> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Vurmadan kurmaya
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Vurmadan kurmaya  (Okunma Sayısı 974 defa)
23 Mayıs 2012, 13:15:55
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 23 Mayıs 2012, 13:15:55 »



VURMADAN KURMAYA...
Atilla PAMİRLİ • 45. Sayı / DİĞER YAZILAR


Medeniyet inşâı konusunda İslam dünyasındaki fikir hareketleri iki ana hat üzerinde toplanıyor: Modernleşmeci ve bedevî akımlar… İlki, “medenî” olmak iddiasında, ama bahsettiği medeniyet bizimki değil. Batı Medeniyeti’ne eklemlenme ve onun üstünlüğünü tasdik ile uğraşıyor. İkincisi ise, Vehhabilik gibi Batı Medeniyeti’ni şiddetle reddediyor, ama medeniyetle ve medeniyet düşüncesiyle ilgisi yok. O yüzden “bedevî” diyoruz.

Modernleşmeci akımlar, Batı’nın geliştirdiği modern bilim ve teknoloji söylemini dindeki “akıl”, “tefekkür”, “çaba” gibi kavramlarla eşdeğer tutup, medeniyet birikimimizin artık geçerli olmadığını iddia ediyorlar. Yapılması gereken, dini modern Batılı anlayışa uygun hâle getirmektir. Niyet budur, kullanılan terane “günümüz gerçeklerini dinle uyuşturmak”tır. Onlar, Batı Medeniyeti’nin akıl ve bilim üzerinde yükseldiğini söyleyerek, tasavvuf, maneviyat ve devlet geleneklerini toptan reddetme eğilimindeler. Bunların beslendikleri kaynaklar, İslam geleneğinden değil, Batı geleneğinden doğan fikirler.

Bedevî akımlar ise, “yalnızca Kur’an’a yapışmak” gerektiğini ileri sürerek, bugüne dek müslümanların kurdukları medeniyetleri ve devletleri, hatta Sünnet’i bile devreden çıkarmak istiyorlar. Anlayışları zahirî, tefekkür ve tasavvuf onlara göre neredeyse şirk. Müslümanların Hazreti Peygamber’den bu yana sürekli bir gerileme içinde olduğunu iddia ediyorlar. Kur’an ve Sünnet üzerine yapılan her yorum, kurulan her toplum, geliştirilen her devlet onlara göre İslam’dan uzak. O yüzden Batı’nın tahakkümüne karşı yaptıkları savunma, genellikle şuursuz saldırılardan veya şekle dayanan bir geçmişi yaşatma hevesinden ibaret…

Bu iki önemli akım, İslam dünyasının pek çok aydınının bugünkü şizofrenik yapısını çok güzel özetliyor. Bir yanda “öze dönelim” çağrısıyla bugünü unutanlar, öte yandan bugünün genel-geçer ve laik kurgularını İslam’a yamamaya çalışanlar… Her iki akım da kendinden uzak, tarihe düşman, özgün değil, şuursuz ve medeniyet kurma iddiasından uzak. Her ikisi de “gelenek” kavramını olumsuz algılıyor ve İslam tarihini, aynen Batılı Oryantalistler gibi karanlık ve kanlı bir geçmiş olarak görüyor. Her ikisinde de aşağılık kompleksiyle üstünlük kompleksi içiçe. Modernleşmeciler, “Aslında Batı’yı ilerleten bilim, düşünce, akıl İslam’da vardır” derken, bedevîler “İslam dünyası ne kadar eski şartlarda muhafaza edilirse  o kadar saf olur” diye hüküm veriyorlar. İşin ilginç yanı şu ki, ne modernleşmeciler o kadar özendikleri Batı’nın bilim ve düşüncesi seviyesindeler, ne de bedevîler her şeyi uğruna inkâr ettikleri o saf anlayışa sahipler…

İslam’ın medeniyet boyutundan uzak olan bu iki akım, maalesef, Batılı devletlerin en çok kullandıkları ve destekledikleri unsurlar… Her iki akımın yanında sayıları az da olsa bir terkipçi, sentezci akım daha var. Onlar da geleneğin değerini vurguluyor, günümüzün sorunlarını ana kaynaklara yaslanarak ve bu geleneğin değerlerini kullanarak çözmemiz gerektiğini ve özgün bir medeniyet inşâ etmemiz gerektiğini savunuyorlar.

Özetlemek gerekirse, bu üç akıma mensup müslüman aydınlar yaklaşık iki asırdan beri Batı’yı takip ediyorlar. İster imrenerek, isterse eleştirerek, isterse lanetleyerek olsun, Batılı düşünceler ve eylemler müslümanların ana meşgalesi hâline gelmiş durumda. Özellikle Batılı ülkelerin sömürgeliğinden kurtulmuş ülkelerde Batı Medeniyeti’ni okuyup, anlayarak onu taklit etmeye ya da yok etmeye çalışan akımlar özgün bir düşünce geleneği kuramadı. Vurmaktan kurmaya vakitleri olmuyor…

Ülkemizde de bir kaç istisna hariç tenkid, maalesef inşâya bir türlü dönüşemedi. 19. yy’da da önce Batılı değerlerin İslâm’da da mevcut olduğunu söyleyerek işe girişen bazı müslüman aydınlar, Batı’nın saldırganlığını bizzat gördükleri Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra bile bu masum zanlarını bir tarafa bırakmadılar. Hâlâ ne olduğunu tam bilmedikleri demokrasi, cumhuriyet, bilim ve felsefe gibi Batılı fikir ve değerlerin İslâm’da aynen bulunduğunu savunmaya çalışanlar çoğunlukta.  Modernleşmeciler daha fazla mesafe katettiler. 1960’lardan beri ortaya çıkan eleştirici ve radikal akımlarda ise tenkidden başka bir şey çıkmadı. Hâlâ medeniyet inşâ edecek bir şuur ve anlayış tesis edilmiş değil.

Batı’dan çok fazla söz açıyoruz, Batılı klişeleri kendi dertlerimizi tartışmada neredeyse referans olarak kullanıyoruz. Belki geçen asırdaki kadar bir romantik Batı hayranlığı yok ama eleştirilerimizde bile inşâ emaresi görünmüyor. Çünkü geleneğe bağlanmadan, onun ana kaynaklarını bilmeden, kendimizi keşfetmeden sağlam bir esas olmadan Batı’yı eleştiriyoruz.

Hâlbuki olması gereken artık vurmadan kurmaya yönelmektir. İnşâ etmek kendinden başlar. Düşünür olmak, aydın olmak böyle bir istisna sağlamıyor insana. O da kendini inşâ etmek zorunda. Bu kendini inşâ, toplumu inşâ ve giderek yapılan her işin, atılan her adımın temel referanslara göre inşâı sonucunu getirmeli. Bizim okuyanımız da, memurumuz da, sanatçımız da, iş adamımız da farklı olmalı. Bu fark, şeklî ve yüzeysel unsurlara değil; bir tasavvur, telakki ve tavır farklılığına dayanmalı.

Elbette tenkid, eleştiri gerekli. Ama sürekli Batı’yı tenkid ederek vakit geçiriyoruz. Bu olumsuz bakışı, olumlu bir eyleme çevirme zamanı geçti bile… Başkasını tenkid, kendimizde bir değişim yaratmıyorsa ne işe yarar?

Kısacası, artık inşâya, küçük de olsa fark göstermeye ve kurmaya başlamalıyız. Kendimiz ve insanlık için.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Vurmadan kurmaya
« Posted on: 20 Nisan 2024, 01:52:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Vurmadan kurmaya rüya tabiri,Vurmadan kurmaya mekke canlı, Vurmadan kurmaya kabe canlı yayın, Vurmadan kurmaya Üç boyutlu kuran oku Vurmadan kurmaya kuran ı kerim, Vurmadan kurmaya peygamber kıssaları,Vurmadan kurmaya ilitam ders soruları, Vurmadan kurmayaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes