> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Krizden Çıkışın Alfabesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Krizden Çıkışın Alfabesi  (Okunma Sayısı 782 defa)
09 Haziran 2012, 18:18:42
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 09 Haziran 2012, 18:18:42 »



Krizden Çıkışın Alfabesi
Semih YILDIRIM • 53. Sayı / DİĞER YAZILAR


Son bir yıldır dünyayı etkisi altına alan küresel ekonomik kriz tartışılmaya devam ediyor. Uzmanlar krize yönelik çeşitli senaryolar üretseler de dünyadan ve Türkiye’den gelen toparlanma sinyallerinin kalıcı olduğunu söylemek için henüz erken.

Bugünlerde milletçe elele verdik, krizden çıkışın çarelerini arıyoruz. Önceleri teğet geçecek denen krizi fırsata çevirmeyi planlıyorduk. Daha sonra biraz sarsacak denirken krizin etkileri azımsanamayacak kadar büyük oldu. Ekonomik büyüme beklentisi yüzde 4’lerden eksi yüzde 2’ye revize edildi, işsizlik oranı yüzde 16’lara fırladı. İşsizliğin bu kadar sert yükselmesinde, özel sektörün krizi bahane ederek en son kullanması gereken işçi çıkarma opsiyonunu kıdem tazminatlarından kurtulmak için ilk seçenek olarak tercih etmesi önemli rol oynadı. Krizi fırsata çevirmenin böylesi sadece bize mahsus bir durum.

Küresel ekonomik veriler tüm dünyada daralmanın hızının oldukça yavaşlayarak devam ettiğine fakat yakında pozitif büyümeye geçişin başlayacağına işaret ediyor. Daha önceden 2010 ortasına kadar küresel ekonomide yaprak kımıldamaz diyenler, toparlanma sürecinin başlangıç noktası olarak beklentilerini daha öne çekmeye başladılar.

“En kötü” geride kaldı mı?

Küresel finans piyasalardaki krizin reel sektör üzerindeki etkisinin tam olarak ne olacağı konusundaki belirsizlik sürerken ekonomilerin toparlanıp potansiyel üretim düzeyine ulaşması biraz daha sürecek gibi gözüküyor. Bununla birlikte krizde en kötü dönemin geride kaldığı görüşü giderek yaygınlık kazanmaya başladı.

Son açıklanan göstergeler krizde dibin göründüğü, sene sonuna doğru hem içeride hem dışarıda toparlanma sürecinin başlayacağı tezini teyit eder mahiyette. Küresel talepte bir canlanma başlamış durumda. Altın, petrol ve diğer emtia fiyatlarında yukarı doğru hareketlenmeler yaşanıyor. Petrolun varil fiyatı 34 dolarla 12 Şubat’ta taban yapmıştı. Şu an 70 dolarda.  Borsa son altı ayda yüzde 50 yükseldi. Türkiye’de 2008’in son çeyreğinde yüzde 10 azalarak taban yapan tüketim harcamaları, 2009’un ilk çeyreğinde aynı seviyede kaldıktan sonra Nisan ayından itibaren yeniden artış yönüne geçti. İmalat sanayiinde kapasite kullanım oranı, Mayıs ayında bir önceki aya göre 3,6 puan  arttı. Sanayi üretiminde son dokuz aydır gözlenen sert düşüş ivme kaybediyor. Tüketici güven endeksi Mayıs ayında son sekiz ayın en yüksek değerine ulaştı.

Görünen o ki iç ve dış talepte görülen keskin daralma ve buna bağlı olarak yüksek seviyelerde seyreden işsizlik oranına rağmen Türkiye, bu krizi diğer ülkelere oranla daha yumuşak geçirecek. Daha önceki krizlerde yaşadığımız banka batışları ve döviz piyasalarındaki çöküşler bu sefer yaşanmadı. Merkez Bankası’nın kriz yönetiminde gösterdiği maharet gerçekten takdire şayan. Kasım 2008 döneminden bu yana uyguladığı faiz indirimleri yüzde sekizi bulan Merkez Bankamız, bu konuda yeni bir dünya rekorunu da ele geçirmiş oldu. 

Bu arada not edilmesi gereken önemli başka bir nokta da Türkiye’nin bu finansal çalkantıyı IMF finansmanına ihtiyaç duymadan atlatabilmiş olması. Ekonominin dibe vurduğu, döviz kurlarının aşırı yükseldiği günlerde kriz tellalları oldukça gür bir sesle eğer Türkiye IMF ile yeni bir stand-by anlaşması yapmazsa yaza doğru çok sıkıntılı bir sürece girileceği tezini pompalayarak hükümeti şartlarına bakmaksızın bir an önce bu anlaşmayı imzalamaya zorluyorlardı. Medyaya yansıyan haberlere göre 2008 Ekim ayı ile 2009’un Mart ayı arasında Türkiye’ye yaklaşık 17 milyar dolar kayıt dışı sıcak para girdi. Krizin en çalkantılı döneminde adeta can simidi görevi yapan bu sürpriz sıcak para girişi, kimileri tarafından “Varlık Bağışı” yasası kimilerince de “Körfez Sermayesi” ile izah edilmeye çalışılsa da, gözden kaçırılmaması gereken nokta Türkiye’nin güçlü ekonomik şoklara artık IMF harici dış kaynaklarla karşı koyabilecek duruma gelmiş olması. Piyasaların normal seyrine dönmeye başladığı bu günlerde büyük krizden nemalanmayı bekleyenler bu sefer yanıldılar.

Ekonomik Krize dair senaryolar

Dünyadan ve Türkiye’den gelen toparlanma sinyallerinin ne kadar kalıcı olduğu henüz belli değil. Bizim ihracat ve dış talepteki durgunluğumuz, ihracatımızın yarıdan fazlasını yaptığımız Avrupa ve özellikle Almanya’daki ekonomik toparlanmaya bağlı. Ekonomik durgunluk ve düzelmenin nasıl bir süreç izleyeceğine dair senaryolar, küresel krizin uzunluk ve derinliğini gösteren, ekonomik büyüme eğrisinin aldığı şekli simgeleyen dört harfle temsil ediliyor. İyimserler V, daha az iyimserler U, karamsarlar W ve aşırı karamsarlar L harfini kullanarak düzelmenin seyrini izah etmeye çalışıyorlar. 

V şeklinde toparlanma keskin bir düşüşü takip eden ve aynı keskinlikte kısa süren bir iyileşme olarak tarif ediliyor. Eğer bir ekonomik daralma yaşanması kaçınılmazsa V şeklinde bir düzelme en arzulanacak olanı. Türkiye’nin 1994, 1999 ve 2001 yıllarında yaşadığı krizler bu kapsamda değerlendirilebilir. Genellikle birkaç çeyrek süren bu tip bir toparlanma mevcut kriz için aşırı iyimser bir görüş olarak yorumlanıyor.
 
U şeklinde toparlanma V şeklinde düzelmenin biraz daha kötümser kuzeni. Bu tip daralmalarda hızla dibe vuran ekonomik faaliyetler bu seviyede birkaç yıl kalıyor. Ekonomik büyüme ancak ikinci yılın sonuna doğru gerçekleşebiliyor. Bu duruma örnek olarak 1929’daki Büyük Buhran ve 1973’teki kriz verilebilir. Uzmanlar son küresel krizin özellikle ABD için U tipli bir resesyon olacağı noktasında birleşiyor.

W şeklinde toparlanma basketbolda kafa ile yapılan aldatma hareketinin ekonomideki izdüşümü. Birbiri ardına dibe vuran ekonomi ilk olarak zayıf sonra daha kuvvetli bir ikinci toparlanma evresi geçiriyor. Bazı ekonomistlere göre son zamanlardaki piyasa davranışları ve ekonomik veriler W şekilde bir toparlanmaya işaret ediyor.

L şeklinde gerçekleşen durgunluk oldukça nadir rastlanan en kötü senaryo. Ekonominin dibe vurup yıllarca eksi büyümede kaldığı bu duruma en iyi örnek olarak Japonya’nın 1990’larda yaşadığı durgunluk gösterilebilir. Ekonomistler böyle bir felaket yaşanmaması için tüm dünyada merkez bankaları ve hükümetlerin hızlı tedbirler almaları gerektiğini vurguluyor.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Krizden Çıkışın Alfabesi
« Posted on: 25 Nisan 2024, 20:02:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Krizden Çıkışın Alfabesi rüya tabiri,Krizden Çıkışın Alfabesi mekke canlı, Krizden Çıkışın Alfabesi kabe canlı yayın, Krizden Çıkışın Alfabesi Üç boyutlu kuran oku Krizden Çıkışın Alfabesi kuran ı kerim, Krizden Çıkışın Alfabesi peygamber kıssaları,Krizden Çıkışın Alfabesi ilitam ders soruları, Krizden Çıkışın Alfabesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes