> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Patron şairin özgürlüğüdür
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Patron şairin özgürlüğüdür  (Okunma Sayısı 837 defa)
24 Mayıs 2012, 16:31:56
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 24 Mayıs 2012, 16:31:56 »



PATRON ŞAİRİN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR
Berat DEMİRCİ • 44. Sayı / DİĞER YAZILAR


Halil İnalcık, şair ve patron ilişkisini değerlendirirken, şairlerin sultanların himayesinde sanatlarını sürdürmelerine dikkat çekmiştir. Bu durumun yalnız şiir merkezli değerlendirilmediğinde, olağandışı ve yalnız bize mahsus olmadığını düşünüyorum. Sanatkâr-yönetici arasındaki patronaj ilişkisinin de “patrimonyal devlet” ile sınırlandırılması mümkün değildir. Bazı sanatçılara “Devlet Sanatçısı” unvanı verilmesi başta olmak üzere, sanatçılara ve sosyo-kültürel nedenlerle tercih edilen bazı sanatlara devletin ve devlet yöneticilerinin patronluğu, demokrasilerde de varlığını sürdürmektedir.

Yöneticilere kaside yahut mersiye yazılıyor olmasından hareketle şair ile patron ilişkisini nasıl yorumlamalı? Bence bu, şiire diğer sanatlara nazaran daha büyük önem atfeden bir geleneğin göstergesidir. Şairlik ekmek parası kazandıran bir meslek değil, sanattır; şairler her devirde işsizlik tehlikesiyle karşı karşıyadır. Osmanlı şairleri, şiir kudretini besleyen bir ilim kudretine de sahiptirler. Ancak, adları şaire çıktığı için ilmiye sınıfına münasip görülen mesleklerin dışına sürüklenmektedir. Bu hâl, şairin donanım olarak pek çok mesleğe liyakati olmadığından değil, tabiatının bir mesleğe bağımlı olmaya elverişli olmadığındandır. Patronun (Sultan’ın) dahi çoğunlukla bizzat şair veya kuvvede şair olması, bu ilişkiyi çoğunlukla şair ve patron değil, şair ve şair dostluğuna vardırmıştır. Elbette İnalcık, bu konuya layığınca konuşulamayan ve iltifatlarla harcanan eserinde az da olsa temas etmiştir. Ancak işin içine Weberyan tavır girince, sosyal bilimcilerin genelleme hastalığı nükseder ve benzerlikler ön plana çıkarılır; patronun bizzat şair olması gibi önemli bir farklılık layığınca takdir edilmez.1 Orta Çağ Avrupa senyörleri ve kralları da şiirsever midir, içlerinde divan sahibi kaç kral vardır? Oldum olası merakımı celbeder.

Şairin patrona yazdığı kaside, onu meslek sorumluluğundan ve bağımlılığından kurtararak özgürleştirir. İnalcık, kaside-idareci bağını değerlendirirken, Weber’in alelade şarkiyatçılara yaraşır bir biçimde, Doğu kavramı altında pek çok uygarlığı sathi bir çizgide toplayışına katılmıştır. Ki bu, günümüzde artık yanlış da değil, neredeyse yalandır. Orta Çağ kavramlaştırması da bu açıdan kullanılması, ciddiyeti zedeleyici bir mahiyet taşımaktadır. Orta Çağ’ı senyör-serf ilişkisine indirgeyen anlayış çerçevesinde bir Osmanlı değerlendirmesi, bizim mülk sahibi ve özgür köylülerimize de, İnalcık’ın bizzat kendisinin yaptığı “Çifthane” kavramlaştırmasına da haksızlık olur. Bizim köylülerimiz özgürdür ve onlardan divan sahibi şair de çıkar; Karaca Oğlan(!)2 gibi realist-naturalist(!) hattına sığmayacak kadar büyük şairlere mahsus soyutlamalar3 yapmış halk şairleri de çıkar. Divan şiiri ile halk şiiri arasında estetik mahiyet değil, üslup farkı vardır.

Genellikle oryantalistlerin kendi toplumları, tarihleri ve kültürleri noktasından söyledikleri “Divan şiirini inceleyen edebiyat tarihçilerimiz, bu şiir tarzını bugünkü estetik ve ölçülerimizle değil, İslam medeniyeti çerçevesinde gelişen sanayi-i şi’riye açısından değerlendirmek zorundadırlar”4 gibi hükümler, baştan sona kadar ilmî açıdan yanlış görülmesi gereken yönlendirmelerdir. Hele hele buna örnek olarak da minyatür ile resim mukayesesini vermek iki ayrı şeyi aynı ölçü aletiyle tartmak gibidir. İnalcık, “Doğu’nun minyatür resmini Batı’nın naturalist-realist resim prensipleriyle inceleyip değerlendirmek anlamsız olur”5 diyor. Doğru, elbette böyle bir şey anlamsız olur; ne yani burada divan şiiri İslam Medeniyeti dairesinde değerlendirilirken, Karacaoğlan’ı naturalist-realist Batı’lı ressamların resimlerine şerh yazan biri olarak, onlara mı hediye edeceğiz; anlaşılır şey değil.

Rahmetli hocalar, Fuad Köprülü ve Abdulbaki Gölpınarlı’nın divan şiirine bakışları konusu ise oldukça bulanıktır. Fuad Köprülü’nün hayatının sonuna kadar böyle bir kanaati taşıdığı konusunda şüpheliyim. Çünkü böyle bir yolun sonunda kopuz çalan ve hece veznini millî sayan bir Ziya Gökalp’ten başka şair kalmaz, o da şair değildir. Cumhuriyet dönemi şiirimiz ise, serbest vezne yönelmiş olmasına rağmen, millî olmayı belki Ziya Gökalp’ten daha fazla sürdürmüştür. Abdulbaki Gölpınarlı ise, başta Yunus Emre olmak üzere, nerede kaliteli bir şair görmüşse hiçbir araştırma yapmadan Alevi-Bektaşi şairleri antolojisine kaydetmeyi araştırmacılık saymış ve yanlış bir çığır açmıştır. Tahayyülat ile tasannu’nun zirvedeki örneğine, Yunus Emre Divanı’nın tamamı örnektir. Kitapta örnek olarak verilen Cem Sultan’ın bir beyti zayıf kalır. Patron’un (sultanın) istediği şiir İnalcık’ın iddia ettiği gibi tasannuya,6 aslında doğrusu soyutlamaya dayalı bir şiir olabilir. Ancak divan şairleri saraya gökten zembille inmemiştir ve her biri Türkmenliğini geldiği mahalden beraberinde taşıyan insanlardır. Tasannuyu İslam Medeniyeti gibi bir genel ifadeye mahkûm etmek ve araştırmacıları öyle yönlendirmek, divan şairlerinin Türkmen köklerini görmezlikten gelmektir.

İnalcık Divan Edebiyatı’nı “medeniyet”e, Halk Edebiyatı’nı da kültüre ait gibi göstermekle de Gökalp’ın ideolojik tavrını mutlaklaştırmaktadır. Halk Edebiyatı realizme-naturalizme armağan edilirken, patronun şiirde tasannu (soyutlama) aramasının İslam Medeniyeti’ne maledilmesi en azından gariptir. Bu Batı’dan devşirme kategorileri İnalcık’ın bizim için kullanılış biçimini Batı’ya da uygularsak; sürrealizmin yerini medeniyet, realizmin ve naturalizmin yerini de kültür olarak mı konuşlandırmamız icap eder? Böyle bir konuşlandırma7 teoriye göre doğru ama real ve natural olana yüzde yüz terstir. Ayrıca, Halk Âşıkları Teşkilatı gibi Osmanlı Devleti’ne ait uygulamaların ve halk şairlerinin de şehirlerde eşraf, köylerde ağalar tarafından korunup gözetilmesi geleneğinin de varlığından bahsetmeyi lüzumsuz görmezsek, “Halk Şiiri ve Patron İlişkisi” diye ayrı bir araştırma alanı açmamız gerekmez mi? Elbette gerekir. Sultanın (patronun) tabiatının yukarıdan aşağıya doğru bütün topluma yayılmış olması, seçkinlerle şairler ilişkisi biçiminde devasa bir konuyu karşımıza diker. Bence İnalcık işte bunu başarmıştır.
Aksakallı tarihçiler ve edebiyatçılara sahip olmamız güzel bir şey. Ancak aksakallıların (duayenlerin) fikirlerini dogma gibi sürdürmek yanlıştır. Duayen tarihçilerimizin arşivle ve vesikalarla olan ilişkisi her türlü takdirin üzerindedir. Ne var ki, tarihî vesikalardan yola çıkarak sağlam ve nesneyle irtibatı kopuk olmayan teoriler üretmek yerine, Weber gibi Batılı yahut Gökalp gibi iktibasçı teorisyenlerin üzerinden çok zaman geçmiş olmasına rağmen tekrarı, tarihî vesikaların da kıymetini düşürmektedir. Köprülü’nün Gökalpçi çizgiden taşıdığı ideolojik duruş ve Gölpınarlı’nın tercihleri ise onların sübjektif taraflarıdır; şahsî zevklerinin ifadesidir. İnalcık’tan bu kadar yıllık tecrübe ve araştırmadan sonra, daha tatmin edici ve teorik zemine oturan bir eser beklemek hakkımızdır. Şair ve Patron maalesef beni hayal kırıklığına uğrattı.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Patron şairin özgürlüğüdür
« Posted on: 29 Mart 2024, 18:49:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Patron şairin özgürlüğüdür rüya tabiri,Patron şairin özgürlüğüdür mekke canlı, Patron şairin özgürlüğüdür kabe canlı yayın, Patron şairin özgürlüğüdür Üç boyutlu kuran oku Patron şairin özgürlüğüdür kuran ı kerim, Patron şairin özgürlüğüdür peygamber kıssaları,Patron şairin özgürlüğüdür ilitam ders soruları, Patron şairin özgürlüğüdürönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes