> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > Fatiha ile Açılan Kapılar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Fatiha ile Açılan Kapılar  (Okunma Sayısı 782 defa)
16 Temmuz 2011, 08:15:20
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 16 Temmuz 2011, 08:15:20 »



Fatiha ile Açılan Kapılar


Mayıs 2010 - 137.sayı

Dilaver SELVİ kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.

Fatiha, “açan, açıcı” demektir. Fatiha suresi, Kur’an-ı Hakim’i açan ilk sure olduğu için ona “Fâtihatü’l-Kitab” denmiştir. Hayırlı meclisler de onunla, Allah’a hamd edilerek açılır, yine hamd ile tamamlanır. O ayrıca kulun gönlünü Rabbine, Rabbin rahmet hazinelerini de kuluna açar.

Fatiha, namaz ve dua suresidir. İlahî huzura girişte en güzel övgüdür. Fatiha, yüce Allah’tan müminlere gelmiş çok güzel ve özel bir hediyedir. Onu alana, anlayana ve koruyana ne mutlu!

Fatiha’nın bir ismi, “Ümmü’l-Kur’an”dır. Yani Kur’an’ın ana mesajlarını içeren, onun özü, esası, temeli, fihristi demektir. Fatiha, her müminin farz ve sünnetleriyle beş vakit namazında her gün en az kırk defa okuduğu bir suredir. Namazın her rekâtında Fatiha’yı okumak, Hanefîlerde vacip, diğer mezheplerde farzdır. Kur’an-ı Hakim’in içinde her gün bu kadar okunan başka bir sure yoktur. Demek ki Fatiha’nın, müminin hayatında özel bir yeri ve vazifesi vardır.

Mümin, Fatiha okuyarak Rabbine hamd eder, O’nu yücelterek zikreder, onunla imanını tazeler, Mevlâsına vefasını gösterir. Kâlû Belâ’da Rabbine verdiği sözü yeniler, dua eder, yardım ister. Fatiha insana Rabbini ve nefsini tanıtır, benliğini buldurur. Biz şuurunu verir, müslümanı birlik ve dirliğe davet eder. Ona dostunu ve düşmanını tanıtır, dostluğun yolunu öğretir.

Fatiha’nın bir ismi de “Şifa”dır. O, yakinen inananlar için her türlü derde şifa olur; insanın içindeki ve dışındaki hastalıkları tedavi eder, şirki ortadan kaldırır, nimete şükrü öğretir, kibri kırar. Mümini, alemlerin Rabbine karşı mütevazi bir kula ve bütün aleme karşı rahmet olan bir insana dönüştürür. Fatiha, kalpleri hakikate açmak, insanları alemlerin Rabbiyle tanıştırmak ve buluşturmak için indirilmiştir. İslâm tarihi boyunca nice alim ve velinin tefsir ettiği gibi Fatiha’nın fazilet, ilim ve sırları çoktur.

“Ancak senden yardım isteriz” derken...

Burada, Fatiha’da geçen önemli bir konu üzerinde duracağız. Bazıları, “Allahım, ancak sana kulluk ederiz ve sadece senden yardım isteriz” manasındaki ayeti, asıl muradın dışında yorumlamıştır. Bu kimseler, birbirinden maddi veya manevi yardım isteyen müminleri bu ayete aykırı davranmakla ve Allah’a ortak koşmakla suçlamaktadır.

Halbuki, ayetin muradı faklıdır. Ayetteki sadece Allah’tan istenecek yardım, az öncesinde zikredilen ibadet konusundadır. İbadeti sevmek, ihlâs ve edebiyle yerine getirmek, onu koruyarak ilahî huzura takdim etmek, onun kabul edilmesi, kusurlarının affedilmesi, kulluk ve şükür olarak kabule şayan görülmesi, onun meyvesi olan marifet ve müşahedeye ulaşılması, ona vaat edilen sevabın, cennet ve cemalullahı seyir gibi müjdelerin elde edilmesi, ancak yüce Allah’tan istenecek ve O’nun yardımıyla ulaşılacak şeylerdir. Yoksa ayet, hayatımızın her alanındaki şeyleri içermemektir.

Yukarıda değindiğimiz ağır suçlamayı yapan kimse, vardığı yanlış hükümle önce kendisini mahkum etmektedir. Çünkü o günlük hayatında her şeyini doğrudan Allah’tan istemez. Hem yüce Allah’ın böyle bir emri de yoktur; tam aksine Kur’an ve Sünnet’te, birçok şeyi insanların birbirinden istemesi, birbirine yardım etmesi, aralarında maddi ve manevi yardımlaşması emredilmiştir. Cenab-ı Hakk’ın dünya aleminde icra ettiği kanunu böyledir. Burası sebeplerle sarılmış, hikmetlerle örülmüş, teklif, ibadet, görev ve hizmet alemidir. Aracı ve sebepler olmadan nimet verilen alem, melekût ve ahiret alemidir. Ona, “kudret alemi” denir; ilahî kudret orada sebepsiz tecelli eder.

Bütün alemlerin ve içindekilerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’tır. O’nun dışındaki bütün varlıklar, ilahî irade ve kudretle var olmuş birer mülk, O’nun izin ve emriyle görev yapan birer kuldur. Fatiha’nın en büyük mesajı da budur.

Başkasından istemek ne demektir?

Bazı şeyler vardır ki onlar sadece yüce Allah’tan istenir. Bu işler bir kula veya meleğe havale edilmemiştir. Bunlar, yoktan var etmek, hidayete erdirmek, dalâlet içinde bırakmak, günahları affetmek, maddi ve manevi rızıkları takdir etmek, ibadeti kabul etmek, ona sevap vermek gibi Cenab-ı Hakk’a özel işlerdir.

Peygamber de olsa, bir kula gidip kendisinden, “Benim için şunu yarat, beni hidayete ulaştır veya günahlarımı affet, amel defterimi temizle” diye bir istekte bulunulmaz. Ancak bir peygambere veya salih insana gidip, “Beni hidayete ulaştırması veya günahlarımı affetmesi için yüce Allah’a dua et, benim adıma O’dan istekte bulun, Rabbime derdimi açmaya aracı ve yardımcı ol..” denebilir. Bunun bir sakıncası olmadığı gibi pek çok faydası da vardır.

Dinimiz, başkasının hidayet ve affı için dua etmeyi teşvik etmiştir. Bunun için gökte melekler, yerde peygamberler ve veliler sürekli insanların hidayete gelmesi, müminlerin hak yolda sabit durması ve günahlarının affedilmesi için dua ederler. Onlar ister, hüküm yüce Allah’ındır.

Bazı işler vardır ki, yüce Allah onları kulları eliyle görmektedir. Kullar o işte birer aracı yapılmıştır. Onu kullardan istemek, ilahî kanuna uymaktır. Dünyada kanun böyle konmuştur. Yüce Allah nimetlerini kulları eliyle vermeyi daha fazla sevmektedir. Din ve dünya işleri buna göre şekillenmiştir.

Mesela yüce Allah bazı kullarına ilmi emanet etmiştir. Alime ilmi yaymayı, cahile de bilmediğini bilenlere sorup öğrenmeyi emretmiştir. Bu durumda Allah’tan başkasından bir şey istemek, Fatiha’daki “Yalnız senden yardım isteriz” ayetine aykırı değildir. Öyle ki kendisinden farz bir ilim istenen alim, bir mazereti yokken susar ve öğretmezse, Allah kendisine azap eder. Aynı şekilde bilmediği bir farz ilmi, onu taşıyanlardan istemeyen cahile de gazap eder.

Yüce Allah, nimetlerinin birçoğunu hayvanlar ve ağaçlarla sunmaktadır. Dünyada o nimete ulaşılacak adres, o hayvan veya ağaçtır. Mesela bal yemek isteyen bir kimse, “Ya Rabbi, ben balı sadece senden isterim; senden başkasına boyun bükmem, bal için arı gibi küçük bir hayvana tenezzül etmem, balcının da ayağına gitmem!” dese ölene kadar bal yiyemez. Bu kimseye arif, akıllı ve çok takvalı da denmez. O cahil kimse Rabbini tanısaydı, edeple O’nun kanunlarına uyar, nasibini arar, rızka yaratıldığı yerde ulaşır ve Rabbine şükürle meşgul olurdu.

Hasta olan kimse doktordan ilaç isteyebilir, istemelidir de. Buna şirk mi denecek? Aç kimse zenginden yiyecek isteyebilir. Yükünü taşıyamayan bir kimse güçlü olandan yardım ister. Bir işe aklı yetmeyen kimse akıllı ve tecrübeli kimseden görüş ister, isteyebilir. Bütün bunları yerinden talep etmeyi dinimiz ister. Yüce Allah kendilerine iman, ilim, can, sıhhat, mal ve imkan verdiği kullarından bu nimetlere şükür ister. Bu istek –hâşâ- O’nun kullara ihtiyacından değildir. Cenab-ı Hak sadece onlara kulluk yaptırmak, dostluğunu tattırmak, üstünlük kazandırmak ve sevap vermek için kendilerini hizmete çağırır. Bunun için bir ayette, “Ey iman edenler! Allah’ın yardımcıları olun.” (Saff,14). Yani O’nun peygamberine ve dinine yardım edin, buyrulmuştur.

Hz. Rasulullah s.a.v, çeşitli zamanlarda ashabından İslâm hizmetlerinde yardım istemiştir, onları birbirine yardım yapmaya teşvik etmiştir. O’nun ümmetine, vermeyi ve istemeyi talim buyurması, şükür ve güzel kulluğu öğretmek içindir.

Bir veliden feyz, ilim, irfan, himmet isteyen kimse de ona verilmiş bir nimeti istemektedir. Veliye, “Benim için şunu yarat” denmiyor; denmez de. Ancak, “Ey Allah’ın dostu, sende olan feyz, himmet, marifet, edep ve ihlâs gibi manevi nimet ve rızıklara ben de muhtacım ve talibim; dua edin de Allah sizin vasıtanızla onlardan bana da lütfetsin.” deniyor, denmek isteniyor.

Bu istek yüz yüze dille olabileceği gibi, ehli için gönül ve hal diliyle de olabilir. Ariflerin belirttiğine göre, ilahî aşkla dirilmiş ve Allah tarafından kendisine tasarruf izni verilmiş kudsî ruhlar, melekler gibi nur hızıyla hareket eder, nur hızıyla görür, nur hızıyla işitir. İlahî destekle özel kabiliyet kazanmış bu ruhlar, Hz. Ömer r.a. gibi Medine’den Nihavend’i görür, oradaki ordu komutanına seslenip sesini duyurabilir, darda kalanlara ruhaniyetiyle yardıma koşabilir. (Ebu Nuaym, Delâilü’n-Nübüvve, 2/579-581; İbn Hacer, el-İsâbe, 3/9-10; Nebhânî, Câmiu Kerâmâti’l-Evliyâ, 1/75).

“Ya Rabbi, yalnız senden yardım isteriz” demenin aslı şudur: Ya Rabbi, biz, melek veya insan, sebepler aleminde kimden bir şey istesek aslında senin hükmünle hareket eden bir kulundan istediğimizi biliriz. Hakikatte senden ister, senden alırız. Bize ulaşan bütün yardım ve faydanın senin takdir ve taksiminle geldiğine iman ederiz. Aradaki sebepten bir şey isterken ve alırken seni unutmayız. Her nimette sana şükür, getirene teşekkür ederiz.

Şu misali düşünelim: Bir devlet, hizmetini gören memurlarına maaş bağlar, görev derecelerine göre hepsine farklı miktarlarda ücret verir. Fakat bu vermeyi bizzat kendisi değil, bazı görevli memurlarına yaptırır. Memurun elinden ücretini alan kimse, bunun aslında devletin hazinesinden geldiğini ve kendisine devletin emriyle verildiğini bilir. Bu ücreti alan kimse eğer “Bana devlet değil, memur ücret verdi. Ben devleti tanımam, benim devletim maaş memurudur, teşekkür ve minnetim de onadır.” derse, hem cahillik hem de hainlik yapmış olur.

Dünyada ve ahirette, maddi veya manevi bütün nimetleri yoktan var eden yüce Allah’tır. Bu nimetleri O’nun taksimine göre dağıtan ve yerine ulaştıran ise bazen bir melek, bazen bir insan bazen de diğer varlıklar olabilir. Bu da yüce Allah’ın tercihiyle ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Fatiha ile Açılan Kapılar
« Posted on: 29 Mart 2024, 12:08:17 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Fatiha ile Açılan Kapılar rüya tabiri,Fatiha ile Açılan Kapılar mekke canlı, Fatiha ile Açılan Kapılar kabe canlı yayın, Fatiha ile Açılan Kapılar Üç boyutlu kuran oku Fatiha ile Açılan Kapılar kuran ı kerim, Fatiha ile Açılan Kapılar peygamber kıssaları,Fatiha ile Açılan Kapılar ilitam ders soruları, Fatiha ile Açılan Kapılar önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes