> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Yitik imgelemden dünya kurucu muhayyileye
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yitik imgelemden dünya kurucu muhayyileye  (Okunma Sayısı 829 defa)
23 Haziran 2012, 12:59:57
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 23 Haziran 2012, 12:59:57 »



Yitik imgelemden dünya kurucu muhayyileye
Said YAVUZ • 68. Sayı / DİĞER YAZILAR


“Cemaatleri yapıştırıcı bir tutkal vardır. Bunun bir iç organizasyona bağlı olması lazım. Amerika’da 4 ay kadar Türk öğrencilerin yüzde 80’inin Gülen cemaatine bağlı olduğu bir yerde kaldım. İç teşkilatlanmasını hiç çözemedim.”

Yukarıdaki ifadeler bir televizyon kanalında cemaate dair kendisine bir soru tevdi edilen Şerif Mardin’e ait. “Mardin’in cemaatleri birleştiren tutkalı çözememesini nasıl okumalıyız?” sorusunu kendime sorduğum sıralarda Yasin Aktay’ın Türk Sosyolojisine Eleştirel Bir Katkı eserine henüz ulaşamamış ve bir sosyologun yaşadığı tarihe ve topraklara kayıtlı olmak bakımından başka herhangi bir mesleğe mensup olandan ne kadar farklı olması gerektiğini sorgulamamıştım. İlk makalesinde süreksizlik ve hafızasızlıkla malul addettiği Türk sosyolojisinin tarihine dalan Aktay ilk sayfalarda asılı bıraktığı bu soruyu diğer makalelerindeki tavrıyla cevaplıyor. Mardin’in kendi milletinin inançlarına dair bilmezliğini ifşası ikinci bir aforoz korkusundan mı kaynaklanmaktaydı yoksa gerçekten söylemek istediği şey sosyoloji birikimimizin bu tutkalı çözecek argümanlardan yoksun oluşu muydu?

Kitabın sayfaları arasında dikkatle gezinirken eserin müellifi Yasin Aktay’ı son zamanda görmeye alıştığımız yerde, ekranda gördüm. Taksim’de bir sanat galerisi önünde içki içen bir gruba saldırı yapılmış ve olay henüz aydınlanmamışken Bedri Baykam bu olayın yeni bir Madımak fitilini ateşlemek isteyenlerce icra edildiğini ileri sürmüştü. Onun bu pervasız açıklaması Yasin Aktay’ı çileden çıkarmış olmalı ki “Böylesi bir olayın gerçekleşmesine sevinmiş gibisiniz” deyiverdi. Bunları izlerken de henüz Aktay’ın entelektüelin marjinalliğine dair söylediklerini okumamıştım. “Modern zamanlarda yaygın entelektüel tipinin yine yaygın marjinal vasfının ortaya çıkmasının birçok nedeni olabiliyor. Topluma karşı aydınlanmacı bir kibrin ürettiği bir tür züppelik, aydınlanma adına toplumu aşağıladıkça sevimsizleşen ve toplumun temel değerleriyle hiçbir zaman barışık olmayan bir marjinalliği temsil etmiştir.” Yazılanların yaşananlara ne ölçüde ayna tuttuğu görülürse yazarın feraseti hakkında bir kanaat oluşur.

Aktay ilk makalede Emre Kongar’ın yaptığı önde gelen Türk toplumbilimcilerinin derlemesini yetersiz buluyor. Meslekten sosyologların dışında Türk sosyolojisine katkıda bulunmuş bazı isimlerin de sosyoloji tarihimiz içinde değerlendirilmesi gerekiyor. Bunların başında Erol Güngör, Cemil Meriç, Nurettin Topçu gibi isimler geliyor. Kimi ilim adamları akademik alana hiç tevessül etmediler. Sosyolojinin sınırlarını tayin etme konumunda bulunan birçok fikir adamının başarılarını büyük ölçüde akademik kısıtlamalardan özgür olmaya borçlu olduğu gerçeğine yer veren yazar, adı geçen şahsiyetlerin Türk düşünce tarihi açısından verimli kaynaklar olduğunun altını çiziyor.

Günümüze kadar sosyolojinin serüveni üzerinde duran Aktay’a göre, sosyoloji alt alanlarıyla birlikte seksenli yıllarınkinden çok daha çeşitlenmiş, alternatif söylemlerin üremesi ihtimaline açık dağınık bir portre çizmiş. Türk sosyolojisi ve siyasetinin geldikleri yer aynı güzergâhı işaret ediyor.

Yazar, Türk ve Müslüman edebiyat geleneğinde tiyatronun ve romanın niçin gelişmemiş olduğu sorusunu ıskalayarak bir sürü bahaneler üretildiği, bu bahanelerin bir düşünce ameliyesinin ortaya çıkmasında engelleyici bir konfor oluşturduğu görüşünü dile getirirken Cemil Meriç’in roman sanatına dair söylediklerini de bu kefede bir teselli olarak okumak gerektiği vurguluyor. Türk düşünce geleneğinin zafiyetini romanın gelişmeyişine bağlamak o milletin diğer edebi birikimlerini göz ardı etmek olmaz mı? Kaldı ki roman geleneğinin oluşmamasını bizde ifşa kültürünün bulunmayışına bağlayan Meriç’in bu haklı görüşüne ek olarak anlatı geleneğinin mesnevi formunda şekillenmiş olduğu gerçeği de ortada.     

Türk siyasi düşünce zincirindeki siyasal halkanın zaaflarını Slovaj Zizek’in siyasallığın askıya alınma biçimleri üzerine yaptığı tasnifle açıklayan Aktay, cumhuriyetin dayandığı sınıfsız ulus, imtiyazsız toplum tasavvurunun toplumun gerçek doğası hakkında herhangi bir düşüncenin üretilmesini engellediğini ortaya koyuyor. Bu toplum cemaatten farksız. Çünkü cemaatin üst yararları her zaman bireysel yararların ortaya çıkmasına engel. Sosyolojik tanımıyla cemaat olgusunun uygulama alanında aynı olmadığını ve verilen bu örneğin en azından şu kısmının hatalı olduğunu vurgulamakta fayda var: “Muhtemelen ileriki zamanlarda herkesin hakkının, payının ve hissesinin fazlasıyla verileceği bir dönem olacaktır.” Yani kişilerin hizmetleri, ilerde karşılanacak menfaatlerine mebnîdir. Mardin’in anlamadığı birleştirici tutkal bu olmasın! Bütün varlığını, cemaatin yüksek idealleri uğruna feda eden, bir beklentiyi ihanet sayan insanların çokluğu bu örneği bir daha tartarak vermemizi zorunlu kılıyor.

Aktay, Türk siyasi düşüncesinde siyasallığı zayıflatan, askıya alan, inkâr eden değişik tutumları inceledikten sonra tarihî bir çözüm sunuyor. Nedir siyaset? İnsanın kendi kaderini tayin etme konusunda devreye girmesi. Dünyada yanlış gittiğini düşündüğü şeyleri değiştirmek için mutlak bir açılım imkânını kollaması. Müslümanlar için aklı özgür bırakmanın yolu içtihattır. Fıkhın literatürdeki tarifinin bir siyasal davranış için en iyi model olduğunu söyleyen Aktay, sosyalistinden İslamcısına kadar siyasallık yoksunluğunun giderilebilmesi için model olarak fıkıh ve içtihat etkinliğini öneriyor.

Bütün bunlarla Yasin Aktay, sosyologun görevinin hadisata hayret nazarıyla bakmak olduğunu söylemekle kalmıyor aynı zamanda tahayyül sırrına vakıf bir entelektüel olarak bakmak makamından adım atmak mesabesine gelmek gerektiğini işaret ediyor. O televizyon programında âdî bir olayı farklılıkları körükleme ameliyesine çevirmeye çalışan bir sanatçıya karşı “hakikatin ifadesinden bir çıkar elde etmeyen, insanlara özel değerlerinin ötesinde evrensel değerleri işaret etmek” için çırpınan bir entelektüel vardı. Tek suçu bir entelektüel olarak karşısındakini “gentile” olarak görmemesi kendisini de seçkin bir zümrenin bir ferdi gibi konumlandırmamasıydı sanırım.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yitik imgelemden dünya kurucu muhayyileye
« Posted on: 26 Nisan 2024, 17:38:19 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yitik imgelemden dünya kurucu muhayyileye rüya tabiri,Yitik imgelemden dünya kurucu muhayyileye mekke canlı, Yitik imgelemden dünya kurucu muhayyileye kabe canlı yayın, Yitik imgelemden dünya kurucu muhayyileye Üç boyutlu kuran oku Yitik imgelemden dünya kurucu muhayyileye kuran ı kerim, Yitik imgelemden dünya kurucu muhayyileye peygamber kıssaları,Yitik imgelemden dünya kurucu muhayyileye ilitam ders soruları, Yitik imgelemden dünya kurucu muhayyileyeönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes