüp insan-ı kâmil olarak nefes alıp verdiler. Allah dostlarıyla aynı zaman ve mekanı paylaşan nasipliler onları örnek aldılar. Daha onlar hayatta iken güzel ahlâkları, meziyetleri, insanları irşad edişleri etrafa yayılıyor, dillerde sözleri, menkıbeleri dolaşıyordu. Zamanla bu menkıbeler kayda geçirilmeye başlandı. Nitekim İslâmî ilimler içinde menkıbe ve söz derlemek Sahabe ve Tâbiîn devrine dayanır.

Hadis derleyenler, aynı zamanda, Ashab-ı Kiram’dan ve Tâbiîn’in büyüklerinin yaşadıklarını ve onların sözlerini derlemişler, senetleriyle kitap haline getirmişlerdir. Mesela büyük hadis âlimlerinin birçoğunun “Kitâbü’z-Zühd” adıyla kitapları vardır. Bu kitaplarda Tâbiîn devri ve sonrasında yaşamış Allah dostlarının sözleri ve menkıbeleri toplanmıştır. Bu ilmî çalışmalar daha sonraki asırlarda da devam etmiş, bu sahada binlerce eser yazılmıştır. Yaşadığımız çağda da, klasik kaynaklardan faydalanarak hazırlanan birçok eser vardır.

Menkıbelerin kıymeti

Dilden dile dolaşarak efsaneleşmiş olanlar bir yana, -her ne kadar kıymet verilmese de- menkıbeler tarihî birer belgedir. İslâmî ilimlerdeki gibi metnin pek korunmadığı, ilahî kitapların bile tahrif edildiği Batı toplumunda hırıstiyan azizlerinin menkıbeleri tarihî belge olarak kullanılmaktadır. Bizde daha güvenilir ve sağlıklı bir metin kültürü olmasına rağmen ne yazık ki bu eserlere gerektiği kıymet verilmemektedir. Oysa bugün tarih konusunda birinci derecede belge niteliği taşıyan tarihe dair eserlerle menâkıpnamelerin yazılış biçimi ve rivayet yöntemi aynıdır. Hatta müverrih (tarihçi) olan birçok zatın yazdığı menkıbe kitapları mevcuttur.

Menkıbelere kıymet verilen dönemler İslâmî hayatın en dinamik yaşandığı dönemlerdir. Tekrar, İslâmî hayatın bünyemizde tatbiki ve inşası için Kur’an-ı Kerim’i ve Peygamberimiz’i en güzel şekilde anlayıp yaşayan Allah dostlarını kendimize ayna yapmak için menakıbnâme tarzı yazılmış eserleri tozlu raflardan indirip, manevi soframıza koymak zorundayız.

Menakıbnâmelerde, Allah dostlarının makamları, mücahedeleri, seyr ü sülûkları, kerametleri, güzel ahlâkları ve onları kâmil insan yapan marifetleri ve halleri anlatılmıştır. Menkıbeler okundukça hem onlara karşı muhabbetimiz artacak, manevi vuslat ve yakînimiz meydana gelecektir. Aynı zamanda Allah dostlarına muhalefet eden, onları reddeden nasipsizlere karşı da mukavemetimiz artacaktır.

Allah dostları aynı zamanda kalp doktorudurlar. Cüneyd-i Bağdadî k.s. hazretleri, “Velilerin menkıbelerinin müritlere faydası nedir?” sualine Hûd suresindeki ayetle cevap verir. Ayet mevzumuzu anlamlandıracak bir kandil gibi karşımızdadır: “Ya Muhammed, peygamber kıssalarını ve haberlerini sana hikâye ediyoruz, onların hallerinden seni haberdar ediyoruz. Ki bu suretle gönlüne sebat ve kuvvet gelsin.”

Onlar gibi olmak için

Nitekim hastalıklarımızda Eyyüb aleyhisselamı, hasret ve ayrılık saatlerimizde hüzün kulübesinin sahibi Yakup aleyhisselamı, belaların karanlık dehlizinde Yunus aleyhisselamı hatırlayıp irademizin çelikleştiğini hissetmişizdir. Bir bela anında isyan eden kalp, ariflerin: “Sen sevgilisin, senden gelen her şey sevgilidir.” neşesini hissedince kalbini zikre yönlendirir.

Sabır denen, insanı erdiren bu üstün sıfatı bünyelerinde en güzel tatbik edenler Allah dostlarıdır. Biz de onları okuyup anlayarak sabrı öğreneceğiz, sufilerin hayatlarını tahsil ederek insani erdemlere ulaşacağız. Allah dostlarının sözlerine kulak vererek, hal ve hareketlerini anlayarak yaşamaya çalışıp, daha çok hakikat ve kurtuluş yolunda ilerleyeceğiz. Efendimiz’in “Kişi sevdiği ile beraberdir.” sözünden anladığımız şu ki, Allah dostlarını sevmek, onları anmak manevi beraberliğin sırrını taşıyor. İşte bu sır ki bizi mahşer gününün yakıcı zehrinden Allah’ın izniyle kurtaracaktır.

Ebu Abbas hazretleri “O’nun sevgi eteğine yapışamazsan, hiç olmazsa onu sevenlerin sevgi eteğine sarıl. Zira O’nun dostlarını sevmek Allah’ı sevmekten başka bir şey değildir.” der. Allah dostunu sevmek bizi Allah’a ulaştırır. Çünkü Allah dostları, Allah için sevmeyi öğreten en büyük muallimlerdir.

Menkıbelerden öğrendik

İbrahim Edhem k.s., “Bir kalpte iki sevgi olmaz!” diyerek kalbi Allah sevgisinin tamamıyla kaplamasıyla hakiki sevginin meydana geleceğini öğretti. Bizi Allah sevgisinden uzaklaştıran, ahiret özlemimizi eksilten aşırı dünya sevgisine meyletmemeyi en zarif nüktelerle onlar bize anlattı. Dünyaya aşırı meylettiğimiz anlarda, uçurumun tam da kenarında hırs ve tamah anında Şakik-i Belhî k.s. gaflet perdemizi yırttı:

Bağdat halifesinin huzuruna getirilen Şakik’e halife, “Zahid sen misin?” diye sorar. O da, “Şakik benim amma zahid sensin.” cevabını verir. Halife, “Bu kadar debdebe içinde ben nasıl zahid olurum?” der. Şakik de, “Cenab-ı Mevlâ dünya metaı için az (kalîl) demiş. Sen az olana talipsin, azla kanaat ediyorsun. Zahid azla kanaat edendir.” buyurunca halife rikkate gelir, ağlamaya başlar.

Böylesi aktarımları okuyan veya dinleyen kalbin ihtizaza gelmemesi mümkün değildir.

Kâinata sevgi nazarıyla bakmanın, en kötüsünden bile ümit kesmeden onlara yaklaşmanın, karıncayı bile yüce nazarla seyretmenin sırrını onlar yakalatır. Çünkü fasıklar, salihlerden ziyade tembih ve ikaza muhtaçtır, diyen onlardır. Alkolizm batağından kurtulamayıp çaresiz alkolik gelip âkil gidenlerin varlık sahnesi onların meydanıdır. Ulu ariflerden biri tam da bu noktada menakıbnâmelerden dile gelir ve şöyle söyler: “Ya Rabbi, kötülere merhamet et. İyilere zaten lütfetmiş, onları nimetlendirmişsin.”

Hazreti Pir’i anlatan bir menkıbede de Mevlâna’nın şöyle bir sohbetiyle karşılaşırız: ‘Hz. Mevlâna’nın başında toplananlar fasık, günahkâr kimselerdir,’ demişler. Hazreti Pir’den: ‘Salih olsalardı benim onlara mürid olmam lazım gelirdi.’ cevabını almışlar. Şah-ı Nakşibend’in ifadesiyle evliyaullahın ara sıra fasıklar arasında bulunmaları, onları Allah’ın gazabından muhafaza içindir. Nitekim Cenab-ı Hak Mekke müşrikleri için: “Peygamberim, sen aralarında bulundukça Allah onları azaplandırmayacaktır.” (Enfal, 33) buyurmuştur.Neticede de Efendimiz s.a.v.’in gölgesinde emniyet ve huzur içinde yaşayan Kureyş, hicretten sonra mağlubiyet, kıtlık gibi nice kahr-ı ilahiyeye uğramışlardır. Peygamber’in manevi mirasçıları Allah dostları da güzelliklere ve berekete kaynaktırlar. Çünkü onlar Kur’an’ın ve Peygamber’in düsturlarıyla zırhlanmışlardır. Ateşe sürülen demir gibi ateşin rengini ve hararetini yüklenmişlerdir. Demirlikten çıkmasalar da ateş gibi yakarlar onun rengini alırlar.

‘Kişi sevdiğini örnek alır’

Şeyhülislâm Abdullah Ensarî k.s.: “Her pirden bir söz ezberleyiniz, buna gücünüz yetmezse isimlerini belleyiniz; zira bu isim sayesinde nasip alırsınız.” buyurur. Üstatların menakıbnâmeler vasıtasıyla, eserleriyle bizlere ulaşan sözleri, halleri onlara meylimizi, muhabbetimizi arttıracaktır. Bu muhabbet sayesinde, “Kişi sevdiğini örnek alır,” fehvasınca onları kendimize ayna yapar, hem manamıza hem de maddemize böylelikle çeki düzen veririz.

Menakıbnâmelerde okuduğumuz Allah dostları iman atlasının en kıymetli motifleridir. İmanı derinleşmemiş kuvvetlenmemiş mümin onları okudukça iman kalesi muhkemleşir ve asla yıkılmayacak bir sağlamlığa erişir. İslâm büyükleri Allah Tealâ’nın azmetinden, azabından, insanın imanını zayıflatan, kibir, gurur, riya, ibadet eksikliği, ihmalkârlığı gibi tehlikeli marazî sıfatlardan son derece korkmuşlardır. Hatta tasavvuf binasını güçlü kılan ve ona temellik vazifesi yapan zühd ve takvayı riyazet ve mücahedeyi doğuran bu korku olmuştur. Bu haşyetin, havfın derin örnekleri ile doludur menakıbnâmeler. Çünkü onların bir an gaflete dalsa gözleri, bir ömür gözyaşı cezasındadırlar.

‘Her gün okuyunuz!’

Ayet ve hadislerden sonra en anlamlı ve tesirli sözler, mana mücevherleri, sufilerin, velilerin sözleridir. Sufilerin menkıbelerinde vücut bulan bu sözler daima kalbimizde, zihnimizde yeni pencereler açar, zihinsel çıkmazlardan bizi kurtarır. Zihnimizde mana çiçekleri açtırır. Kur’an deryasından, ilim sahibi değilsek sadece meal ile her şeyi anlamamız mümkün değildir. Allah dostları ise o manayı kavramışlardır. Böylece onların sözleri Kur’an’ın tefsiri hükmü kazanır. Çünkü onlar hallerini, dillerini Kur’an mihengine vurmaktadır. Bizler de onların sözlerini duyunca imanî, fikrî derinlik kazanırız.

Yusuf Hemedanî hazretlerine gönül kulağımızı verelim. O büyük zata, “Allah dostlarına ulaşamıyorsak ve onlar gizlen...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Menkıbeler Ne Söyler?
« Posted on: 30 Nisan 2024, 09:39:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Menkıbeler Ne Söyler? rüya tabiri,Menkıbeler Ne Söyler? mekke canlı, Menkıbeler Ne Söyler? kabe canlı yayın, Menkıbeler Ne Söyler? Üç boyutlu kuran oku Menkıbeler Ne Söyler? kuran ı kerim, Menkıbeler Ne Söyler? peygamber kıssaları,Menkıbeler Ne Söyler? ilitam ders soruları, Menkıbeler Ne Söyler?önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes