> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Şiir
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şiir  (Okunma Sayısı 1034 defa)
27 Mayıs 2012, 11:55:43
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 27 Mayıs 2012, 11:55:43 »



Kutsallığın terennümü: Şiir
Mazhar BAĞLI • 58. Sayı / TOPLUM


Şairin kullandığı sözcüklerde her insan için çeşitli anlamlar vardır; herkes dilediğini seçer.
Tagor

Ben şairim, gaibi kurcalayan çilingir;
Canlı cenazelerin başında Münker-Nekir

Necip Fazıl Kısakürek

M. Heidegger, Şiir yazmak, “Bütün uğraşların en masumudur” der (Hölderlin). Şiir, şairin kendini var etme çabasıdır (Ay,1995). Aslında bunu herkes yapar ama şair bu var etme eylemine herkesi katar. Çünkü onun rüyasındaki sevgili, yani şiir sağılan cevher (Karakoç, 1975), insan türü için var olan en kalıcı varoluşsal paydadır. Şiir bir aktarım değil bir üretimdir (Yavuz, 2001). Şiir ve musikinin somut tezahürü olarak (Bağlı, 2000) bize, insanın bilgisinin üstünde bir üst bilginin, insanı çevreleyen ilahi müdahalenin her daim varolduğunu gösteren önemli ipuçlarıdır. E. Poe’ya göre, de “Her şiir, bir başka âleme açılıştır” (Topçu, 1995:113). Hegel’e göre ise bir ifade tarzı olan şiir, en üstün en eksiksiz sanattır. Şiir, dokunulamayana dokunma çabasıdır.

Yabancısı olduğumuz bu dünya, “maddi dünya” bizi sürekli parçalar ve “ben”imizden uzaklaştırır. “Bir ben vardır benden içeru”deki “ben”den uzaklaşmadır bu uzaklaşma. Yabancısı olduğumuz bu evrenin sürekli parçaladığı benimizi ancak şiirle kurabilir, biraraya getirebiliriz. Bunu da ancak dil aracılığıyla yaparız ve bu dil ise “şiir”dir. Onun için şiir aslında bizi yabancısı olduğumuz şeyle, bu evrenle tanıştıran araçtır; çünkü bu dünyada yabancı olan insanın yabancısı olmadığı tek şeydir dil. Ve bu dil aslında bizim var olanla münasebetimizin her daim kurulmasını sağlayan alanın doğrudan belirleyicisi ve tanımlayıcısı olan dildir. İnsanın tek sığınağıdır dil (Oflazoğlu, 1997). Hiçbir somut referansa ve pratik amaca yönelmeyen en somut ve evrensel olan ifade/dil ise şiirdir.

Şiir, diğer bütün sanatları hülâsa eder, aşar. Aristo'ya göre de ozanın ödevi gerçekten olan şeyi değil, aksine olabilir olan şeyi, yani olasılık ya da zorunluluk yasalarına göre mümkün olan şeyi anlatmaktır. Gerçek hayatın bulunmadığı bir yerde görevi ideal hayatı oluşturmak olan şiirin (Aristoteles, 1983:30-35) içeriği felsefe ile aynıdır. Bir başka ifade ile şiir, kutsallığı dile getirir. Şiir olarak dinlediğimiz aslında şiir değil kutsal olanın sesidir. Şiir, dile getirdiği kutsallık karşısında silinir, şairin içinde konuşan ilahi gücü dile getirir. Ancak, o anlatılamaz ve hep sözden yoksun olduğu için de şiir, ilahi gücün sessizliği adına, şiir olarak da konuşan şey ve gizli kalarak yapıt biçiminde ortaya çıkan şeydir (Blanchot, 1993:220). Kısaca Heidegger'in de belirttiği gibi şiir, varoluşun ve bütün nesnelerinin özünün kurucu adlandırılışıdır (Heidegger, 1994:176). Görsel sanatlarda olduğu gibi onda biçim eğilimleri yoktur. İnsanla doğa arasındaki bilinmezliği kaldırma (Tansuğ, 1988:66) iddiasında değildir ancak bu, şiirin bir iddiasının olmadığı anlamına gelmez. O şiirsel zekânın ürünü olarak ilahi gücün varlığını, yani “bilinmezin” varlığını teyit eder.

Şiirin bu ilahi ifade olma özelliğinden dolayı da şairin yaptığı sadece kelimeler üzerinde çalışmak değildir. Şair, biçim ve ses ahenginin ötesinde bir anlam ustasıdır. Duyulara seslenen kelimelerin ritmini anlamla yoğurarak yeniden bize sunar. “Şiirin bıraktığı tesir, ritmin temel karakterine, zevkle seçilmiş seslere ve aydınlatıcı vasıflarla ifade edilen rüyanın özelliğine bağlıdır. Ama şairin rüyası ne demektir? Şiir yazma ile şiirden zevk almanın ne olduğu, büyük ölçüde bu soru ile ilgilidir. Zira bir şiir, ritminden, hecelerinden, kelimelerinden tercüme edilebilecek veya açıklanabilecek anlamından daha fazla bir şeydir. Bir şiir, rüya da olsa şairin şuur-altı derinliklerinde vücut bularak bir sayfa üzerinde ölümsüzlük kazanmış bir bütündür; kendi kendine yeter bir organizmadır (Edman, 1991:65-66). Zaten şiirde aslolan yukarıda sözünü ettiğimiz öteki âleme ilişkin gerçeğe, rüyaların, masalların ferah kapısından girmektir. O zaman gök açılır ve insan perdenin ötesini görebilir. Şairin de asıl görevi rüyasını yorumlamaktır. Şair kendi kendisine rüyasını yorumlarken farkında olmadan bizi de dâhil eder bu yoruma. Şairlere doğuştan verilmiş bir yetenektir aslında. Bu yeteneği olmayanların şiir denemeleri soğuk ve mekaniktir. Ruh ve dinginlik yoktur onların şiirlerinde. Belli bir anlam verme çabasında olanların şiirlerinde olduğu gibi. Bir anlam vermek için üzerinde çalışılan şiirlerden ancak şairin kastetmek istediği “anlama” varırız ama rüyasını kelimelerin akışına bırakan şairlerin (nesre dönüştürülemeyen) mısralarından herkes kendince bir anlam çıkarır; hem de doğru bir anlam. Farklı zamanlarda ve mekânlarda dahi bir anlamı vardır o şiirlerin. Hep hakikati ifade eden bir terennüm bulmak mümkündür onlarda. Çünkü şairin rüyasındaki “sevgili”, “şiir sağılan bir cevher” dir (Karakoç, 1975:31).

Kısaca şair, bir rüya yorumcusudur. Fakat o, bu rüyasına herkesi dâhil edebilecek kadar yeteneklidir. Bu yetenek, belki her insanda vardır ama şairin yaşamı onu diriltecek bir tarzda cereyan etmiştir. Yani şairin görme perspektifini etkileyen olaylar onu bu rüyayı görmeye mahkûm eder ve onlar ruhlara göre bedenler meydana getirirler. Bundan dolayıdır ki onun yorumu “gözlerinin ve kulaklarının masumluğu henüz önlenmemiş henüz ikinci elden formüllerle konuşup yaşamayı öğrenmemiş bir çocuktaki vasıtasız duyusallığı verir bize (Edman, 1991:73). Çocuksu bir saflıkta şairin bize sunduğu damağımızda unutulmaz tatlar bırakan bu “ilahi kelamların” taallüm (eğitimsel olarak sağlanmış) edilmiş bir arka planı yoktur. Şairde kendiliğinden ifadesini bulan “vehbi” (ilham dayalı olan) sözlerdir bunlar. Bundan dolayı da şiir, modern zamanlarda karşılaşılan “insan” tanımı için en gerçekçi referansların bulunduğu yer olarak düşünülmelidir belki de…

KAYNAKÇA:

ARİSTOTELES, Poetika, Çev. İsmail Tunalı, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1983.
AY, Arif, Şiir Üzerine Üçlü Konuşma, Yayınlanmamış Mülakat, Kırıkkale, 1995.
BAĞLI, Mazhar, Modern Bilinç ve Mahremiyet, Perşembe Yayınları, İstanbul, 2000.
BLANCHOT, Maurice, Yazınsal Uzam, Çev. Gündüz Öztürk Kasar, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1993.
EDMAN, Irwin, Sanat ve İnsan, Çev. Turhan Oğuzkan, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları,
İstanbul, 1991.
HEIDEGGER, Martin, Hörderlin ve Şiirin Özü, Çev. A. Turan Oflazoğlu, Şiir Atı, Sayı 7, İstanbul, 1994.
KARAKOÇ, Sezai, Sur, Sur Yayınları, İstanbul, 1975.
TANSUĞ, Sezer, Sanatın Görsel Dili, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1988.
TOPÇU, Nurettin, İsyan Ahlakı, Dergah Yayınları, İstanbul, 1995.
OFLAZOĞLU, Turan, Hölderlin’in Seçme Şiirler çevirisinde “Önsöz”, İz Yayıncılık, İstanbul, 1997.
YAVUZ, Hilmi: “İki modernist: Yahya Kemal ve T.S. Eliot (2)”, Zaman, 19 Aralık 2001
.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şiir
« Posted on: 26 Nisan 2024, 13:00:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şiir rüya tabiri,Şiir mekke canlı, Şiir kabe canlı yayın, Şiir Üç boyutlu kuran oku Şiir kuran ı kerim, Şiir peygamber kıssaları,Şiir ilitam ders soruları, Şiirönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes