> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > Hayat Seninle Senin Uğruna Akar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hayat Seninle Senin Uğruna Akar  (Okunma Sayısı 833 defa)
27 Ağustos 2011, 13:05:18
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 27 Ağustos 2011, 13:05:18 »



Hayat Seninle Senin Uğruna Akar



Haziran 2008 - 114.sayı


Elvida ÜNLÜ kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.

“Andolsun, içinizden size öyle bir Elçi geldi ki, sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir; size pek düşkün, müminlere şefkatli, merhametlidir.” (Tevbe, 128)

Sana fedadır!
Geceleri uykusuz kalsak ne ola ki?
Lokmasız kalsak;
Hırkasız bırakılsak;
Şehrimizden çıkarılsak
Ne olur ki?
Canlarımız fedadır.
Allah sesi duyulsun diye,
Sen üzülmeyesin, incinmeyesin diye Ey Allah’ın Rasulü
Canlarımız fedadır.
Bizler için dualar ettiğini biliriz.
Bizler için gözlerinden yaşlar aktığını,
Bizleri özlediğini biliriz.
Bizleri sevdiğini biliriz.

Gecelerim Gündüzlerim Senindir


Allah Rasulü s.a.v. Medine’deydi artık.
Kovan, sonra peşine düşüp kovalayan şehrinden uzaklardaydı.
Şehir mi kovmuştu, yoksa şehir ağlar mıydı,
Son kez ardına bakıp da “Mekke, en çok sevdiğim yer sensin…” diyen sahibinin ardından?
Mekke’nin evlatlarıdır kovup kovalayan, Mekke’yi sahibine dar eden.
İşte şimdi Mekke’nin emanetini ‘hoş geldin’ diyerek bağrına basan Medine’dedir artık.
Emin ellerdedir, lakin onu şehrinden çıkmaya zorlayan tehlikeler devam etmektedir.

Medine’deki bu ilk gecelerinden birinde Allah Rasulü s.a.v. düşman taarruzundan endişelenir de uyuyamaz. ‘Keşke arkadaşlarımdan biri bu gece bizleri koruyup kollasa..’ der.

Tam bu sırada bir ses duyulur. Allah Rasulü s.a.v.:

– Kim o, diye sorar. Gelen kişi:

– Ben Sa’d bin Ebu Vakkas’ım ey Allah Rasulü!

Allah Rasulü s.a.v. sorar:

– Ey Sa’d ne oldu ki koşar adım geldin buraya?

Sa’d r.a. cevap verir:

– Hayatınızdan endişe ettim, gönlüm huzursuz oldu. Duramadım. Sizi koruyabilir miyim diye kalktım geldim.
Allah Rasulü s.a.v. Sa’d r.a. için dualar eder ve gönül rahatlığı içinde uyumak üzre evine girer.
Bir gece uykusuz kalmış... Tam tatlı rüyalara dalacakken Allah Rasulü s.a.v. gelmiş de hatırına, ya ona bir zarar gelirse diye kalkmış uykulardan. Sa’d r.a. için çok mudur?

* * *

Hicretin üzerinden iki yıl geçmiştir. Mekke’nin asi çocuklarıyla Uhud’da hesaplaşma vaktidir.

Evet, çocuklardır onlar; bilmeyen, az sonra bilecek olan... Bilecek ve ebedi saadete erecek ya da bildiğinde artık zamanları geçmiş, nefesleri tükenmiş olacak çocuklardır onlar.         

Hesaplaşma vaktidir ve bu oldukça çetin bir hesaplaşmadır.

İşte o zorlu günde Allah Rasulü s.a.v. kimi zamanlar yanında sadece Sa’d r.a.’ı bulurdu. Onun okları biterdi de Allah Rasulü s.a.v. kendi oklarını verir:

- Ey Sa’d! Anam babam feda sana, at, derdi.

Allah Rasulü s.a.v. mübarek hayatları boyunca bu sözleri Sa’d r.a.’dan başka kimseye söylemedi.

O’nunla Başlamak


Hoş geldin diyerek karşılıyordu Medine Allah Rasulü’nü.

“İşte evlerimiz, işte mallarımız, işte canlarımız... Hepsi emrine amade!” diyordu.

Bu arada Ümmü Süleym r.a. geliyor ve:

– Ey Allah’ın Rasulü! Ensar erkek ve kadınlarından sana hediye vermeyen kalmadı. Benim ise bu oğlumdan başka verebilecek bir şeyim yok. Onu al, ömrünce mübarek hizmetinizde bulunsun, diyor, biricik oğlunu Allah Rasulü’ne
bırakıyordu.

Bir şehir arkada bırakılırken bir şehrin kapıları sonuna kadar açılıyordu.
Arkada bırakılan yalnızca şehir miydi? Ya da bırakılan?..
Mekkeli olsun Medineli olsun, onlar tüm inandıklarını bırakmışlardı. Tüm bildiklerini unutmuşlardı.
Allah ve Rasulü ile başlıyorlardı şimdi hayatlarına, emekleyen bir çocuk gibi.

Rasulü’nün Sevgisi


Hicret yolları hâlâ akıyor.
O yollarla yönümüzü buluyoruz.
Adımlarımız o yollarla kavi.
İki arkadaş yürüyor.
Biri bir önden yürüyor, bir arkadan, bir sağa geçiyor, bir sola...
Tedirgin, telaşlı...
Çünkü Allah’ın Rasulü s.a.v.’e yol arkadaşı, O’na dost.
Çünkü o Sıddîk.

Soruyor Allah’ın  Rasulü s.a.v.:

– Ebubekir, niçin böyle yürüyorsun?

– Ey Allah Rasulü, geriden bir saldırıya uğrarsınız diye telaşa düşüp arkanızdan geliyorum. Sonra ileriden bir hücum olur diye endişe ederek önünüzden yürüyorum.

Korkuyor, telaşlanıyor.

Ya Allah Rasulü’ne bir zarar erişirse!

* * *

Yıllar sonra Hz. Ali r.a. müminlerin emiridir. İnsanlara seslenir:

– Ey Cemaat! Bana insanların en yiğidinin kim olduğunu söyleyebilir misiniz?

– Sensin ey Müminlerin Emiri, dediler. Hz. Ali r.a.:

– Ben kiminle dövüşsem ondan hakkımı tamamıyla almışımdır. Lakin insanların en yiğidi ben olamam. Siz bana onun kim olduğunu söyleyin, dedi.

Biraz düşündüler, bulamadılar. Hz. Ali r.a. devam etti.:

– O kişi Ebubekir’dir. Bedir Savaşı’nda Allah Rasulü s.a.v. için bir çardak yapmıştık. Müşriklerden birinin Rasulullah s.a.v.’e saldırmasından korkuyorduk. Peygamber’in yanında kim kalacak diye sorduk. Ebubekir ben kalırım demiş ve O’nun başı ucunda durmuştu. Müşriklerden biri saldıracak olsa Ebubekir anında karşılık veriyordu. İşte insanların en yiğidi Ebubekir’dir.

* * *

Sadaka verme emri gelmişti. Bu emri duyduğunda Hz. Ömer r.a.’ın yanında bol miktarda para bulunmaktaydı. Diyor ki:

– İçimden, günün birinde Ebubekir’i geçmem mümkün olacaksa işte tam zamanıdır, diye geçirdim. Allah Rasulü s.a.v.’e gelerek malımın yarısını sadaka verdim. Ama öğrendim ki Ebubekir Allah ve Rasulü’nün emri üzerine malının tamamını vermiş. Allah Rasulü s.a.v. “Ailene ne bıraktın?” diye sual buyurduğunda da “Allah’ın rızasını ve Rasulü’nün sevgisini.” demişti.

O sıddîktır.
Sadıktır yola, yoldakine.
Ya O’na bir zarar erişirse, diye bekler, telaşlanır.
Gün gelir neyi varsa yoluna serer.
Rıza, rıza, rıza…

O’na Bir Şey Olmasın


Efendimiz s.a.v.’e bir yay hediye edilmişti. Bu yayı Uhud Savaşı’nda Katade bin Numan r.a.’a verdi.

Katade r.a. Uhud Günü’nde yayın başı aşınıncaya kadar Efendimiz s.a.v.’in önünde ok attı.

Yanından ayrılamıyordu. Zira düşman hücumu sertti. Zaman zaman Efendimiz s.a.v.’e atılan oklara kendini siper ediyordu. Tek O’na bir şey olmasın...

Bu oklardan biri gözüne isabet etti ve Katade r.a.’ın göz bebeği avuçlarına aktı. Bu halde Efendimiz s.a.v.’e vardı.
Arkadaşını o halde görünce Allah Rasulü s.a.v.’in mübarek gözlerinden yaşlar boşandı ve şöyle yakardı:

– Allahım! Katade gözünü senin peygamberine siper etti. Onun çıkan gözünü gözlerin en güzeli ve en keskini yap!

Bu dua üzerine Cenab-ı Hak tarafından Katade r.a.’ın gözü iade olundu.
O göz ne kadar güzel ve ne kadar keskindi!

Onların Sevgisiyle


Yine Uhud Günü’dür. Talha r.a. şu şiiri söyleyerek düşman üzerine yürümektedir:

“Biz galip ve mâlik olan Allah’ın askerleriyiz.

Kutlu peygamberimizi savunuruz.

Koca hörgüçlü develerin yalaklarında ayaklarını yere vurdukları gibi harplerde darbeler indiririz düşmana.”

Allah Rasulü s.a.v. Uhud meydanını terk etmeden şairi Hassan’a, Talha için bir şeyler söyle, dedi. Şair Hassan şunları söyledi:

“Talha Uhud Günü Muhammed’e yardım etti.
Ki bu yardımı Muhammed’in en sıkıntılı ve en zor anındaydı.
O’nu korumak için avuçlarını mızraklara siper ediyordu.
Kılıç darbeleri altında parmak damarları kesildi, kanlar içinde kaldı.
Muhammed hariç en ileride o idi.
İslâm’ın çarkını ayakta tuttu da İslâm istiklaline kavuştu.”
İslâm istiklaline kavuştu, onlarla kavuştu.
Onların elleriyle, onların ekmekleriyle, onların canlarıyla.
Geceleri, gündüzleriyle...
Gece nedir ki, gündüz ne, zaman ne?
Can ne?
Sevdikten sonra ne?

* * *

Saadet iklimidir,
Allah Rasulü s.a.v.’in arkadaşları; hepsi birbirinden cesur, fedakâr...
Çünkü seviyorlar, sevgiye en ziyade layık olanı.
Çünkü onlar inandıkları anda teslim...
Allah’a dayanıp Allah’a güveniyorlar.
Saadeti asıl ikliminde gönüllerinde arıyor, gönüllerinde buluyorlar.
En zorlu anlarda, Hendek Günü’nde mesela…
Sabahın ilk saatleri; hava soğuk, toprak çetin...
Açlık, uykusuzluk, yorgunluk;
Düşman korkusu...
Lakin türküler söyleyerek kazıyorlar hendeği:
“Muhammed’e biat edenleriz bizler
Ömrümüz boyunca cihat etmek üzere...”

* * *

“Anam babam sana feda Ey Allah’ın Rasulü!”
İşte bütün bildiklerimi unuttum, bütün inandıklarımı...
Yaşadıklarımı, yaşattıklarımı.
Ne öğrettiysen onu biliyorum.
İşte bende bana dair ne varsa bıraktım, sıyrıldım.
Sana feda, yoluna feda!

* * *

Ey Allah’ın Rasulü, Ey Sevgili!
Bugün o fedalara sığınıyoruz.
O fedaların kanatları altında korunuyoruz.
Bedir’de düşmeyen o bir avuç müslümanın hayatıyla nefes alıyoruz.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hayat Seninle Senin Uğruna Akar
« Posted on: 25 Nisan 2024, 18:10:32 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hayat Seninle Senin Uğruna Akar rüya tabiri,Hayat Seninle Senin Uğruna Akar mekke canlı, Hayat Seninle Senin Uğruna Akar kabe canlı yayın, Hayat Seninle Senin Uğruna Akar Üç boyutlu kuran oku Hayat Seninle Senin Uğruna Akar kuran ı kerim, Hayat Seninle Senin Uğruna Akar peygamber kıssaları,Hayat Seninle Senin Uğruna Akar ilitam ders soruları, Hayat Seninle Senin Uğruna Akar önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes