> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Gönül yolculuğu sorunları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gönül yolculuğu sorunları  (Okunma Sayısı 866 defa)
25 Mayıs 2012, 15:01:08
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 25 Mayıs 2012, 15:01:08 »



GÖNÜL YOLCULUĞU SORUNLARI
Ahmet İNAM • 43. Sayı / DİĞER YAZILAR


Gönül, insanın sahip olabileceği belli özellikler bütünüdür. Bireylerin ya da toplumun gönlü olabilir.1 Belki, her “sağlıklı” insanın gönül sahibi olabileceğini söyleyebiliriz. İnsanda gönül taşıma olanağı vardır. Bu olanağın gerçekleşmesi çaba ister. Belki yetenek, belki de bir duyarlılık gerektirir.

Gönül eğitimi diyebileceğimiz bir eğitim var mıdır? Belki de, bu sıradan bir bilim eğitiminden çok, bir müzik ya da şiir eğitimi gibidir. Kalp ve gönül ayrımı da bu noktada dikkat çekicidir: Gönül edinilecek, kazanılacak “kesbî” bir yapı taşır, “kalp” ise “öylece” bulunur bizde, “vehbî”dir. Türkçemizdeki “kalpsiz” sözü, bir metafordur; sağlıklı her insanın “kalbi” vardır (Elbette kalbi “medikal” anlamda almıyorum!) ama gönlü olmayabilir.

Gönül, kimi kullanışlarına bakılarak yalnızca duygularımızla ilgiliymiş gibi düşünülür. Oysa gönül duygularımızı da içine alarak bedenimiz, aklımız ve çevremizle de ilgilidir. Doğrusu beden, duygu, akıl ve çevrenin oluşturduğu dörtlü bütünlüğün adıdır, gönül. Yalnız duygularımızla sınırlı bir gönül yaşantısı olamaz. Gönül; bedenimizi, düşüncemizi, bizi kuşatan, doğal, kültürel, ahlâkî, ekonomik, toplumsal, tarihsel çevremizi duya duya yaşanır. İnsan, birey olarak gönül bütünlüğünü bedeni, duygusu, aklı, çevresiyle yaşar. Bu bütünlükte zaman zaman bu dört öğeden, biri ya da birkaçı baskın bir görünüş gösterebilir. Hesap yaparken aklımız, müzik dinlerken duygumuz (duygularımız!) öne çıkabilir. Gönül, bu dört öğenin uyumunu, etkileşimini, çatışmasını taşır. Bu dört öğenin yoğrulmasıyla ortaya çıkar, gönül. Gönül noksanlığının belirtilerinden biri, bu öğeler arasında etkileşimi kuramamaktadır. Gönül yoksunu insan, “salya-sümük” duygusal, “kuru bir akılcı”, “ bir beden budalası”, “çevresinin sürekli onayını bekleyen” biri olabilir. Bedeni, duygusu, aklı, çevresi birbirine değmeyen biri gönül taşıyamaz.

Bu arada belki sonradan daha ayrıntılı geliştirmek umuduyla gönül bütünlüğünün, Batı’nın irade-akıl (wille-vernunft, will-reason) ayırımına izin vermediğini söylemeliyiz. Akıl, gönlün içindedir, gönle dâhildir. İnsan gönlüyle düşünür, gönlüyle arzular. Elbette gönlün bileşenleri arasında çatışma yoktur diyemeyiz. Gönlün iç dalgalanmalarında aklımız duygularımızla, bedenimizle, çevremizle (toplumumuzla, kültürümüzle!) çatışabilir. Gönül bir bütünlük çabasıdır bir açıdan, bütünlüğe yönelmedir; akıl-duygu, akıl-beden, beden-duygu gibi ayrımları aşar. Gönül taşıyan insan bedeni, duyguları, çevresiyle düşünür. Düşünceleriyle, bedeniyle duyar.

Toplumun gönlü olması ne demek? Toplumun ya da topluluğun bu dörtlü bütünlüğü yaşamayı başarabilmesi demek. Toplumların da bir “bedeni” vardır: Belli bir mekânda, ekonomik ilişkileri ve ürünleri. Duygusu vardır; yönetiminin aldığı kararlarda, olaylara gösterdiği tepkilerde. Toplumun bir aklı vardır: Ortaya konan kararlarında, seçmelerinde yaslandığı rasyonel dayanaklarında, başına gelenler karşısında çözüm arama çabalarında görünür olur toplumun gönlü. Toplumun kültür mirası, tarihi, sanatı, bilimi, içinde bulunduğu coğrafya, çevresini oluşturur. İşte toplum bu dört öğeyi belli bir biçimde yoğurabilirse gönlünü oluşturabilir.

Toplumun gönlü, “bedenine” dayanır. Bedeni, doğal fiziksel yapısına teknoloji ile kattığı ürünlerin eklenmesiyle oluşur. Üstünde yaşadığı toprak, iklim, ekonomik ilişkileri bedenine dâhildir. Bedeni, diğer toplumların bedenleriyle ilişkilidir. Toplumların bedenleri birbirine değer ya da birbirlerine çok yakındır diyebiliriz. Bu yakınlık, zaman zaman iç içelik (aynı coğrafyayı, ekonomik düzeni paylaştıkları düşünüldüğünde), çevrelerindeki diğer bedenlerden ayrılmayacağını gösterebilir. Bir toplumun etrafındaki diğer toplumlar, onların bedenleri, o toplumun bedenine etki eder. Elbette çevresinin yalnız diğer toplumların bedenleriyle değil duygu ve akıllarıyla da etkileşimi vardır. Etrafındaki toplumların duygusal, düşünsel atmosferi o toplumu etki altına alabilir. Örneğin, onların sanatından, biliminden etkilenebilir.

Toplumların gönlünü biraz daha açabilmek için onların beş ayrı kürede yaşadığını göz önüne almak gerekir. Toplumların bedeni bir oiko-sferde bulunur. Oikos sözcüğünün Eski Yunanca’da ev, yaşam alanı gibi anlamları anımsanırsa, bu küreye yaşam-destek küre diyebiliriz. Toplumların bu gezegende hayatta kalabilmeleri böyle bir yaşam destek küre içinde olabilmeleriyle olanaklıdır. Bu küre üzerine kurulmuş dört temel küreden daha söz edebiliriz. Toplumların duygusal etkinliklerini kuşatan pathos, duyguküre; anlam vermelerini, düşünme etkinliklerini içine alan noo-sfer, anlamküre; ahlâk etkinliklerini ve değerlerini sarıp sarmalayan ethos, ahlakküre ve yönetim gücünü belirleyen politiko-sfer, yöneten-yönetilen etkilerini anlatmak için Türkçe’de yönetişim küre olarak adlandırabileceğimiz, siyasal etkenlikler küresi. İşte bu beş kürenin etkileşimi ile gönülküre oluşabilir.

Yaşam desteğinin eksik olmadığı, duygularını,  düşüncelerini gönül oluşturucak biçimde değerleriyle yaşayabilen, siyasal açıdan engellerin olmadığı durumlarda toplumların gönlü oluyor.

Bir güçtür gönül: Birey ve toplumda bir bilinç ve irade, isteme, arzu olarak.

Bir iklimdir, havadır, ortamdır: Gönül ancak iklimi oluşturulursa ortaya çıkar. Gönülküre kavramı bu açıdan önemli bir kavramdır. Gönül sahibi birey ya da toplum gönülkürede yaşar.

Gönül dünyaya, yaşama, insana belli bir tavır ile durulunca oluşabilir. Gönül, bu tavrı ile belli bir alımlama, duyumsuma, yönelme içinde ortaya çıkıyor. Bir biyo-eko-kültürel inşâdır, oluşumdur. Bedenden çevreye uzanan.

Gönül bir üretim, bir eylemdir. Poiêsis, Praksis anlamıyla hem sanat, bilim, düşünce, inanç alanında ürünler ortaya koyma hem de bu ürünlerle ilgili olarak eylemler, etkinlikler içerir, gönül.

Bir diğer açıdan bakalım gönle. Bir bireyin gönül oluşumunun, gönüllemesinin nasıl gerçekleşebileceğini düşünelim.

Gönül, içimizde ve dışımızdaki baskıları, bu baskılara karşı geliştirebileceğimiz olanakları,  bu olanakları gerçekleştirme gücümüzü bilebilme, fark edip değiştirme etkinliğini gerçekleştirebilme özgürlüğüne, bağımsızlığına, özerkliğine erişebilmekle oluşmaya başlar. Deyim yerindeyse bir ruh istiklâli ile aranır gönül. Bilinci kapalı, iç görüşü olmayan, içindeki ve dışındaki öteye, ötedekine ulaşmak için yola çıkacak özgürlüğe kavuşamamış insan gönlüne erişemez. İç bağımsızlık sıkıntısını, çabasını, bu savaşı engelleyen kendindeki olumsuzlukları yaşayamayan, gönül yolcusu olamaz.

İçimizdeki bağımsızlık ateşi, içimizle yüzleşmeye, kendimizle karşılaşmaya götürür bizi. İçtenlik, sağlık, iç temizliği gönüle giden yolu açan bir diğer önemli özelliktir. İçi baskılı, kendinden kaçan birinin gönlü olamaz.

Buraya dek birey için söylediklerimizi topluma da uygulayabiliriz. Bir toplumun kültürel, düşünsel, kısaca mânevî, tinsel istiklâli yoksa gönlü olamaz. Bu tinsel özerklik, o toplumun kendisiyle yüzleşebilmesi, kendisiyle içten bağ kurabilmesiyle ortaya çıkar.

Gönül hem birey hem toplum için ancak etkin olunduğunda; coşku, heyecan, kısaca şevk olunduğunda kendini gösterir. Yılgın, küskün, kuru, içi geçmiş insanların, toplumların gönlü olamaz.

Elbette açıklık ister gönül. Risk alabilmesi, öğrenmeye, araştırmaya, değişikliğe, ayrı olana, ötedekine öteye açıklık. Bu anlamıyla açıklıktan korkmayan toplumların, bireylerin gönlü olabilir.

Bu dört öğe bağımsızlık, içtenlik, şevk ve açıklık; değer saygısıyla, bir diğer deyişle edeble, bütünlendiğinde gönül yolculuğu başlar. Edeb, estetik, etik, kültürel değerlere saygıdır. Gönül insanı, açıklıkla desteklenen şevkiyle yaratıcıdır; içtenliği, bağımsızlığıyla özgündür; edebiyle saygılıdır. Sorumludur.

Bu betimlemeler, gönlü anlatmada eksik ve özürlüdür. Yine de gönlün, insanın hem birey hem toplum olarak sahip olabileceği bir bilinç, bir arzu, bir iklim, bir güç, bir tavır ve üretim-eylem bütünlüğü olarak fark edildiğinde, ona ulaşma kaygısı, çoğunlukla unutulmuş, bir kaygıdır.

Günlük yaşamın türlü kaygıları arasında gönül kaygısı hemen hemen hiç görülmez. Gönül fark edilmediği, onun bizi duygusal olarak savuran, bizden olmadık şeyler isteyen bir “deli gönül” olduğu düşünüldüğü için, ayrıca bir kaygısı olabileceği akla gelmez. Oysa gönül kaygısı insan olma yolculuğunda ne denli unutulsa da anlaşılması gerekli bir kaygıdır.

Gönül kaygısını ya da çoğul olarak söylendiğinde gönül kaygılarını anlamaya, şimdiye dek gerçekleştirmeye çalıştığımız gönülle ilgili betimlemeler ışığında başlayabiliriz.

Betimlemeleri bir sıraya soktuğumuzda şöyle bir tablo ile karşılaşıyoruz:

1. Gönlün oluşum koşulları
2. Gönlün yaşanması
3. Gönlün özellikleri
4. Gönlün kendini ortaya koyma biçimleri

Gönlün oluşum koşulları şunlardı: Yaşamdestekküre, duyguküre, anlamküre, ahlâkküre ve yönetişimküre etkileşimleri içinde yaşayabilmek.

Yaşanması için beden, duygu, akıl, çevre bütünlüğünü olanca devingenliği ile başarmak gerekiyordu.

Yaşanan gönlün temel özellikleri (özelliklerinden bu yazı çerçevesi içinde bazıları!) şöyle sıralanabiliyordu; özerklik, açıklık, içtenlik, şevk ve edeb.

Gönül bu yaşantısıyla kendini bir güç, bir iklim, bir tavır ve bir yapıp etme (üretim ve eylem!) olarak sunuyordu.

Gönül kaygıları bu dörtlü süreç içinde ortaya çıkmadan önce (zamansal değil belki, düşünsel öncelik!) gönül boşluğuyla ağır bir boşunalık duygusuyla tanışıklık kaçınılmaz görünüyor. Varoluşculukta, mistik öğretilerde de karşımıza çıkan bu anlam yokluğu, hiçlik duygusu, nihilist sarsıntı, bizi yaşayıp gittiğimiz dünyanı...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gönül yolculuğu sorunları
« Posted on: 28 Mart 2024, 19:14:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gönül yolculuğu sorunları rüya tabiri,Gönül yolculuğu sorunları mekke canlı, Gönül yolculuğu sorunları kabe canlı yayın, Gönül yolculuğu sorunları Üç boyutlu kuran oku Gönül yolculuğu sorunları kuran ı kerim, Gönül yolculuğu sorunları peygamber kıssaları,Gönül yolculuğu sorunları ilitam ders soruları, Gönül yolculuğu sorunlarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes