> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Komşumuz AMEIRAK
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Komşumuz AMEIRAK  (Okunma Sayısı 701 defa)
06 Haziran 2012, 11:19:06
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 06 Haziran 2012, 11:19:06 »



Komşumuz AMEIRAK
Cüneyt YENİGÜN • 55. Sayı / DİĞER YAZILAR


ABD’nin Irak’ı gerçekten terketmesi, bölgede siyasi ve ekonomik çıkarları kalmadığında gerçekleşebilecek. Mevcut durum gösteriyor ki, daha uzun bir süre Irak’ta Amerikan varlığı devam edecek. ABD askerlerinin fiilen bölgeden çekilmesi, ABD miğferinin uluslararası bir örgütün miğferiyle değiştirilmesinden başka hiçbir anlam da taşımayacak.

Hafta geçmiyor ki Irak’ta bombalar patlamasın, onlarca, yüzlerce masum Iraklı ölmesin. Resmî rakamlara göre 600.000, resmî olmayan rakamlara göre ise 1 milyondan fazla Iraklı 2003’ten beri hayatını kaybetti. Saldırıların terörist gruplarca yapıldığının söylenmesine rağmen, mantıksal olarak buna inanmak da oldukça zor. İntihar bombacısı olan bir kişinin bir caddede yürüyen insanları mı, yoksa bir Amerikan üssünü veya askerlerini mi hedef olarak seçeceği sorusu, herkesi tüm Ortadoğu’da olduğu gibi Irak’ta da bir “Ergenekon” yapılanmasının olup olmadığını düşünmeye itiyor. Maalesef elde veri olmadığı için olayların gözüken yanı ile hareket etmek durumunda kalıyoruz. Tüm bu kargaşanın sebebi olan Amerikan işgalinin ne zaman biteceği, Amerika’nın Irak’tan ne zaman çekileceği hâlâ tartışma konusu. Obama halen 140.000 civarında olan askerlerin 2011 sonu itibariyle Irak’tan tamamen çekileceğini açıkladı. Acaba tamamen çekilmek ABD açısından mümkün olabilir mi? Amerikan askerî varlığı, işgalin bir sonucu ise bunun gerçekten olup olamayacağını araştırırken, işgalin sebepleri üzerinde derinlemesine düşünmek gerekiyor. Çünkü tüm büyük devletlerin olduğu gibi ABD’nin de Irak’ı işgal ederken uzun vadeli planları vardı ve acaba bunlar gerçekleşti mi? Eğer bu sebepler ortadan kalktı ve ABD amacına ulaştıysa çekilir; ama bunlara ulaşamadıysa basitçe işgalin farklı isimler ve şekiller altında devam edeceği sonucu ortaya çıkacak.

Irak’taki çatışmayı analiz ederken, Amerikan işgalinin sebeplerini perde önü ve arkası olarak ikiye ayırıyoruz. Perde önüne koyulan sebepler, Saddam’ın nükleer füzeler bulundurduğu ve uluslararası teröre özellikle Bin Ladin’e destek verdiği idi. Her ikisinin de bulunamadığı Amerikan resmî ağızlarından 2004’te itiraf edildi.

İşgalin 13 gerçek sebebi


Perde arkası sebepler, yani işgalin esas amaçlarını ise 13 başlık altında toplamak mümkün. Bunlardan birincisi, herkesin de bildiği gibi Irak’taki petrolün dayanılmaz cazibesiydi. Amerikan ekonomisinin silah ve petrol olmak üzere iki motor sektörü var. Bu sektörler yavaşladığı anda, Amerikan ekonomisi durma noktasına geliyor, işsizlik hızla yükseliyor. Dünyanın en büyük petrol tüketicisi olan ABD, işgal ile şu an en büyük üretici durumuna da geçti. Dünyanın en pahalı petrolü bugün Musul ve Kerkük’te satılıyor. İşgalin hemen ardından petrol fiyatları 50 dolardan 120 dolarlara yükseldi ve ABD bu yükselişten büyük paralar kazandı. Dünya petrol rezervinin %11’i Irak’ta bulunuyor ve yeni kurulan sistemle en az 30 sene daha buradaki petrolün çıkarılmaya devam edeceği tahmin ediliyor. Şu an Irak’ta petrol çıkarma ve işletme hakkını 7 kız kardeş (seven sisters) olarak adlandırılan dünya petrol devlerinden ABD menşeili olanlar elde etmiş ve 25-40 yıllık sözleşmeler imzalamış durumdalar. İkinci sebep az da olsa doğal gazın çıkarım ve satımı. Aynen petrolde olduğu gibi Irak’taki bu enerji sektörü de işgalden sonra Amerikalı şirketlerin eline geçti.

Üçüncü sebep ise Irak’taki inşaat gelirleri. ABD işgal sırasında devlet binaları, hastaneler, okullar, köprüler, camiler ve daha birçok birincil derecede önem arzeden binaları bombaladı. İşgalin hemen ardından da bu binaların yeniden yapılması için ihaleler açtı. Hatta bu sırada AB şirketlerini ihaleye almadığı, kendisine savaş sırasında yardım eden İngiltere’ye de ihalelerde sadece % 5 pay verdiği için tartışma yaşandı. İhalelerin resmî rakamlarla % 95’ini Amerikan şirketleri aldı ve bugün hâlâ bombalamalarla yeni ihaleler açılıyor. Tabii paralarını Irak devleti, petrol gelirlerinden ödüyor. Bu ihaleleri çok yüksek fiyatlarla alan Amerikan şirketleri daha düşük fiyatlarla başka şirketlere ihale ediyor. Şirket Irak’a bile gelmeden New York’tan kâğıt üzerinde büyük paralar kazanıyor. Aynı bina 5-6 şirket üzerinden ihale ile geçerek 50 milyonluk bir ihaleyi 3 milyona bir Türk firmasının fiilen yapmasıyla tamamlanıyor ve bu bina yapım sürecinin en az 25 yıl daha devam etmesi planlanıyor.

İşgaldeki dördüncü sebep, o dönemde artık kimsenin satın almadığı eski silahların elden çıkarılmasıydı. Saddam’ın 1991’de Kuveyt’te olduğu gibi, bölge ülkelerini ve kukla rejimlerini de tehdit edeceği korkusuyla 2001-2003 yılları arasında ABD tarafından Kuveyt, Katar, BAE, Bahreyn, Suudi Arabistan ve Ürdün’e fiyatı 3-4 katına ulaşan değerlerde yüksek miktarda ve her çeşit hem eski hem yeni birçok silah, teçhizat, tank ve uçak satıldı. Hatta bölge ülkelerinde yeterince uzman bulunmadığı için bunları kullanan uzman personel de karşılayan ülke ödemek üzere, yüksek maaşlarla bu ülkelere gönderildi. Bazılarında hâlâ bu personel durmaya devam ediyor. Silah sektörü ile ilgili beşinci sebep, misket bombası gibi yasaklanmış olanlar da dâhil olmak üzere yeni silahların da bu “Irak deneme sahası”nda kullanılmasıydı. ABD küçük çaplı kitle imha silahlarını uluslararası anlaşmalarla bağlı olduğu için deneme imkânı bulamamıştı. Savaş sırasında Irak’tan ve 30 yıldır savaşla kavrulan dolayısıyla silahları iyi tanıyan halktan gelen haberler, o güne dek hiç görmedikleri bombaların atıldığı ve ardından anormal ölümlerin olduğu şeklindeydi. Misket bombaları ise videolarla tesbit edilmişti.

Altıncı sebep, ABD’nin kuruluşundan beri kendisine görev edindiği İsrail’i koruma politikasının bir sonucuydu. Çünkü Saddam, bölge ülkeleri tarafından destek görmek ve Irak halkı arasında sempati kazanmak amacıyla, İsrail’deki intihar komandolarının ailelerine maaş bağlıyor ve onları kahraman olarak ilan ediyordu. Ayrıca ABD’nin kendisine saldıracağını hissettiği anda gözdağı vermek üzere kimseye zarar vermeyecek şekilde de olsa (çöle veya geceleyin alış veriş merkezine) füze atmıştı. Bu da ABD’nin hassas noktasına dokunmuştu ki, özellikle Clinton döneminde bu gözdağı ses getirmişti.

Yedincisi, bir öncekiyle bağlantılı olarak, sayıları 4.5 milyonu bulan (bazılarına göre 6 milyon) ama hukuk, medya ve sağlık sektörlerini ellerinde tutan ve Amerikan yönetimlerini istediği gibi yönlendirebilen ABD’deki Yahudi lobisinin baskısıydı. Bu baskı, Clinton döneminde de yoğun bir şekilde kendini göstermiş ve Irak’a askerî müdahaleye yanaşmayan Clinton’a karşı, kendisi de bir Yahudi olan Monika Lewinski aracılığıyla DNA kartını oynamıştı. Bu İsrail’in güvenliğinden çok Amerikan iç siyaseti ile ilgili bir durumdu; yani iktidarlarını elde tutmak ve hatta bu arada nemalanmak isteyen Amerikan Senatosu ve Temsilciler Meclisi ile ilgili bir başka sebepti. Yahudi lobisi ve onun desteklediği Al Gore ve Yahudi Liebermann ikilisiyle savaşarak iktidara gelen “junior” Bush, daha sonra kendi çıkarları ve Yahudi lobisinin isteği örtüştüğü anda bu lobiyle gayet samimi ilişkiler kurmuş ve Irak işgalinde beraber hareket etmişlerdi. Bugün Irak’ta Amerikan adı altında onlarca Yahudi şirketi siyasi ve ekonomik faaliyetler yürütüyor.

Sekizinci sebep, Ortadoğu’daki en büyük askeri üssü kurma amacı. Tabii ki İncirlik gibi, diğer Arap ülkelerinde de Amerikan askerî üsleri bulunuyor. Fakat hemen hepsinde yapılan ikili anlaşmalarla Amerikan ordusu farklı sınırlamalar altında. Bu da Amerikan ordusunun hareket kabiliyetini kısıtlıyor. Buna karşılık bugün Irak’ta kurulan Amerikan üsleri kendi başına bir küçük devlet gibi hareket edebilecek serbestiyete ve “bağımsızlığa” sahipler. Yani İngiltere’nin Kıbrıs’taki Akrakiti ve Baf bölgelerinde olduğu gibi bir çeşit post-kolonyal askerî şehircikler kuruldu. Amerika’nın kullandığı (Amerika kıtasının sağ tarafta bulunduğu) dünya haritasını elinize aldığınızda, Irak tam ortada kalır. Yani ABD dünyanın tam ortasında bağımsız askerî üsler edindi ki, bölgede daha çok işi ve yakın dostları olan ABD için bu üsler İncirlik’ten kat kat daha değerli. Bu üsleri bırakmak, kurulduğundan beri her beş yılda bir, direkt veya dolaylı bir savaşa katılan bir ülke için oldukça zor görünüyor.

Dokuzuncu sebep, “demokrasi örneği” söylemi. ABD, II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’nın en demokratik ülkesi Almanya’nın ve Pasifik’in en demokratik ülkesi Japonya’nın anayasalarını yazarak ve hatta Japonya’da olduğu gibi (General Mc Arthur; 1945-52) yıllarca dolaylı veya direkt olarak yöneterek, Avrupa ve Pasifik’e demokrasiyi kendilerinin getirdiğiyle övünüyorlardı. Aynı şeyi, diktatörlük bölgesi Ortadoğu’da da Irak aracılığıyla yapmayı ilan etmiş durumdalar. Bu da ABD’ye kaybolan prestijini geri getirmede ve özellikle Ortadoğu’da süren anti-amerikanizmi yumuşatmada önemli bir avantaj sağlayacağını düşündürüyor.

Onuncu sebep, yine bir öncekiyle bağlantılı olan (genişletilmiş) Büyük Ortadoğu Projesi’yle (GBOP) ilgili. Kısaca “bölge ülkelerinde demokrasiye geçiş planı” olarak tanımlanan bu proje, buna yanaşmayan ülkelere ABD’nin yaptıracağı savına dayanıyor. Bizler istediğimiz kadar demokrasinin ihraç edilemeyeceğini savunalım, bu amaç ABD’nin uzun vadeli planları arasında ve varolmak zorunda. Gerçek amacı demokrasi savunuculuğu değil, bölgedeki ekonomik çıkarlarının ve şirketlerinin konumlarının zedelenmemesi olan bu plan, RAND Cooperation’ın raporlarında görüldüğü gibi, bölge halklarının kendi iktidarlarını sallamakta olduğu gerçeği üzerine kuruldu. ABD dostları olan bu diktatörlere sistemlerini yumuşatmaları ve böylece kendi halklarının desteğini sağlamaları gerektiğini, yoksa sistemin çöküşü ile kendi ekonomik çıkarlarının da yokolacağı korkusuyla bunu öneriyorlar. Irak da coğrafi manada Ortadoğu’nun hem...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Komşumuz AMEIRAK
« Posted on: 26 Nisan 2024, 01:53:50 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Komşumuz AMEIRAK rüya tabiri,Komşumuz AMEIRAK mekke canlı, Komşumuz AMEIRAK kabe canlı yayın, Komşumuz AMEIRAK Üç boyutlu kuran oku Komşumuz AMEIRAK kuran ı kerim, Komşumuz AMEIRAK peygamber kıssaları,Komşumuz AMEIRAK ilitam ders soruları, Komşumuz AMEIRAKönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes