> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > Bahar Şarkısı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bahar Şarkısı  (Okunma Sayısı 1049 defa)
04 Temmuz 2011, 19:29:48
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 04 Temmuz 2011, 19:29:48 »



Bahar Şarkısı



Hüseyin KAYA kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.


Nasıl ki güz yaprak diliyle, kış kar diliyle konuşur, bahar da yağmur diliyle selamlar yeryüzünü ve toprağa yağmurla söyler şarkısını. Yağmur biraz hasretle, hüzünle fakat en çok ümitle kendini bırakır toprağın bağrına.

Hava birdenbire değişir, bulutları kendi aralarında garip bir telaş alır ve başınızı göğe kaldırdığınızda ansızın bir damla düşüverir göklerden yüzünüze, sonra bir damla elinize, bir damla daha… Yağmurun başladığını fark ettiğinizde artık çok geçtir. Sağa sola bakıp sığınacak bir yer arasanız da yakalanmışsınızdır bir kez yağmura. Şen ve oyun düşkünü küçücük bir kız çocuğu gibi siz kaçtıkça ondan, o habire kovalar sizi. Ya bu oyuna kendinizi kaptırır tamamen ıslanmayı göze alır ve şaşkın bakışlar arasında ıslanarak ilerlersiniz yollarda ya da tüm işlerinizi unutup bir saçak altına sığınarak yağmurun sesiyle uzaklara dalarsınız dakikalarca.

. . .

Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik
Bir güzellik doluyor yüreğime şiirden.
(Yavuz Bülent Bakiler)

Gökyüzünden değil de başka bir dünyadan düşüyor gibidir her bir yağmur damlası. Mağaza önlerinde, otobüs duraklarında onlarca insan birbiriyle konuşmadan, birbirinin yüzüne dahi bakmadan öylece bakakalır yollara, boşluğa. Yağmur yıkar götürür tüm gürültüleri, sesleri. Arabaların sesi azalır, etraftan yükselen müzik sesleri duyulmaz olur ve yalnız yağmur konuşur. O konuştukça rahmetle aydınlanır şehrin yüzü. Yüzlerce mısra üşüşür şairlerin kalbine, anneler çocuklarına şefkatle sarılır, toprak usulca kımıldar, ağaçların dallarına can yürür, serçeler bahar sarhoşluğuyla zikre hazırlanır çatı aralarında ve herkesin bildiği, içinde yağmur geçen tekerlemeler usulca kalbinize kendini fısıldayarak akıp uzaklaşır zihninizden.

Yağmur dinip bulutlar dağılmaya yüz tuttuğunda sizden geriye küçük bir çocuk kalır ve yağmurun hediyesi rengârenk bir ebemkuşağı arar gözleriniz uzaklarda. Yağmur aslında en çok çocuklar için yağar ve en güzel çocuklar karşılar onu kapı önlerinde, pencere önlerinde. Vakit geceyse hisli ninnileri uzaklardan fısıldayan bir annedir yağmur.

. . .

Varsın bahçelerde rüzgâr gezinsin
Yağmur ince ince toprağa sinsin.
(Ahmet Hamdi Tanpınar)

Yazın da yağmuru vardır, güzün de... Ve her vakit yağan yağmurun güzelliği başka başkadır. Fakat yağmurun kendi mevsimi bahardır. Öteki mevsimlerin beklenen ya da beklenmeden kapıyı vuran telaşlı misafiridir o.

Bahar geldiğinde dağ, taş, toprak, ağaç, kurt, kuş yüzünü göğe döner ve kutlu bir misafiri bekler gibi onu bekler. Bilirler ki o gelmeden bahar da gelmiş sayılmaz. Vakit gelip yağmurun eli toprağı okşadığında bahar bayrama dönüşür, hasret vuslata.

. . .

Kâh esecek rüzgâr, kâh dinleyeceğiz yağmuru.
(Ziya Osman Saba)

Nasıl ki güz yaprak diliyle, kış kar diliyle konuşur, bahar da yağmur diliyle selamlar yeryüzünü. Ve toprağa yağmurla söyler şarkısını. Yağmur biraz hasretle, hüzünle fakat en çok ümitle kendini bırakır toprağın bağrına. Sevinçten çığlık çığlığa toprağa düşen her yağmur damlasının ayrı bir sesi, ayrı bir hikâyesi vardır. Ve her biri kendi hikâyesinin duyulmasını ister. Dışarıda olmadığımız vakitlerde pencerelerimizi tıkırdatıp kaçan yağmur tanelerinin tek niyeti de budur aslında.

Yağmurun hikâyesi biraz da insanın hikâyesidir ve ciğerlerimizi patlatırcasına içimize çekmekten huzur duyduğumuz yağmur kokusu, farkında olmasak da kendi kokumuzdur.

. . .

İyi ki bilmiyor kalabalıklar
Yağmura bakmayı cam arkasından.
(Sezai Karakoç)

Yalnız toprağı değil düşlerimizi, hayallerimizi, çocukluğumuzu, insan yanımızı uyandırandır yağmur. Dünyada olduğumuzu, yalnızlığımızı onunla hatırlar; biraz da onu elimizde, yüzümüzde, gözlerimizde hissettikçe yaşadığımızın, rahmetten mahrum yaşayamayacağımızın farkına varırız.

Hiçbir yağmur üşütmez, yalnızca içimizi titretir aslında.

Tıpkı yağmur duası gibi yağmurun da bir duası vardır yalnızca kendisini tanıyanların bildiği, duyduğu. Bu yüzden kadrini, kıymetini bilmeyenlere, duasını duymayanlara bazen küstüğü de olur yağmurun ve özletir kendini. Onun yüz çevirdiği, az uğradığı yahut uğramadığı baharlarda, şehirlerde hep bir şeyler yarım, eksik kalır. Yürekler kasvetten daralır, çiçeklerin yüzünde durgunluk, ağaçların yapraklarında hüzün okunur. Suyu azalan ırmakların sinesinde balıklar endişeyle dolaşır ve nihayet kuşanılan çocuk safiyetiyle yağmur için yağmurun sahibine el açılır, dua edilir. Kalpler kuru, çatlak topraklar gibi onun gökten inmesini beklerken o, göğün rahmanî bir dokunuşuna dönüşür ve düşer kendisi için açılmış avuçlara. Yağmur gökleri üzerimizde durdurandan umut kesmemeyi öğretir bekleyenlerine böyle zamanlarda.

Kim bilir, kimin göğe doğru açtığı avuçlar hatırına kabul olmuş birer duadır. Kaldırımlara, yeni yeşermiş yaprakların uçlarına dökülen küçücük yıldızlardır üzerimize rahmet serpiştirerek geçen yağmur tanecikleri.

. . .

İçimdeki şarkıyı bazan dinleten bana
Bazan da gözyaşıma ayak uyduran yağmur.
(Cahit Sıtkı Tarancı)

Yağmur dindiğinde çiçekler, ağaçlar, kuşlar şükranla el sallar onu getirip bırakan bulutlara. Toprağa günler sonra ilk kez ayak basan Nuh’un heyecanı, umudu ve dünyanın arınmışlığıdır aslında her yağmur sonrası kalbimizde hissettiğimiz sıcaklık. Sulara karışarak uzaklaşır bizden yüzümüz, ellerimiz, kalbimiz, cümle ağırlıklarımız ve içinde boğulduğumuz karanlık dünyamız. Gözleri ve kalbi neşeyle parıldayan ıslak bir çocuğa çevirir bizi, şayet ona yakalanmışsak bu oyunda.

. . .

Ben nerede yağmur yağarsa, orada şemsiye kırmanın kitabıyım.
(Mevlana İdris)

Her annenin çocuğuna yağmurlu gecelerde anlatacağı, içinde melek ve yağmur bulunan bir yağmur masalı olmalı. Her şairin, içinde yağmur geçen bir şiiri mutlaka olmalı ve her bestekâr içinde yağmurun sesini duyabileceğimiz bir şarkı bırakmalı yaşadığı dünyadan giderken. Yağmurlu bir günün resmini çizmemişse, çizmeyi düşünmüyorsa eğer bir ressam, resim çizmeyi bırakmalı ve yağmurlu günlerde şemsiye satışları, şemsiyeyle sokağa çıkmalar yasaklanmalı. Yalnızca yağmurun yağdığı vakitlerde yürümek için kaldırımlar, parklar, yollar inşa edilmeli bütün şehirlerde. Her yağmurdan evine kuru dönenler kapıdan içeri alınmamalı. Çünkü insan her bahar en az bir kez tepeden tırnağa ıslanmalı ve yağmur yağarken dünya ile ilk kez merhabalaşan tüm bebeklerin adı yağmur konulmalı.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bahar Şarkısı
« Posted on: 19 Nisan 2024, 10:10:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bahar Şarkısı rüya tabiri,Bahar Şarkısı mekke canlı, Bahar Şarkısı kabe canlı yayın, Bahar Şarkısı Üç boyutlu kuran oku Bahar Şarkısı kuran ı kerim, Bahar Şarkısı peygamber kıssaları,Bahar Şarkısı ilitam ders soruları, Bahar Şarkısı önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes