> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > Fransa
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Fransa  (Okunma Sayısı 847 defa)
26 Eylül 2011, 12:09:43
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 26 Eylül 2011, 12:09:43 »



Fransa



Ekim 2007 - 106.sayı


Ahmet MİROĞLU kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.


AVRUPA’DA EN BÜYÜK MÜSLÜMAN NÜFUSA SAHİP ÜLKE FRANSA


Rhône Vadisi, Bordeux, Tours, Moussais la Bataille (Belâtüşşühedâ), Marsilya, Narbonne, Septimania, Lyon… Bu isimler Fransız topraklarında yer alan şehir ve mevki adlarıdır. Bu isimleri ez çok tanır biliriz; ama Hürr b. Abdurrahman’ı, Abdurrahman el-Gâfikî’yi kaçımız hatırlar?

Halbuki bu isimlerin kumandasındaki İslâm orduları, daha Peygamber s.a.v. Efendimiz’in vefatının üzerinden bir asır bile geçmediği bir dönemde (717) Pireneleri aşarak isimlerini saydığımız bu şehirlere akınlar düzenliyorlardı. Söz konusu şehirlerden bazısını fethetmiş ve kısa süreli de olsa hâkimiyetleri altına almışlardı. Hatta bir ara Paris'e 150 km. kadar yaklaşmışlardı.

700'lü yıllarda girişilen fetih hamlesi 11. yüzyılın başlarına kadar "dört asır" sürmüştü. Müslümanlar bu topraklarda limanlar, üsler, ticaret kurmuşlardı. Ve elbette ibadet etmek için mabetler, eğitimi
sürdürmek için küçük çaplı medreseler ve daha başka birtakım yapılar inşa etmişlerdi. Müslüman arkeologlara duyurulur.

İsimlerden başlamıştık, oradan devam edelim. Jabal al-Qila, Lascar ve Lascaris, Lehez, Barbaresco, Batharam, Ramatuelle, Almanar… Bunlar da "İslâm hatırası" yer isimleridir. İlgi kuramayanlar için aslını kaydedelim: Cebelülkale, el-Asker, el-Havz (Havuz), Berberi, Beytülharam, Rahmetullah, el-Minare… Ne yapalım? Fransızların dilleri bu kadar dönmüş.

Müslümanların Fransa'daki etkisi bu türden bazı kelimelerden mi ibarettir? Elbette, hayır. Ortaçağ Fransası Müslümanların fiilî varlıklarından olduğu kadar ilmî yönlerinden de istifade etmiştir. Endülüs'teki medreselerde eğitim gören teologlar, felsefe meraklıları, şiir ve edebiyat tutkunları, bilim adamları -ki bunlar genelde papazlardı- İslâmî ilimle- Abrin Fransa'da tanınıp yayılmasına ziyadesiyle katkıda bulunmuşlardır.

Müslümanların Fransa'da müzik, felsefe ve özellikle tıp alanına çok büyük tesiri olmuştur. Lyon Körfezi kıyılarındaki Montpellier şehri bugün hâlâ tıp sahasında vazgeçilmez bir üniversite merkeziyse, bunu
hiç kuşkusuz Endülüs Tıp Bilimlerine borçludur. Endülüs Engizisyonu'nun zulmünden kaçan çoğu kültürlü ve iyi eğitimli müslümanların oluşturduğu ikinci dalga, Fransa'yı haçlı seferlerinden önce İslâm adına bir kez daha etkisi altına almıştı. Haçlı seferleri sırasında İslâm dünyasıyla ve müslümanlarla olumsuz şartlarda karşılaşan Fransızlar, asıl Osmanlılar zamanında geliştirilen diyaloga çok şey borçludurlar.

Erbabı bilir. Sömürgecilik dönemi Fransa'sı ne yazık ki müslümanlara karşı nankör tavırlar sergilemiştir. Artık tarihe mal olmuş Cezayir meselesi hâlâ yürek sızlatır. Müslümanlar bugün bu topraklarla ve halkla geçmiş zamanda geliştirdikleri yoğun ilişkinin meyvesini devşirme noktasına gelmişlerdir. Fakat sakın yanılmayın, bu süreç de en az eskisi kadar sancılı olacağa benziyor.


Fransa’nın harita üzerindeki şekli kabaca bir altıgene benzer. Altıgenin üç kenarı güneyden Akdeniz, batıdan Atlas Okyanusu, kuzeyden Manş Denizi ile çevrilidir. Karadan Belçika, Lüksemburg, Almanya, İsviçre, İtalya, Monako, Andorra ve İspanya ile komşudur. Altıgenin bir kenarıyla Avrupa kıtasına, diğer kenarıyla İber Yarımadası'na bağlanmıştır. Coğrafi konumunun da gösterdiği gibi bir yönüyle batıya, öbür yönüyle doğuya bakmaktadır. Hatta bir yüzü Hıristiyanlığa, diğeri İslâm'a yönelmiştir diyebiliriz.

AVRUPA’NIN BÜYÜK ÜLKESİ


Kurucu üye olan Fransa, Avrupa Birliği'nin yüzde 20'sini teşkil eden 550 bin kilometre kare yüzölçümüyle Batı Avrupa’nın en geniş ülkesidir. Muazzam deniz kıyılarına (11 milyon kilometrekarelik ayrıcalıklı ekonomik bölge), 45 milyon hektar (ülkenin yüzde 82’si) tarım ve ormancılık üretim bölgesine, yüzde 26 ormanlık alana sahip bir ülkedir. Dünya ticaretinde ve yatırımlarda ilk üçtedir.

Arkeologlar, bugünkü Fransa topraklarının M.Ö. 100 bin yıllarına kadar uzanan tarih öncesi yerleşimlere şahit olduğunu iddia etmektedirler.Bilinen tarihî dönemlerde, önce Galya-Roma hâkimiyetinde kalmış, M.S. 2. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlığın Avrupa kıtasındaki en önemli yayılma alanlarından biri olmuştur. 5. yüzyılın ortalarında Atilla kumandası ndaki Hun akınlarına uğramış, aynı yüzyılın sonlarına doğru Frankların egemenliğine girmiştir.

Fransa'nın asıl doğuşu ve güçlenmesi Valois hanedanından 7. Charles'in zamanına (1422-1461) rastlar. Charles'tan sonra gelen 11. Louis de (1461-1483) Fransa’nın önemli krallarındandır.

Fransa bu yüzyılda Katoliklerle Protestanlar arasındaki din ve mezhep savaşlarına sahne olmuştur.

1789-1799 yılları arasında ünlü Fransız İhtilali gerçekleştirilerek monarşi yerine cumhuriyet kurulmuştur. İhtilal sade Fransa'yı değil dünyayı etkilemiş ve milliyetçilik yükselen değer halini almıştır. İhtilal, sonuçları ve ideolojisiyle Birinci ve İkinci Dünya Savaşları'na yön vermiş ve günümüz dünyasının oluşmasına tesir etmiştir.

PARİS'E 150 KM. KALA


Fransız toprakları İslâm'la ve müslümanlarla ilk defa 8. asırda tanışmıştır. Yüzyılın başında Hürr b. Abdurrahman kumandasındaki İslâm ordusu Pireneleri aşarak Fransız topraklarına girmiştir (717-718).

Daha sonra Hürr'ün yerine geçen Semh b. Mâlik, harekatı hız kesmeden sürdürmüştür. Önce Sebtimâniye'yi (Septimania), ardından Müslümanlar için önemli bir askeri üs olan Arbûne'yi (Narbonne) fetheden (720)
Semh, ertesi yıl Aquitania düklüğünün başşehri Toulause'u kuşatmış ama fethedemeden şehit düşmüştür. Kumandayı üstlenen Abdurrahman el-Gâfikî bu yüzden Arbûne'ye geri dönmek zorunda kalmıştır.

721-726 yılları arasında gerçekleştirilen seferler sonunda müslümanlar hâkimiyetlerini Rhône Vadisi ve Lyon'a kadar genişlettiler. 732 yılında Bordeux'yu yağmaladıktan sonra Paris'in 150 km. güneyindeki
Tours şehrine yaklaşan Gâfikî, Poitiers'in 20 km. kuzeydoğusunda Belâtüşşühedâ'da, Moussais la Bataille denilen yerde Frank kuvvetlerine mağlup olmuştur.

Bu savaşla İslâm ordularının kuzeye doğru ilerlemeleri engellenince fetihler diğer yönlerde devam etti. 734 yılında Marsilya'nın 100 km. kuzeyinde bulunan Avugnon, dokuz yıl sonra da Lyon ele geçirildi. Ancak müslümanların bu şehirlerdeki hâkimiyetleri uzun sürmedi.

793'teki hamleleri 846-869 yılları arasında daha çok Güney Fransa sahillerine dönük akınlar izledi. Müslümanlar Camorgue'de bir liman ve üs kurdular. 891'den 975'e kadar Marsilya ile Nice arasında meydana
getirdikleri kolonileri ellerinde tuttular.

10. yüzyılın başlarında Fransa topraklarında Alpler'in eteklerinde yer alan Sisteron ve Embrun'a kadar ulaşan müslüman ticaret merkezleri maalesef Alman İmparatoru Otton tarafından yıkıldı. Fransa sahillerine yönelik İslâm akınları en son 11. yüzyılın başlarında görülmüştür.

BÜYÜK KONUŞMAMAK LAZIM


Fransızlar Türklerle ilk defa Birinci Haçlı Seferi'nde karşılaştılar. Niğbolu Savaşı'nda (1396) Osmanlılara esir düşen Fransızların fidyeleri ödenirken bir kez daha yüz yüze geldiler. Sonraki dönemde Cem Sultan Fransa'ya sığınmıştı ve Fransızlar Osmanlılara karşı Venediklileri desteklemişlerdi.

Birinci François başa geçer geçmez (1519) üç yıl içinde Türkleri İstanbul'dan ve Avrupa'dan kovacağını ilan etti. Ne var ki birkaç yıl sonra Beşinci Karl'a (fiarlman, Charles Quint) yenilip esir düşünce bir yandan bizzat kendisi, öte yandan annesi vasıtasıyla resmen Kanunî'ye başvurarak yardım istemek zorunda kaldı.

Kralı himayesine alan Kanunî, Macaristan'a düzenlediği seferde Mohaç Meydan Savaşı'nı (1526) kazanarak Almanları tehdit eder hale geldi. Üç yıl sonra da Viyana kuşatıldı (1529). Bu gelişmeler üzerine Karl François'le Cambrai Barış Antlaşması'nı imzalamak zorunda kaldı.

İşte tam bu sırada büyük Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa, Nice'e karşı bir deniz harekâtı yürütmek üzere 150 gemilik bir filoyla yaklaşık bir yıl Toloun'a yerleşti (1543) ki bu ayrı bir yazı konusudur. Osmanlı leventleri Toloun'u kısa zamanda adeta bir Müslüman Türk şehrine dönüştürmüşlerdi.

ÇOK YÖNLÜ İLİŞKİLER


1535'te ilk daimi elçisini gönderen Fransa'yla Osmanlı Devleti arasında ticari ayrıcalıklar tanıyan bir anlaşma yapıldı. Bu antlaşma Osmanlı tarihinde bir yeri olan ve duraklama devrinden itibaren devletin aleyhine işlemeye başlayan Kapitülasyonları başlatmış oldu.

Bundan sonra Fransa-Osmanlı ilişkileri uzun süre karşılıklı işbirliği içerisinde devam etti. 18. yüzyıl sonlarına doğru Fransa Türkiye'de önemli imtiyazlara sahipti ve Fransız ihtilali öncesinde Fransızlar'ın Osmanlı topraklarında seksen kadar ticari kuruluşu bulunuyordu.

Sınıf farklılığı fikrine hiç de sıcak bakmayan Osmanlılar, Fransız İhtilali'nden memnun oldular ve Cumhuriyet Fransası'na karşı tarafsız bir politika güttüler.

Ne var ki Napolyon'un emperyalist arzularla Mısır'ı işgal etmesi (1798) Osmanlılarla Fransızlar arası ndaki dostane ilişkilerin sonu oldu.

Mısır'ın ardından Cezayir de Fransızlarca işgal edildi (1830). Fransa bununla da yetinmeyip Kavalalı isyanını destekledi, Osmanlı topraklarındaki Katoliklerin hamiliğine soyundu.

Kırım Savaşı'nda (1853) Osmanlı'nın yanında yer alan Fransızlar, Birinci Dünya Savaşı'nda karşı cephede yer aldılar ve savaştan sonra güneydoğ uya asker çıkarttılar. Anadolu halkının verdiği direnişe dayanamayınca, 1921 Ankara Antlaşması'nı imzalayarak bugünkü Suriye sınırına çekilmek zorunda kalmışlardır.

OSMANLI’DA FRANSIZ ETKİSİ
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Fransa
« Posted on: 19 Nisan 2024, 19:13:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Fransa rüya tabiri,Fransa mekke canlı, Fransa kabe canlı yayın, Fransa Üç boyutlu kuran oku Fransa kuran ı kerim, Fransa peygamber kıssaları,Fransa ilitam ders soruları, Fransa önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes