> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Evliya Çelebi’nin izinde
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Evliya Çelebi’nin izinde  (Okunma Sayısı 1129 defa)
26 Haziran 2012, 17:00:46
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 26 Haziran 2012, 17:00:46 »



Evliya Çelebi’nin izinde: Galata’dan Tophane’nin merhumlarına
Yakup ÖZTÜRK • 65. Sayı / DİĞER YAZILAR


Seyahatnâme’de Galata, ilk kurucusu, şekilleri ve imaretleriyle anlatılıyor. Biz de Evliya’nın satırlarını takip ederek Galata ve Tophane’yi söz konusu edeceğiz.

Galata’nın tarihi Suriçi’nin tarihi kadar eskidir. Osmanlı’da gayrimüslimlerin çoğunlukta ikamet ettiği yerdir burası. Eyüp ve Üsküdar ne kadar doğuysa, Galata ve Pera da o kadar batıdır. Tarihinde Venedik ve Ceneviz kolonilerinin payı büyüktür. Gerçek Galata bölgesi bugünkü Bankalar Caddesi, Şişhane, Perşembe Pazarı, Karaköy ve Kemeraltı Caddeleri’nde oluşuyordu.

Şehri ilk imar eden Cenevizliler binalarını sur görünümlü bir biçimde yapmışlardı. Bugün, Galata’nın sokaklarında gezenler şunu hemen fark edecekler. Birbirine yaslanmış, bir sıra binalar kale duvarı gibi görünüyor. İsa Kulesi de denilen Galata Kulesi, bu semtin olduğu kadar İstanbul’un da sembol, anıt yapılarından birisi. Savaşlarda ölen Cenevizli askerlerin anısına yapılan bu kule, Osmanlı’da da farklı amaçlar için kullanılmıştı. Galata bugün de bir ticaret merkezi; özellikle Yahudiler tarafından canlandırılan ticaret, bugün de Karaköy bölgesini ticaretin göbeği tayin etmiş durumda.

Bu bölgede ticaret ve bankerlik yapan azınlıkların hikâyelerine bakıldığında, güçlerinin saraya borç verecek kadar çok olduğu görülür. Bu bakımdan Galata’da bankalarla dolu bir caddenin olması tesadüfi değil.

Galata bölgesi birbirinden kıymetli eserlerle örülü bir semt. Atatürk Köprüsü’nün Galata tarafında, köprünün bitiminde kalan Sokullu Mehmed Paşa Camii, hemen yanında yer alan Saliha Sultan Sebili, esnafın kaderine terk edilmiş Fatih Çarşısı –ki küçük bir Kapalı Çarşı havasındadır–, Makbul İbrahim Paşa Camii hemen Haliç kıyısında göze çarpan eserlerdendir. İlginçtir bu eserlerin bir kısmı Evliya’dan önce yapıldığı halde Seyahatnâme’de yer almaz.

Evliya’ya göre Konstantiniyye kalesinin ilk yapıldığı zaman Galata tarafları çayırlık, havadar mahsuldar köylerle doluymuş. Köylüler bu bereketli topraklarda hayvanlarını otlatır, onlardan sağdıkları sütleri de krala sunarlarmış. Bu süt son derece lezzetli olduğundan buraların adına galata denilmiş. “Çünkü Yunan lisanında süte Galata derler” diye yazar, Evliya Çelebi. Galata, zamanla mamur bir şehir hâline gelir.

Seyahatname’de Cenevizliler ve İspanyollar arasında geçen savaşlar neticesinde Cenevizliler tarafından kurulan Galata’nın hangi yollar izlenerek, kaç kale etrafına kurulduğu anlatılır. Burada şüphesiz en önemli ifade şudur: “-Cenevizliler- Galata’yı o derece imar ettiler ki, o imarın eserlerini binalarda görmek hâlâ mümkündür.”

Arap Camii ve “Kurşunlu Mahzen”

Mamur hâle getirilen bu şehir, tarihte çok defa fethedilmeye çalışıldı. Bunda Peygamberimizin (s.a.v) hadis-i şerifinin tesiri oldukça fazladır. Evliya Çelebi de hadisin Arapçasını yazarak Emeviye hükümdarı Muaviye zamanında, hicretin kırküçüncü senesinde İstanbul’un kuşatıldığını aktarır. Sadece ganimetle yetinilen bu kuşatmada, Eba Eyyub’el Ensari, Ömer bin Abdülaziz Hazretleri ve Mesleme’nin üç koldan ordular kurarak şehri kuşatması ve zaptetmesi nakledilir. Bu kuşatma İstanbul’a bugün de kıymet katan bir caminin inşa edilmesine vesile olmuştur. Arap Camii adıyla anılan bu cami, Seyahatnâme ’de bir cümleyle anılır. Sadece Galata’nın değil İstanbul’un da en eski eserlerinden ve camilerinden biri. Karaköy’de hırdavatçıların arka sokağında yer alır. Habersizce, aniden karşınıza çıktığında şaşkınlığınızı gizleyemezsiniz. Bunca gürültünün, kirliliğin arasında nasıl böylesine ihtişamlı bir yapı olabilir diye hayrete düşersiniz. Avlusundaki şadırvan sonradan eklenmiştir.

Haldun Hürel, 1913’teki kazılarda Arap Camii’nin altından Latin stili mezar taşı çıkarıldığını yazar. İstanbul hâlâ efsunlu bir hazinenin üstünde oturuyor... Arap Camii’nden meydana doğru geldiğimizde dünyanın en eski üçüncü metrosu, bizim içinse tünel olan Karaköy-İstiklal Caddesi arası işleyen bir hat vardır. 1875 tarihli bu yapının sadece adını anacağız.

Galata’nın anıt eserlerinden biri de Kurşunlu Mahzen (Yeraltı Camii). Yerin birkaç basamak altında, sahabi mezarları arasında bir camidir. Mimarisiyle gelenlere tılsımlı bir hava katar.

Galata Kalesi
Tekrar Ceneviz Galata’sına dönelim. Arapların İstanbul’u haraca bağlamasına değinen seyyah, asıl kuşatmanın başlangıcına sözü getirir. On defa Müslümanlar tarafından kuşatılan şehir, onbirincisinde Fatih Sultan Mehmed gibi bir cihan padişahına tesadüf eder: “Hicretin 857. senesindeki onbirinci kuşatmada Akşemsettin Hazretleri, Hazreti Fatih’e ‘Nahnüllezi bieyavnen Muhammed, alelcihadı ma hayyeynâ ebeden’ beytini okuyarak İstanbul’u fethe teşvik ederlerdi. Sonunda, Mehmed Han büyük gayret sarfederek İstanbul ve Galata’yı fetih ve mamur etti.”

Beyazid Han devrinde depremden yıkılan Galata Kalesi h. 916 senesinde tamirata uğruyor. Evliya Çelebi, devam eden satırlarında Galata Kalesi’nin hususiyetlerinden söz açıyor. Burada Kale’nin konumu, malzemesi, kapıları anlatılıyor. Kasımpaşa’ya bakan Meyyit kapısı, güneye bakan Azap Kapısı ve Yağkapısı, Balıkpazarı Kapısı, Karaköy Kapısı ve Kurşunlu Mahzen Kapısı vardır. Tophane Kapı ve Demir Kapısı da bulunan Galata Kalesi’nin yirmiyi aşkın kapısı varmış. Bugün ortada böyle bir kale yok, sadece Karaköy ve Galata sokaklarında birkaç kalıntı görebiliyoruz. Bu kapılar da, semt isimlerinde yaşıyor...

Galata Kalesi’nin etrafının anlatıldığı kısımda Evliya Çelebi’nin o müthiş mübalağa sanatına tanıklık ediyoruz. Kalenin farklı padişahlar tarafında imar hareketlerine uğramasına değinen Evliya, sözü Galata Kulesi’ne getirir: “İstanbul kalesi her yerden görünmez fakat bu Galata Kulesi, insan gibi görünüşü açıktır. Kapıları sağlam ve demirdendir. Bursa’daki Keşiş Dağı (Uludağ) üzerinden açık seçik görünüyor. Dürbün ile bakılsa, Bursa’nın imaretleri de görünürmüş diyorlar. Bu kule her yerden görülür.” (Buradaki dürbün bizi biraz şüpheye düşürdü. O devirde, bu derece uzağı gösterecek bir dürbün icat edilmiş miydi? Bunda biraz şüphemiz var.)

Osmanlı Devleti’nin gemi aletlerinin deposu olarak kullanıldığı aktarılan kulenin etrafında baştanbaşa mezarlıklar varmış. Bugün, Kuledibi’nde bir mezar taşına bile rastlamanız mümkün değil.

Galata’nın imaretleri
Galata, tarihiyle olduğu kadar imaretleriyle de önemli. Galata’daki imaret ve camiler kısmını takip ederek, adı anılan eserlerin bugünlerine göz çevirecek, hangilerin varolduğunu, hangilerinin işlevlerini koruduğunu, hangilerinin farklı amaçlarla kullanıldığını tespit etmek gerekiyor.

Kuşkusuz Galata bölgesinin en önemli mimari yapısı Arap Camii’dir. Evliya Çelebi, bu caminin Hazreti Ömer ibn Abdülaziz tarafından yaptırıldığını ve çok defalar kiliseye çevrildiğini yazar. Mehmed Paşa Camii de Mimar Sinan eseridir ve günümüze ulaşabilmiştir. Yağkapanı Camii ise maalesef yok edildi. Bu camii, Karaköy’de Ziraat Bankası’nın bulunduğu yerdeymiş. Kurşunlu Mahzen yakınındaki Kara Mustafa Paşa Camii günümüze ulaşabilmişse de Karaköy Camii bu kadar şanslı değildir... Evliya Çelebi, Galata’nın medresesi ve darülhadisi olmadığını vurgular. Buna karşın, Arap Camii, Mehmed Paşa ve Kara Mustafa Paşa Camilerinde kurralar olduğunu nakleder.

Evliya, Galata’nın yirmi üç tane sebili olduğunu söyler ve tek tek adlarını anar. Bunların hangileri bugüne kalmıştır? Galata bölgesinde dolaşırken gözüne ihtişamlı bir sebil çarpan var mıdır? Belki bir iki kırık taş... Yetmiş kadar kiliseden de günümüze kaçı ulaşabilmiştir bilemiyoruz ama önemli kilise ve sinagogların birçoğuna bugün de sahibiz. Seyahatnâme’de Fransa’nın Erganon Kilisesi’nden ayrıca söz açılır. Kapısına yedi basamaklı merdivenle çıkılan bu kilisenin göklere uzanan dört köşe bir çan kulesi varmış. Beyoğlu’nda Fransız Sefareti’nin içinde yer alıyor. Günümüzdeki yapı maalesef bir yangından dolayı orijinali değildir.

Çok katlı Ceneviz yapısı binalarla dolu olan Galata semti, Seyahatnâme’de santraç şeklinde yapılmış caddelerle bezeli olarak anlatılır. Burada yer alan Mollahanesi, Seyid Ali Çelebi ve Rüstem Paşa Kervansarayı Mimar Sinan yapısıdır. Bu yapıların bugün ayakta kalanları, semt esnafına hizmet ediyor. Galata’nın hamamlarından Mehmed Paşa Hamamı bugün varlığını sürdürebilirken Bokluca Hamamı ve Karaköy Hamamı yok edilmiş. Karaköy Hamamı, Karaköy Palas’ın arkasında bulunan muhteşem bir hamammış.

Tophane: Camii, yalı, hamam, kıraathane
İstanbul’un tarihî dokusunun saklanabilmiş en güzel semtlerinden biri de Tophane’dir. Önce Evliya’ya kulak verelim, sonra bugüne dair konuşalım. Tophane, Hıristiyanlar zamanında ormanlık bir yer imiş ve içinde İskender-i Rumi’nin bir manastırı bulunurmuş. O manastırın yerinde, Seyahatnâme’nin yazıldığı vakitte Cihangir Camii varmış. Hıristiyanların senede bir defa ziyaret ettiği bu manastırda İskender’in hapsettiği esirler de bulunurmuş. Evliya, bu kısımda ilginç bir efsaneye yer veriyor. Tophane’nin ilk kurucusunun İskender olduğunu uzun bir hikâyeye dayandırarak anlatıyor. Fetihten sonra bu ormanlık alanda “küçük ve faydalı” bir tophane yaptırılıyor, Beyazid-i Veli burayı genişleterek odalar yaptırıyor.

Hükümdarlığı boyunca dört yanda fetihlere koşan Kanuni Sultan Süleyman’ı anlatan Evliya, onun, bu ilk tophaneyi yıktırıp yerine büyük bir tophane yaptırmasını heyecanla anlatıyor: “Deniz kıyısından yüz adım içerdedir. Kuşatıldığı takdirde savaşa dayanıklıdır.” Seyyah, bu kısımlarda tophanenin birimlerini, top dökümü sırasında hangi malzemelerin kullanıldığını nakleder. Tunç fırını, top kalıbı yerleri, top kalıbı dolapları Seyahatnâme’den ayrıca okunmaya değer. Biz tekrar semtin m...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Evliya Çelebi’nin izinde
« Posted on: 19 Nisan 2024, 15:49:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Evliya Çelebi’nin izinde rüya tabiri,Evliya Çelebi’nin izinde mekke canlı, Evliya Çelebi’nin izinde kabe canlı yayın, Evliya Çelebi’nin izinde Üç boyutlu kuran oku Evliya Çelebi’nin izinde kuran ı kerim, Evliya Çelebi’nin izinde peygamber kıssaları,Evliya Çelebi’nin izinde ilitam ders soruları, Evliya Çelebi’nin izindeönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes