> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > Bir ömür iki hece: Baba
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bir ömür iki hece: Baba  (Okunma Sayısı 1237 defa)
16 Temmuz 2011, 08:14:03
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 16 Temmuz 2011, 08:14:03 »



Bir ömür iki hece: Baba


Mayıs 2010 - 137.sayı


Hüseyin KAYA kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.

Hepimiz aynı masalın içinden geçiyoruz galiba. Önce bir babaya oğul oluyoruz, sonra bir oğula baba… Bu yüzden yıllar geçtikçe daha iyi anlıyoruz babamızı ve aynaya baktığımızda kendimizin yerinde zaman zaman onu görüyoruz.

Hangi dilde olursa olsun bazı kelimelerin kalbe, zihne düşürdüğü şeyler birbirine benzer. “Baba” bu tür kelimelerden biridir, çocukluğunu geride bırakmış çoğu kimse için. Babam hep, “Baba olunca anlarsın!” derdi anlayamadığımı düşündüğü durumlarda. Yıllar sonra bir kez daha onun haklı olduğunu görmek hüzünle karışık bir güzelliği yaşatıyor kaç zamandır. Baba oldum ve baba kelimesi zihnimde yeniden yeşerdi, yer belirledi kendine.

Yıllardır belki de göremediğim için ihmal ettiğim bir çocukluk bahçesini; babamı, hece hece yeniden yazıyorum kalbimin kuytu duvarlarına. Ve bu iki hecelik kelimeyi telaffuz etmek ya da başkalarından duymak her geçen gün daha da dokunaklı geliyor.

Bazen babama hissettirmeden yüzünde yüzümü arıyorum. O konuşurken sesinde sesimi duymaya, bulmaya çalışıyorum. Anakaradan kopmuş küçük, ıssız bir ada gibi hissediyorum o zaman kendimi. Issız ve uzak bir ada...

Baba kokusu yahut gizli sevda

Şair, “Hayatta ben en çok babamı sevdim,” diyor ya, ben de hayatta en çok babamı sevdim ve biliyorum siz de her vakit itiraf edemeseniz de en çok babanızı sevdiniz.

Çoğumuz için baba sevgisi, bir kez bile yüzüne karşı sevdiğimizi söyleyemediğimiz, kaç kez niyetlendiğimiz, belki provasını yaptığımız, ancak bir türlü dilimizin dönmediği, kelimelerin hep kifayetsiz kaldığı gizli bir sevdadır. Uzaktan öylece yaşarız bir ömür.

Ne başımız yerde yanına yaklaşıp boynuna sarılabilirsiniz ne de kendinizi onun kollarına bırakabilirsiniz. Serin bayram sabahlarında yahut gurbet dönüşlerinde hasretten çok bu arzu yaşartır gözlerinizi kimseye belli etmeseniz de. Hep yarım kalmış bir sarılmak acıtır kollarınızı.

Resmini cüzdanınızda taşısanız da, çıkarıp bir tenhada bakamazsınız her vakit. Duvarınıza astığınız siyah beyaz fotoğrafıyla göz göze gelmekten dahi çekindiğiniz vakitler olur. Ağırlığından kurtulmak için başkalarına dağıtırsınız onun için biriktirdiğiniz gözyaşlarını, şiirleri. Oysa kime ne kadar ağlarsanız ağlayın, üç beş damla gözyaşı babanızın omzuna dökülmek için hep kalacaktır gözpınarlarınızda. Ve kime ne kadar sarılırsanız sarılın, babanıza sarılamayışın ağırlığı kollarınızda hep kalacaktır.

Bir bahçedir babanızın ömrü sizin ayaklarınız altına serilmiş. O bahçede büyür, olgunlaşır, o bahçeyi süslersiniz. Aydınlık yaz günleriniz ve çocukluğunuz, o bahçenin küçük hatırasıdır.

Her çocuğun yarası

Her çocuğun kabuğunu ne zaman kaldırsanız kanayan ve asla iyileşmeyen yarasının adıdır baba. Yavru kuzular gibi ayakta durmaya, adım atmaya çalışırken, küçücük elimizin tütün kokan avucunda kaybolduğu koca çınardır baba. Küçük dünyamızdaki tüm çocukların babasını dövebilecek güçte bir kahraman, filmler, kitaplar bizi kandırıncaya kadar tüm sorulara cevap verebilecek bilgedir. Saçımıza değen ilk makastır baba. İlk güreş tuttuğumuz, bayramlarda elini ilk öptüğümüz, sert sakalları yüzümüzü çizse de sesimizi çıkarmadan nazlı kediler gibi habire yanağımızı yüzüne uzattığımızdır o.

Bir akşam sofrasında işten gelişi tüm aile tarafından her gün aynı heyecanla beklenilendir. Azıcık eve geç kalsa körpe kalplerimizi küçücük serçelerin kalbine çevirendir baba.

Bizi en çok anlayan, bizi hiç anlamayan ilk gençlik yıllarımızda yufka yüreğiyle eğilip ağrılı kalbimize bakmaktan çekinen ve uçurumların kenarından bizi çekendir baba. Kalbimizde patlayan ilk azar onun kalın sesidir, unutulur içinde aktığımız ırmaklar duruldukça.

Elbet ömrü boyunca yarası hiç kabuk bağlamayanlarımız da vardır. Sevdayı yalnız filmlerden, kitaplardan bilenler gibi babasını daima başkalarından dinlemek zorunda kalanlarımız, siyah beyaz resimleri kalbinde renklendirip duvarlarına asanlarımız vardır. Ve biliriz, babasız evlerde akşam erken olur. Babasız çocukların yüreği bedeninden önce büyür, babasız kuşlar biraz geç öğrenir uçmayı.

Çoğalan yalnızlık

Yorgun gemiler açık denizlerde limanlarını nasıl özlerse baba da öyle özlenir kendisinden uzakta.

Boğazınızda öylece kalan, bir türlü yutkunamadığımız koca bir düğümdür ondan uzakta olmak.

Seneler geçse de bazen geriye döner döner ararsınız yolun karşısına geçerken; okula, bakkala giderken arkamızdan bakan o şefkat dolu gözleri.

Evlenip de ayrıldığımızda evimizden ya da uzak şehirlere gittiğimizde kocaman bir çınarın gölgesinden, bir dağın serinliğinden ayrıldığınızı hissedersiniz.

Uzun yolculuklarda, ayrılıklarda yanınızda büyüdükçe büyür babanızın yokluğu. Ve içine düşmekten korktuğunuz karanlık, koca bir uçuruma dönüşür. Yanınızda yakınınızda o yoksa, su içen ceylanlar gibi ürkek ve tedirgin kalırsınız hayatın kıyısında.

Kaç yaşında ve kaç çocuklu olursanız olun, babanın dizleri dibinde oturmak, onunla aynı sofrayı paylaşmak kendinizi güvende hissetmenin tek yoludur.

Yorgun gemiler nasıl özlerse açık denizlerde limanlarını, baba da öyle özlenir kendisinden uzakta.

Oğul kokusu yahut gizli sevda

Görünenin, bilinenin aksine kırılgan ve yufkadır aslında babaların da kalbi. Kırılsa da çocuklarına sesini duyurmazlar. Ağlamamaya, az konuşmaya az gülmeye mecbur kılınmışlardır sebepsiz.

Onların da kalbinde bir türlü söyleyemedikleri bir çift söz ve kollarında seğirmeler vardır aynı sevdaya dair. Ömürlerinin uzunluğunca özler ve beklerler okul dönüşlerinizi, hafta sonu ziyaretlerinizi, izne, tatile gelişlerinizi. Sizi beklerken onların da yaşlı kalbi heyecandan titrer. Onların da size söyleyemediği sözler, boğazına düğümlenen sebepsiz mutluluklar, kederler vardır sizin yüzünüze bakarken, size sarılıp da hissettirmeden sizi koklarken. Ya bir duvarda ya ceplerinin bir köşesinde mutlaka bir resminiz vardır arada bir içlenerek çıkarılıp seyredilen. Onlar da size fark ettirmeden sizin yüzünüzde kendi gençliklerine dair çizgileri, izleri ararlar.

Her baba kendisinin devamı gibi görür çocuğunu ve o yüzden yarım kalmış umutlarının, hayallerinin izini işaret eder size; siz devam edin diye.

Farkında olsanız da olmasanız da biraz da onların dualarıdır yolunuzu açan aydınlatan.

Çocukları tamamlasın diye yarım kalmış bir şiir, bir şarkıdır babaların ömrü.

Bana bir masal anlat baba

Hepimiz aynı masalın içinden geçiyoruz galiba. Önce bir babaya oğul oluyoruz, sonra bir oğula baba… Bu yüzden yıllar geçtikçe babamızı daha iyi anlıyoruz ve aynaya baktığımızda kendimizin yerinde zaman zaman onu görüyoruz.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bir ömür iki hece: Baba
« Posted on: 19 Nisan 2024, 07:37:03 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bir ömür iki hece: Baba rüya tabiri,Bir ömür iki hece: Baba mekke canlı, Bir ömür iki hece: Baba kabe canlı yayın, Bir ömür iki hece: Baba Üç boyutlu kuran oku Bir ömür iki hece: Baba kuran ı kerim, Bir ömür iki hece: Baba peygamber kıssaları,Bir ömür iki hece: Baba ilitam ders soruları, Bir ömür iki hece: Baba önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes