> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Ekonomide Atılması Gerekli Adımlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ekonomide Atılması Gerekli Adımlar  (Okunma Sayısı 879 defa)
05 Haziran 2012, 11:47:47
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 05 Haziran 2012, 11:47:47 »



Ekonomide Atılması Gerekli Adımlar
Haluk ÇİTÇİ • 56. Sayı / EKONOMİ


Türkiye’nin işsizlik ve düşük büyüme sorunları hastalığın kendisi veya nedenleri değil, hastalığın belirtileri. Peki, ekonomiyi sağlığına kavuşturmak için nasıl bir tedavi uygulamak gerekiyor?

Geçen sayılarda, salt ekonomik krizle açıklanamayacak bir işsizlik problemi yaşadığımıza ve ekonomide kriz sonrası toparlanmanın pek kolay olmayacağına değinmiştik. Bu saptamalara göre ekonomimizin halsiz düştüğünü ve ateşinin yükseldiğini ifade etmiştik. Üzerinde durulması gereken başka bir durum da şu ki; işsizlik ve düşük büyüme hastalığın kendisi veya nedenleri değil, hastalığın belirtileri. Peki, ekonomiyi sağlığına kavuşturmak için nasıl bir tedavi uygulamalı, ne tür politikalar geliştirmeliyiz? Buna karar verebilmek için önce hastalığın ne olduğuna ve hangi faktörlerin hastalığa neden olduğuna bakmamız gerekiyor.

Kriz sonrası dönemde küresel finans krizinin ekonomimize yansıması olarak dış talep ve yabancı sermaye girişi oldukça azaldı. Buna ek olarak, uluslararası finansal sistemde olası denetim değişiklikleri ve dış pazarlarımızda Asya ülkeleriyle günden güne artan rekabet, bu iki faktörün orta-uzun vadede ekonomimiz açısından çok olumlu seyretmeyeceğini gösteriyor.

Ayrıca, ekonominin ihtiyaçlarını karşılayamayan politika kararları ve şimdiye kadar uygulamayı ertelediğimiz acı reçeteler sonucu oluşan iç problemlerimizi de hesaba katmak gerekiyor. Kayıt dışı ekonomi, iş piyasasındaki yapısal problemler, ekonomik büyümeyi takip eden cari açık, piyasalardaki rekabetçilik ve yapısal sorunlar bunlardan en önemlileri. Şu anda büyük bir sorun oluşturmayan, fakat gerçekçi bir programla önlem alınmaz ise, mali dengedeki bozulmalar da potansiyel bir tehlike olarak bu listeye eklenebilir.

Kayıt dışı ekonomi bu sorunların içinde en çarpıcı olanı. Çarpıcı çünkü kendisi başka problemlerin hem nedeni, hem de sonucu. Ekonomideki kayıt dışılık, büyüklüğüne bağlı olarak kayıt altındaki şirketlere ve şahıslara olması gerekenden daha fazla vergi yükü binmesinde, piyasalarda haksız rekabetin oluşmasında ve gelir dağılımının bozulmasında rol oynuyor. Fakat aynı zamanda birçok insanın aldığı kararların belirlenen kurallarla çelişmesi ve bu insanların sistem dışına çıkmayı tercih etmesi, ekonomideki işleyişin iyi olmadığını, ekonomideki düzenlemelerin çarpıklığını gösteriyor. Türkiye bu konuda dünyadaki kötü örneklerden biri sayılabilir. TÜİK’in 2006 yılındaki işgücü araştırması ve OECD’nin bu konuda yaptığı bir çalışmanın sonuçlarına göre çalışan insanların yarıya yakını kayıt dışı olarak istihdam ediliyor. McKinsey’in (2004) bir raporunda da perakende satışlardan toplanması gereken verginin %46’sının toplanamadığı belirtiliyor. Sorunun etkilerini ve Türkiye’deki boyutlarını düşünürsek kriz sonrasında acilen buraya neşter atılması gerektiğini görebiliriz.

Bir diğer problem ise piyasalardaki rekabetçilik ve yapısal sorunlar. Bu konunun birçok alt dalı ve teferruatı var. Bu nedenle hakkında konuşurken aslında değişik piyasalarda ve sektördeki bir hayli hukuki, idari düzenlemelerden bahsetmiş oluyoruz. Fakat durumun geneli hakkında bize ışık tutabilecek iki gösterge var: Birincisi Dünya Bankası’nın senelik olarak hazırladığı “Doing Business” adlı ülkelerdeki iş yapabilme kolaylığını gösteren raporları. 2010 raporuna göre, iş yapabilme kolaylığında 183 ülke arasında Türkiye 73. sırada ki, buna bakarak iyi bir konumda olmadığımızı söyleyebiliriz. Ülkeler arasında rekabetçilik konusunda sıralama yapan “IMD Competetiveness Landscape Rankings”e göre ise, Türkiye 2005 yılından beri rekabet konusunda geri gidiyor. Rekabet konusunda 2005 yılındaki sıralamamız 39 iken, bu seneki sıralamada 57 ülke arasında 47. Kısaca, her iki gösterge de piyasalardaki düzenlemeler konusunda yapmamız gereken çok şey olduğunu gösteriyor. Bunlara ek olarak Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırmaları Vakfı’nın (TEPAV) hazırladığı raporlarda göze çarpan bir bulgu oldukça önemli. Bu raporlardaki sonuçlara göre, ülkemizde iş hayatında ayakta kalan şirketler, kuruluşlarının beşinci senesinde bile hâlâ aynı boyutta kalıyor. Yani piyasada hayatta kalabilen şirketlerde önemli bir büyüme sorunu var. Bu durum açık bir şekilde ekonomik büyümemiz üzerinde ciddi bir tehlike oluşturuyor. Bunun temelinde ise kayıt dışı ekonomi ve KOBİ’lerin finansman konusunda yaşadığı güçlüklerin yattığını söyleyebiliriz.

Ekonomik büyümemizi dizginleyen ve dolayısıyla orta ve uzun vadede risk oluşturan diğer bir faktör de cari açığımız. Kriz döneminde, ekonomik küçülmeyle birlikte konu gündemden düşmüş olsa da, yıllardır devam eden bu sorun, kriz sonrası dönemde yine ekonomik büyüme üzerinde bir risk oluşturacağa benziyor. Muhtemelen dış finansmanın olanaklarının daha az olacağı bir dönemde bu sorun daha da baş ağrıtacak. Sorunun çözüm yolu aslında açık, fakat uygulaması ve acı ilacı yutması zor. Ekonomik büyüme dönemlerinde büyük oranda cari açık vermemiz, diğer ülkeler ile ticaretimizde, sattığımızdan daha fazla alım yaptığımız manasına geliyor. Başka bir deyişle, tasarruflarımız bizlere yeterli gelmediğinden, dışarıdan borç almak zorunda kalıyoruz. Bu duruma göre, cari açığı küçük tutmamız için önümüzde üç seçenek var: Bunlardan birincisi dış ülkelerden yaptığımız alımları azaltmak. Fakat bu yol, hem yapılan uluslararası anlaşmalardan, hem dışarıya olan enerji bağımlılığımızdan ve bizatihi bu seçimin kendisinin hayat standartlarımızı düşürücü bir faktör olmasından dolayı pek cazip ve olası bir yol değil. İkinci olarak, dışarıya daha çok ürün satılarak bu sorun aşılabilir. Bunu başarmak içinse rekabetçiliğimizi artırmamız gerekiyor. Üçüncü yol ise, tasarruf miktarını arttırmak. Biraz önce de belirttiğimiz gibi ilk yöntem uygulaması pek olanaklı ve tercih edilebilecek bir yol değil. Dolayısıyla zor da olsa, çözümün ikinci ve üçüncü yollardan aranması gerekiyor.

Kriz sonrası dönemde tekrar koşabilmemiz için yukarıda değindiğimiz, bazıları kronikleşen hastalıklardan kurtulmak gerekiyor. Süreç uzun vadeli ve zorlu bir süreç olsa da ümitsizliğe kapılmaya gerek yok. Çünkü 2001 krizi sonrasında doğru politikalarla karar verip, krizin zararlarından kısa sürede yakasını sıyıran bir ülke olarak Türkiye, gerekli adımlar atıldığı takdirde istikrarlı bir döneme adım atabilir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ekonomide Atılması Gerekli Adımlar
« Posted on: 26 Nisan 2024, 08:39:04 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ekonomide Atılması Gerekli Adımlar rüya tabiri,Ekonomide Atılması Gerekli Adımlar mekke canlı, Ekonomide Atılması Gerekli Adımlar kabe canlı yayın, Ekonomide Atılması Gerekli Adımlar Üç boyutlu kuran oku Ekonomide Atılması Gerekli Adımlar kuran ı kerim, Ekonomide Atılması Gerekli Adımlar peygamber kıssaları,Ekonomide Atılması Gerekli Adımlar ilitam ders soruları, Ekonomide Atılması Gerekli Adımlarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes