> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Yazısız kültür çağı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yazısız kültür çağı  (Okunma Sayısı 1059 defa)
21 Temmuz 2012, 13:06:00
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 21 Temmuz 2012, 13:06:00 »



Yazısız kültür çağı
Hakan ÇOPUR • 77. Sayı / MEDYA


Allah insana kalemle yazmayı öğretmiştir. Kadim geleneklerde insan, bilmediğini öğrenirken kelamı ve kalemi kullanıyordu. İçinde bulunduğumuz postmodern kültür çağında ise insan, bilgiyle iletişimini büyük oranda görüntü ve ses üzerinden yapıyor; buna paralel olarak da yazının kültür içinde kapladığı alan giderek daralıyor. Televizyon, internet, cep telefonu derken adeta sanal bir gerçeklik ile içiçe yaşamaya başladığımız son çeyrek asırlık zaman dilimi, küresel anlamda “yazısız kültürün” oluştuğu bir dönem olarak nitelendirilebilir. Elbette yazının, görüntünün ve sesin yeri birbirinden farklı; ancak yazının olmadığı bir kültür üretiminin ne kadar sanal, türev ve samimiyetsiz bir popüler kültür ürettiğini görmek için postmodern çağın bilgiyle kurduğu sanal iletişime bakmak yeterli olacaktır.

2010 yılında dünya genelinde yapılan bir araştırmaya göre Türkiye, bir gün içinde ekran karşısında en çok vakit geçiren 8. ülke idi. Avrupa’nın cep telefonuyla en çok konuşan ülkeler sıralamasında ise Türkiye, geçen yılki üçüncülüğünü bu yıl daha da geliştirecek gibi görünüyor. İnternet kullanımındaki görece açığımızı kapatmak için her gün daha fazla bilgisayar başında geçiren bir toplum olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Elbette tüm bu teknolojik araçların hayatımızı kolaylaştıran önemli faydaları var; ancak iş okumaya gelince durum bir anda değişiyor. Esasen bilgiye ulaşmanın daha kolay olduğu bir dijital çağda yaşamamıza rağmen, sadece Türkiye’de değil dünya genelinde de bilginin kullanımı konusunda önemli bir gelişme kaydedilebilmiş değil.

Bu durumun bana göre iki temel nedeni var. İlki, insanların teknolojiyi “bilgi kullanımından” çok “bilgi dolaşımı” için kullanıyor olması. Diğer neden ise yazıdan çok görüntü ve sese dayalı mevcut teknolojinin bilgi kullanımını değil, “hızlı tüketime hazır popüler kültür unsurlarını” teşvik etmesi. Sosyal medyanın giderek yaygınlaştığı bu küresel yazısız kültür ortamında bilgi o kadar hızlı dolaşıyor ki bugün kıymetli olan bir bilgi, yarın kıymetini kaybedebiliyor. Benzer şekilde hızlıca tüketilmeye hazır popüler kültür unsurları, özellikle gençlerin bilgiyle gerçek anlamda temas kurmasını önemli ölçüde zorlaştırıyor.

“Bilgi kullanımı” yerine “bilgi dolaşımı”
Bu iki maddeyi biraz açmakta fayda var. İlk olarak, insanların bilgiyi kullanmaktan çok paylaşıyor ve dolaştırıyor olmasından kasıt, özellikle internetin sunduğu onca bilgi kaynağına (bunların güvenilirliği ayrı bir tartışma konusu) rağmen bu öz kaynakların yeterince kullanılması yerine hazır halde değişik kanallardan gelen “bilgi kırıntılarının” internet aracılığıyla “dolaşıma” sokulmasıdır. Bilgiyle kurulan bu tür bir ilişki bilginin üretimini/yeniden üretimini değil, hazır halde gelen bilgi haplarının dolaşıma sokulmasını sağlıyor. Çünkü bu şekilde insanlar, kendileri bir bilgiyi “araştırıp elde etmek” yerine o bilgiyi internette “buldukları” şekilde kullanmayı daha kolay ve tercih edilebilir buluyorlar. İlginç olan şey ise matbu kitap, gazete ya da dergi okumanın “demode” bulunduğu bu dijital çağda toplumların eskisinden daha bilgili ve bilinçli hale geldikleri konusunda ikna edici bir tablo yok. İnterneti kullanma ve televizyon izleme oranlarımız arttıkça toplumsal, siyasal ya da ekonomik alanlardaki bilgi ve bilinç düzeyimiz aynı ölçüde artmıyor. Burada vurgulamak istediğim husus, eskiden insanların daha bilgili ve bilinçli oldukları değil; “bilgi çağında” yaşadığımız iddia edilen bir dönemde büyük bir ilerlemenin gerçekleşmemiş olmasıdır.

Tüketime hazır popüler kültür
Bilgiye ulaşmanın daha kolay hale geldiği günümüz dünyasında insanların bilgiyle sahici bir ilişki kur(a)mamalarının diğer nedeni ise toplumların karşısında sürekli olarak popüler kültür unsurlarının durmasıdır. Her şeyi olduğu gibi bilgiyi de büyük oranda tüketilmeye hazır bir hap haline getiren bu “yazısız popüler kültür”, gerçeği yeniden üretilmiş bir görüntü olarak sunar. Televizyon ve internet büyük oranda bu tür sanal gerçeklik platformlarıdır. Orada gördüklerinizin çoğu sizi gerçeğe ve bilgiye ulaştıracak araçlar değil, çoğu zaman gerçekle ve bilgiyle aranıza perde olacak sanal kapılardır. Ancak belirli bir eğitim, kültür ve bilinç düzeyindeki insanlar bu kapılardan geçip aradıkları bilgiye ulaşabilirken çoğu kişi için bu sanal mecralar, saatlerce takılıp kalınacak zaman öldürme mekanları haline gelmektedir. En ciddi internet haber sitesinde bile yazıdan çok görüntü (fotoğraf ve video) vardır; hatta bu görüntülerin çoğu insanların merakını çekebilecek müstehcenlik, şiddet ya da komedi gibi unsurlar içermektedir. Dolayısıyla buralarda kalan milyonlarca insanın ulaştığı tek şey, ister küresel, ister yerel olsun popüler kültürden başka birşey olmamaktadır.

Yazısız çağa hoş geldiniz!
Bu yazı, “yazıyı övmek” ya da “görüntüye dayalı televizyon ve internet gibi ortamları yermek” için yazılmadı. Ancak vurgulamak istediğim husus, içinde bulunduğumuz dijital bilgi çağında insanların hiç de hayal edildiği gibi bilgi toplumları haline gelmedikleri. Onun yerine gerek televizyon karşısında, gerek internet başında ve gerekse cep telefonu ile sürekli olarak zamanını “öldüren” tüketim toplumları ile karşı karşıya değil miyiz? Türkiye ile ilgili bazı küçük istatistikler vermiştim yukarıda, dünyanın gelişmiş ülkelerindeki bulgular da çok farklı değil aslında. Ancak bu gelişmiş ülkelerin çoğunda en azından bizdekinden daha fazla kitaba, kütüphanelere ve insanların okumasına yatırım yapılıyor; belki böyle bir fark vardır. Yine de toplamda okumanın ve yazmanın “demode” hale geldiği, sürekli klavye kullanmaktan dolayı birçoğumuzun kalemle yazısının kötüleştiği ve televizyon ile internetin hayatımızı işgal ettiği bir çağda yaşadığımıza şüphe yok.

Artık bir bilgiye kitaptan ulaşmak yerine Google’dan ulaşmak, matbu bir kitabı alıp okumak yerine onun e-book versiyonunu okumak, hatta varsa sesli versiyonunu dinlemek, televizyonda bir tartışma programını izleyip ülkenin siyasi durumunu analiz etmek ve Facebook ve twitter üzerinden bunları paylaşıp o bilgiyi çoğaltmak daha kolay geliyor insanlara. Belki de bu tür bir yazısız kültür, okumaktan, yazmaktan ve bilgiyi gerçek anlamda kullanmaktan daha zahmetsiz olduğu için tercih ediliyordur. Belki de içinde yaşadığımız çağın realitesi bu olduğu için bu zemini kullanmaktan başka bir seçeneğimiz yoktur. Ya da bilgi çağı denilen şey böyle bir yazısız kültür çağıdır; her şeyin hızlıca tüketildiği, üretilen bilginin kısa zamanda uçup gittiği ve popüler kültürün tüm “görüntüleriyle” her bir yanımızı sardığı bir çağ...

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yazısız kültür çağı
« Posted on: 19 Nisan 2024, 06:04:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yazısız kültür çağı rüya tabiri,Yazısız kültür çağı mekke canlı, Yazısız kültür çağı kabe canlı yayın, Yazısız kültür çağı Üç boyutlu kuran oku Yazısız kültür çağı kuran ı kerim, Yazısız kültür çağı peygamber kıssaları,Yazısız kültür çağı ilitam ders soruları, Yazısız kültür çağıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes