๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Diğer Yazılar => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 24 Eylül 2011, 16:48:43



Konu Başlığı: Hz. Ali r.a. Böyle Seslendi
Gönderen: Zehibe üzerinde 24 Eylül 2011, 16:48:43
Hz. Ali r.a. Böyle Seslendi



Ağustos 2007 - 104.sayı

Semerkand Dergisi kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.


(Geçen sayıdan devam)

O ki, yarattıklarını örneksiz olarak yarattı. Kendisinden başka bir yaratıcı ve mabud yok iken ve misal olacak bir nesne mevcut değilken var etti. Bize kudretinin melekûtunu gösterdi. Her var edilen şey O'nun varlığının delilidir.

Kalbim ve kalıbımla (bütün varlığımla) şahitlik ederim ki, Ya Rabbi, seni yaratmış olduğun şeylere benzetenler ve senin benzerin olmadığı konusunda kalbinde itminan bulunmayanlar seni hakkıyla bilmekten uzaktırlar. Onlar bilmezler mi ki, bâtıl ilâhlara inanıp uyanlar yarın ahirette, “Yemin olsun ki biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Çünkü sizi Alemlerin Rabbi olan Allah ile bir tutuyorduk.” (Şuara,
97-98) diye itirafta bulunacaklar?

Sen o Allah’sın ki, akıllar seni kavrayamaz. Bunun için de fikirler senin niceliğini ve nasıllığını tayine muktedir değildir. Sen muhakeme ve mülahazaların sınırına girmezsin.

Allah Tealâ, yarattıklarını bir ölçüyle yaratmış, onların tedbir ve tasarruşarında ince hikmetler göstermiş ve her şeyi bir amaç ve hedefe yöneltmiştir. Onlardan hiç birisi, yönlendirildiği amacın dışına çıkamaz. Bütün olup bitenler O’nun iradesiyle olduğu halde böyle bir şey nasıl mümkün olabilir! Herşey O’nun “ol” demesiyle olur ve “öl” demesiyle ölür. O’nun emrinin karşısında gecikmek, geri kalmak yoktur. (Dilediği şey anında olur.)

Eğrileri doğrultan, zıtları bir araya getiren ve bunlara bir sınır tayin eden O’dur. O, herhangi bir yere asılı olmayan göğün (gök katlarının) yüksekliklerini bir sisteme koymuş, aralarındaki açıklıkları doldurmuştur. Her göğün yıldızlarını birbirine bağlamış ve emri ile gök katları arasında inip çıkan meleklere bunları yol yapmıştır. Dumandan ibaret olan gökleri bir çağırmasıyla derleyip toplamıştır. Onlar bu haldeyken hepsini ayrı birer alem yapmış, kuvvet ve kudretiyle onları bir merkezde tutmuş, kendi emrine itaatkâr ve boyun eğer kılmıştır. Güneşi gündüz ışığıyla görünen, ayı da gecenin bazı saatlerinde söndürülmüş bir halde bulunan birer kudret delili kılmıştır. Geceyle gündüzün, yıl ve ayların birbirinden ayrılması için onlara belli bir hareket ve seyir vermiş, her birine farklı hizmet ve görevler tayin buyurmuştur.

Sonra göklere yerleştirmek ve melekûtunun yüksek safhasını imar eylemek üzere melekleri yaratmış ve onlarla göklerin arasını doldurmuştur. Cennetinin bahçeleri ve azametinin surları onların tesbih sadalarıyla dolar. Kulakları dolduran bu tesbih ve temcid sadalarının ötesinde Allah Tealâ’nın celâl ve azametinin nur tabakaları vardır ki, gözler kamaşır ve onlara bakmaya tahammül edemez.

O meleklerin her birini muhtelif şekil ve suretlerle yaratmış ve kendilerine kanatlar vermiştir. Onlar Alah Tealâ’nın izzet ve celâlini tesbih ve temcid ederler. Onların Yüce Allah’tan aldıkları emirleri yerine getirmekten başka bir davaları ve işleri yoktur. Yüce Allah onları vahyinin emin elçileri kılmış ve peygamberlere gönderdiği vahiyleri onlar vasıtasıyla ulaştırmıştır. Onlar için günah işlemek ve hak ve hakitatten şüphe etmek söz konusu değildir. Allah Tealâ’nın rızasının yolundan sapmak nedir bilmezler. Allah Tealâ onların kalplerine sekinet ve tevazu yerleştirmiş, kendisini tesbih ve temcid etmeleri için onlara kapılar açmış, onlara tevhidinin yollarını göstermiştir. Onlar günah yüklerinin ağırlığını bilmezler. Kimseye karşı kindarlıkları ve hasetleri söz konusu değildir. Onlara ne gecenin bir tesiri olur, ne de gündüzün.

(Devam edecek)