> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > İsrail’i telaşlandıran Goldstone raporu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İsrail’i telaşlandıran Goldstone raporu  (Okunma Sayısı 825 defa)
01 Temmuz 2012, 10:11:36
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 01 Temmuz 2012, 10:11:36 »



İsrail’i telaşlandıran Goldstone raporu
Berdal ARAL • 61. Sayı / DİĞER YAZILAR


Siyonist çetelerin gasp, tedhiş ve işgalle ele geçirdiği Filistin toprakları üzerinde 1948 yılında kurulan İsrail devleti, o günden bugüne hem Filistin halkına kan kusturuyor, hem de ABD’nin İsrail savaş makinesine verdiği kayıtsız koşulsuz destek sayesinde, Suriye ve Lübnan gibi komşu Arap ülkelerine karşı her türden saldırgan politikayı yürütüyor. Hemen her davranışıyla bir “haydut devlet” görüntüsü çizen İsrail devleti, bugüne dek her fırsatta uluslararası hukuk kurallarına bağlı olmadığını gösterdi. Dış politikada uygulamaya soktuğu en önemli “koz”larından birisi “devlet terörü”yse, diğeri bölge ülkeleri arasında fitne ve fesat çıkararak bu toprakların birliğini ve dirliğini bozmak oldu hep. Bu devletin gözettiği temel stratejik hedef ise sınırlarını sürekli komşuları aleyhine genişletmekti. Bugün bile, işgal altındaki Filistin toprakları dışında, Suriye ve Lübnan topraklarının bir kısmı da bu devletin işgali altında. İsrail, sömürgeciliğin sona ermiş bulunduğu bir dünyada, ırkçı sömürgeciliği kararlılıkla sürdüren bir anakronizm aynı zamanda. II. Dünya Savaşı sonrasında, yani söylem düzeyinde hak ve hukuka hiç olmadığı denli atıf yapıldığı bu “insan hakları çağı”nda, insanlığın önemli bir kısmına –paradoksal olarak– yalnızca kan ve gözyaşı getiren güç eksenli mevcut uluslararası sistemin en önemli “eser”lerinden birisi, işte bu İsrail heyulâsı oldu.

İsrail’in, Gazze’ye düzenlediği acımasız operasyonla yok etmeyi hedeflediği Hamas’a gelince… Hamas hem Filistin halkının silahlı bir direniş örgütü, hem de son yıllarda Filistin topraklarında en fazla halk desteğine sahip olan siyasi hareket. Nitekim 2006 başlarında yapılan seçimlerde Hamas, rakibi El Fetih’e karşı büyük bir zafer kazanarak iktidara uzandı. Üstelik de, 2007 yılında, barış müzakereleri görüntüsü altında İsrail’le işbirliği yapan rakibi El-Fetih güçlerinin Gazze topraklarındaki İsrail destekli darbe girişimini savuşturmakla kalmadı, burada tam bir hâkimiyet kurdu. Bütün bunların yanı sıra, Hamas yönetimi ve onu destekleyen halk, İsrail’in –Mısır’la eşgüdüm halinde– uygulamaya soktuğu topyekûn ambargoya rağmen pes etmedi. Tabiatıyla, bu kadarının İsrail için fazla olduğunu söylemeye gerek yok.

Nitekim İsrail, Hamas’ın Gazze’daki hâkimiyetine son vermek üzere, 2008 yılının ikinci yarısında, bir yandan Türkiye’nin arabuluculuğunda –güya– Suriye ile barış görüşmeleri yürütüyor, bir yandan da sinsice Gazze’ye karşı büyük bir saldırı hazırlığı yapıyordu. Aslında, İsrail, Hamas’ın direniş gücü karşısında burayı 2005 yılında –zahiren de olsa– terk etmiş bulunmaktaydı. Sonunda iş olacağına vardı ve bu haydut devlet, Gazze’ye karşı 27 Aralık 2008 ile 18 Ocak 2009 tarihleri arasında kapsamlı bir saldırı başlattı. Saldırı İsrail’in bilinen tüm “marifetlerinin” izlerini taşıyordu: Acımasızlık, asker-sivil ayrımı gözetmeme, hem halka hem bölgedeki altyapıya maksimum düzeyde zarar verme ve alabildiğine keyfilik… Bu saldırı sonunda 400 kadarı çocuk olmak üzere 1400’ün üzerinde Filistinli hayatını kaybederken, 5300 kişi yaralandı. Gazze’de binlerce ev bombalar altında yıkıldı, onlarca cami, hastane ve fabrika tuzla buz edildi. Hâsılı, Gazze’de gerçek bir kıyım yaşandı.

Başı belada
Bu kıyımın mimarı olan İsrail’in şu anda başı belada görünüyor. Bunun nedeni, İslam dünyasının güç birliği ederek bu devleti geri çekilmeye zorlaması değil tabii ki. İslam dünyası bugün de çok dağınık bir görünüm arz ediyor: Büyük çoğunluğu kendi sorunlarına gömülmüş durumda; Irak, Afganistan ve Somali gibi bazıları doğrudan yabancı güçlerin işgali altında; işgallere ve dolaylı müdahalelere aktif olarak karşı çıkan tüm direniş odakları “terörist” suçlamasıyla yıpratılmaya çalışılıyor. İsrail’in başı belada, çünkü Gazze’de Hamas öncülüğündeki büyük direnişi –Batılı devletlerin ve bazı Arap devletlerinin siyasi desteğiyle– yok etmek için 2008 sonunda giriştiği devasa operasyon sırasında tüm dünyanın gözü önünde öyle suçlar işledi ki, sonunda pek çok devletin girişimiyle Birleşmiş Milletler bünyesinde, bu saldırı sırasında işlenen suçları incelemek üzere bir Soruşturma Komisyonu kuruldu.

İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçlarına ilişkin soruşturma açılması çağrısı, 47 devletin üye olduğu Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi tarafından, henüz İsrail’in Gazze saldırısı devam ederken, 12 Ocak 2009’da yapılmıştı. Bu bağlamda Güney Afrika’lı hukukçu Richard Goldstone başkanlığında dört kişiden oluşan Goldstone Komisyonu kuruldu. Bu komisyonun üyeleri uluslararası düzeyde saygınlığı olan isimlerdi ve üstelik bunların hiçbirisinin, İsrail tarafından anti-Semitik (Yahudi düşmanı) olarak suçlanmasına yol açabilecek bir sicili yoktu. Daha da ilginci, Richard Goldstone’un kendisi Yahudi kökenliydi ve hatta İsrail’le yakın irtibatı vardı. Bu komisyonun Gazze’deki savaşa ilişkin hazırladığı Goldstone Raporu BM İnsan Hakları Konseyi’ne 29 Eylül 2009’da sunuldu. Rapor bu organ bünyesinde 16 Ekim 2009’da kabul edildi. Ardından aynı rapor 5 Kasım 2009’da bu kez BM Genel Kurulu’nda 114 ülkenin desteğiyle kabul edildi.

İsrail’i kelimenin tam anlamıyla mahkum eden bu raporun içeriğine geçmeden önce, şu iki hususu da belirtmekte yarar var: Birincisi, rapor İsrail’in Gazze saldırısının yasallığını ve/veya meşruiyetini tartışmaktan kaçınıyor. Oysa İsrail’in yol açtığı bu savaş, her şeyden önce “barışa karşı suç” teşkil etmekteydi. İkincisi, rapor yalnızca İsrail’i değil Hamas’ı da (İsrailli) sivil ölümlerine yol açmakla suçlamaktaydı. İsrail’in soruşturma komisyonuna yönelik tavrı ise pek şaşırtıcı değil: Bu devlet soruşturma komisyonu üyelerinin İsrail ve Filistin topraklarına girişine izin vermedi ve onlarla hiçbir platformda görüşmedi. Böylece İsrail bir bakıma “suçluluğunu” ikrar etti. Gazze halkına yönelik işlediği katliamlar dizisi ve dar alana sıkışmış bu küçücük bölgeyi adeta harabeye çevirişi tüm dünyanın malumu iken, İsrail ne diyecekti ki!

Goldstone Raporu, İsrail’in, Gazze saldırısı sırasında, en başta 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri’nde ve bunlara ekli 1977 tarihli Ek Protokoller’de tanımlanan pek çok savaş suçu işlediğine hükmetti: Sivillere yönelik katliamlar; sivil yerleşimlerin bombalanması; sivillerin rehin alınması ve canlı kalkan olarak kullanılması; cami, hastane ve fabrika gibi mekânların ve altyapı tesislerinin bombalanması; yasak silahların kullanılması… Bu rapor, işgal altındaki Filistin topraklarında 2006 başlarında Hamas hükümetinin kurulmasıyla birlikte İsrail’in Gazze’ye yönelik olarak uygulamaya soktuğu topyekûn ablukayı da hem bir “savaş suçu”, hem de “insanlığa karşı suç” olarak tavsif etti. Rapora göre, Gazze halkının gıda, ilaç, temiz su, barınak ve serbest dolaşım gibi en tabii insani hak ve ihtiyaçlarından mahrum bırakılması, “toplu cezalandırma” olarak değerlendirilmelidir. Raporda “uluslararası insani hukukun” ve “insan hakları hukukunun” çok vahim düzeyde bir ihlali olan ablukanın derhal kaldırılması çağrısı yapıldı. Bütün bu teşhis ve önerilerin yanı sıra, rapor Gazze saldırısında sorumluluğu olan İsrailli yetkililerin BM Güvenlik Konseyi’nin alacağı bir sevk kararıyla, 2002’de faaliyete geçen Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasını teklif etti. Son olarak vurgulanması gereken önemli bir nokta da şu: Rapor, İsrail’in gelecekte de bu türden bir saldırıda bulunma olasılığına karşı, uluslararası düzeyde gerekli tedbirlerin alınmasını tavsiye ediyor.

Bağlayıcı değil ama yine de “tehlikeli”

Goldstone Raporu’nun “bağlayıcı” olduğunu iddia edecek değiliz elbette. Raporun BM Genel Kurulu’nca kabulü de rapora bu niteliği verecek değil, çünkü BM Genel Kurul kararları esas itibariyle bağlayıcı değil “tavsiye” niteliğinde. Bu tür konularda asıl yetkili organ BM Güvenlik Konseyi. Ne var ki, raporu İsrail açısından yine de oldukça “tehlikeli” kılan bazı noktaları da vurgulamak yararlı olacak:

Birincisi, İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçlarını içeren Goldstone Raporu hemen hemen bütün devletlerin temsil edildiği BM Genel Kurulu’nca kabul edildi. Bu durum, raporun siyasi ve moral etkisini artırıyor.

İkincisi, Gazze’ye yönelik ölümcül ablukanın kaldırılması yönündeki uluslararası baskılar raporun kabulüyle birlikte yoğunlaştı.

Üçüncüsü, Gazze saldırısında rol alan tüm İsrailli yetkililerin uluslararası bir mahkemede yargılanmasına yönelik çağrı, bundan böyle İsrail için önemli bir tehdit unsuru olacak.

Dördüncüsü, BM Güvenlik Konseyi, bugüne dek hiç olmadığı kadar İsrail’e karşı bağlayıcı ve etkili bir tutum alma baskısıyla karşı karşıya kalacak.

Beşincisi, bugüne dek İsrail’e arka çıkmayı ya da sadece yumuşakça uyarmayı “vazife belleyen” Avrupa ülkeleri, hem raporun siyasi ve moral ağırlığı hem de kamuoyu baskısı nedeniyle, bundan böyle İsrail’e karşı daha eleştirel tutum almaya zorlanacaklar.

Son olarak, “evrensellik” ilkesine yaslanan yargı yetkisi çerçevesinde, bazı ulusal mahkemeler İsrailli savaş suçlularını yargılamak üzere önümüzdeki dönemde soruşturma açabilecekler.

Evet, İsrail bu kez gerçekten sıkışmış görünüyor. Yaşadığımız dönem bu haydut devlet için belki de “zor günlerin” başlangıcı. Öyle mi değil mi, hep birlikte bekleyip göreceğiz…

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İsrail’i telaşlandıran Goldstone raporu
« Posted on: 25 Nisan 2024, 07:58:05 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İsrail’i telaşlandıran Goldstone raporu rüya tabiri,İsrail’i telaşlandıran Goldstone raporu mekke canlı, İsrail’i telaşlandıran Goldstone raporu kabe canlı yayın, İsrail’i telaşlandıran Goldstone raporu Üç boyutlu kuran oku İsrail’i telaşlandıran Goldstone raporu kuran ı kerim, İsrail’i telaşlandıran Goldstone raporu peygamber kıssaları,İsrail’i telaşlandıran Goldstone raporu ilitam ders soruları, İsrail’i telaşlandıran Goldstone raporuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes