๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Diğer Yazılar => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 09 Kasım 2011, 22:01:35



Konu Başlığı: Hz. Ömer Faruk R.a. Böyle Seslendi
Gönderen: Zehibe üzerinde 09 Kasım 2011, 22:01:35
Hz. Ömer Faruk R.a. Böyle Seslendi


Eylül 2005 - 81.sayı



Semerkand Dergisi kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.


Allah Tealâ'ya hamd ü sena ve Rasul-i Ekrem s.a.v Efendimiz'e salât u selamdan sonra...

Muhakkak ki Allah, yolunu tayin etmiş ve Rasulü'nü göndermekle bize yeterli lütufta bulunmuştur. Bundan sonra artık duadan ve Rasulullah s.a.v.'e uymaktan başka yapacak bir şey kalmamıştır.

Hamd, beni sizinle ve sizi benimle imtihan eden ve iki arkadaşımdan (Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz ve Hz. Ebu Bekr r.a.) sonra beni sizin aranızda yaşatan Allah'a... Sürçmekten ve sapmaktan, dostuna düşmanlık, düşmanına dostluk göstermekten Allah'a sığınırım.

Dikkat edin! Ben ve iki arkadaşım Medine'den uzak kalmış şu üç kişi gibiyiz: Bunlardan birisi evine ve yurduna gitmek için belli bir mühlet almış; işaretleri birbirine benzeyen aydınlık bir yola girmiş, sapmadan ve yolu şaşırmadan çoluk-çocuğuna kavu şmuştur.

Sonra ikincisi onu izlemiş, onun gittiği yoldan gitmiş, izini takip etmiş, böylece arkadaşına kavuşmuştur.

O ikisinin ardından üçüncü de yola koyulmuştur. Eğer onların yolundan gider, izlerini takip ederse, onlara kavuşacaktır; şayet sağa-sola sapacak olursa, ebediyen onlarla bir araya gelemeyecektir.

Dikkat edin! Bedevîler, yularından tutup götürenin ardınca giden deve gibidir ve onların yuları benim elime verilmiştir. Dikkat edin! Ben onları selamete götürüyor ve Allah'tan bu konuda bana yardım etmesini diliyorum.

Dikkat edin! Şimdi ben dua edeceğim, sizler amin deyin:

Allahım ! Ben katı kalpli bir kimseyim; beni hakka uygunluk ve senin rızan ile ahiret yurdunu arayan bir kimse olarak, sana itaat edenlere karşı yumuşak kalpli eyle. Düşmanlarına, fesat ve nifak ehli olanlara karşı da, bana, zulme sapmayacağım ve kendilerine düşmanlık gütmeyeceğim şekilde katılık ve şiddet ver.

Allahım ! Ben cimriyim; bana ma'ruf vechile harcama yapacağım, israf etmeyeceğim, saçıp savurmayacağım, riya ve gösterişe düşmeyeceğim şekilde cömertlik ver ve beni bu şekilde senin rızanı ve ahiret yurdunu kazanmayı hedef edinen bir kimse eyle.

Allahım ! Beni, müminlere kol-kanat germekle ve onlara güzellikle muamele etmekle rızıklandır .

Allahım ! Ben gafleti ve nisyanı (unutması) çok biriyim. Bana her hal ve durumda seni zikretmeyi ve her zaman ölümü hatırlamayı ilham eyle.

Allahım ! Ben sana taatle amelde zayıflık gösteren bir kulum; bana amelde canlılık ve güç ver; ancak senin izzet ve tevfikinle mümkün olabilen “güzel niyet”i nasip eyle.

Allahım ! Beni yakîn, birr ve takva ile, senin huzurunda duracağım anı hatırlayarak ve senden hayâ ederek sana kulluk yapmakta sabit kadem eyle. Bana, senin benden razı olacağın amellerde huşu, nefs muhasebesi, niyetlerde salâh, şüpheli şeylerden de sakınmak nasip eyle.

Allahım ! Dilimin senin Kitabından okuduğu ayetler konusunda bana tefekkür ve tedebbür ihsan eyle; onu anlamayı, anlamlarını kavramayı ve ibretamiz yönleri üzerinde düşünmeyi, hayatta kaldığım sürece bu şekilde amel etmeyi nasip et.

Allahım ! Senin ve dostlarının dostluğunu, senin velayetini ve yardımını üzerimden eksik etme; senin düşmanlarına düşmanlık göstermemi nasip eyle ve bu suretle beni her türlü afetten muhafaza buyur. Ruhumu ebrar ile birlikte al, beni şakîler zümresiyle birlikte haşreyleme .

Allahım ! Dünyalığımı ne azgınlaşacağım şekilde çoğalt, ne de şikayete düşeceğim kadar azalt. Zira az olup da yeterli gelen dünyalık, çok olup da oyalayandan daha hayırlıdır.

Muhakkak ki sen her şeye kadirsin.

(Ali Ahmed el- Hatîb, Ömer b. el- Hattâb, 215-218.)