> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > Akdenizin İncisi Şövalye Adası: Malta
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Akdenizin İncisi Şövalye Adası: Malta  (Okunma Sayısı 842 defa)
04 Ekim 2011, 19:14:44
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 04 Ekim 2011, 19:14:44 »



Akdeniz'in İncisi Şövalye Adası: Malta



Mart 2006 - 87.sayı


Ahmet MİROĞLU kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.


    Tevhidden Teslise Teslim Olmanın Dayanılmaz Hüznü


    Masmavi koylar, güneş yüzü görmeyen dar tarihi sokaklar, rengârenk kır çiçekleriyle bezenmiş vadiler, süslenip boyanmış balıkçı kayıkları ve yenidünya meyvesine “Malta Eriği” ismini veren bir ada…

    İklimi ve bitki yapısı bize hiç de yabancı sayılmaz. Türkiye’nin güney kıyılarını andırır. Yemek kültürü de fena değildir hani... Peynirleri, zeytinleri, zeytin yağları ve özellikle domates salataları…

    Kışları ılıman geçer ve bol yağmur alır. Yağmur aniden bastırır, bardaktan boşanırcasına dökülür. Kar yağdığı ise görülmemiştir. Fırtına ve sis de bilinmez.

    Malta’nın palmiye ve kaktüsleri ile biraz Afrika havası estirdiği söylenebilir. Adada çokça bulunan Kaya Mantarı ise köken itibarıyla zaten Kuzey Afrikalıdır. Kanamayı durdurucu ve yara üzerine sürüldüğünde mikrop kapmayı engelleyici özelliğe sahip olduğu belirlenmiş olan bu mantar, ülser, dizanteri, felç ve zührevi hastalıklarda tedavi edici etki göstermektedir. Araplar tarafından tedavi amacıyla kullanılan söz konusu mantar, burada St. Jean Şövalyeleri’nin generali tarafından bulunduğu için, burada “General Mantarı” olarak adlandırılmış. Daha sonra şövalyelerce kurulan hastanelerde kullanılmış ve Avrupa’nın diğer bölgelerine çok yüksek fiyatlar karşılığında satılmış.

    Malta senede iki, bazen üç kez ürün kaldırılabilecek verimli bir toprağa sahiptir.
    İşte bu şirin ada 2 asırdan uzunca bir süre İslâm egemenliğinde kalmıştır. Fakat ne yazık ki çoğu Akdeniz adasında olduğu gibi, müslümanlar burada da tutunamamışlardır. Ancak burayı fazlasıyla etkilemişlerdir. Bu küçük fakat önemli ada da müslüman varlığından mahrumiyetini hâlâ “Mazi kalbimde ince bir sızıdır.” şeklinde özetlenebilecek bir özlemle anmaktadır.



On bin yıllık tarih


Kalıntılara bakılarak yürütülen tahminlere göre, 8000 yılı Milattan öncesine ait 10.000 senelik tarihi bir yerleşim yeri... Dört bir yanı Akdeniz’in masmavi aydınlık sularıyla çevrili bir ada. Âdeta yüzen bir üs...

Sicilya’nın ucunda Comino (3 km²) ve Pirî Reis’in ifadelerinden anlaşıldığı kadarıyla Osmanlı denizcilerinin ‘Küçük Malta’ dediği 67 km²’lik Gozo adalarıyla birlikte, tevhid asırlarından sonra şimdilik teslise teslim olmuş 246 km²’lik bir toprak parçası. Adalar arasında büyük farklar var. Devlete adını veren büyük Malta Adası, bugün kilometrekare başına düşen 1.200 kişilik nüfusu ile yeryüzünün en kalabalık bölgesi sayılıyor.

Önce Fenikeliler uğramış, sonra Grekler gelmiş. Adanın ünlü balından dolayı Grekler buraya “Melita” demişler. Ardından Kartacalılar, derken Romalılar sökün etmiş. Tarihi boyunca deniz yollarının kavşak noktasında olmasının avantajlarını dezavantajlarıyla birlikte yaşamış. Bölünme sırasında Batı Roma’da kalmışsa da, sonradan Bizanslıların hakimiyetine girmiş.

Hıristiyanlığı kabul etmiş ada halkının 337 yıl süren Bizans hakimiyetinden kurtuluşu, tevhidle ve müslümanlarla tanışması, adalıların çağrısı üzerine çıkartma yapan Ağlebîler (801-904) sayesinde olmuştur.

Ünlü İslâm tarihçisi İbnü’l-Esir’in kayıtlarına göre Ağlebî hakimi Ziyadetullah b. İbrahim, Hicret’in ikinci asrı dolduktan sonra adalara karşı bir filo göndermişti. Bu ilk seferi birkaç sefer daha izledi. Malta’yı fethetme şerefi nihayet Ahmed b. Ömer b. Ubeydullah b. Ağleb’e nasip oldu (869-870). Hemen peşinden adayı geri almak üzere harekete geçen Bizans’ın bu girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.

Malta’daki Medine yahut “Selamünaleyküm Maria”


Fatihler, adanın merkezi Melita şehrini İslâm mimarisine göre adeta yeniden inşa ederek Medine adıyla anmaya başlamışlardı. Müslümanların Malta’daki hakimiyeti Sicilya’dakinden (Sicilya’daki İslâm hakimiyetine ve İslâm varlığına dair bk. Ahmet Miroğlu, “Vatikan’ın Gölgesinde Bir İslâm Toprağı, Sicilya” Semerkand Dergisi, sayı 49) daha kuvvetli olmuş ve ada bütünüyle fethedilmiştir.

Bugün bile adada o ilk İslâm fethinin izlerine rastlanır. Müslümanlar sadece şehirleri isimlendirmekle kalmamış, birçok Arapça kelimeyi, darb ettikleri paraları ve elbette sayısız kitabeyi adaya hatıra bırakmışlardır. Maltalılar yeni fatihlerin dilinden o denli etkilenmişler ki, bugün “Maltız” adıyla anılan resmi dil, Mağrip Arapçası’nın bir lehçesinden ibarettir. Yalnız Maltız diline çok sayıda İngilizce ve İtalyanca kelimenin girdiğini ve Fenikece’nin tesiri altında kaldığını eklemeden geçmeyelim.

İslâm’a karşı direnişte adanın en ileri ucu sayılan eski Mdina (Medine), bugünkü adıyla Rabat kentinin büyük katedralindeki papazın, ayinine başlarken Meryem Ana’yı “Selamünaleyküm Maria” diyerek selamlaması, yakın zamanda adayı ziyaret eden bir vatandaşımızın gezi notları arasında en ilginç olanlardan birisidir.

Nitekim halen sürdürülmekte olan arkeolojik kazılar adanın islâmî devrine ait birçok iz ve hatıranın ortaya çıkmasını sağlamaktadır.

Müslümanlar, Malta’da da fethettikleri diğer yerlerde olduğu gibi halkın dinine dokunmamışlar, adayı maddeten ve manen imar etmek için ellerinden gelen çabayı göstermişler, barış ve huzur içinde iki buçuk asra yakın bir dönem buraya hakim olmuşlardır.

Mahrumiyet, hüzün ve şövalye zorbalığı


Bizans’ın adaya hakimiyet teşebbüsleri hep sonuçsuz kalmış, fakat Norman kralı İkinci Roger Malta’yı müslümanların elinden almıştır. Bu dönemde müslüman ahali bazı haklarını koruyarak adada oturmayı sürdürmüştür.

Sonraki devirlerde ada kâh o hakim gücün, kâh berikinin eline geçmiştir. Adanın Sicilyalılara bağlı olduğu dönemde Maltalılar bütün deniz seferlerine katılmış, buna karşılık birçok muafiyet ve ayrıcalıklar kazanmışlardır. Hatta bu devirde Maltalılar iç işlerinde bağımsız bir yönetim tarzına bile sahiptiler.

Hafsîler (1236-1574) Malta’ya çeşitli akınlar düzenledilerse de, tekrar İslâm hâkimiyetine almayı başaramadılar.

Malta’da Hıristiyanlık’la alakalı iki isim ön plana çıkar. Birisi adaya bu dini getiren St. Paul’dür. Öteki St. Jean. İkisi de Hz. İsa a.s.’ın 12 havarisinden birisi olarak kabul edilir. Söylentilere ve Hıristiyan kültürüne göre, ilki M.S 60’da bir deniz kazası neticesi adaya çıkarak Hıristiyanlık inancını yaymıştır.

İkincisinin ise adayla ilgisi doğrudan kendisi vasıtasıyla değil, Tapınak Şövalyeleri olarak anılan, Hıristiyan olup olmadığı bile tartışmalı gizemli askeri ve iktisadi teşkilatın dağıtılmasından (1312) sonra gerçekleşmiştir. Kendilerini St. Jean Şövalyeleri olarak tanımlayan ve Tapınakçılardan ayrılan bir kol Alman İmparatoru ve İspanya Kralı Charles Quint’in izni ve Papa Yedinci Clement’in onayıyla faaliyetlerini Malta’ya taşımıştır (1530).

Kutsal Şövalyeler, yaklaşık 2 asırlık bir süre üs olarak kullandıkları adada, halka verdikleri sözleri hiçbir zaman yerine getirmemişler, zalim bir yönetim sergilemişlerdir.

İşte Osmanlı Devleti’nin Maltalılarla teması tam bu sırada başlamıştır. Aslında Osmanlılar daha Barbaros Hayreddin Paşa zamanında Malta’ya çıkartma yapmak niyetinde idiler. Fakat ilk sefer Turgut Reis’e (1540) nasip olmuştur.

Müslüman esirlerin içler acısı durumuna dair haberlerle, Maltalıların siyasi ve ticari alanda Osmanlı’ya cephe alması ve adanın stratejik konumu fethe karar verilmesine sebep olmuştur. Fakat asıl bardağı taşıran damla, 1565’te tacirlerle hacıları da taşımakta olan Bostancıbaşı Barçası’nın (Orta Çağda kullanılan kürekli ve yelkenli taşıma veya Kalyon türü küçük savaş gemisi) Maltalıların saldırısına uğramasıydı. Koca Turgut Reis 1565’teki bu çıkartma sırasında şehit düşmüştür.

Osmanlılar daha sonraki dönemlerde yüzyıllarca Malta üzerine eğilmişlerse de sonuç alamamışlardır. Zira ada, müslüman esirlerin tutuklu kaldığı, eziyet ve işkence gördüğü, Osmanlı gemilerinin saldırıya maruz kaldığı bir üs konumundaydı.

Osmanlıların ve Osmanlı Tarihi’nin adayla ilgisi elbette bu kadarla sınırlı değildir. Mesela Birinci Dünya Savaşı sonunda İngilizler, aralarında Osmanlı siyasi ve askeri liderleriyle önde gelen aydınların da bulunduğu 143 kişiyi ‘Ermeni olaylarında savaş suçu işledikleri’ iddiası ile tutuklayarak Malta Adası’nda hapsetmişlerdi. Fakat söz konusu tutuklular, kendilerine hiçbir suçlama yönetilmeden ve mahkemeye bile çıkarılmadan 1922’de serbest bırakılmışlardır.

Başlangıçtaki iki buçuk asra varan İslâm hakimiyetinden sonra ne yazık ki Malta bir daha müslümanların yönetimi altına girmemiştir.

Sonraki dönemlerde Fransa Kralı Napolyon tarafından zapt edilmiş, ardından İngiltere’nin himayesi altına girmiştir. Bağımsızlığını ise ancak 1964 yılında elde edebilmiştir. Fakat son İngiliz Valisi adayı 1979’da terk etmiştir.

Adanın bugünü


Malta, bugün yılda 4 milyon turistin geldiği, dil okullarıyla ünlü bir devlet. Adada tek bir cami ve müslüman mezarlığı varken, 400 kilise var.

Malta’da az sayıda, fakat hareketli bir müslüman cemaatin varlığından söz edilmektedir. Birkaç bin yerli müslümana, Malta’ya eğitim, ticaret, seyahat gibi amaçlarla gelmiş olanların da eklenmesiyle hayli önemli bir nüfus oranına ulaştıkları söylenmektedir.

Batılı kaynaklar 400 bin nüfuslu ada devletinin yüzde 98’inin Katolik Hıristiyan olduğunu belirtip gerisini es geçmektedirler. Küçük bir hesaplama sonucu geriye 8 bin civarında bir nüfus kaldığını buluruz. Acaba bu geriye kalan ve dinî kimliklerine değinilmeyen nüfusun tamamını müslü...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Akdenizin İncisi Şövalye Adası: Malta
« Posted on: 24 Nisan 2024, 02:41:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Akdenizin İncisi Şövalye Adası: Malta rüya tabiri,Akdenizin İncisi Şövalye Adası: Malta mekke canlı, Akdenizin İncisi Şövalye Adası: Malta kabe canlı yayın, Akdenizin İncisi Şövalye Adası: Malta Üç boyutlu kuran oku Akdenizin İncisi Şövalye Adası: Malta kuran ı kerim, Akdenizin İncisi Şövalye Adası: Malta peygamber kıssaları,Akdenizin İncisi Şövalye Adası: Malta ilitam ders soruları, Akdenizin İncisi Şövalye Adası: Maltaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes