> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Eldekinin kıymetini bilmek
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Eldekinin kıymetini bilmek  (Okunma Sayısı 1269 defa)
08 Ağustos 2012, 15:25:51
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 08 Ağustos 2012, 15:25:51 »



Eldekinin kıymetini bilmek
Elif TUNCA • 85. Sayı / SİNEMA


Siz bu yazıyı okurken dünyanın gözünü diktiği ama aslen yalnızca Hollywood’un kendi içinde bir yıl değerlendirmesinden öte bir anlam ifade etmeyen Oscar’lar sahiplerini bulmuş olacak, ödül töreni üstüne yorumlar da sürecek. Bizse ne tamamen gözümüzü kapayalım (ki zaten buna imkân veren bir ortam olduğu söylenemez) ne de gözümüzü ayırmadan bakakalalım. Senden Bana Kalan adıyla gösterime giren The Descenadants’ın henüz 5 dalda Oscar adaylığı ve En İyi Film ile En İyi Erkek Oyuncu dallarında Altın Küre’si olduğunu belirtelim şimdilik. Adaylıkların sonuçlarıysa siz bu yazıyı okurken belli olacak.

Kalabalık oyuncu kadrosuna rağmen başrolünü neredeyse tek başına George Clooney’nin yüklendiği film, Hawaili kadın yazar Kaui Hart Hemmings’in aynı adlı romanından uyarlama. Yazar, ilk romanında bir aile hikâyesi üzerinden, “eldekinin kıymetini bilme” meselesine odaklanırken, yaşadığı topraklara vefa borcunu ödemeyi de unutmamış. Filmde, eldeyken değeri bilinmeyenler aile ve memleket/toprak paralelinde ilerliyor.

About Schmidt ve Sideways filmlerinden tanıdığımız yönetmen Alexander Payne, hayat dolu bir sahneyle karşılıyor seyirciyi: Yüksek binaları arkasında bırakmış bir kadın, coşkuyla sörf yapıyor. Filmin adının perdeye yansımasından sonraysa başkahramanımız, kayyum Matt King, Hawai sakinlerinin görüntüleri üzerine konuşmaya başlıyor; insanların, sadece orada yaşadıkları için baş ağrılarının daha az acı verdiğini nasıl düşündüğünü soruyor. Ve 15 yıldır sörf tahtasına çıkmadığını ekliyor. Matt’in serzenişlerine hak vermemek mümkün değil; zira kamera, sokaktan içeri döndüğünde onu 23 gündür komada yatan karısının başında ve bir yandan da işleriyle uğraşırken görüyoruz. Akabinde küçük kızına dair okuldan gelen şikâyetle uğraşıp, hem anne hem baba olmayı eline yüzüne bulaştırırken aynı zamanda kendini işlerine fazla kaptırıp ailesiyle ilgilenmeyi neredeyse unuttuğunu öğreniyoruz. 10 yaşındaki küçük kıza Scottie’yle en son 3 yaşındayken birlikte bir şeyler yaptıklarını kendisi itiraf ediyor!

Doktorlar, eşinin hayatından ümit kesildiğini haber verdiğindeyse Matt, bütün kederiyle birlikte kalabalık aile ve arkadaş grubunu haberdar etme sorumluluğu içinde buluyor kendini. Ama ondan önce büyük kızı Alexandra’yı diğer adadaki yatılı okuldan almak zorunda. Bir gece yarısı gittiği okulda kızını sarhoş halde bulunca değil ama sarhoş kızı ertesi gün ayılıp da Matt onu annesiyle kavga ettiği için suçladığında kızından, karısı tarafından aldatıldığını öğrendiğinde kopuyor ipler!

Bir ailenin içinde sırların nasıl büyüdüğü ve herkesin üstüne düşen sorumluluğun çapıyla ilgili olarak ilerliyor filmin bundan sonrası. Finali ve sürprizleri açık etmemek için daha fazlasını söyleyemiyoruz. Ama her adımda bir gelişmenin daha yaşandığını ve gerçek aile olmanın, önce sorumluluklarını fark edip sonra da diğerlerini mümkün mertebe olduğu gibi kabullenmekten geçtiğini haber veren bir film olduğunu söyleyebiliriz. Bu arada Matt’in dahil olduğu ve Hawai’nin ilk krallarına dayanan geniş ailenin satmayı planladığı geniş araziler de eldeyken değeri bilinmeyen bir başka unsur olarak yer alıyor filmde. Matt’in buralar hakkındaki kararını da yine çocuklarına karşı duyduğu sorumluluk belirleyecek.

Sinematografik olarak muhteşem öğeler içermeyen Senden Bana Kalan, biraz fazlaca gözümüze sokulan Hawai görüntüleri, insanın içini ferahlatan yerel ezgiler ve özellikle George Clooney ile genç oyuncu Shailene Woodley’nin karşılıklı performanslarıyla dikkat çekiyor. Yer yer de akla Gabriele Salvatores’in 2002 yapımı Mavi Yalanlar’ını getiriyor. Amerikan seyircisi için elbette sorunlu da olsa bir arada durmaya çalışan aile kavramının aşil topuğu olduğu düşünülürse Oscar’lardan mutlu dönmesi pekâlâ mümkün.

Senden Bana Kalan (The Descendants)
Yönetmen: Alexander Payne
Oyuncular: George Clooney, Shailene Woodley, Beau Bridges


Tarih “efekt ve gürültü” müdür?


Vizyona girmeden önce basın gösterimi yapılmadığı için geçen sayıda yer veremedik Fetih 1453’e. Aslına bakılırsa bu sayıda da yer vermek için çok özel bir gerekçe yok filmde ama malum, ortalığı ayaklandıran bu sinema “olgu”su hakkında bir şeyler de söylemek gerekiyor.

Türk sinemasının en büyük dertlerinden biridir bir fetih filmi çekilememesi. Çoğu kez “Elin oğlu efsanesinden bile kahraman anlatıyor, 100 yıllık tarihleri var anlata anlata bitiremediler hâlbuki bizde ne malzeme var, bir film yapsak…” türü serzenişler haklı olsa da, es geçilen nokta şu ki; memlekette sinema henüz -ya da hâlâ- bir sektör olamadı gitti. Bu ne demek? Bu, parası olanla, iş yapabilecek olan yetenekli insanlar henüz profesyonel anlamda bir araya gelemiyor demek. Sonuç mu; Fetih 1453!

Recep İvedik’lerden kazandığını sinemaya yatırmak isteyen Faruk Aksoy, 17 milyon doları toplayıp Fetih 1453’e soyunmuş, ama doğrusunu isterseniz o paranın nereye harcandığı filmden anlaşılamıyor. Çağrı’yı andıran çekimler ve Arapça diyalogla İstanbul’un fethinin müjdesiyle başlayan filmde Bizanslılar, Cenevizliler dâhil herkes Türkçe konuşurken, Malkoçoğlu filmlerinin sakil, yani tek işi yiyip içip eğlenmek olan Bizanslıları burada da aynen karşımıza çıkıyor. Koca Fatih’in çocukluktan beri böylesi özel bir iş için maddi ve manevi nasıl bir terbiyeden geçtiğinin esamesi okunmuyor. Öyle bir portre çizilmiş ki, sanki Sultan Mehmet kendisine sevgisini göstermeyen babasına duyduğu patolojik sevgiyle takıntı haline getirmiş İstanbul’u almayı. Zaten fetih için yapılan onca planın, stratejinin filmdeki tek ifadesi de Fatih’in koca bir harita üzerinde dolanıp durması. Hollywood’u taklit kafasıyla yapılan filmde Fatih’i bir aşk hikâyesi içine oturtamadıkları için de Ulubatlı Hasan’ı Fatih’in arkadaşı, Era adlı bir kızı da onun sevgilisi yapmışlar. Dikkat edelim lütfen; sevgilisi! Sanki 1452’de değil 2012’de bir çift gibiler. Gülbahar Hatun’un dekolte dolaşması, Fatih’in domuz avlaması rahatsız etmiyorsa, üstüne de bolca sakil bilgisayar efekti dökün!

Hâsılı, tarihe bugünün algısından ve hele hele de Hollywood kafasından bakmanın ne tarihe ne sinemaya bir yararı olacağını gösteren bir film olmuş Fetih 1453.

Fetih 1453
Yönetmen: Faruk Aksoy
Oyuncular: Devrim Evin, İbrahim Çelikkol, Dilek Serbest

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Eldekinin kıymetini bilmek
« Posted on: 20 Nisan 2024, 14:46:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Eldekinin kıymetini bilmek rüya tabiri,Eldekinin kıymetini bilmek mekke canlı, Eldekinin kıymetini bilmek kabe canlı yayın, Eldekinin kıymetini bilmek Üç boyutlu kuran oku Eldekinin kıymetini bilmek kuran ı kerim, Eldekinin kıymetini bilmek peygamber kıssaları,Eldekinin kıymetini bilmek ilitam ders soruları, Eldekinin kıymetini bilmekönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes