> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Nedir ?  > Sizden Gelenler (Tasavvuf)  > Hizmet Şuuruna Dair
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hizmet Şuuruna Dair  (Okunma Sayısı 609 defa)
03 Mayıs 2010, 15:26:12
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 03 Mayıs 2010, 15:26:12 »



Hizmet Şuuruna Dair

İnsanların ihtiyaçlarını gidermek, sıkıntılarını paylaşmak, yaralarına merhem olmak dinimizce teşvik edilmiş ve övülmüştür.

Meşhur kıssadır, bilirsiniz. Erenlerden Taptuk Emre hazretleri talebesi Yunus Emre’yi dergâha dağdan odun getirmekle görevlendirir. Verilen emri hiç itirazsız kabul eden Yunus, günlerce belki aylarca dağla dergâh arasında mekik dokur. Her defasında da kalem gibi düzgün odunlar getirmektedir. Tabi bu durum dervişlerin dikkatinden kaçmaz. Hikmetini sorarlar. Yunus’un cevabı hizmet ehli herkes için sarsıcıdır:

“Bu kapıya odunun bile eğrisi giremez!”

İşini, hizmetini idealize etmenin, en iyisini yapmakla kendini mükellef görmenin Yunusça ifadesi. Nobranlığın, duyarsızlığın, kalitesizliğin ve estetik yoksunluğunun kol gezdiği ortamlar için bu söz çok şey söylemez belki. Ama mümin duyarlılığını, sufi inceliğini bilenler için çok tanıdık olsa gerek.

Hizmette itaat

Taptuk Emre, Yunus’tan bir iş istemiştir. Odun toplamak bile olsa bir görevdir bu. Bütün görevler aynı zamanda bir sınanmadır. Samimiyetin, dürüstlüğün, liyakatın ve fedakârlığın sınanması.

Bir dergâh varsa orada doğal olarak hizmet de yer alır. Aslında dergâhlarda hizmet iki taraflı işler. Öncelikle mürşit müridine hizmet etmektedir. Onun kemalâtına, nefsini ıslah etmesine ve nihayet ebedi saadetine hizmet eder. Müridin mürşidine ve dergâh işlerine hizmeti yine bunlar için bir araçtır.

Dergâh hizmetinde başlangıç noktası mürşide itaattir. Onun taleplerini eğmeden bükmeden, kendi iktidarına, üstünlüğüne, seçilmişlik duygusuna payanda etmeden dürüstçe itaat. Tasavvuf terbiyesinin esasını böyle temiz bir itaat teşkil eder. Mürşitler doktorlara benzer. Onların istek ve tavsiyeleri birer reçete gibidir. Bir hasta nasıl beden rahatsızlığına şifa bulmak için doktorunun reçetesini uygulamak zorundaysa, mürit de manevi hastalığına şifa bulmak için mürşidinin istek ve tavsiyelerini uygulamak zorundadır.

İşte böyle bir itaatin olmadığı yerde, bırakın hizmetin kalitesini, güzelliğini gerçek bir hizmetten söz edilemez.

Bu kapı Hak kapısı

İnsanların ihtiyaçlarını gidermek, sıkıntılarını paylaşmak, yaralarına merhem olmak dinimizce teşvik edilmiş ve övülmüştür. Mesela bir hadis-i şerifte “Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını karşılayan kişi, hac ve umre yapan kişi gibi karşılık alır.” (Suyûtî) buyrulmuştur.

Bir başka hadis-i şerifte de “Allah Tealâ’nın bazı kulları vardır ki, Allah onları insanların ihtiyaçlarını gidermek için yaratmıştır. İşte onlar kıyamet gününün korkusundan emindirler.” (Suyûtî)  diye buyrulması bu teşvik ve övgüyü açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Bu arada, bir topluluğa hizmet edeni o topluluğun efendisi sayan, Sevgili Peygamberimiz s.a.v., yine  insanlara faydası dokunan kimseleri insanların en hayırlısı olarak nitelendirmiştir. İnsanların Allah Tealâ’ya en sevimlisinin, böyle kimseler olduğunu haber vermiştir.

Yine işin bir başka boyutu da samimiyetle, teşekkür ve minnet beklemeden yapılan halka hizmet Hakk’a yaklaşmaya, O’nun rızasını kazanmaya vesiledir. Hizmetin bu denli kazançlı olması sebebiyle Hasan-ı Basrî rh.a.  demiştir ki: “Bir müslümanın ihtiyacını gidermek, benim için bin rekât nafile namaz kılmaktan iyidir.”

İnsanların dünyevî işlerine yardımcı olmak, sevinç ve tasalarına ortak olmak nasıl hizmetse, manevi konularda yardım ve destek de aynı şekilde hizmettir. Bu kapsamda dinî eğitim için çalışmak, marufu emredip münkerden sakındırmak çok önemlidir. Cenab-ı Mevlâmız, Kur’an-ı Kerim’de, dinine yardım edenlere mutlak surette yardım edeceğini beyan buyurur. Cenab-ı Hak her türlü yardımdan münezzehtir, hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. O, dinini bir inkârcının eliyle de kuvvetlendirip yüceltebilir. Fakat bu tür amelleri kulun önüne, kulluğunu ispatlamasına ve manevi olgunluğuna vesile olsun diye koymuştur.

Hizmette samimiyet


Hizmet bahis mevzu olduğunda ilk hatırlanması gereken ilkelerden biri samimiyettir. Yani temiz niyetli olmak. Allah rızasından başka bir beklenti ile hareket etmemek. Zaten bu tür beklentilerle yapılan iş hizmet değil, olsa olsa kendine yatırımdır. Bu noktada çeşitli hizmet organizasyonlarında ücretli ya da belli bedelle çalışıp, işini yüreği ile yapanların hizmete dahil olduğunu bilmek gerekir. Burada samimiyeti bozan karşılık beklentisinden maksat, hizmeti bir şekilde kendi çıkarına, iktidarına, tahakkümüne payanda etmektir. Ya da hak ettiğinden fazlasını talep beklemektir.

Niyet amelden önce gelir. Niyetten maksat, yapılan işte Allah rızasını gözetmek, bu hususta samimi ve içten davranmaktır. Niyet Allah rızası olmalıdır ki verilen emek karşılık bulsun. Bu temiz niyet sayesinde kişi kendini kusursuz hizmet yapmak zorunda hisseder. Yunus Emre’nin dergâha kalem gibi düzgün odun bulma çabası başka hangi sebebe dayandırılabilir.

Yeri gelmişken şunu da ifade edelim. Hizmetin uhrevi hayatta az veya çok kazandıracak olması zahiren o hizmetin büyüklük veya küçüklüğünden çok, hizmeti üstlenen kişinin ihlâs ve samimiyetine bağlıdır. Bu durumda biri üst diğeri alt kademede görev yapan iki hizmet gönüllüsünü Hak nezdinde üstün kılan işin pozisyonu değil, görevi yapanların kalplerindeki samimiyettir.

Hizmet angarya değil

Hizmetin içerisinde bulunup da henüz yaptığı işin şuuruna varamamış, halis niyet problemi yaşayan müslümanlar yok mu?

Elbette var. Böyleleri zahiren her ne kadar bir koşuşturma içerisinde bulunsalar bile, aslında her daim kendileriyle cedelleşme halindedirler. Çünkü yaptığı şey nefsine angarya gelmektedir. Esasen nefsin hizmete layık gördüğü tek kişi kendisidir. Öyle olduğu için de sıkılır, bunalır, hatta verilen hizmeti kulak ardı edip savsaklar.

Kişi, böyle bir durumla karşılaştığında “Nerede olursanız olun Allah sizinledir.” (Hadîd) ayetini aklına getirip, Cenab-ı Hakk’ın kulunun kalbine ve işine tam manasıyla vâkıf olduğunu düşünmeli ve bilmelidir.

Hizmet, gönül ve yürek işidir. Bu kovanda ağızlarda tat bırakacak ballar üretmek için dürüstçe, harbi gönülle vızıldamak kâfidir. Gönlün olduğu yerde ise kalite vardır, sanat vardır, estetik vardır. Çünkü gönül ruhla münasebetlidir ve ruh Rabbin katındandır.

Kalitesizlik, kabalık, nobranlık, yıkıcık ve kıyıcılık, hizmet gibi temiz bir kavramla asla yan yana gelmez. İnsanın her türlüsü kapıdan gelir geçer ama iş hizmete gelince odunun bile eğrisi kapıya layık görülmez. Zira işlerin eğri büğrü olduğu kapılar insanı hizaya getirme özelliğini yitirmeye başlar.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hizmet Şuuruna Dair
« Posted on: 20 Nisan 2024, 08:24:11 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hizmet Şuuruna Dair rüya tabiri,Hizmet Şuuruna Dair mekke canlı, Hizmet Şuuruna Dair kabe canlı yayın, Hizmet Şuuruna Dair Üç boyutlu kuran oku Hizmet Şuuruna Dair kuran ı kerim, Hizmet Şuuruna Dair peygamber kıssaları,Hizmet Şuuruna Dair ilitam ders soruları, Hizmet Şuuruna Dairönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes