> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > Gerçek Alimler Olmasaydı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gerçek Alimler Olmasaydı  (Okunma Sayısı 786 defa)
17 Eylül 2011, 08:23:19
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 17 Eylül 2011, 08:23:19 »



Gerçek Alimler Olmasaydı


Mayıs 2007 - 101.sayı

Mustafa NECM kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.


Gerçek Âlim denince, Hz. Peygamber s.a.v. Efendimizin imamlığını yaptığı ilim, amel, takva ve göz yaşı medeniyetinin temsilcisi olan, onu yaşayan ve yaşatmak için bütün hayatlarını vakfeden ilim adamları anlaşılmalıdır.

Fakihler, müfessirler, mürşidler, muhaddisler, kadı ve müftüler ve genel olarak zahirî ve batınî ilmin hizmetinde bulunan bütün Rabbanî âlimler...

Kaç yıl boyunca ne kadar okursa okusun, takva ve gönül ehli olmayan, ilmi ameline ve şahsiyetine yansımayan bilgi gevezeleri değil.

Aşırı ve sivri fi kirlerin revaçta olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Orta yol unutulmuş sanki. İslâmî ilimlerde bir miktar tahsil görmüş bazı kimseler, yaşantısından uzak oldukları din hakkında insanlığı aydınlatmaya koyulmuşlar. İlgi çekebilme uğruna aşırı ve sivri fi kirleri seslendirmekten,
abartılı örnekler vermekten kaçınmıyorlar. Sorulduğunda “dini aslî şekliyle tanıtma” gayretinde olduklarını söyleyip, bazı haklı noktalardan hareket edip birçok haksız sonuçlara varıyorlar. İşte yoğun propaganda ile son dönemde moda yaptıkları tezlerinden birisi:

“Müctehid imamların görüşlerine bakılmaksızın ve kâmil mürşidlerin irşadına ihtiyaç duymaksızın dinimizi doğrudan Kur’ân ve Sünnet’ten almalıyız.”

Bazı yaklaşımlarda Sünnet bile kaynak olarak görülmüyor.

Kur’ân ve Sünnete sıkı sıkıya bağlı olarak dini yaşamak, her müslümanın vazifesidir ve hayatındaki en büyük hakikattir. Bahsettiğimiz kişiler ise, bu hakikatin gölgesine sığınarak, Kur’ân ve Sünnet ile müslümanlar arasındaki bağlantıyı oluşturan müctehid imamlar ve kâmil mürşidler hakkında toplumda bulunan
saygıyı ve hüsn-ü zannı zayıfl atmak istemekteler. Hatta bu iddia sahiplerinin bir kısmı, müctehid imamlara ve kâmil mürşidlere saygıyı küfür, onların görüş ve irşadlarından faydalanmayı farklı bir din olarak telâkki ediyorlar.

Fikir, düşünce, kültür, ilim ve gönül dünyamızı kökünden sarsmak, en azından yaralamak isteyen mihrakların desteklediği bu iddiaya farkına vararak veya
varmayarak taraftar olanlar, hem zarar ediyor ve hem de zarar veriyorlar. İlk bakışta gayet masum gibi görünen bu iddia, bizce Kur’ân ve Sünnet’e karşı işlenebilecek vahim bir ihaneti içinde taşımaktadır. Çünkü Kur’ân’ı ve Sünnet’i korumada Allah Teâlâ’nın seçmiş olduğu müctehid imamların ve kâmil mürşidlerin hizmetleri olmasaydı, bugün Kur’ân ve Sünnet’e ulaşmak, onları anlamak mümkün olmazdı.

Allah Dinini Onlarla Koruyor

“Şüphe yok ki zikri (Kur’ân’ı) biz indirdik ve onu muhakkak biz koruyacağız.” (Hicr/9) âyeti ile Allah-u Teâlâ, Kur’ân’ın, onun açıklayıcısı olan Sünnetin ve dolayısıyla İslâm dininin kendi korumasında olduğunu ferman etmiştir. Allah Teâlâ, Kur’ân’ı nasıl ve hangi usüllerle koruyacağını ise fiilî olarak göstermiştir. Peygamber s.a.v. Efendimizden günümüze gelinceye kadar, İslam tarihi incelendiğinde, Allah tarafından yapılan bu korumanın nasıl gerçekleştiğini görmek mümkündür.

Peygamber s.a.v. Efendimize nazil olan âyetler bir taraftan vahiy kâtiplerine yazdırılırken, aynı zamanda bir çok sahabe tarafından ezberlendi. Efendimizin s.a.v. irtihalinden sonra Hz. Ebu Bekir r.a. döneminde Kur’ân ayetleri iki kapak arasında toplandı ve Hz. Osman r.a. döneminde çoğaltıldı.

Evet Kur’ân’ın korunmasıyla ilgili en önemli faaliyetlerden olan Kur’ân’ın toplanması, bir ictihad ile gerçekleşti. Ezberlenmesinde insan beyni, yazılmasında
insan emeği ve hükümlerinin fi ilî olarak muhafazasında müttakî kulların yaşantıları vasıta mahiyetinde kullanıldı. Demek ki Allah Kur’ân’ı kullarıyla koruyup nesilden nesile aktaracaktı.

Daha sonraki dönemlerde Kur’ân, başından sonuna kadar âyet-âyet milyonlarca müslüman tarafından hem ezberlenerek, hem yazılarak ve hem de yaşanarak
muhafaza edildi. Peygamber s.a.v. Efendimizin Sünneti de aynı şekilde hadis hafızları tarafından ezberlendi ve çok meşakkatli, çok titiz çalışmalarla nesilden nesile aktarıldı.

Kur’ân’ı en iyi anlayan şüphesiz Hz. Peygamber s.a.v. Efendimizdir. Hz. Peygamber s.a.v. Efendimizi en iyi tanıyan ve O’nu en iyi anlayan Sahabe-i Kirâm’ın başta müctehidleri ve ilmî seviyelerine göre kademe kademe diğerleridir. Onlar, Efendimizin s.a.v. ifadesiyle müslümanların en hayırlı neslidir.

Sahabe-i Kiram’ı en iyi tanıyan ve onlardaki Kur’ân ve Sünnet mirasını en iyi şekilde alan, Tabiîn dönemi müctehidleri ve onların talebeleridir.

Tabiîn döneminden itibaren de Kur’ân ve Sünnet mirasını en iyi şekide anlayanlar, alıp aktaranlar aynı şekilde müctehid imamlar, kâmil mürşidler ve onların talebeleri olmuştur. Onların hepsi, Kur’ân’ı ve Sünnet’i öğrenme, anlama ve yaşama uğruna hayatlarını tümüyle vermişlerdir. Dünyevî ihtiraslar peşinde değil, Allah’ın rızası ve Rasûlü’nün hoşnutluğu peşinde aşkla, heyecanla seferber olmuşlardır. İslâm tarihini süsleyen bu yıldız insanların bu uğurdaki çalışmalarını, fedâkârlıklarını ve mahviyet ufuklarında gözyaşlarıyla yoğrulmuş, her saniyesinde Allah aşkı bulunan hayatlarını anlatan yüzlerce cilt eser bu gün elimizde mevcuttur. Tabii ki ibret alabilecek akıl, ilim ve gönül sahipleri için...

Evet Kur’ân ve Sünnet mirası, işte bu şekilde bize kadar ulaşmıştır. Bundan sonra da Allah Teâlâ, bu mirası kıyamete kadar genç nesillere, yukarıda bahsettiğimiz ilim ve gönül erlerinin takipçileriyle ulaştıracaktır.

Şimdi soruyoruz: Kur’ân ve Sünnet mirasını, en iyi şekilde anlayıp yeni nesillere ulaştırmaktan başka hesapları bulunmayan müctehid imamlar, kâmil mürşidler, onların talebeleri ve fedâkâr ilim yolcuları olmasaydı, o miras bize nasıl ulaşırdı?

Ayrıca günümüz insanı ile Hz. Peygamber s.a.v. arasında -Kur’ân ve Sünnet’e ulaşma ve onları anlama adına- bir köprü vazifesi gören bu yıldız insanlar ve onların bıraktığı miras olmasaydı, Kur’ân ve Sünnet anlaşılabilir miydi?

Evet bunların cevabını, vicdân ehlinin insafına bırakıyoruz.

Bir hususu daha dikkatlere sunmak istiyoruz. İnsan hayatını ve değişik ilişkilerini düzenleyen birçok kanun vardır. Günümüzde bu kanunlar, insanlar tarafından hazırlanmakta. Bakıyorsunuz herhangi bir kanun maddesi hakkında, hukukçuların farklı farklı yorumları, ictihatları olmakta. Bu ictihatlar, herkesin yapabileceği yorumlar değildir. Ancak ehli olan hukukçular, hukukî mesnedlerini göstererek yapabilirler. Bu şekilde yapılan içtihatlar hiçbir zaman bir kenara atılmaz, yıllarca o hukuk sisteminde onlardan istifade edilir. Bir hukuk sistemi bu tür yorumlara, ictihatlara ve çalışmalara ne kadar sahipse ve ne kadar açıksa, o kadar iyi ve başarılı bir hukuk sistemi olarak kabul edilir. Bu tür ictihatlarda bulunan ukukçular ise baştacı edilip, onlardan devamlı istifade edilir.

İnsanoğlunun yapmış olduğu bir kanunu anlamada yetkili ağızların kıymeti böyle olursa, Yaratıcının kelâmını ve O’nun elçisinin hadislerini anlamada yetkili kimselerin kıymetini varın siz takdir edin.

Başta söylediğimizi tekrar vurgulamak istiyoruz: Kur’ân’ ı ve Sünnet’i korumada Allah Teâlâ’nın seçmiş olduğu müctehid imamlar, kâmil mürşidler ve onların hizmetleri olmasaydı, bugün Kur’ân ve Sünnet’e ulaşmak, onları anlamak mümkün olmazdı. Çünkü bu seçimi Allah yaptı.

Dinimizi tabii ki doğrudan Kur’ân ve Sünnet’ten, fakat yetkili âlimlerimizin bıraktığı mirastan faydalanarak alacağız. Onların yetkisine bütün İslâm tarihi şahitlik etmektedir.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gerçek Alimler Olmasaydı
« Posted on: 23 Nisan 2024, 10:19:22 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gerçek Alimler Olmasaydı rüya tabiri,Gerçek Alimler Olmasaydı mekke canlı, Gerçek Alimler Olmasaydı kabe canlı yayın, Gerçek Alimler Olmasaydı Üç boyutlu kuran oku Gerçek Alimler Olmasaydı kuran ı kerim, Gerçek Alimler Olmasaydı peygamber kıssaları,Gerçek Alimler Olmasaydı ilitam ders soruları, Gerçek Alimler Olmasaydı önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes