> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Perde Kürt sinemasının
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Perde Kürt sinemasının  (Okunma Sayısı 732 defa)
15 Temmuz 2012, 15:08:25
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 15 Temmuz 2012, 15:08:25 »



Perde Kürt sinemasının
Elif TUNCA • 74. Sayı / DİĞER YAZILAR


“Dağda gezen kart kurt sesi”nden nerelere geldik... Artık Kürt kimliği, Kürt dili olması gerektiği gibi rahatça telaffuz ediliyor. Şimdi bu sesle, bu dille kendi dertlerini kendileri anlatıyor.

Elbette hiçbir kimlik/ aidiyet hakkında söyleyemeyeceğimiz gibi Kürtler ve onun yansıması olan Kürt sinemasında da bir yekparelikten söz edemeyiz. Son dönemde gösterime girmiş üç Kürt filmini incelediğimizde de görüyoruz zaten bunu. Kimi henüz Türk sinemasının bile çok da üzerinden atamadığı “propaganda” filmlerinden kimi ise derin acıları bile tebessümle sağlam şekilde yoğurmasını bilecek kadar güçlü bir anlatıma sahip.

Ben Gördüm: Zalimi ifşa
Geçen sene Altın Portakal’a katılan ve festival tarihindeki ilk Kürt filmi olma ünvanına sahip “Min Dit/ Ben Gördüm”den başlayalım. Film, bir JİTEM üyesinin yargısız infazı sonrası yaşananlara odaklanıyordu. Yönetmen Miraz Bezar, Ankara’da büyümüş ve uzun yıllardır Almanya’da yaşayan bir genç. Hikâyeyi, yakın zamanda kanserden vefat eden akrabası, gazeteci Evrim Alataş’la yazmıştı.

Min Dit, Diyarbakır’da çalışan bir gazeteci ile eşinin, bir düğüne giderken çocuklarının gözü önünde öldürülmelerinden alıyor adını ve hikâyesini. Hem öksüz hem yetim kalan, biri bebek, üç kardeş... Başlarının çaresine bakmaya çalışıyorlar, bakabildiklerince. Parasız, evsiz ve bebeğin ölümüyle kardeşsiz kalmalarının üstüne, erkek çocuk, sokaklarda satıcılık yapmaya başlıyor. (Oradan uzanacağı yolun ne olacağını ise yönetmen gösteriyor bize; kapkaççılık yapmak üzere İstanbul’a götürülmek!) Ve bir gün, annesiyle babasını vuran adamı görüyor Diyarbakır sokaklarında.

JİTEM üyesinin kimliğini ifşa ettikleri kâğıtları, bütün mahallesine dağıtıyorlar ve evinin karşısındaki caminin hoparlöründen de bunu okuyorlar. Bu, aslında ölmeden önce annelerinin onlara her gece anlattığı, kuzuları kapan kurdu ifşa eden bir çobanın masalındaki yöntemin aynısı. Miraz Bezar da film gösterime girdiğinde verdiği röportajda bu noktaya işaret etmiş, “Zalimi/ zulmü ifşa etmek lazım” diyerek tavrını ortaya koymuştu.

Kir: Kolaycı ve kalıpçı

Bir diğer Kürt filmi Qirej/Kir ise geçen ay gösterime girdi. Ancak onun dili Min Dit’ten de, az sonra değineceğimiz Press’ten de ayrı. Yusuf Çetin’in yazıp yönettiği film de Güneydoğu’nun bir başka kurumsal -ya da yarı kurumsal diyelim- sistemi, koruculuk hakkında. Yine gündüz vakti yargısız infaza kurban giden bir çiftle başlıyor hikâye. Geride kalan biri çocuk, biri yetişkin iki kıza ise korucu olan dayıları sahip çıkıyor. Korucuyu, mütemadiyen pis işlerde görüyoruz; kaçakçılık, tehdit, adam öldürme... Bağlı olduğu komutana karşı çok hürmetkâr iken geri kalan herkesi aşağılayan bir adam. Üstüne bir de yeğenine tecavüz gelince, tutar yanı kalmıyor haliyle. Karısı ise yeğeninin hayatını korumak için onu, güvendiği bir gence emanet edip evden uzaklaştırıyor.

Güvenilen genç, PKK’lı. Örgütlü faaliyetlerde bulunan ve uzlaşmasız, sert bir dili olan bu genç de kızı, kız arkadaşlarına emanet ediyor. Yine örgütten olan ve kadın hakları için faaliyetlerde bulunan bu kızlar da avukat Eren Keskin’le irtibata geçip kızı İstanbul’a yollamayı planlıyor. Ancak kendisini takip eden dayısı, izini bulup sokak ortasında kurşunluyor kızı. Cenazesinde ise kendisini evlerinde ağırlayan kızlar, kadın haklarına dair bir bildiri okuyor. Yengesinin, kızı teslim ettiği genç ise “bütün bu olanlara dayanamayarak” dağa çıkmaya karar veriyor!

Filmin başında çok kötü bir selendirmeyle ve belgesel havasında değinilen bu kadın hakları mevzuu, film boyunca işlenişi ve finalde bağlanışıyla tamamen yapıştırma. Filmin anlatımını zedeliyor demek isterdim ama filmin bir anlatımı olduğundan söz etmek pek mümkün değil. Senaryo senaryo değil, oyunculuklar oyunculuk... Perdedeki sadece Soğuk Savaş yıllarından kalma bir “kalıpçılık”. İyi PKK’lılar ve kötü devlet! Durumu hâlâ bu kadar basit görebilmek, şunca yıldır ne ülkedeki ne dünyadaki gelişmelerden hiçbir şey anlamamakla açıklanabilir herhalde ancak.

Press: 90’lar. Diyarbakır.
Son olarak gösterime giren Press’se -teknik aksaklıkları saymazsak- içlerinde en olgun ve en yetkin olanı. Diyarbakır’da yayın yapan Özgür Gündem Gazetesi’nde bir dönem çalışmış gazetecilerin hikâyelerinden yola çıkarak yapılan film, sadece Kürt sineması içinde değil gazetecilik filmleri arasında da kendine yer edinse gerek.

90’larda, Diyarbakır’dayız. Yine hatırlatalım; yani Kürt olduğunu söylemenin bile suç sayıldığı, bölgenin, “Olağanüstü Hâl” adı altında mengene gibi sıkıldığı ve devlet, asker, polis, Türklük, Müslümanlık, Sünnilik adları kullanılarak bu adları kirletmek üzere zulüm yapıldığı dönemde. Bir grup gazeteci, bir yandan her gün yaşadıklarını aktarabilmek derdinde bir yandan da imkânsızlıklarla uğraşıyor. İmkânsızlıkların bir kısmı, bir ofiste zaman zaman yaşanabilecek şeyler olsa da bazıları bu boyutun hayli üstünde. Ofisin sürekli basılması ve o esnada daktiloların, faks makinelerinin kırılması ve nihayet gazetenin, şehre girişinin yasaklanması. Film, ekibin bütün bu zorlukların üstesinden halkın desteğiyle biraz da getir götürcü diye aldıkları delikanlının cin fikirleriyle geldiğini gösteriyor. Ki filmin gülümseten yüzü de bu genç çocuk.

Babasıyla röportaja geldiklerinde fotoğraf makinesinin flaşını kendi yöntemleriyle çözen bu parlak genci gazeteye alıyorlar. Basınımızın İkitelli ile değil de Babıali’yle anıldığı yıllarda olduğu gibi önce arşivden, malzeme temininden vs. sorumlu oluyor delikanlı. Ne zaman ki bir muhabir İstanbul’a gidiyor gazetecilik yapmak için, bir diğeri vuruluyor, diğeri içeri alınıyor. O zaman başlıyor daktilonun kırık M tuşu için “Nasıl olsa kullandığın mı var?” deyip W’yu ters çevirerek durumu çözen acar delikanlının muhabirlik serüveni. Basılması için İstanbul’a gönderdiği ilk haberinin heyecanını görmelisiniz! Ve elbette her zamanki gibi bunlara anlam veremeyen sekreterin tavırlarını. (Bu arada sekreteri canlandıran Asiye Dinçsoy’un, ikinci bir Binnur Kaya olabileceğini ekleyelim.)

Press, maddi imkânsızlıklar dolayısıyla pek çok teknik aksaklığa sahip olsa da hikâyesi, karakterleri, oyunculukları, dili ve anlatımıyla bunları görmezden geldirmeyi başarıyor. Bakalım bu filmlerin açtığı kapıdan daha sonra geçecek Kürt filmleri, emekleme devresinin bittiğini müjdeleyebilecek mi?



Min Dit/ Ben Gördüm
Yönetmen: Miraz Bezar
Oyuncular: Şenay Orak, Muhammed Al, Hakan Karsak

Qirej/ Kir
Yönetmen: Yusuf Çetin
Oyuncular: Yusuf Çetin, Zilan Odabaşı, Eyüp Çalış

Press
Yönetmen: Sedat Yılmaz
Oyuncular: Aram Dildar, Engin Emre Değer, Kadim Yaşar, Sezgin Cengiz

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Perde Kürt sinemasının
« Posted on: 26 Nisan 2024, 14:34:51 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Perde Kürt sinemasının rüya tabiri,Perde Kürt sinemasının mekke canlı, Perde Kürt sinemasının kabe canlı yayın, Perde Kürt sinemasının Üç boyutlu kuran oku Perde Kürt sinemasının kuran ı kerim, Perde Kürt sinemasının peygamber kıssaları,Perde Kürt sinemasının ilitam ders soruları, Perde Kürt sinemasınınönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes