> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > Kış Güzeli
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kış Güzeli  (Okunma Sayısı 894 defa)
06 Temmuz 2011, 17:15:12
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 06 Temmuz 2011, 17:15:12 »



Kış Güzeli

Şubat 2011 - 146.sayı


Hüseyin KAYA kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.

Eğer sobalı bir evde büyüdüyseniz, sobaya dair hatıralarınız asla küllenmez zihninizde. İlk zamanlar canınızı yakan, sizi inciten acı hatıralardan bile yıllar sonra tatlı bir sıcaklık yayılır kalbinizin odalarına.

Bilhassa havanın erkenden karardığı soğuk kış akşamları evinize adım attığınızda önce onun yokluğu karşılıyor sizi biliyorum. Onun yokluğunu düşünüp mutsuz oluyor, onunla geçen koca bir maziyi tebessümle yâd ediyorsunuz zihninizde, kalbinizde. Onu hatırladığınız andan itibaren senelerdir evinize uğramayan bir dostun sıcak hasreti sarıyor tüm benliğinizi ve birden etrafınızdaki her şey tuhaf bir sessizliğe gömülü, ustaca hazırlanmış bir dekora dönüşüyor. Usul usul çocukluğunuz ya da ilkgençliğiniz tutuyor hareketsiz kalan elinizden ve sizi bahçeli, küçücük müstakil evinize götürüp dışarıda uğuldayan soğuğa küçücük çıtırtılarla karşılık vermeye çalışan sobanızın kenarına bırakıveriyor. Ne yaşıyorsanız orada, o sobanın başında yaşıyorsunuz işte. Dünya orada dönüyor, gün orada başlayıp orada bitiyor. Tebessümlere, sohbetlere ondan bir sıcaklık siniyor ve kederler hüzünler kaybolmasa da uzaklaşıyor onun yanı başında. Yıllar sonra yokluğunda anlıyorsunuz, onun oraya, odanın ortasına değil de huzurun ve durgun bir hayatın tam ortasına kurulu olduğunu.

* * *

Eğer sobalı bir evde büyüdüyseniz, sobaya dair hatıralarınız asla küllenmez zihninizde. İlk zamanlar canınızı yakan, sizi inciten acı hatıralardan bile yıllar sonra tatlı bir sıcaklık yayılır kalbinizin odalarına. 

Kim bilir elinizde kolunuzda kaç küçük yanık izi bırakmıştır da yine ona küsmemişsinizdir. En sevdiğiniz kazağınızı, her gün kullandığınız eldiveninizi ve daha kendisine sırf kurutsun diye emanet ettiğiniz pek çok eşyanızı elinizden almasına da ses çıkarmamışınızdır çoğu zaman biliyorum. Hatta son anda elinden kurtardığınız bir eşofmanla yahut önlükle bir yıl okula gidip gelme mahcubiyetini size yaşatan da odur. Ancak yine de ona kızamamışsınızdır bir kez. Zira ya üzerinde kar, buz erittiğiniz zamanların intikamına yormuşsunuzdur onun bu hallerini ya da doymak bilmeyen midesine gönderdiklerinizin fazlalığına.

Kâh sizi etrafına toplayan kocaman bir oyuncağa dönüşmüştür, kâh şefkatli, sıcak bir anne, baba kucağına… Kâh uzun bir kış gecesi ejderhalarla dolu hayal sinemaları izletmiştir size evin tavanına vuran ışıklarıyla, kâh hüzünlü ninniler fısıldamıştır kulağınıza, uyku tutmayan gecelerde uyumanız için.

Yemeğiniz onun üzerinde pişmiştir, çamaşırınız onun yanında kurumuş, çayınızı o sıcak tutmuştur. Onun fırınında annenizin pişirdiği ve bir ömür tadını unutamadığınız ekmeğin kokusuyla açmışsınızdır bazı sabahlar gözlerinizi güne. Onun üzerinde güğümlerle kaynayan sularla çimdirmiştir sizi anneniz kocaman sac bir leğenin içinde hastalanmayasınız diye. Nereden size musallat olduğunu bilemediğiniz kış hastalıklarını battaniyelere sarınıp, minderlere uzanarak, ancak onun kıyısında başınızdan savabilmişsinizdir. Ezan seslerinin havada donduğu soğuk sabah namazı vakitlerinde onun size sakladığı ılık su ile almışsınızdır abdestinizi. Elektriklerin ansızın kesildiği uzun kış akşamlarında kim bilir kaç şarkı, kaç türkü tutmuşsunuzdur pilli radyonuzu dinlerken onun yanı başında.

* * *

Kimimizin kuzineli uzun sobaların başında kaldı çocukluğu, kimimizin içi tuğlalı yüksek sobaların kıyısında. Kimimizin ise kocaman odalarda tezek ve çalı ile doyurulmaya çalışılan küçücük sac sobaların önünde...

Kabanın, kazağın, ayakkabının, yorganın, battaniyenin; hatta odanın, evin değerini sobamızdı bize öğreten. Dış kapının anahtar deliğinin tokmak gibi buz bağladığı ayazlarda; odunu, kömürü, evi barkı olmayanları düşünüp, onlar için dua etmek inceliğini de sobamız işledi çocuk kalplerimize.

Avuçlarımızın içinden iğneyle çıkardığımız kıymıkların acısını unuttuysak da onun için odun kırmaya çalışırken kör keserlerin ellerimizde açtığı yaraların izleri silinmedi yıllar yılı.

Gençlik yıllarımızda sahibine gönderemediğimiz mektupları, kendimizden dahi sakladığımız şiirleri ve bazen unutmak istediğimiz fotoğrafları teslim ettiğimiz en büyük sırdaşımızdı sobamız. Ne bir cümlesi duyuldu başkası tarafından ona emanet edilen mektupların, ne bir kelimesi...

* * *

Elbette yalnız evlerimizin, odalarımızın vazgeçilmezi değildi o. Okullarımızda, kış boyu gocuklarla oturulan kırık pencereli sınıflarda da Şırnak’ın, Cizre’nin haritadaki yerini öğrenmeden önce kömürünü öğrendik, böğrü delik deşik sobaların başında. Öğretmenimizden aferinler almak için kaç kez suni teneffüs yaptık küçücük ciğerlerimizle, iki büklüm yorgun, yaşlı sobalara. Kaç kez kararmış ellerimizde çıra ve is kokusuyla döndük suları kesik okullarımızdan evlerimize...

Büyüklerin yeni yürümeye başlayan kardeşlerimize onu gösterirken niçin “uf”, “cıs” gibi kelimeler söylediklerini ancak acı tecrübelerden sonra anlayabildik ve fen bilgisi derslerinde yapamadığımız deneyleri onun sayesinde yaptık. Kolonyanın yanabileceğini, ilaç şişelerinin patlayabileceğini bize o öğretti.

Belki de en mühimi, bir evin bacasının tütmesinin ne demek olduğunu onunla yaşadık, onunla bildik.

* * *

Şimdilerde ne evlerde, ne okullarda... Bazen usul usul uzaklaşan hurdacı arabalarının üzerinde, bazen eski eşya alıp satan dükkânların önünde rastlıyorum en çok sobalara. Belli ki halen anlayabilmiş değiller ansızın kapı önüne bırakılmalarının nedenini. Yüzleri çizik çizik, kapakları paslanmış olsa da, halen yanlarından geçen sokak kedilerine tebessüm ediyor gibiler. Her birinin yüzünde ayrı hikâye, her birinin kalbinde başka başka ayrılıklar. Yerlerini yadırgadıkları her hallerinden belli, hepsinin bakışında aynı keder, duruşunda aynı tedirginlik ve ümitsizlik...

* * *

Evde onun yokluğundan oluşan boşluğu yıllardır dolduramıyorsunuz biliyorum. Ne kanepeler, ne masalar koydunuz onun yerine, ama hiç biri yakışmadı oraya.

Onu evinizden uzaklaştırdığınızdan beri sanki yemeklerinizin tadından, huzurunuzdan ve çayınızın sıcağından bir şeyler uzaklaştı gitti onunla, siz de farkındasınız.

Sobanız olmadığı için artık minderleriniz de terk etti evinizi. Yıllardır kibrit almıyor, eski defterlerinizi, kâğıtlarınızı biriktirmiyorsunuz o evinizde olmayınca. Hiçbir şeyin varlığı, onun yokluğunu unutturmuyor, halen mandalina, portakal yediğinizde kabuklarını çöpe atmaya kıyamıyorsunuz. Halen patates kızartmasına alışamadınız ve közlenmiş patateslerin tadını arıyorsunuz her seferinde.

Bazı geceler uyumaya çalışırken kulaklarınızda kapağı kırık, dibi kireçli güğümlerden gelen ninnilerle uzak diyarlara gitmek istiyorsunuz. Odun kokusu duymak, dışarıdan getirdiğiniz bir avuç karın, önce nasıl suya, sonra buhara dönüştüğünü tekrar tekrar seyretmek istiyorsunuz. Elektirikli, gazlı sobalar plastik meyveler gibi görünüyor gözünüze. Farkında değilsiniz; ama girdiğiniz her kapıyı sıkı sıkı kapatıyorsunuz ve tüm sıcaklığına rağmen zaman zaman kazakla dolaşıyorsunuz evinizin odalarında.

Unutmaya, yerini doldurmaya çalışmamız boşuna. Hiçbir şey tutmayacak onun yerini. Dört mevsimin üçünde evlerimizin en güzel köşesini süsleyen o kara gözlü, nazlı kış güzeli, önüne bırakıldığı kapıdan bir daha asla içeri girmeyecek.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kış Güzeli
« Posted on: 29 Mart 2024, 04:50:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kış Güzeli rüya tabiri,Kış Güzeli mekke canlı, Kış Güzeli kabe canlı yayın, Kış Güzeli Üç boyutlu kuran oku Kış Güzeli kuran ı kerim, Kış Güzeli peygamber kıssaları,Kış Güzeli ilitam ders soruları, Kış Güzeliönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes