> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Körfezde rüzgâr sert esiyor
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Körfezde rüzgâr sert esiyor  (Okunma Sayısı 892 defa)
06 Temmuz 2012, 21:24:42
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 06 Temmuz 2012, 21:24:42 »



Körfezde rüzgâr sert esiyor
Semih YILDIRIM • 59. Sayı / EKONOMİ


Geçtiğimiz günlerde Körfez bölgesinin Dubai Emirliği’nde yaşanan borç krizi global piyasalarda küçük ölçekli bir sarsıntı meydana getirdi. Emirliğin en büyük yatırım şirketlerinden biri olan Dubai World, 59 milyar liraya ulaşan borcunu ödeyemeyeğini ilan etti. Aslında bu ilan birçok kişinin uzun süredir şüphelenip de dillendirmeye cesaret edemediği durumun teyidinden başka bir şey değildi. Şirket, borçları için altı aylık bir erteleme isteyince dünya borsaları ani bir inişe geçti, petrol ve emtia fiyatları düştü. Dubai World Şirketi’nde 12 milyar doları risk altında bulunan uluslararası bankalar sıkıntılı günler yaşamaya başladı. Uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody’s, altı devlet şirketinin kredi notunu düşürünce finans çevrelerinde “İflas mı geliyor?” sorusu konuşulmaya başlandı.

Dubai World’den yapılan açıklamada şirketin sadece gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren Nakheel adlı iştirakinin borçlarının yeniden yapılandırılmasının istendiği, diğer iştiraklerin finansal yapısının sağlıklı olduğu belirtilse de körfezde ortaya çıkan bu durum finans çevrelerinde adeta bir deja vu hissi uyandırdı. Mevcut kriz, şirketin zorda kalırsa devlet tarafından finansal olarak destekleneceği varsayımıyla gayrimenkul piyasasında ortaya çıkan, aşırı borçlanma, kendine güven ve umursamazlık gibi özellikleriyle ABD’de başlayan son krizde görülen birçok benzer unsuru ihtiva ediyor. Her ne kadar düşük bir ihtimal de olsa şayet Dubai’de korkulan gerçekleşirse, bu durum 2001 yılındaki 100 milyar dolarlık Arjantin krizinden sonra gerçekleşen en büyük ülke iflası olabilir.

Çöldeki yapay cennet
Birleşik Arap Emirlikleri’ni oluşturan 7 emirlikten biri olan Dubai, 1833 yılından beri Al-Maktum Hanedanı tarafından idare ediliyor. Yerli halk, 2,5 milyon olan Dubai nüfusunun sadece yüzde 10’unu oluşturuyor. Vasıfsız iş gücü daha çok Hindistan, Pakistan, Bangladeş gibi Güney Asya ülkelerinden getirilip çok düşük ücretlerle çalıştırılan işçiler tarafından karşılanıyor. Dubai komşuları kadar petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip olmadığından yabancı sermaye ve özellikle ultra lüks inşaat projelerine dayalı bir büyüme politikası izliyordu. Bugün Dubai deyince hepimizin aklına denizin ortasına taşıma toprakla inşa edilen palmiye adaları, yedi yıldızlı otel Burj el Arab, dünyanın en yüksek binası Burj Dubai, içinde kayak pisti olan alışveriş merkezleri ve lüks konutlar geliyor. Son 15-20 yılda dünyanın dört bir yanından milyarlarca dolarlık yatırım çeken bütün bu projelerin arkasında ülkeyi bir holding yöneticisi gibi yöneten 62 yaşındaki Şeyh Muhammed bin Raşid el Maktum var. 12 milyar dolarlık şahsi serveti ile dünyanın sayılı zenginleri arasında bulunan Şeyh Maktum, Dubai’yi bir cazibe merkezi haline getirmek için özellikle emlak, turizm ve finans alanlarında çok büyük projelere yatırım yaptı. Kriz öncesi ekonomik konjonktürden azami derecede istifade ederek ülkesini dünyanın sayılı yatırım merkezlerinden biri haline getirmeyi başardı.

Dubai’nin CEO’su Şeyh Maktum aslında Türk kamuoyunun yabancı olduğu bir isim değil. İstanbul Levent’te bulunan eski İETT arazisi için 2007 yılında açılan ihaleye, Türkiye’nin en yüksek binasını dikmek için Sama Dubai şirketi ile talip olmuştu. Açık artırma usulü ile yapılan ihalede Zorlu grubuyla çekişen Sama Dubai, yarışı 1.1 milyar liralık teklifle önde bitirmişti. 5 milyar dolara mal olacak “Burgu Kuleler” projesinin İstanbul’un siluetini bozacağı gerekçesiyle Mimarlar Odası tarafından ihalenin iptali için dava açılınca Sama Dubai ihale bedelini ödemeyerek ihaleden çekilmişti. Yine Dubai World’ün geçtiğimiz günlerde ABD’nin Las Vegas şehrinde 9 milyar dolar harcayarak İslami usullere göre işleyecek bir otel açması medyada eleştiri konusu olmuştu. Tüm dünyada ismi kumarla özdeşleşmiş olan Las Vegas’ta kumar oynanmayan, sigara ve içki içilmeyen bir otel yatırımının bizatihi kendisinin büyük bir kumar olduğu, konunun uzmanlarınca ifade edilmişti.

Peki, nasıl oldu da uzun süredir devam eden bu rüya bir anda kâbusa dönüştü? Kimilerine göre bu kriz aslında ekonomik değil siyasi. Ülkenin İran’la olan iyi ilişkileri uzun zamandır bazı çevrelerde rahatsızlık oluştursa da dünyanın içinde bulunduğu kriz nedeniyle bu durum dillendirilemiyordu. İran ile Avrupa ve Asyalı uluslararası şirket ve finans kuruluşları arasındaki ticaret ve sermaye akışına müsaade edilerek Batının İran ambargosu bir bakıma Dubai üzerinden deliniyordu. Özellikle ABD, İran’la son yıllarda gittikçe yoğunlaşan ilişkisini azaltması için Dubai’ye petrol zengini olan Abu Dabi Emirliği üzerinden baskı yapıyordu. Bu görüşü savunanlara göre son krizde Dubai’nin varlıklarının Abu Dabi tarafından satın alınacak olması, İran’ın dünyaya açılan kapısına kilit vurulması anlamına geliyor.

Çoğu uzmana göre ise Dubai’deki mevcut kriz klasik bir emlak balonu hikâyesi: Ucuz para ve fiyatların hep artacağı hissinin körüklediği bir gayrimenkul çılgınlığı. Borç verenler de, her ne kadar borç sözleşmelerinde devlet garantisinin olmadığı açık olarak belirtilse de, hükümetin Dubai World’ü finansal olarak zımnen desteklediği düşüncesi ile ülkeye para akıtmaya devam ettiler. Sermaye piyasalarını darmadağın eden son küresel kriz, gelirleri azalan ülkenin borca dayalı büyüme stratejisini sürdürülemez hale getirdi. Milli geliri 75 milyar dolar olan Dubai'nin 2010 sonuna kadar 24, 2012 sonuna kadar 54 milyar dolar borç ödemesi gerekiyor. Kriz öncesi gayr-i menkuller daha inşaat başlamadan satılıp sürekli prim yapıyordu. Kriz sonrasında 30 milyar dolara yakın konut projesi iptal edildi, devam eden birçok inşaat yarım bırakıldı, bitirilen ofislerin yüzde 60’ı ise boş durumda.

Alınacak dersler
Dubai’nin problemlerinin tüm dünyayı sarsan küresel krizin son durağı mı yoksa gelecek yeni krizlerin habercisi mi olduğunu şu anda kestirmek oldukça zor. Tek başına ele alındığında küresel ölçekte çok büyük bir anlam taşımasa da bu kriz, yakın gelecekte neler olabileceğinin göstergesi olarak aslında oldukça önemli. Dubai, düşük faizlerin meydana getirdiği kolay borçlanma ortamı sayesinde yüklü yatırım yapan birçok ülkeden sadece biri ve son finansal krizle mücadele etmek için aşırı borçlanma yoluna giden devletleri ne tür bir akıbetin beklediği konusunda göz açıcı ipuçları sunuyor.

Her ne kadar ABD’deki krize benzese de Dubai’deki kriz dünyanın finansal şoklara dayanma açısından daha donanımlı olduğu bir zamanda ortaya çıktı. Şu ana kadar piyasalar Dubai’deki dalgalanmayı küçük bir borç yeniden yapılandırması olarak fiyatladı. Dubai’nin bölgenin en çok borç kullanan emirlik olması ve komşu ülkelerin yüksek petrol ve doğalgaz zengini olmaları nedeni ile mevcut kriz büyük ihtimalle ülke sınırlarını aşıp körfez bölgesine yayılmayacak. Fakat bu günlerde sıkça duyduğumuz Yunanistan, İtalya ve İspanya gibi yüksek borçlu ülkelerde ortaya çıkabilecek bir kriz, aynı 1998 yılındaki Rusya’nın iflasında olduğu gibi finansal piyasalardaki güveni sarsarak tüm dünyada borç enstrümanlarının değerini alt üst edebilecek potansiyele sahip.

Dubai’nin yabancı sermaye ve dev inşaat projelerine dayanan gösterişli büyüme modeli ve dünyanın finans başkenti olma hayali bugünlerde tehlikeli bir borç dağının tepesinde sallanıyor. Körfezin bir zamanlar durdurulamaz gibi görülen bu incisinde, borçlarını ödeyemeyeceği ihtimali nedeniyle şimdi bir endişe ve durağanlık hâkim. Fakat her ne kadar bazı plan ve projeler aksamış olsa da hayat bir şekilde sürüp gidiyor. Dünyanın en yüksek binası olacak Burj Dubai, Emirliğin hayallerinin bir yadigârı olarak gökyüzünde heybetle yükselmeye devam ediyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nin en büyük emirliği olan petrol zengini Abu Dabi’den beklenen finansal destek mevcut tedirginliği bir nebze azaltsa da Dubai’de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı kesin. Acaba dünya dengelerini değiştiren mevcut kriz, son yıllarda bölgesel finans merkezi olma yolunda Dubai ile rekabet halinde bulunan Türkiye’nin elini güçlendirerek onu yeni cazibe merkezi haline getirebilir mi? Kim bilir, Türkiye ekonomisinin küresel krize karşı gösterdiği göreceli direnç, Dubai krizini fırsata dönüştürme imkânı sunabilir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Körfezde rüzgâr sert esiyor
« Posted on: 18 Nisan 2024, 07:52:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Körfezde rüzgâr sert esiyor rüya tabiri,Körfezde rüzgâr sert esiyor mekke canlı, Körfezde rüzgâr sert esiyor kabe canlı yayın, Körfezde rüzgâr sert esiyor Üç boyutlu kuran oku Körfezde rüzgâr sert esiyor kuran ı kerim, Körfezde rüzgâr sert esiyor peygamber kıssaları,Körfezde rüzgâr sert esiyor ilitam ders soruları, Körfezde rüzgâr sert esiyorönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes