> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Güvercinlere karşı köpekler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Güvercinlere karşı köpekler  (Okunma Sayısı 1053 defa)
01 Temmuz 2012, 10:12:50
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 01 Temmuz 2012, 10:12:50 »



Güvercinlere karşı köpekler
Elif TUNCA • 61. Sayı / DİĞER YAZILAR


Beyaz güvercinler her zaman sulhun, sükûnetin, saflığın simgesidir; peki kara köpekler? Mehmet Bahadır Er’in yazıp Maryna Gorbach ile birlikte yönettiği Kara Köpekler Havlarken’de bu sorunun cevabı, kudurmuş sistem olabilir pekâlâ; sistem üstümüze üstümüze havlamakta, bizi alenen tehdit etmekte…

Goy Goy, Zilzal, Umut ve Araf gibi kısa filmlerinden tanıdığımız genç ve başarılı yönetmen Mehmet Bahadır Er, ilk uzun metrajında da, önceki işleri gibi, en iyi bildiği hikâyeyi yani kendi hikâyesini anlatıyor. Ancak öyle bir damar yakalamış ki onun kendi hikâyesi olarak anlattığı şey, perdede ülkemizin ve hatta aynı çağı paylaştığımız bütün insanların hikâyesine, derdine dönüşüyor.

İstanbul’da gökdelenlerin hemen dibinde, adeta onların zıddına yerin dibine girecekmişçesine duran gecekondu semti Çeliktepe’deyiz. Mahallenin yüreğini dağlayan şehit haberini, kahvede okunan Yasin ve mevtanın ruhuna salıverilen güvercinler izliyor. Uçurulan güvercinler mahallenin delikanlılarından Selim’in yetiştirdiği kuşlar. Kuşbaz olan Selim bir yandan da kankası Celal’le, nam-ı diğer Çaça, daha iyi bir hayatın peşinde koşturuyor hepimiz gibi. Ayşe’ye evlenme teklif etmişken yakınlardaki alışveriş merkezinin güvenlik ihalesini kazanma umudu, ilaç gibi geliyor Selim’e! Bilmediği ise ‘buralarda’ işlerin asla o kadar kolay ve basit yürümediği.

Aslında Selim’in de bilgisi var her köşe başında park adı altında bile hepimizin mutlaka tanıştığı mafyayla. Mahallede onu koruyup kollayan, iş veren fakat yeri geldiğinde “Orada dur” da diyen “usta”sı, gözünün önünde bir örnek. Gelin görün ki, ister hırs densin ister saflık, Selim, hem ustasının hem halihazırda güvenlikten sorumlu diğer mafya Sait’in korkutmalarına kulak asmaz ve ihaleye girmekte ısrar eder. Bu arada mahalleli, asker uğurlamalara devam etmektedir. Ancak birden Ayşe kaybolur. Selim ve Çaça, Ayşe’yi ararken kaçınılmaz sona da adım adım yaklaşır.

Kara Köpekler Havlarken birçok tecrübeli yönetmenin bile yapamadığı bir işi başaran bir film. İçerden bir hikâyeden beslenirken çağının bütün insanlarına seslenebilen, bir dert taşıyan, samimi ve sahici bir film. Ekonomik şartların yasadışılığa mahkum ettiği insanların, kurtuluşu başka bir yerde arayıp bulması zor. Kaldı ki hiçbir yerin güven telkin etmediğini de söylüyor film. Güvenliğimizi sağlamak için askere gönderdiğimiz delikanlılar, “güvenlikleri sağlanamayıp” şehit düşüyor, “güvenlik” uğruna hayatlar feda ediliyor. Herkes birbirinden korunmaya çalışılıyor; steril hayat sürmek isteyenler, eğitimsizlerden, parasızlardan, göçmenlerden, Müslümanlardan… Liste uzatılabilir. 11 Eylül’den sonra Amerika’da her sokakta oluşturulan gönüllü Müslüman avını henüz unutmadık ya da Avrupa’da yasa dışı göçmenlerle konuşmaya dahi hapis cezası getirilmek istenmesini…

İşte böylesi bir “güvenlik paranoyası”na gün be gün sürüklenen dünyamızda maalesef işlerin hiç de iyiye gitmeyeceğini, “bu uğurda daha çok canların yanacağını”, daha çok güvercinler uçurulmak zorunda kalacağını acı acı anlatan bir film Kara Köpekler Havlarken. Yalnız hikâyesi değil kimi zaman güvenlik kameralarından da verilen, kasvetli görüntüleri, renkleri, ışığı ve kurgusuyla da mideye yumruk sallayanlardan. Başlarda garipsense de finale çok yakışan müziğiyle de…

Bize kalan, yurt dışı festivallerde ödül avcılığı yaptığı halde büyük bütçeli, büyük yapımcılı filmler arasında tarih bulamadığı için gösterimi Mart’a kalan bu filmi ve Mehmet Bahadır Er- Maryna Gorbach birlikteliğini dikkatle izlemek…

Kara Köpekler Havlarken
Yön: Mehmet Bahadır Er, Maryna Gorbach
Oyn: Cemal Toktaş, Volga Sorgu, Erkan Can, Taylan Ertuğrul, Ergun Kuyucu, Mehmet Usta, Murat Daltaban


Söyleşi
Mehmet Bahadır Er: ‘Güvenlikçiler bizi birbirimizden koruyamaz’

Filmin en temel meselesini güvenlik olarak görüyoruz. Bu konuyu işlemeye nasıl karar verdin?

Onu yaşıyorum ben. Bu hikâyenin, bu derdin olduğu yerde, tümüyle bunlarla yaşıyorum. Birisi ‘varoş hikâyesi’ dedi, öyle değil. ‘Kenar mahalle’ değil ‘bizim mahalle’ hikâyesi yapıyorum. Dışarıdan bakarsam kenar mahalle olur ama bu şu an benim mahallemin hikâyesi.

Varoş hikâyesi gibi de algılanabilir ama günümüzün evrensel bir meselesi olan güvenlik paranoyası asıl mesele. Alışveriş merkezindeki güvenlik de buna dâhil, askerler de, polisler de…

Özel güvenlikçiler kolluk kuvveti değil. Onları oluşturan bu mahallenin çocukları. Kapital sana diyor ki aslında, “beni senden koru, yanındaki arkadaşından koru!” Oralarda çalışanlar büyük bir kapitali koruyor. Ben seni arkadaşından koruyorum sonra arkadaşın seni benden koruyor! Ama ben buna inanmıyorum. Oradaki güvenlikçi olsa da olmasa da bir şey yapılacaksa yapılır. Yapımız itibarıyla orada belinde copuyla duran güvenlikçiden korkan bir tipimiz yok. Bu biraz sektöre dönüşmüş durumda, bir al gülüm ver gülüm durumu. Ben düşünemiyorum Türkiye’de güvenliksiz bir alışveriş merkezi. İlk kim yapacak, çok merak ediyorum. Yurt dışında böyle bir şey yok. Anlatınca “Gerçekten alışveriş merkezine girerken üzerinizi mi arıyorlar?” diye şaşırıyorlar.

Bir de İstanbul özelinde mesela nüfus 3 milyonken 14 milyon oldu. Bu insanların aslında yaşayacak yeri de kendilerine ait değil. Onun için sürekli çabalama hali var. Bunu da tehlike olarak görüp güvenlik sağlama ihtiyacı çıkarılıyor. Asıl daha berbat olan sosyal duruma yansıması bence. Yani 1 liraya içilecek çaya 20 lira verenler, aslında bulundukları mekânı senden benden korumak için, biz oralara giremeyelim diye o parayı vermeyi kabul ediyor.

Film bir askerin şehit haberiyle başlıyor ve art arda asker uğurlamaları görüyoruz. Burada da çok net ve başarılı bir biçimde aynı paradoksa işaret ediyorsun: Bizim güvenliğimizi sağlamakla görevlendirilenlerin bile güvenliği sağlanmıyor bir taraftan. Güvenlik için yine hayatlar feda ediliyor.
Onlar kolluk kuvvetleri, onun olması lazım ama maalesef dış tehlikeye karşı değil de içerideki insanlara karşı korumakla yükümlendiriliyor. Bu sefer de onlar birbirini öldürüyor. Kolluk kuvvetleri bizi dışarıya karşı korusa hepimiz mutlu oluruz ama içeriye yöneliyor ve o zaman ölümden başka bir şey getirmiyor bize.

Sanki legal güvenlikle mafya tipi illegal oluşumlar neticede aynı kapıya çıkıyor?

İyi niyetle yapanlar da var. Biz filmde Global Güvenlik’ten destek aldık mesela. Onlar İçişleri Bakanlığı’nın yasa ve tüzüklerine göre hareket ediyor. Ama genelde şöyle oluyor; biri alınınca “Var mı mahalleden arkadaşın?” diye toplanıyor geri kalanlar, o zaman iş çığırından çıkıyor. Bizim yapı olarak üniformaya bir hürmetimiz var. 5 bin yıldır devlet temelli yaşayan insanlarız. O üniformayı biri kazara bile giyse onu psikolojik olarak devletle özdeşleştiriyoruz. Ben bir güvenlikçiyle kavga etsem aslında sokaktaki iki insanın kavgasından farklı değil yasaya göre. Ama üniforma, algıyı değiştiriyor.

Film finaliyle bir çözüm önermiyor bilakis çözümsüzlüğü gösteriyor. Senin çözüm için bir fikrin var mı?

Çıkışı basitçe bulunabilecek bir mesele değil. Zamanla olacak diye düşünüyorum çünkü artık cılkı çıktı. Bu özel siteler mesela, derebeyliği! Duvarları çevirip dışarıdaki ‘kötü’lerin içerdeki ‘iyi’leri rahatsız etmesini engelliyor sözde. Bu tam anlamıyla ortaçağ derebeylik sistemi ve Anadolu’da böyle bir şey hiç yaşanmadı. Nereden geldi, nereden başladı bilmiyorum.

Film yurt dışındaki festivallerde de gösterildi. Yabancı seyircinin tepkisi nasıldı?

Genelde şaşırıyorlar. Mesela Japonya’da ihaleye fesat karıştırmak diye bir kavram, söz grubu yok. O yüzden filmdeki o bölümü anlamadılar. Bu karakterlerin aralarındaki sorun nereden çıkıyor diye soruyorlar. Anlattık yine anlayamadılar.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Güvercinlere karşı köpekler
« Posted on: 20 Nisan 2024, 03:51:54 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Güvercinlere karşı köpekler rüya tabiri,Güvercinlere karşı köpekler mekke canlı, Güvercinlere karşı köpekler kabe canlı yayın, Güvercinlere karşı köpekler Üç boyutlu kuran oku Güvercinlere karşı köpekler kuran ı kerim, Güvercinlere karşı köpekler peygamber kıssaları,Güvercinlere karşı köpekler ilitam ders soruları, Güvercinlere karşı köpeklerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes