> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > Mehmed Murad Nakşibendî k.s.
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mehmed Murad Nakşibendî k.s.  (Okunma Sayısı 1515 defa)
06 Temmuz 2011, 17:08:56
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 06 Temmuz 2011, 17:08:56 »



Mehmed Murad Nakşibendî k.s.

Mart 2011 - 147.sayı


Abdullah GÖKMEN kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.

Osmanlı alim, mutasavvıf ve bürokratlarında görmeye, duymaya alışık olduğumuz gibi, Mehmed Murad Efendi hazretleri de çok yönlü bir mutasavvıftır. Alimdir, kurradır, şairdir, Mesnevihandır ve bütün ömrü cemiyet için bir şeyler yapabilme çabasıyla doludur.

Kuruluşundan yıkılışına Osmanlı Devleti’nde her asırda bir tasavvuf büyüğünün etkin olduğu görülür. İcazetli bir Nakşibendî halifesi olan Sadrazam Koca Ragıp Paşa’dan sonra Nakşibendilik Osmanlı coğrafyasında daha etkin hale gelmiş ve 19. yüzyılda en yaygın tasavvuf kolu haline gelmiştir. Bu yaygınlık siyasî sebeplerden değil, Nakşiliğin Müceddidiye ve Halidiye gibi kollarının irşad ve eğitim faaliyetlerindeki etkinliğinden kaynaklanmaktadır. Bu yazıda anlatacağımız Mehmed Murad Nakşibendî k.s. hazretleri de 19. yüzyılın ilk yarısı Osmanlı İstanbul’unun önemli şahsiyetlerindendir.

24 Ekim 1788 yılında, İstanbul’un Fatih semtinde doğan Mehmed Murad, aynı semtteki Murad Molla Tekkesi’nin şeyhi olan Ahıskalı Abdulhalim Efendi k.s. hazretlerinin oğludur. Bir şeyh oğlu olarak dünyaya geldiği için tasavvufî terbiye içinde büyümüştür. Murad Molla Tekkesi’nde şeyhlik yaptığı için Damatzade Mehmed Murad Molla ile de karıştırıldığı olmuştur.

Fatih’te Mehmed Hilmi Efendi’de ilim tahsiline başlamış, on yaşında da hafız olmuştur. On sekiz yaşına kadar çeşitli hocalarda devam eder, İslâmî ilimlerin yanı sıra Farsça dersleri alır, Mesnevi okur. Meşhur Hoca Neşet k.s. hazretlerinin talebelerinden Hoca Mehmed Efendi’den ders alır. Yine gençlik yıllarında hayatta olan zamanın Nakşibendî büyüklerinden Süleyman Vahyî k.s. hazretlerinden ders alır. Nitekim ileriki yıllarda hocasını hayırla yad eden şiirler yazacaktır.

Üsküdar Selimiye Tekkesi şeyhi Nimetullah Nakşibendî k.s. hazretlerine intisap eder. Babası Abdülhalim Efendi k.s. hazretlerinin 1815 yılında vefat etmesinin ardından, Murad Molla Tekkesi’ne şeyh olarak tayin edilir.

Bir ilim ve irfan okulu

Mehmed Murad Efendi k.s. hazretleri, devrinin önemli alimlerindendir. Dergâhında yaptığı ders ve sohbetlere, özellikle Mesnevi okumalarına pek çok kişi katılır. Haftanın belli günlerinde Mesnevi, diğer günlerde ise çeşitli dersler verirdi. Osmanlı’da 19. yüzyılda yetişmiş önemli devlet ve kültür adamlarından Ahmet Cevdet Paşa gençlik yıllarında ondan ilim ve feyiz almış, Farsça öğrenmiş ve Mesnevi okumuştur. Mecelle heyet başkanlığı gibi birçok önemli görevin yanında, Kısas-ı Enbiya, Tarih-i Hülefâ, Tarih-i Cevdet gibi birçok önemli eser yazan, Ahmet Cevdet Paşa, Tezakir adlı eserinde döneminin siyasî, sosyal, ahlâkî yönlerini anlatmıştır. Bu kitapta Mehmed Murad Efendi hazretlerine de yer vermiş, önemli bilgiler ve hatıralar aktarmıştır. Onun anlattıklarına göre dergâh bir üniversite gibidir. Burada her türlü ilim okutulur, birçok alim ve devlet büyüğü dergâhın müdavimlerindendir. Yine Cevdet Paşa’nın anlattıklarına göre, bunca müride ve şöhrete rağmen Murad Efendi k.s. hazretleri çok mütevazidir. Yüksek rütbeli kişiler kendisine intisap etmek istediğinde, onları Kuşadalı İbrahim Efendi k.s. hazretlerine gönderir.

Kendisini açık açık eleştiren kimselere bile yardım eder. Nitekim Hafız Seyyid Efendi adında bir zat Kuşadalı’ya ve kendisine ağır eleştirilerde bulunur. Murad Efendi buna üzülür fakat yardıma muhtaç olan bu zata yardım etmekten geri kalmaz. Seyyid Efendi, alim fakat fakir bir kimsedir. Ders yapmak için ödünç kitaplar alır. Murad Efendi hazretleri lazım olan kitapları tedarik eder ve ona gönderirmiş. Cevdet Paşa’nın deyimiyle “Sanki aleyhinde kullanmak için hocaya birçok silahlar verirdi.”

İlimle iç içe bir hayat


Murad Nakşibendî k.s., yaşı kırka yaklaştığı ve Murad Molla Tekkesi şeyhi olduğu halde ilim tahsiline devam etmiştir. Otuz altı yaşında iken çeşitli dinî ilimleri Galata Sarayı kütüphane hocası Mehmet Esat Efendi’den, kıraat ilmini de Benli-zade Ahmed Efendi’den okuyarak icazet almıştır.

Murad Efendi k.s. hazretleri, kendisinin yazdığına göre, 1830’lu yıllarda Mesnevi, Şifa-i Şerif, Şevket-i Buharî ve Saib-i Tebrizî divanlarını okutmakta, kıraat, aruz ve fıkıh dersleri yapmaktadır. Mesnevihan, Kur’an hafızı ve kurra yetiştirip icazet vermektedir.

Bu derslerde yaptığı şerhleri derlemiş ve kitap haline getirmiştir. Şevket, Saib şerhleri bunlardandır. Yine Feridüddin Attar k.s. hazretlerinin Pendnâme’sini de şerh etmiş, açıklamıştır. Bunlar içinde onun en hacimli eseri Hülasatü’ş-Şürûh adlı Mesnevi şerhidir. Bu eserde, birçok Mesnevi şerhinin aksine halk için açıklamış, aykırı kabul edilebilecek yorumlardan uzak durmuştur.

Mesnevihan bir Nakşibendî

1843 yılında dergâhının yanına bir Dârü’l-Mesnevi yaptırır ve 1844 yılında zamanın padişahı Abdülmecid Han’ın katıldığı bir törenle açılır. Vekayinâme adlı eserinde bu enstitünün kuruluşunu, açılış törenini genişçe anlatmıştır.
Nakşibendiliğin Müceddidiye koluna mensup bir zat olan Mehmed Murad Efendi k.s. hazretleri, bir çeşit Nakşî-Mevlevî yakınlaşmasına vesile olmuştur. Tabii ki bu yakınlaşma usulde değil, karşılıklı muhabbet yönündedir. Nitekim Osmanlı coğrafyasında -bazı şahsi anlaşmazlıklar dışında- Ehl-i Sünnet üzere olan bütün dervişler birbirlerine hürmet göstermiş, muhabbet arz etmişlerdir.

Velilere adanan divan

Murad Nakşibendî hazretlerinin yukarıda bahsettiğimiz şerhlerinin yanında bir de Divan’ı vardır. Bu Divan, Peygamber Efendimiz ve Ehl-i Beyt için yazılmış şiirlerle başlar. Ondan sonra tarikat pirleri ve mutasavvıflar için yazılmış şiirlerle devam eder. Divanın başında “Evliyaullah İçin Şiirler” kaydı vardır.

Şiirlerinde tasavvuf erbabının arasındaki muhabbeti ve hürmeti gösteren ifadeler vardır. Bu şiirler, daha önce bir yazımızda yer verdiğimiz Mustafa Manevî k.s. hazretlerin bütün evliyaullaha hürmet sunan kasidesinin divan halinde yazılmışı gibidir. Farklı asırlarda aynı ifadeler, aynı hürmet, aynı muhabbet...

Hz. Mevlâna k.s. ile başlar:

“Nâil-i feyz-i duâdır Hazret-i Molla-yı Rûm
Vâsıl-ı sırr-ı fenâdır Hazret-i Molla-yı Rûm.
Ârif-i hâl-i bekâdır Hazret-i Molla-yı Rûm
Nur-i çeşm-i evliyâdır Hazret-i Molla-yı Rûm.”*

Bir sonraki şiir Seyyid Abdülkadir Geylânî k.s. içindir:

“Evliyanın gülüdür Hazret-i Abdülkâdir
Hem gülün bülbülüdür Hazret-i Abdülkâdir.”

Ondan sonra Şah-ı Nakşibend k.s. için yazdığı şiir gelir:

“Şâh-ı aktâb-ı cihândır Şâh-ı Nakşibend
Cümleye fermân-resândır Şâh-i Nakşibend.”**

Ondan sonra da Seyyid Ahmed Rufâî k.s. hazretlerinin şiiri gelir:

“İmam-ı cümle yârân Rufâî Seyyid Ahmed’dir
Dahi şeyh-i şüyûh-i cân Rufâî Seyyid Ahmed’dir.”***

Murad Efendi divanına, Seyyid Ahmed Bedevî, Sadeddin Cibavî, Şeyh Şâzelî, Şaban-ı Velî, İbrahim Edhem, Hacı Bektaş Velî, Hacı Bayram Velî, Aziz Mahmud Hüdâî, Yunus Emre, Muhyiddin Arabî ve diğer velilerle (Allah cümlesinin sırrını âlî eylesin) devam eder. Her birine ayrı bir muhabbet ve hürmet gösterir. Bu şiirleri yazarken konuşur gibi yazmıştır, dolayısıyla ifadeleri sanki bir mecliste o veli zatı anlatır gibidir.

Mesela Yunus Emre hazretleri için şöyle der:

“Ehl-i aşkın gülüdür Hazret-i Âşık Yunus
Bâğ-ı Hak bülbülüdür Hazret-i Âşık Yunus.”

Bu şiirlerde bazı menkıbelere de kısaca yer verir, övdüğü velinin hayatından, halifelerinden bahseder.

Dîvân’ında en çok Nakşibendî silsilesine mensup zatlar için şiir yazmış ve en son da kendisine kadar gelen silsileden zatlarla divanını bitirmiştir. Aslında bu eser bir divançedir, yani küçük bir divandır.

Sultan Ahmed Camii vaizi

Sultan Ahmed Camii vaizi olarak da görev yapmış olan Murad Efendi k.s. hazretleri, çevresinde devlet büyüklerinden birçok insan olmasına rağmen mütevazi hayatına devam etmiş, irşad ve ilim ile meşgul olmuştur. Vaazlarında sözünü sakınmamış, dinleyenler arasında devlet büyükleri olduğunda bile bu tavrını devam ettirmiştir.
Murad Efendi hazretleri k.s., 26 Eylül 1848 yılında vefat etmiş ve dergânının haziresine defnedilmiştir.

Notlar:
* “Hz. Mevlanâ, feyizli dualara nail olmuş, fena sırlarına ermiş, beka halini bilen, Allah dostlarının göz nurudur.”
** “Şah-ı Nakşibend hazretleri, bütün kutupların şahıdır ve bütün herkese ferman verendir.”
*** “Seyyid Ahmed Rufâî hazretleri, cümle dostların önderi ve şeyhlerin şeyhidir.”

    Eserleri

    Murad Efendi hazretlerinin eserleri şunlardır:

    • Hülâsatü’ş-Şürûh: Daha önce yapılmış şerhleri de özetleyen bir Mesnevi şerhidir.
    • Mâ Hazar: Feridüdin Attar hazretlerinin Pendnâme’sinin şerhidir.
    • Vekâyinâme: Yaptırdığı Dârü’l-Mesnevi’nin açılış törenini anlatan bir eserdir.
    • Dîvân: Evliyaullah için yazılmış şiirlerden oluşur.
    • Mesmûât: Müridleri tarafından derlenmiş sohbet ve vaazlarından oluşmaktadır.
    • Mektûbât: Arapça mektuplarını içerir.
    • Şerh-i Tuhfe-i Şâhidî
    • Muînü’l-Vâizîn
    • Kavâid-i Fârisiyye

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mehmed Murad Nakşibendî k.s.
« Posted on: 18 Nisan 2024, 22:01:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mehmed Murad Nakşibendî k.s. rüya tabiri,Mehmed Murad Nakşibendî k.s. mekke canlı, Mehmed Murad Nakşibendî k.s. kabe canlı yayın, Mehmed Murad Nakşibendî k.s. Üç boyutlu kuran oku Mehmed Murad Nakşibendî k.s. kuran ı kerim, Mehmed Murad Nakşibendî k.s. peygamber kıssaları,Mehmed Murad Nakşibendî k.s. ilitam ders soruları, Mehmed Murad Nakşibendî k.s.önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes